İki aylık sözleşmeyle kaptan olduğu gemide 16 aydır hapis hayatı yaşıyor... Kaptan Yusuf Sencer Sotan, hikayesini ve yaşadıklarını anlattı

"Ekmek kapısı" diyerek çalışmaya başladığı gemi kendisi için cezaevine dönüştü. Kuveyt’te tutulan gemide ekip arkadaşlarıyla birlikte açlık grevine başladı. 16 aydır denizde ve 57 gündür de açlık grevi yapan kaptan Sotan, kurtarılmayı bekliyor

Kaptan Yusu Sencer Sotan, Kuveyt'te tutulan gemiden kurtularak bir an önce ailesine kavuşmak istiyor / Fotoğraf: Independent Türkçe

Yusuf Sencer Sotan, 1997 yılından beri gemicilik sektöründe çalışan bir uzun yol kaptanı.

İşi nedeniyle sadece Türk bandıralı değil yabancı bayraklı gemilerde de görev alıp, farklı milletlerden denizcilere de kaptanlık yaptı.

2019 Ekim'inde gelen bir iş teklifi de her zamankilerden farklı değildi.

Sotan, iki aylık bir sözleşme ile Katar merkezli Aswan Tradıng & Contarctıng Co. şirketine ait olan ve bir Pasifik ada devleti olan Palau bayraklı M/Vula adlı gemiye kaptan oldu.

Kendisi dışında Türk vatandaşının bulunmadığı gemideki ekip, bir Azerbaycanlı başmühendis, bir Bangladeşli ve 16 da Hintli personelden oluşuyordu.

Gemide yaşam mücadelesi veriyorlar

Bu süre zarfında 4 Hintli personelin başlattığı isyana da maruz kalan Sotan, 18 Şubat 2020 tarihinden beri Kuveyt'te alıkonulan ve çıkmalarına izin verilmeyen gemide diğer tayfalarla birlikte yaşam mücadelesi veriyor.

Sotan'ın kurtarılması için Türk makamları devreye girerken henüz ne zaman gitmelerine izin verileceği tam olarak bilinmiyor.

Gemicilerin seslerini duyurmak için başlattıkları dönüşümlü açlık grevi de 57'inci gününe girmek üzere.

"Personel değiştireceğiz" dendi üç ay denizde bekletildi

Peki olaylar nasıl bu noktaya geldi? Bu sorunun cevaplarını telefonla ulaştığımız Sotan'dan dinledik.

Ekim 2019'da 2 aylık sözleşme ile Bangladeş'e yük götürecek gemiye kaptan olan Sotan, şirket tarafından personel değişiminin yapılacağı söylenmesine karşın yapılmaması üzerine 3 ay boyunca açıkta demirlenen gemide beklemek zorunda kaldıklarını söyledi.

Şirket bu sefer de personel değişiminin şubatta Kuveyt'te yapılacağı belirtti.

Hem personel değişimi hem de şirketten gelen kargo tahliyesi yapılacağı bilgisi üzerine Sotan, gemisiyle 12 Şubat 2020 Pazartesi günü Kuveyt'in Shuaıba Limanı'na hareket etti.

Koronavirüs nedeniyle personel değişimi olmadı

 Sotan, sonrasını şöyle anlattı:

Fakat varıştan iki gün önce yük operasyonunun iptal olduğu talimatı geçilerek sadece personel değişimi ve ikmal yapılacağı söylendi. Limana demir sahasına demirlendikten sonra ikmal ve personel değişimi işlemlerine başlanmış fakat Mart 2020 başı Kuveyt hükümetinin koronavirüs tedbirleri kapsamında aldığı ülkeye giriş çıkış yasağı nedeniyle ben dahil personel değişimi yapılacak iken durdurulmuştur.

gemici2.jpg
Sotan, gemideki tek Türk vatandaşı / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Hintli ikinci kaptanın kışkırtmasıyla Sotan'a karşı isyan

Endişeli bir şekilde beklemeye başlayan gemide maaşların ödenmemesi ve Hintli ikinci kaptanın da kışkırtmaları sonucu bir isyan girişimi yaşandı.

Sotan, bu gergin anları şöyle anlattı:

Gemi Shuaıba demir sahasında beklerken 28 Mart 2020 Cumartesi akşamı Hintli ikinci kaptanın provokasyonu ve yalanları ile bana karşı bir ayaklanma ve saldırı yapılmaya çalışılmış, lakin şahitlerin de yardımıyla olayın tamamıyla ikinci kaptanın personeli provoke ettiğinin itidalli personel tarafından anlaşılmasıyla herhangi bir darp olmadı. Fakat şiddetli bağrışmalar yaşandı. İtidalli personelin araya girmesi darp neticesinde olabilecek yaralanma ve ölümle sonuçlanacak olayları durdurdu.

İsyancı tayfaya kamera cezası

Kimi tayfaların da yardımıyla kontrolü sağlayan Sotan, isyancı dört kişiyi de kamera cezasına çarptırdıktan sonra yaşanan olaydan uluslararası denizcilik kuruluşlarını da bilgilendirdi ve devamında limandaki Kuveytli yetkililerden yardım istedi.

Gemiye gelen Kuveytli sahil güvenlik görevlilerinin direktifiyle gemi 1 Nisan 2020 günü limana yanaştırıldı.

Ancak aksilikler bitmek bilmiyordu. Bu sefer de gemi limana yanaştıktan sonra bu sefer de gemi sahibi şirket - kargo sahibi - tahsildar arasında yaşanan anlaşmazlıktan dolayı yük hakkında soruşturma başlatılmıştı. Eylül sonunda kapanan bu dosyada geminin ve personelin kalış sürecini uzatmıştı.

gemi.jpg
Geminin Kuveyt'teki bekleyişi sürüyor / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Ödenmeyen maaşlar ve sertifika sorunu gemiyi bağlattı

Bu soruşturma devam ederken 9 Mayıs 2020'de Kuveytli liman yetkilileri tarafından denetlenen gemi, sertifika süresinin geçmiş olması ve çalışanların maaşlarının ödenmediği gerekçesiyle bağlandı.

Gemiden inmek isteyenlere haziran ayında inecekleri söylense de bu söz tutulmadı.

Gemide adeta rehin kaldığını anlayan Sotan, 25 Temmuz 2020'de Türkiye'nin Kuveyt Büyükelçiliği'ne başvurarak kurtarılması için yardım istedi.

Ancak elçilik görevlilerinin bütün çabalarına karşın Kuveytli yetkililerden çıkış için izin verilmedi.

Şirket iflas etti, erzak göndermeyi de kesti

Bekleyiş sürerken gemiyle ilgili olumsuz gelişmeler de bitmek bilmedi.

Geminin sahibi Katarlı şirket, Ağustos 2020'de iflasını ilan edip, gemiye erzak, kumanya, yakıt ve diğer giderler için para göndermeyi durdurdu.

İflasın ardından geminin ve personelin maaşları hariç kumanya, yakıt, su, elektrik, sağlık ihtiyaçları Kuveyt tarafından karşılanmaya başlandı.

Ancak personelin gemiden ayrılmasına izin verilmedi. Artık yapacak bir şey kalmadığını anlayan Sotan, 14 Ağustos’ta kameralarında tutulan isyancı personeli de afetti.

Bayraksız ilan edilen gemi, Kuveyt'e geçti

Sorunun çözümü için mayıs ayından beri uluslararası denizcilik örgütleri, bayrak devleti, geminin sahibi olan şirket ve Kuveytli otoriterler arasında yapılan görüşmelerden de sonuç çıkmayınca geminin bayrağının düşürülmesine karar verildi.

14 Eylül'de gemi bayraksız ilan edildi ve Kuveyt hükümetine geçti. 2020'nin ekim ayı başlarında isyan eden altı personelin de olduğu altı kişinin gemiden ayrılmasına izin verilirken geri kalanın verilmedi.

açlıkgrevi.jpg
Açlık grevi 57'inci gününe girdi / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Son çare diye başladıkları açlık grevinde 57'nci gündeler

Kalan personel son umut olarak 7 Ocak 2021 Perşembe günü başlatılan açlık grevine başlayarak seslerini dünya kamuoyuna duyurma arayışına girdi.

Sotan, personelin isteğiyle başlayan ve kendisinin de destek vermek durumunda kaldığı açlık grevinin 57’inci gününe girdiğini kaydederek, "Sadece vücut için gerekli olan sıvı ve vitaminler alınıyor" dedi.

Türk konsolosluğu yetkileri bugün gemiyi ziyaret edecek

Sotan, geçen hafta Türk konsolosluğu tarafından gitmelerine izin verilmesi için yeni bir girişim başlatıldığını, bugün içerisinde konsolosluk yetkililerinin gemiye gelerek bilgi vereceğini ancak henüz bir gelişme olmadığını söyledi.

"Bayraksız gemide personel bulundurmak zorunda değilsin"

Aylardır beklediklerini buna rağmen Kuveytli yetkililerin gitmelerine izin vermediğini ifade eden Sotan, şunları kaydetti: 

Hukuksal olarak hiçbir şey olmadığı halde önümüzü tıkıyorlar. Bayraksız olan bir gemide insan bulundurmak zorunda değilsiniz. Gemide sertifika yok. Uluslararası bir kural yok şu an. Ona rağmen bizi tutuyorlar. İki gün önce birileri geldi. Kargo sorununun çözümünün ardından mart sonunda gitmenize izin vereceğiz diyorlar ama hep diyorlar.  Aylardır diyorlar ama bir şey çıkmadı şu ana kadar.

yardım.jpg
Gemiciler gitmeleri için izin verilmesi talebiyle kamuoyundan destek bekliyor / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Diğer ülkelerin konsoloslukları da devrede

Gemide vatandaşları olan Azerbaycan, Bangladeş, Hindistan konsolosluklarının da devrede olduğunu belirten Sotan, "Her konsolosluk kendi vatandaşını kurtarmaya çalışıyor. Türk konsolosluğu da benim için devrede. İnsan hakları kuruluşları da uğraşıyor. Ancak burada konuya farklı bakıyorlar. Geldiğimiz noktada maaş da vermiyorlar" dedi.

"Kaptansın sen gidemezsin deyip tuttular"

Geminin Kuveyt'e kalmasının ardından gitmek istediklerini söylediklerini kaydeden Sotan, sözlerini şöyle tamamlandı:

Benim kaptan, diğerinin çarkçıbaşı, bir kısmının zabit olduğunu gemiyi bırakamayacağımızı söyleyerek izin vermediler. Sadece 6 kişinin gitmesine izin verdiler. O zaman maaşlarımızı verin dedik onu da vermediler sadece yeme içmemizi veriyorlar. Sanki kulübede zorla tutulan hayvanlar gibi tutuluyoruz. İyi de bizim ailelerimiz var. Onlar ne yiyip içecek. Artık buradan haklarımı alarak kurtulmak ve aileme sevdiklerime kavuşmak istiyorum.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU