Rusya, Şam’ın güneyinde İsrail askerlerinin kalıntılarını arıyor

İsrail merkezli İngilizce yayın yapan Times of Israel gazetesi, İsrail’in Haziran 1982’de Lübnan’ı işgali sırasında girdiği Sultan Yakub Savaşı’nda İsrail ordusundan 20 askerin öldüğünü, 30’unun yaralandığını, 3 askerini kaybolduğunu belirtti

Suriye’nin kuzeydoğusunda görülen bir Rus konvoyu (7 Ocak – EPA)

Suriye’nin başkenti Şam’dan gelen bilgilere göre, Suriye’de faaliyet gösteren Rus güçleri, 1982’de Lübnan’ın Bekaa Vadisi’ndeki çatışmalar sırasında kaybolan İsrailli askerlerin kalıntılarını aramak için Şam’ın güneyindeki Yermuk Filistin Mülteci Kampı’nda bulunan mezarlığa tekrar döndü.

Başkentin Sesi isimli muhalif haber sitesinin kaynaklardan aktardığına göre, Rus güçler Yermuk Kampı’ndaki mezarlığa defnedilen İsrailli askerlerin kalıntılarını aramak için birkaç gün önce mezarları açmaya başladı. Rus güçlerin mezarlığın çevresinde yoğun güvenlik önlemleri aldığını ve her ne sebeple olursa olsun kimsenin içeri girmesine izin vermediğini belirten kaynaklar, Rusların mezarlık ile Yermuk Kampı’nın içerisindeki diğer bölgelerde bulunan kalıntılardan DNA örnekleri almak için mezarlığa sağlık araçlarıyla geldiğini bildirdi. Nitekim Rus güçleri benzer bir işlemi daha önce de yaparak, İsrail askerlerine ait olduğundan şüphelenilen kalıntılardan örnek almış ve bunların analizinin yapılması için İsrail’deki laboratuvarlara göndermişti.

Başkentin Sesi’ne konuşan kaynaklar, Rus güçlerin mezarlıktan çok sayıda ceset çıkardığını, üzerlerinde DNA analizi yaptıktan sonra da cesetleri mezarlara geri koyduğunu kaydetti.

Yermuk’ta iki mezarlık bulunuyor. Mezarlıklardan birisi kampın güneyinde, idari açıdan kampa bağlı olan Et-Takaddum bölgesinin en sonunda yer alıyor. Buradaki mezarlıklar, yaşanan çatışmalar ve IŞİD’ın faaliyetleri sonucu tahrip edilmiş vaziyette. Fakat bu durum normal görünüyor, mezarlığa gelen ziyaretçilerin sayısı da oldukça az. İkinci mezarlığa ise El-Kadime Şehitleri Mezarlığı ismi verilmiş. Bu mezarlık, El-Kadim Kampı bölgesinin güneydoğusundan Yermuk Mezarlığı’nın kuzeydoğusuna kadar uzanıyor. Mezarlığın çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alınmış durumda. Zira hiç kimsenin bölgeye girmesine ve yaklaşmasına izin verilmiyor.

İsrail merkezli İngilizce yayın yapan Times of Israel gazetesi, İsrail’in Haziran 1982’de Lübnan’ı işgali sırasında girdiği Sultan Yakub Savaşı’nda İsrail ordusundan 20 askerin öldüğünü, 30’unun yaralandığını, 3 askerini kaybolduğunu belirtti. Gazete, halihazırda Yermuk Kampı’nda kalıntıları aranan askerlerin, kayboldukları sırada 25 yaşında olan Yehuda Katz ile 23 yaşında olan Avi Feldman olduğunu yazdı.

Gazeteye göre, Suriyeli güçler söz konusu savaşta İsrail ordusuna ait 8 tankı ele geçirdi. Bu tanklardan biri Rusya’nın başkenti Moskova’daki bir müzede sergileniyordu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 2016’da, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Sultan Yakup Savaşı’nda kaybolan İsrailli askerlerin kalıntılarını iade edilmesi talebi üzerine Moskova’daki tankı İsrail’e iade etmişti. Nitekim bu tankın, kaybolan askerlerin yakınları için tek hatıra olduğu ifade ediliyor.

Yermuk Kampı’ndaki mezarlıkta İsrailli askerlerin kalıntılarını arama çalışmaları, Rus güçleri tarafından ikinci kez tekrarlanıyor. Nitekim Rus güçleri birinci arama çalışmasında Sultan Yakup Savaşı’nda ölen İsrail askeri Zachary Baumel'in cesedine ulaşmıştı. Rusya Savunma Bakanlığı Nisan 2019’da cesedi İsrail’e teslim etmişti. Moskova’da düzenlenen törenle İsrail bayrağına sarılı naaşın içinde Baumel'ın üniforması ve asker botları yer alıyordu.

İsrail buna karşılık olarak Suriyeli esirler Ahmed Hamis ve Ziyad et-Tavil’i serbest bıraktı. İsrail medyası o dönem Zachary Baumel'in kalıntılarının 37 yıl sonra “Hüzün Şarkıcısı” isimli bir istihbarat operasyonuyla ülkeye getirildiğini yazmıştı. Daha sonraları bir Suriyeli esir daha İsrail hapishanelerinden salıverilmişti.

Başkentin Sesi’ne göre, IŞİD’a bağlı grupların Yermuk Kampı’nı kontrol altında tuttuğu günlerde bölge halkı, bu grupların bazı mezarları açarak İsrailli askerlerin cesetlerini çıkarmak için çalıştıklarına tanık oldu. Ancak bölge halkı arama çalışmalarının sonuç verip vermediğini ve IŞİD’ın söz konusu cesetleri çıkarıp çıkarmadığı hakkında bilgi sahibi olmadıklarını ifade ediyorlar.

Yermuk Kampı’ndaki arama çalışmaları, İsrail’in kampa defnedilen askerlerinin teslim edilmesi yönündeki talebinin ardından geldi. Bu askerlerden biri Genel Komutanlık tarafından 1979’da mezarlığa nakledilirken, diğer ikisi 1983’te aynı mezarlığa nakledildi.

İsrail ordusunun aktardığı bilgiler, Baumel, Katz ve Feldman’ın kalıntılarının savaşın hemen sonrasında Suriye’deki Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) elinde olduğuna işaret ediyor. FKÖ Başkanı Yaser Arafat 1993’te dönemin İsrail Başbakanı İzak Rabin’e Baumel’un asker künyesinin yarısını teslim etmiş ancak cesedin yerini bilmediğini söylemişti.

İsrail, 1965’te Şam’ın El-Merce Meydanı idam edilen İsrail ajanı Eli Cohen’in kalıntılarının iadesini talep etmeye devam ediyor. Cohen, Şam’da Emin Kamil ismiyle Suriyeli bir iş insanı kılığında çalışıyordu. Cohen’in Şam sakinleri arasında giderek tanınması ve 1960’lı yıllarda iktidar çevresine sızmasıyla ilgili hikayesi birçok gizem ve muğlaklık barındırıyor. Mossad’ın titiz çalışmalarına rağmen Cohen’in nereye defnedildiği halen bilinmiyor. Mossad 2018’de Cohen’in tutuklandığı ana dek taktığı saati geri aldığını ilan etti.

İsrail aynı şekilde 1986’da uçağı düştükten sonra kaybolan İsrailli pilot Ron Arad’ın akıbetiyle ilgili bilmeceyi de henüz çözebilmiş değil. İsrail hükümetinin 2016’da Arad’ın 1988’de öldüğünü açıklamasına rağmen, halen Suriye veya İran’da bir yerde olduğuna dair şüpheler sürüyor.

İsrail’in eski Başbakanı Ehud Olmert 2007’de Tel Aviv’in “esir pilottan olduğu düşünülen bir mektup aldığını” açıkladı. İsrail merkezli Maariv gazetesi 2008’de yayınladığı bir haberde, Hizbullah’ın Birleşmiş Milletlerin arabuluculuğunda İsrail makamlarına, Arad’ın 1986’da Lübnan’ın güneyinde esir tutulduğunu doğrulayan gizli bir rapor gönderdiğini yazdı. Gazete, Arad’ın ilk zamanlarda Beyrut’ta tutulduğunu ardından güneydeki Nebi Şit köyüne nakledildiğini belirtti.

Gazetenin haberinde “Arad’ın iki yıl süren esaretten sonra tutulduğu hücreden Temmuz 1988’de bir perşembe akşamı kaçmayı başardığı, İsrail güvenlik bölgesine yöneldiği ve muhtemelen yürüyerek döndüğü yolda kan kaybından veya bir mayın tarlasına girerek hayatını kaybettiği” ifade ediliyor.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU