Yemenliler Taiz kuşatmasına yönelik uluslararası toplumun sessizliğinden şikayetçi

“Uluslararası toplum, yönetimleriyle, kuruluşlarıyla ve örgütleriyle bu trajedinin ana nedeninin Husilerin kendisi olduğunu çok iyi biliyor"

Taiz'deki Ulusal Müze'nin yıkılan binasında bulunan iki Yemenli (Reuters)

Uluslararası toplumun ve Birleşmiş Milletler’in (BM) Husiler tarafından yoğun nüfuslu Taiz kentine yönelik 7 yıldır uygulanan kuşatmayı görmezden gelmesi Yemen siyasi çevrelerinin büyük tepkisini çekiyor. Buna karşılık, Hudeyde Limanı’nın denetlenmesi ve İran silahlarını ve uzmanlarını getirmesini önlemek için Sana Havaalanı’nı kullanılmasına izin verilmemesi yoluyla savaş çabalarına getirilen kısıtlamalara ilişkin Husilerin iddialarıyla ilgilenmeleri eleştirildi.

Yemen’de siyaset ve insan hakları çevrelerinde hakim olan bu öfke durumu, Husiler tarafından kuşatma, limanların kapatılması ve yollarının engebeli olduğu bilinen bir sınır geçişi dışında hareket ve seyahatin kısıtlanması nedeniyle son zamanlarda Taiz Valiliği'nde yaklaşık 4 milyon sakinin çektiği acıyı dikkate almadan, sunulan dosyalara odaklanan uluslararası toplumun ve BM’nin adımları ve bölgesel arabuluculuğu ile paralel olarak arttı.

Yemen Enformasyon ve Kültür Bakanı Muammer el-İryani konuya ilişkin son yaptığı açıklamada, 2015 yılından bu yana Taiz'e uygulanan acımasız kuşatmanın devam etmesini şiddetle kınayarak, “4 milyondan fazla insana eşi benzeri görülmemiş bir insanlık dramı ve günlük acılar yaşatan Taiz'e uygulanan kuşatma, bölge halkına yönelik savaş suçlarına varan toplu cezalandırma politikasının bir parçası” dedi.

Yemenli Bakan, Husiler tarafından başlatılan bu kuşatmanın peş peşe yedinci yılında da devam etmesini, grubun uluslararası toplumu kandırarak yanlış yönlendirmek için oluşturduğu kuşatma yalanını, insani yardım dosyasını kullanarak ticaret yaptığını ve Yemenlilere karşı işlediği iğrenç suçları örtbas etmeye yönelik sefil girişimlerini ve iddialarının sahteliğini gösterdiğini vurguladı.

Yemen'e yönelik herhangi bir sükunet çabasının, Taiz vilayetindeki koşulsuz ve eksiksiz kuşatmanın kaldırılmasını ve halkının çilesine son verilmesini içermediğini belirten İryani, "Bunlar 4 milyon vatandaşın acılarına sırt çeviren eksik çabalar. Ayrıca insani meseleler konusunda uluslararası toplumun çifte standart politikasını doğruluyor" dedi.

Yemen Enformasyon Bakanı uluslararası toplumu, Birleşmiş Milletleri, BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerini ve BM ve ABD Temsilcileri’ni yasal ve insani sorumluluklarını yerine getirmeye ve Husi milislerin İsveç Anlaşması'nın uygulanması çerçevesinde sivillerin hareketini ve gıda ürünlerinin geçişini kolaylaştırmak amacıyla Taiz üzerindeki kuşatmayı kaldırması için baskıyı yoğunlaştırmaya çağırdı.

Yemenli gazeteci-yazar Veddah el-Celil ise Şarku'l Avsat'a şu açıklamayı yaptı:

“Uluslararası toplum, tıpkı Yemen'deki birçok insani sorunu görmezden geldiği gibi Taiz kuşatmasını ve bunun sonucunda ortaya çıkan insanlık trajedisini görmezden geliyor. Bu konuda sadece üzerlerindeki sözde kuşatma ve karşı karşıya oldukları savaş nedeniyle kendi kontrol alanlarında insanlık trajedisinin yaşandığına ilişkin Husi iddialarına odaklanıyorlar.”

Meselenin sadece Taiz ile de sınırlı olmadığını belirten Celil şunları kaydetti:

“Son zamanlarda Husiler Marib şehrini balistik füzelerle iki kez bombaladı ve Yemen içinde ve bölge başkentlerinde barış arabulucuları ve uluslararası ve Batılı elçinin yaptığı istişareler ve ziyaretler gerçekleşirken yerinden edilmiş bir dizi sivili öldürdü. Uluslararası toplumun tüm unsurları tarafından sanki bu suçlar sadece kazalarmış gibi, katılıktan ve ciddiyetten yoksun, zayıflık içeren kınama ve açıklamalardan başka bir şey yayınlanmadı.”

Celil, Husi milisleri tarafından kontrol edilen bölgelerde vatandaşların yaşadığı son derece kötü ekonomik ve yaşam koşullara ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

“Uluslararası toplum, yönetimleriyle, kuruluşlarıyla ve örgütleriyle bu trajedinin ana nedeninin Husilerin kendisi olduğunu çok iyi biliyor. Ayrıca insani yardımların yağmalanarak Husilere hizmet etmek veya onları pazarlarda satarak hak sahiplerini mahrum etmek konusunda tam veri ve bilgiye sahipler. Husiler devlet kurumlarını ve gelirlerini yağmalama, adam kaçırma, işkence, cinayet ve tecavüz suçlarının yanı sıra memurları maaşlarından mahrum bırakma gibi suçlar işliyor. Bütün bunlara rağmen uluslararası toplum bu insanlık dramına failin denetimini ve etkisini sona erdirmek ve uygulamalarını durdurmaktan uzak bir çözüm arıyor.”

Taiz kuşatmasını çağın suçu olarak tanımlayan Celil, bu olayla ilgili uluslararası yaklaşımın fırsatçı ve failin lehine ve mağdurun aleyhine bir önyargıya sahip olduğunu ifade etti. “Uluslararası toplum, Taiz kuşatmasını yok sayan, ayrıntılara ve diğer dosyalara odaklanan anlaşmalar yapmaya, istişareler ve tartışmalar yapmaya devam etti. Meşru hükümet, tüm bu istişareleri Taiz’i ana gündem maddesi yapmadan ve kuşatmayı kırarak insanlık trajedisini sona erdirmeyi bir öncelik olarak sunmadan kabul ederek bu ihmale ortak oldu.”

Yemen İnsan Hakları İhlallerini İzleme Koalisyonu (YCMHRV) İcra Direktörü Mathar el-Bezici, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Husi milislerin Haziran 2015'ten bu yana Taiz şehrinde boğucu bir kuşatma uyguladıklarını doğruladı. Bezici, Taiz sakinlerinin milyonlarca şehir sakininin toplu olarak cezalandırılması ve insan hakları hukuku ile uluslararası insani hukukun açık bir ihlali olarak kabul edilen kuşatmadan muzdarip olduğunu vurguladı.

Bezici ayrıca, "Milisler, sivillerle dolu yerleşim yerlerine ayrım gözetmeksizin topçu ve füze bombardımanı yapmanın yanı sıra, özellikle çocuklar, kadınlar ve yaşlılar arasında yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği keskin nişancılık ve mayın yerleştirme operasyonları uyguluyor” dedi.

Şehrin girişlerinde ve yollarında bu boğucu kuşatmanın devam etmesini eleştiren Bezici, bu kuşatmanın “insani, ekonomik, yaşam ve sağlık durumuna yansıdığını, nüfusun gıda ve diğer yardımların hareketi ve girişi sırasında Husi kontrol noktalarındaki faaliyetlerinden muzdarip olduğunu ve milislerin bu yardımları sık sık şehrin girişlerindeki askeri noktalarda yağmaladığını belirtti. Bezici, “Taiz kuşatması dosyası, özellikle İsveç'teki Stockholm istişarelerinde tartışıldığı kadar malesef gereken ilgiyi görmedi ve özellikle son dönemde gündeme getirilmiyor” dedi. 

Yemenli insan hakları savunucusu, Husi milislerine şehirdeki kuşatmayı ve askeri noktaları ve kontrol noktalarını derhal kaldırmaları ve gıda yardımlarının girmesine izin vermeleri çağrısında bulundu. Ayrıca BM’ye ve BM Temsilcisi’nin Yemen’deki ofisine Taiz kuşatması dosyasını ele alması ve devam eden istişarelerde bu dosyayı ilk sıra koyması talebinde bulundu.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Şarku'l Avsat

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU