Yaklaşık iki ay önce Genel Başkanlığı'nı Reşit Akıcı'nın yaptığı Kürt Demokrat Partisi (KDP) adında yeni bir parti kurulduğu duyuruldu.
KDP, 14 Aralık'ta basın açıklamasıyla kuruluşu ilan ederek teşkilatlanma çalışmalarına başladı.
Akıcı partinin kuruluşunu duyursa da İçişleri Bakanlığı, KDP adıyla bakanlığına herhangi bir kuruluş başvurusu yapılmadığını açıkladı.
Bakanlık yetkililerinin Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada, siyasal partilerin kuruluş başvurusu yaptıkları Genel Sekreterlik birimine söz konusu isimle siyasal oluşum için herhangi bir müracaatın yapılmadığını ve bir onayın söz konusu olmadığını söyledi.
Ancak Genel Başkan Akıcı, partinin kuruluşu için yaptıkları başvurunun İçişleri Bakanlığı'nca onaylandığı konusunda ısrarlı.
Başvuru yapıldı-yapılmadı tartışması sürerken geçen cuma günü polis, İçişleri Bakanlığı'nın sözlü talimatıyla KDP'nin Diyarbakır'daki ofisine giderek parti tabelalarının indirilmesini ve binasının kapatılmasını gerektiğini iletti.
Parti logolarının polisler tarafından indirilmek istenmesi tartışmalara neden oldu.
Kürt siyasetçi ve partinin avukatı İbrahim Güçlü ile KDP yetkililerin polislerle uzun süren müzakereleri sonucu tabelaları indirmek yerine logoların kapatılması konusunda orta yol bulundu.
Parti yetkilileri, İçişleri Bakanlığı'ndan kuruluş dilekçesi için "alındı belgesini" alana kadar logoların üstü kapalı kalacak.
"Ya başvuru alındı belgesi ya da yeni başvuru yapacağız"
Konuyla ilgili Independent Türkçe'ye açıklamalarda bulunan Genel Başkan Akıcı, ilgili bakanlığa kuruluş için başvuru yaptıklarını belirterek, parti amblem ve logolarının indirilmek istenmesinin yasal olmadığını savundu.
Akıcı, polislerin bakanlıktan aldıkları sözlü talimatla tabelaları indirtmek istediklerini kendilerinin de yasal olmayan bu duruma direndiklerini söyledi.
Akıcı, "Polisler, logoların üzerlerinin kapatıldığına dair tutanak vermeyeceklerini söylediler. Beni gözaltına altına almak istediler. Avukatın araya girmesiyle gözaltı işleminden vazgeçildi" dedi.
Polislerin "alındı belgesi" alınana kadar logoların üstünün kapalı kalması gerektiği konusunda uyarıda bulunduklarını aktaran Akıcı, devamında şunları söyledi:
Logoların üstü kapalı kalacak ancak faaliyetlerimizi sürdürebileceğiz. Pazartesi Ankara'ya tekrar İçişleri Bakanlığı'na gideceğiz. Yaptığımız başvurunun alındı belgesini isteyeceğiz. Başvuru yapmadığımız hususunda diretirlerse partinin kuruluşu için yeniden başvuru yapacağız. Bu sorunu yaşamasaydık bu hafta Dersim il teşkilatımızın açılışını gerçekleştirecektik. Benzer durumun yaşanmaması için teşkilatın açılışını erteledik.
"Yapılanlar, anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu'na aykırı"
Avukat İbrahim Güçlü de resmi başvurunun yapıldığına dair belgelerin olmasına rağmen Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı görevli polislerin parti tabelalarını indirtmek istemesine bir anlama veremediğini belirtti.
Siyasi partilerin izinsiz kurulduğunu ve faaliyetlerine başlamak için "alındı belgesine" gerek olmadığı hatırlatan Güçlü, "Kendilerine İçişleri Bakanı'nın verdiği talimatın bize tebliğ edilmesini istedik. Görevliler resmi bir tebliğinin olmadığını, talimatı sözlü aldıklarını söyledi. Bakanlığın yaptığı bu tasarrufun hiçbir hukuki dayanağı yok. Bu hak ve hukuk ihlalidir. Yapılanlar anayasa ve siyasi partiler kanununa aykırıdır" konuştu.
Konunun büyümemesi adına emniyet görevlilerin farklı bir anlaşma önerdiklerini ifade eden Güçlü, "Uzlaşma adına logoların üstününün geçici olarak kapatıldı" bilgisini verdi
Pazartesi Ankara'ya gidecek parti yetkililerin elinde başvuru yapıldığına dair belge olduğunu ve bakanlığın buna itirazda bulunacağını düşünmediğini kaydeden Güçlü, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Normalde partiler alındı belgesi almadan da teşkilatlarını kurabiliyorlar. Bunun çok örneği var. Mesela Hak ve Özgürlük Partisi'ni kurduğumuz vakit binayı tuttuk, tabelayı astık ve kurucular kurulu genel başkanı tayin ettikten sonra İçişleri Bakanlığı'na müracaatta bulunduk. Ayrıca alındı belgesi sadece belgeleri teslim aldığına dair bir belgedir. ‘Belgelerin eksik olup olmadığını inceleyeceğim' şartıyla alınmaz. Belgelerin eksik olup olmaması, parti program ve tüzüğün anayasa veya siyasal partilere yasasına aykırılığı gibi konular İçişleri Bakanlığı'nın denetimine tabii değildir. Bakanlığın yaptığı tek işlem aldığı belgeleri Yargıtay'a göndermektir. Benzer sorunlar daha önce kurulan Kürt partileri için de çıkartıldı. Şimdi de aynı sorun Kürt Demokrat Partisi için çıkarılmak isteniyor."
© The Independentturkish
