Soma davasının tek tutuklu sanığı Kozağaçlı: Sorunumuz zannettiğinizden daha büyük

“Hukuk bilmeyen yahut ilgi duymayan, skandaldan, abesten, ayıptan utanmayan otuzlu yaşlarında bir “yargıç” kuşağı devşirildi”

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, Soma'da "halkı kışkırtmak" suçundan ceza aldı / Fotoğraf: Twitter

13 Mayıs 2014 tarihinde yaşanan ve 301 madencinin hayatını kaybettiği Soma maden faciasından sonra açılan davanın geçtiğimiz şubat ayında görülen duruşmasında Genel Müdür Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik ve yardımcısı İsmail Adalı’nın da serbest bırakılmaları ile davada tutuklu sanık kalmadı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Soma’daki mağdur ailelerin gönüllü avukatlığını yapan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı ise “halkı hükümete karşı kışkırtma” suçlaması ile 3 yıldır cezaevinde.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından 2016'da KHK ile kapatılan ve 2019 Ekim ayında tekrar tüzel kişiliğini kazanan ÇHD’nin Genel Başkanı olan Selçuk Kozağaçlı, “silahlı örgüt yöneticiliği, örgüt üyeliği, yardım ve yataklık” suçlamasıyla yargılandığı davada 11 yıl 3 ay ceza almıştı.

Pandemi nedeniyle cezaevinde zor bir süreçten geçtiklerini ama sağlık durumunun iyi olduğunu belirten Kozağaçlı, Cumhuriyet muhabiri Seyhan Avşar’ın yazılı sorularını cezaevinden yanıtladı.

“İnsan katletmekten yatmaktansa, katile karşı mağduru kışkırtmaktan yatmak onur verici”

Soma’da tüm sanıklar tahliye edilirken kendisinin tutuklu olması hakkındaki soruya yanıt veren Kozağaçlı, “Hakkımda Soma’da “halkı hükümete karşı kışkırtma” suçlaması devam ettiğine göre; 2014’te yaşadığımız katliamla “ilgili” son tutuklu ben kaldım herhalde. Aslında dava dosyamda birkaç kışkırtma suçlaması daha var. Sevgili Nuriye’nin ve Yüksel Direnişçileri’nin avukatlığını yaparak; bir günde işsiz, geleceksiz bırakılmış yüzlerce kamu emekçisini kışkırtmak mesela. Yine Engin Çeber’den Festus Okey’e işkence ile katledilmiş insanların davalarını sahiplenerek halkı işkencecilere karşı kışkırtmak da var” dedi.

Kozağaçlı, soruya verdiği yanıtı şöyle sürdürdü:

“İnsan katletmekten yatmaktansa, katile karşı mağduru kışkırtmaktan yatmak onur verici elbette ama yine de bir düzeltme yapmalıyım: Ben yirmi beş yıllık meslek hayatımı –çok çekici bir kavram olmasına rağmen- “kışkırtıcılık” olarak değil, halkın içinde, onunla beraber adalet, özgürlük, bağımsızlık, sosyalizm mücadelesi olarak tanımlamayı tercih ederim. Buna kışkırtmaktan çok “kışkırtmak” denebilir herhalde. Adaletsizlik, hırsızlık, katliam, yalancılık, utanmazlık beni kışkırtıyor ve en çok da yoksulluk. Bedeli ne olursa olsun, ayağa kalkmak, geleceğimizi ellerimize almak zorundayız”

“Soma’nın hesabı sorulmadan her uykumuz yarım, her gülümsememiz buruk olacak”

Mahkemeden istenen yönde karar çıkması için aynı anda 3 hakimin heyete atandığını hatırlatan ve bu kişilerin istenen yönde kararlar verdiğini savunan Kozağaçlı, “Dosyanın “son tutuklusu” olarak değer verdiğim her şeyin üzerine söz veriyorum ki asla vazgeçmeyeceğiz. Unutturmayacağız. Soma’nın hesabı sorulmadan her uykumuz yarım, her gülümsememiz buruk olacak. Dosyalara müdahale etmek için seyyar hâkim gezdirme ayıbı elbette bir gün “Adil Yargılanma Hakkı İhlali” olarak tespit edilecektir. Ama bizi daha çok ilgilendiren, katledilen işçilerin hatırası, ailelerinin duygusal ve ekonomik güvencesi ile maden işçisi mücadelesinin geleceğidir. Bu ateşi söndürmeyecek ve biz kazanacağız” dedi.

“Sorunumuz zannettiğinizden daha büyük”

ÇHD Başkanı Kozağaçlı, kendisi ile ilgili mahkumiyet kararı veren hakimin Anayasa Mahkemesi kararını tanımadığı ve Türkiye’nin AİHM kararlarını uygulamaması hakkındaki görüşünü ise şu şekilde dile getirdi:

“Adliye’de davamıza bakan hakim şahsında artık bir karikatüre dönüşmüş olan Roland Freisler tarzı iliştirilmiş bürokratlar elbette çok önemli bir sorun. “Hukuk nedir?” sorusuna verilmiş: “Führer worte haben Gesetzeskraft” (Führer'in ağzından çıkan yasadır) cevabı bu bürokratın ufkudur. Ama sorunumuz zannettiğinizden daha büyük. Bugün hala canımızı acıtacak kadar keskin dişlere sahipse bile zaten kendisini yeterince teşhir etmiş bu tarzın yükselme dönemini atlattık. Doğrudur, yasa tanımayan, başı dışındaki katmanlarını hayal meyal görebildiğimiz bir imamet hiyerarşisinde yuvalanmış, hukuk bilmeyen yahut ilgi duymayan, skandaldan, abesten, ayıptan utanmayan otuzlu yaşlarında bir “yargıç” kuşağı devşirildi”

“Faşizm belasını hep birlikte savuşturduktan sonra, gayet sancılı geçeceği bugünden görülen geçiş yıllarında, “Devri Sabık Yaratmayacağız” diye Adenauer rolüne soyunmuş bir muhalefetin muhtemel iktidarını kabul edemeyiz” diyen Kozağaçlı, “Oy artırmak, sağ seçmene şirin görünmek için “merak etmeyin biz gelince fazla bir şey değiştirmeyeceğiz zaten” diyenlerden uzak durmalıyız. Kim “Ben bu hâkimlerle de çalışırım” diyorsa onlarla birlikte tarihin çöplüğüne gitmelidir; ortak geleceğimize değil” dedi.

 

Cumhuriyet

DAHA FAZLA HABER OKU