Nörolojik araştırma: Yalnızlık hayal gücünü artırıyor

"Araştırmacıların, beyindeki varsayılan ağın yalnızlık sırasında aktifleştiği hipotezi mantıklı. Zira bu bu bölgeler benliğe dair düşünme sürecine dahil oluyor"

Bilim insanları, yalnızlık esnasında insanların benlikleri hakkında daha fazla düşündüğünü ifade ediyor >(Unsplash)

Koronavirüs tecrit önlemleri yeni yılın yaklaşmasıyla birlikte yeniden artırılırken, bilim insanları yalnızlığın beyinde hayal gücüyle ilişkili yapıların inşasına nasıl yardımcı olabileceğini gösterdi.

Saygın bilim dergisi Nature Communications’ta yayımlanan araştırmaya göre, yalnız insanların beyninde hatırlama, başkalarını düşünme, hayal kurma ve gelecek planlamayla ilişkili (varsayılan ağ ismi verilen) bölgelerde daha fazla aktivite görülebiliyor.

Science Daily’nin aktardığına göre insanlar, geçmişi hatırlarken, geleceği tasavvur ederken veya varsayımsal bir şimdi hayal ederken, “varsayılan ağ” isimli bölgeleri kullanıyor. Bu ağın yapısının ve işlevinin yalnızlıkla olumlu bir şekilde ilişkilendirilmesi de yalnız insanların durumlarının üstesinden gelmek için hayal gücüne, hatıralarına veya geleceğe dair umutlarına odaklanma ihtimalinin daha yüksek olmasından kaynaklandığı düşünülüyor.

Araştırmanın başyazarı ve McGill Üniversitesi'nde nöroloji doçenti Nathan Spreng, “Bizi şaşırtan şey, verilerde görülen etkinin çok ezici bir etki olmasıydı” dedi.

Verilere göre yalnızların beyninin bu bölgeleri arasındaki bağların güçlendiği ve gri madde hacminin yalnız olmayanlara göre daha fazla olduğu görüldü.

Çalışmada binlerce katılımcı yer aldı

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Araştırma kapsamında yaklaşık 500 bin Britanyalının biyomedikal bilgilerinin depolandığı büyük ölçekli veri tabanı UK Biobank’ten alınan 40 bin deneğin beyin görüntüleri tarandı.

Yaşları 40 ve 69 arasında değişen katılımcılardan, kendilerini yalnız hissedip hissetmediklerine dair soruları içeren anketleri cevaplamaları istendi.

Araştırmacılar daha sonra, kendini yalnız hissetmediğini söyleyenlerin MR taramalarını düzenli aralıklarla yalnızlık çektiğini belirtenlerle karşılaştırdı.

Başyazar Spreng, çalışmanın sonucunda elde ettikleri bulguları şöyle yorumladı:

Arzu edilen sosyal deneyimlerin yokluğunda yalnız bireyler, bunları hatırlamak veya hayal etmek gibi içten yönlendirilmiş düşüncelere eğilimli olabilir. Bu tür bilişsel yeteneklere, varsayılan ağ bölgelerinin aracılık ettiğini biliyoruz. Bu nedenle, hayal edilen sosyal deneyimlere daha fazla odaklanılması, varsayılan ağın bellek temelli işlevlerini doğal olarak devreye sokacaktır.

Çalışmaya dahil olmayan, Florida Üniversitesi nöroloji bölümünden Prof. Dr. Kenneth Heilman da şunları söyledi:

Araştırmacıların, beyindeki varsayılan ağın yalnızlık sırasında aktifleştiği hipotezi mantıklı. Zira bu bu bölgeler benliğe dair düşünme sürecine dahil oluyor.

Öte yandan beynin yaratıcılıkla ve benlik hakkında düşünmeyle ilişkili kısımları yalnızlıkla birlikte büyüyebilmesi, beynin diğer sosyal kısımlarının hareketsizlik nedeniyle köreleceği anlamına gelebilir. Hermann bu ihtimale dair şu ifadeleri kullanıyor:

Bu noktada büyük bir soru ortaya çıkıyor: Beynin etkileşimler açısından önemli olan diğer kısımlarını kaybetmeye mi başlarız? Onları kullanmazsak sonunda, bunamayla ilişkili bir bozukluğa yol açar mı?

 

Independent Türkçe, CNN, Science Daily

Derleyen: Çağla Üren

DAHA FAZLA HABER OKU