Siyahlar aşıya karşı haklı olarak temkinli, bu konuda güvenleri kazanılmalı

Geçmişteki hükümet onaylı tıbbi deneyler, siyah Amerikalıların sağlık sistemine güvenini sarstı

Araştırmalar, ABD'de siyahların önemli bölümünün koronavirüs aşısı yaptırma konusunda çekimser olduğunu ortaya koyuyor (AFP)

Güven kazanılan bir şey. Bunu hepimiz biliyoruz. Ancak ulusal bir aşı kampanyası başarılı olacaksa koronavirüs aşısına karşı haklı olarak temkinli davranan Afrika kökenli Amerikalıların güvenlerinin ve işbirliğinin nasıl kazanılacağı hızlı bir şekilde bulunmalı.

Dünya Kovid-19’la savaş halinde, ancak ABD’de başarılı aşı dağıtımı uzun bir tıbbi ırkçılık geçmişi olan bir savaş meydanında kazanılacak veya kaybedilecek. Geçmişteki hükümet onaylı tıbbi deneyler, Siyah Amerika’nın bu ana olan güvenini sarstı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Siyah Amerikanların “aşı çekinceleri”, “aşı karşıtı” duruştan farklı. Bu, Siyah Amerikanların aşıya inanmadıkları anlamına gelmiyor. Birçok olayda siyahların bedenleri üzerinde kendilerinin rızası olmaksızın deneyler yaparak veya özel ihtiyaçlarını görmezden gelerek ağır zarar veren bir halk sağlığı sistemine güvenmiyorlar.

Şüpheciliğin kökenini anlamak için tarihi anlamak gerekiyor. Johns Hopkins Üniversitesi'ndeki doktorların Henrietta Lacks adlı ölmekte olan bir hastadan kanser hücrelerini rızası olmadan nasıl aldığını ve daha sonra bu hücreleri milyonlarca dolarlık bir biyolojik araştırma dizisi oluşturmak için nasıl kullandığını düşünmelisiniz.

Retin-A isimli popüler bir cilt kremini yaratan doktorun tehlikeleri açıklamadan mahkumlar üzerinde bir dizi deney, biyopsi ve acı verici prosedürler yürüttüğü Holmesburg Hapishanesi Deneyi düşünülmeli.

“Jinekolojinin babası” olarak tanınan ve 2018’e kadar New York'taki Central Park'ta bir heykelle övülen J. Marion Sims gibi isimleri bilmelisiniz. Sims anestezi olmadan köleleştirilmiş siyah kadınlar üzerinde üreme deneyleri yaptı. Bu kadınlardan biri olan Anarcha Westcott hiçbir sakinleştirici kullanılmadan 30 acılı jinekolojik ameliyat geçirdi. Sims daha sonra mükemmel tekniğini tabii ki anestezi almış beyaz kadınlara uyguladığı bir hastane açtı.

Ve bahse girerim, ırkçı tıbbi yanlış uygulamaların en tanınmışı olan Tuskegee frengi araştırması hakkında bilgi sahibisinizdir. ABD Halk Sağlığı Servisi hastalığın uzun vadeli ilerlemesini belgeleyebilmek adına frengi olan yüzlerce siyah erkeğe gerçek ilaç veya etkili bakım yerine plasebo verildiği 40 yıllık bir deneye sponsor oldu. Tuskegee araştırması, ancak Jean Heller adlı bir Associated Press muhabiri “insan kobaylar üzerinde deney" üzerine ses getiren bir dosya yayımladığında gün yüzüne çıktı. Araştırma Temmuz 1972 tarihli hikayeden üç ay sonra sona erdi. Evet, 1972.

Bu olaydan 25 yıl sonra Başkan Bill Clinton ciddi bir Beyaz Saray töreniyle resmen özür diledi. Ancak bu deneylerin anısı her türlü özrü gölgede bıraktı. Ve bu bizi bugün olduğumuz yere getiriyor. Siyah Amerika’nın bedenlerini her zaman önemsemeyen ve korumayan bir sağlık sistemine güvenmesine ihtiyacımız var.

Sadece tarihsel yanlışlarla boğuşmuyoruz. Beyaz tıp öğrencilerini kapsayan yakın tarihli bir araştırmada, öğrencilerin neredeyse yarısı siyah hastaların ağrıya karşı daha yüksek bir toleransa sahip olduğuna ve sonuç olarak onlara yönelik tedavilerin tıbbi olarak yetersiz olabileceğine inandılar.
 


Aynı zamanda Afrika kökenli Amerikalıların, altta yatan sağlık sorunları, sağlık hizmetlerine ve testlere erişimin düşük olması ve evden çalışamayan işçiler arasındaki orantısızlık gibi bir dizi faktör nedeniyle virüsün tam hedefinde oldukları unutulmamalı. Yapılan bir ankette Afrika kökenli Amerikalıların yüzde 30’undan fazlasının virüs tarafından öldürülen birini bizzat tanıdığı tespit edildi. Bu oran beyaz Amerikalılarda yüzde 9, Hispaniklerdeyse yüzde 17.

Belki aşıdan en fazla faydayı elde edecek olan Afrika kökenli Amerikalılar, aşı yaptırma olasılığı en düşük kesim. Kasım ortasında yapılan bir Pew araştırması, siyah yetişkinlerin yalnızca yüzde 42'sinin aşıyı yaptıracağını söylediğini duyurdu. Diğer çalışmalarda bu rakam daha da düşük. Aşı yaptıracağını söyleyenlerin oranı Beyaz Amerikalılarda yüzde 61, Hispaniklerde yüzde 63 ve (İngilizce konuşan) Asyalı Amerikalılarda yüzde 83.

Bazıları bu sayıları düzeltmek için çok çalışıyor. Moderna ve Pfizer, klinik deneylere siyah katılımcıları katmak için büyük çaba gösterdi. Barack Obama, güveni artırmak için televizyon yayınında koronavirüs aşısı yaptırma sözü veren diğer iki eski başkana katıldı. Anthony S. Fauci, erişim ve ikna için bir strateji oluşturmak amacıyla yerel topluluklar, belediyeler ve halk sağlığı yetkilileriyle yapılan Zoom görüşmelerine katılıyor.

Bu çaba kilise liderleri de dahil olmak üzere siyah topluluklardaki güvenilir sesleri barındırmalı. Muhtemelen dağıtım merkezleri haline gelecek ecza depolarından yoksun mahallelere yönelik bir plan benimsenmeli. Siyah hastaları orantısız bir şekilde etkileyebilecek diyabet, hipertansiyon veya astım gibi hastalıklar için aşının yan etkileri hakkında ayrıntılı bilgi verilmeli.

Ama ülkemizin halk sağlığı sistemi Siyah Amerika’nın güvenini kazanamazsa bunların hepsi boşuna olacak. Başkan seçilen Joe Biden, belki de Oval Ofis'te göreve başlamadan önce ulusal bir dinleyici kitlesiyle bu konuyu direkt olarak ele almak için makamını kullanmalı.

Aşı dağıtım planına Işık Hızı Ötesi Operasyon adı verildi. Fakat şunu da barındırması gerekiyor: Güven Kurma Operasyonu. Bazı insanlar telafi çabasını 11. saatin çaresizlik eylemi olarak reddedebilir. Dürüst olalım, bu bir çaresizlik eylemidir. Bu savaşı kazanmaya yetecek ancak kolektif becerimiz kolektif katılıma bağlı. Eğer zamanlama ideal değilse de içerdiği mesaj öyle olmalı.

 

* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

washingtonpost.com/opinions

Independent Türkçe için çeviren: Ahmet Delal Tüy

DAHA FAZLA HABER OKU