İstanbul Barosu: Avukat Mert Yaşar'ın Cumhurbaşkanına hakaretten tutuklanması kabul edilemez bir uygulamadır

Baro açıklamasında, söz konusu tutuklamanın, "Özgürlük ve güvenlik hakkı bakımından kabul edilemez bir uygulama" olduğunu ifade etti

Fotoğraf: İHA

İstanbul Barosu,  Avukat Mert Yaşar'ın  AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’e yönelik paylaşımı nedeniyle gözaltına alınıp sevk edildiği sulh ceza hakimliğinde “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçundan tutuklanmasına ilişkin açıklama yaptı.

Barodan yapılan yazılı açıklamada, Yaşar’ın sosyal medya paylaşımı nedeniyle hakkında soruşturma açılması ve Cumhurbaşkanına hakaret suçundan tutuklanmasına karar verilmesi, "Özgürlük ve güvenlik hakkı bakımından kabul edilemez bir uygulama" olarak nitelendi.

Açıklamada şunları kaydedildi:

Baromuz üyesi Av. Mert Yaşar’ın sosyal medya paylaşımı nedeniyle hakkında soruşturma açılması ve Cumhurbaşkanına hakaret suçundan tutuklanmasına karar verilmesi, özgürlük ve güvenlik hakkı  bakımından kabul edilemez bir uygulamadır.

Av. Mert Yaşar’ın tutuklanmasına neden olan olayın tarafları ile Bakanlık tarafından yapılan açıklamalar, Baromuza vaki bir  disiplin soruşturması başvurusu olacağını anlatmakla, o karara kadar dosyanın içeriği ile ilgili yorumda bulunmamak hukuk ve adalet anlayışımızın gereğidir. 

Fakat gelinen nokta itibariyle ülkemizde hükümete yönelik eleştiri içeren düşünce açıklamaları, Cumhurbaşkanının doğrudan şahsını hedef almasa dahi, artık Cumhurbaşkanına hakaret suçu düzenlemesi kapsamına alınarak yorumlanabilmektedir. 

Ceza yargılamasının tutuksuz yapılması esastır. Koruma tedbiri olarak tutuklama ve adli kontrol istisnadır. Şartları ve nedenleri kanunda sınırlı olarak sayılmıştır.

Soruşturmaya konu fiilin kamuoyunda yarattığı tepkiyi göz önüne alarak, kanunun öngördüğü amaç dışında sonuçlar meydana getirmek için, ifade alma ve sorgulama esnasında suçun vasfının değiştirilmesi ve tutuklama tedbirine karar verilmesi kıyas yasağı, ölçülülük ve eşitlik ilkelerini ihlal etmektedir.

Zaten halihazırda İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 10. maddesine dair AİHM içtihadına açıkça aykırı bir düzenleme olan Cumhurbaşkanına hakaret suçuna ilişkin TCK md. 299 hükmü, bu türden keyfi uygulamaların yoğunlaşmasıyla birlikte tek başına bir hukuk güvenliği ve öngörülebilirlik sorununa dönüştürülmüştür. 

Bu çerçevede, İstanbul Barosu olarak sürecin takipçisi olacağımızı ve hukuk devletinin gerekliliklerini her şart altında savunmaya devam edeceğimizi kamuoyuna duyururuz.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU