Hamza Yerlikaya'nın "sahte diplomadan" yargılandığını ortaya çıkartıp yenilerinin peşine düştüler… HKP'li avukatlar, iktidara karşı yürüttükleri "yargı savaşını" anlattı

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), sık sık açtığı davalarla gündeme geliyor. Muhalefetin çoğunun yargının bağımsız olmadığını iddia ettiği bir dönemde HKP, tarihe not düşmek ve günü geldiğinde bu dosyaların tek tek açılacağı inancıyla her konuda dava açıyor

HKP, bugüne kadar neredeyse her konuda 200'ye yakın dava açtı / Fotoğraf: hkp.org.tr

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) zaman zaman yaptıkları demokratik eylemler kadar açtıkları davalar ve suç duyurularıyla da kamuoyunda adını duyuran bir siyasi oluşum. 

Son olarak Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, eski AK Parti Milletvekili Hamza Yerlikaya'nın "resmi belgede sahtecilik" suçlaması ile Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davanın sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı.

Mahkeme tutanaklarında Yerlikaya'nın lise diplomasının sahte olduğu iddia edilmişti.

HKP ayrıca Yerlikaya hakkında suç duyurusunda bulunarak konunun takipçisi olacağını da duyurdu.

Ayrıca parti yetkililerinden yapılan açıklamalarda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili "sahte diploma" iddialarının da takipçisi olmayı sürdürdükleri belirtildi.

hamza.jpg
HKP, son olarak Hamza Yerlikaya'nın diploma davasını gündeme getirdi / Fotoğraf: AA

 

Sosyalist hareketin bilinen ismi Kıvılcımlı'nın takipçileri

Peki muhalefetin çoğunluğunun yargının bağımsız olmadığını iddia ettiği bir süreçte neden sürekli dava açıyorlar? HKP nasıl bir parti? 

Bu soruları kendisi de avukat olan partinin İstanbul İl Başkanı Pınar Akbina ve partili avukat arkadaşları, Independent Türkçe için ortak bir çalışma ile cevapladı.

Öncelikle HKP'yi kısaca anlatmak gerekiyor.

Yaşı biraz ileri olan insanların 12 Eylül 1980 öncesinde adını hatırladığı ve o günlerin en kitlesel sol gruplarından biri olan "Halkın Kurtuluşu" adlı örgüt ile Halkın Kurtuluş Partisi'nin ilgisi yok.

Bunu bazen karıştıranlar oluyor.

Halkın Kurtuluş Partisi yani HKP, 2005 yılında Türkiye sosyalist hareketinin önde gelen isimlerinden olan ve 1971 yılında yaşamını yitiren Dr. Hikmet Kıvılcımlı'nın takipçisi olan kişilerce kuruldu.

Parti kendisini 1920'de kurulan Türkiye Komünist Partisi'nin (TKP) ve bu parti dağıldıktan sonra 1957'de kurulan Vatan Partisi'nin devamı olarak görüyor.

hikmet.jpg
HKP, 1971 yılında ölen Dr. Hikmet Kıvılcımlı'nın takipçisi olan bir parti / Fotoğraf: Wikipedia

 

Partinin genel başkanı ise Kıvılcımlı'nın öğrencisi ve mücadele arkadaşı olan 1968 kuşağından Nurullah Ankut.

12 Eylül 1980'den sonra aranmasına karşın diğer parti yöneticilerinin tersine yurtdışına çıkmayıp, Türkiye içinde kalmaya devam eden Ankut, ilerleyen yaşının da etkisiyle sol çevrelerde "HKP'li dayı" olarak da biliniyor.

Kendi deyimiyle "militan düzeyde hayvan sever" olduğu için hayvan düşmanı olarak nitelendirdiği kişi ve komşularıyla pek çok kereler de mahkemelik oldu.

başkan.jpg
Parti genel başkanı Nurullah Ankut da yaşamı boyunca pek çok kez mahkeme salonlarında  bulundu / Fotoğraf: hkp.org.tr

 

Kürt meselesinde Türk-Kürt Halk Cumhuriyeti önerisi

Örgütlenmesini tamamlayarak 2015 yılındaki 7 Haziran ve 1 Kasım genel seçimlerine de katılan HKP, kendisini devrimci ve sosyalist olarak nitelendirmenin dışında "antiemperyalizm, antifeodalizm, antişovenizm" ilkelerini tavizsiz savunduğunu kaydediyor.

Kürt meselesinde devrimci çözüm olarak Edirne'den Çin sınırına kadar kurulacak Türk-Kürt Halk Cumhuriyeti'ni öneren HKP, kimi sosyalist parti ve grupların tersine söylem ve eylemlerinde Atatürk'e de ağırlık veriyor.

Ulusal bayramlarda, her 10 Kasım'da Mustafa Kemal Atatürk'ün kalpaklı resimleri ile alanlara iniyorlar.

1 Mayıs alanlarında da kendini gösteren HKP'nin kendini gösterdiği bir diğer alan başta da söylediğimiz gibi adliye koridorları.

pınar akbina.jpg
HKP'nin İstanbul il başkanı avukat Pınar Akbina, partisinin eylemlerinde en önde yer alıyor / Fotoğraf: Twitter@pinarakbina

 

Neredeyse her konuda 200'e yakın dava açtılar

Akbina ve partili avukat arkadaşları, "Bugüne kadar 200'e yakın suç duyurusunda bulunup dava açtık, itirazlar, başvurular yaptık" diyerek sözlerine başladıktan sonra devamında açtıkları davalardan örnekleri şöyle sıraladılar:

- Sakarya Tank Paleti Fabrikası'nın özelleştirilmesi
- Atatürk Orman Çiftliği'nin yağmalandığı iddiası
-  TÜRGEV'e ve benzer vakıflara belediyelerden tahsis edilen alan ve binalara dair dava
- Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesinin İsviçre Bankaları'nda hesapları olduğu iddiasının araştırılması
- Önceki dönem İBB Başkanları’na dair yolsuzluk iddiaları
- Kaz Dağları, Kapadokya, Salda Gölü, Eğirdir Gölü, Dipsiz Göl'ün yağmalandığı iddialarını gündeme getiren davalar
- Kanal İstanbul Projesi'ne karşı dava
-  Fethi Paşa Korusu'ndaki tarihi binaların yıkımına karşı dava
- Yassıada'daki yapılaşmaya karşı dava
- MİT tırları ile ÖSO'ya yardım gönderildiği iddialarıyla alakalı dava
- Ege'deki 19 adanın Yunanistan'a peşkeş çekildiğine dair dava
- Erdoğan'ın diploması bulunmadığına dair suç duyurusu ve başvurular
-  Asgari ücret zamlarına karşı açılan davalar
-  Elektrik faturalarına yansıtılan temsil ve ağırlama giderleri ile ilgili davalar
- Koronavirüsün meslek hastalığına neden sayılmamasına karşı açılan dava
- AK Parti'li yöneticilerin Atatürk'e hakaret ettikleri iddiasıyla açılan davalar

Sonuç aldıkları davalar var

Görüldüğü gibi neredeyse her konuda HKP'li avukatlar tarafından dava açılmış durumda.

Peki bu davalardan sonuç alabiliyorlar mı?

Akbina ve HKP'li avukatlara göre hepsinden olmasa da sonuç aldıkları davalar var.

Onlardan bazılarını şöyle anlattılar:

Elektrik şirketlerinin ağırlama, seyahat ve daha birçok harcamasının vatandaşın faturasına yansıtılmasına karşı yürürlüğünün durdurulması ve iptal edilmesi istemiyle Danıştay'da açtığımız dava sonucunda EPDK tarafından kararın geri alınmasıdır. Yine Konya’da belediye mallarının TÜRGEV'e peşkeş çekilmesine karşı yaptığımız suç duyurusunun ardından TÜRGEV'den bedel alınmasına karar verilmiş ve Konya Valiliği tarafından sonuç tarafımıza bildirilmiştir.

KHK ile pasaport iptalini engellediler

HKP'li avukatların sonuç aldıklarını söyledikleri diğer davalardan ikisi de şunlar.

- OHAL KHK'sı ile pasaport iptal edilemeyeceğine dair Bölge İdare Mahkemesi'nden karar alınması
-  Ankara hızlı tren kazasında yüksek bürokratların HKP suç duyurusu ile yargılamaya dahil edilmesi

anıtkabir.jpg
HKP, eylemlerinde ve Anıtkabir ziyaretlerinde Atatürk'ün özellikle kalpaklı resminin olduğu afişlere ağırlık veriyor / Fotoğraf: hkp.org.tr

 

"Dava ve suç duyuruları konularını basından seçiyoruz"

"Bu kadar, yolsuzluğun, vurgunun, haksızlığın, hukuksuzluğun olduğu bir ülkede dava konusu bulmakta zorlanmıyoruz. Dava ve suç duyuruları konularını genelde basından takip ediyoruz” diyen Akbina, "Örneğin Hamza Yerlikaya'nın diploması meselesinde diplomasının sahte olduğuna dair mahkeme kararının varlığını Türkiye gazetesinden okur okumaz kararı bulmak için harekete geçtik ve bulduk" dedi.

"Özel bir ekibimiz yok"

Yaptıkları suç duyuruları ve açtıkları davalarda sadece işi mahkemeye bırakmadıklarını, teknik bilgi gerektiren konularda mühendislerin, doktorların, akademisyenlerin, hukukçu meslektaşlarının görüşlerine başvurduklarını belirten Akbina ve avukat arkadaşları, "Dava açmak için özel bir ekibimiz yok. Parti üyesi olan avukatlar bir taraftan kendi geçimlerini sağlarken, diğer taraftan da parti adına suç duyuruları ve davalar açarak mücadelelerini sürdürüyor" diye konuştular.

"Günü geldiğinde dosyaların gün yüzüne çıkartılacağını biliyoruz"

"Muhalefetin yargının bağımsızlığının kalmadığını iddia ettiği bir ortamda siz yargıya güveniyor musunuz?" şeklindeki sorumuza da Akbina ve partili avukatlar şu cevabı verdi:

Yargı konusundaki tespitimiz nettir: Bugün yargı korkutulmuş, sindirilmiş ve AKP'lilerin hukuk bürolarına dönüştürülmüştür. Buna karşı olan aydın namusuna sahip hakimlerimiz savcılarımız da vardır ama ne yazık ki seslerini çıkartamaz durumdadırlar.  Bu anlamda biz şu anki yargıdan dava açtığımız kişilerin yargılanmalarını, ceza almalarını beklemiyoruz. Açtığımız davalarla tarihe not düşüyoruz ve arşiv oluşturuyoruz. Günü geldiğinde bu dosyaların mutlaka gün yüzüne çıkartılarak tüm sorumluların yargılanacağını biliyoruz.

"Meclis'teki partiler hukuksuzlukların üzerine gitmiyor"

Sadece dava açan ve suç duyurusu yapan bir parti olmadıklarını da belirten Akbina, şöyle konuştu:

Açtığımız davalar, suç duyuruları devrimci mücadelemizin parçası. Meclis'teki partiler haksızlıkların, hukuksuzlukların üzerine gitmiyorlar. Biz halkımızın sesi oluyoruz bu anlamda. Hiçbir haksızlığın, hukuksuzluğun karşılıksız kalmaması için, bu yaptıklarınızı görüyoruz, peşinizdeyiz demek için açıyoruz bu davaları.

"Her an yeni dava açabiliriz. Savcılar, su duyurularımızı kabul etmemeye çalışıyor"

Şu an açmayı planladıkları hali hazırda yeni bir dava olmadığını belirten Akbina ve avukatlar, "Her an yeni bir haber üzerine, belge üzerine, haksızlık üzerine suç duyurusu yapabilir, dava açabiliriz" derken savcıların başları belaya girer diye kimi zaman suç duyurularını dahi kabul etmemeye çalıştıklarını öne sürdü.

"CHP'nin yapması gerekeni HKP yapıyor gibi güzel tepkiler alıyoruz"

Yürüttükleri mücadeleden dolayı olumlu tepkiler aldıklarını öne süren Akbina, "Demokratik halk devriminin öncü partisi olmaya çalışıyoruz. Halkımızdan da; CHP'nin, muhalefet partilerinin yapması gerekeni HKP yapıyor gibi çok güzel tepkiler alıyoruz bu anlamda" diyerek sözlerini tamamladı.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU