Zengin ülkeler ihtiyaç fazlası aşı stoklarken, yoksul toplumlara aşılama sırası ne zaman gelecek?

Koronavirüs aşısı ihtiyacının kat be kat fazlasını sipariş eden ülkeler nedeniyle az gelişmiş toplumların aşıya ulaşması, en iyi ihtimalle 2022’yi bulabilir. Bu durumun “hak ihlali” olduğu yorumları güçleniyor

Tüm dünyanın aşılanmasının 2-3 yıl alabileceğini belirtenler de var, 2024 senesini bulabileceğini savunanlar da. Dünya Sağlık Örgütü'nün oluşturduğu COVAX'ın yetersiz kaldığı yorumları da yapılmakta / Fotoğraf: AA

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının sona ermesi için gözler etkili ve güvenli aşı çalışmalarına çevrilirken, Pfizer/BioNTech, Moderna, Oxford/AstraZeneca, Novavax, Sanofi- GSK ve Sinovac gibi aşılar öne çıkıyor.

Farklı ülkeler tarafından aylar öncesinden milyonlarca dozluk anlaşmalar yapılırken, yoksul ülkelerin aşıyı nasıl temin edeceği belirsizliğini koruyor.

Zengin ülkelerin aşı stoku hamlesi nedeniyle az gelişmiş ülkelerin 2022’ye kadar aşısız kalma ihtimali gündemde.

Zira 2021 yılının sonuna kadar kadar potansiyel aşıların toplam 7,4 milyar dozu, gelişmiş ülkeler tarafından şimdiden satın alınmış durumda.

Aşıların iki doz uygulandığı göz önünde bulundurulduğunda, hiçbir sorun çıkmadığı varsayılsa bile bir yıl içinde en fazla 3,7 milyar kişinin aşılanması bekleniyor.

7,9 milyarlık dünya nüfusuna kıyasla bu sayı, yetersiz kalıyor.

Yoksul ülkelerin aşılanmasının 3-4 seneyi bulabileceği de öngörüler arasında. 

Kanada bir kişiye 9 doz aşı siparişiyle ilk sırada

Almanya, Fransa gibi ülkelerin başı çektiği G20 ülkeleri, “uygun fiyatlı aşı ve aşıya eşit erişim” sözü verse de, mevcut tabloda az gelişmiş ülkelerin 2021 yılında aşıya ulaşmaları mümkün görünmüyor. Ülke sıralamasında ise kişi başına 9 doz siparişi veren Kanada ilk sırada yer alıyor. Bir kişiye iki doz aşı uygulandığı için bu sayı, ülke nüfusunun 4,5 kat aşılanabilmesine olanak sağlıyor. 

Birleşik Krallık kişi başına 6 doz (3 aşı), Avustralya ise 5 doz (2,5 aşı) aşı siparişi ile öne çıkan diğer ülkeler. 

Avrupa Birliği'nin (AB) ise yaklaşık 450 milyon nüfuslu birlik ülkeleri için yaptığı anlaşma, 2 milyar dozu buluyor.

Johns Hopkins Üniversitesi araştırması: 2022'ye kadar dünya nüfusunun ancak yüzde 20’si aşıya ulaşabilecek

Johns Hopkins Üniversitesi’nin araştırmasına göre, toplam üretilecek dozun yüzde 51’i zengin ülkeler tarafından satın alındığından, 2022 yılında kadar dünya nüfusunun ancak yüzde 20’si aşıya ulaşabiliyor.

Reuters: Yoksul ülkelerdeki milyarlarca kişiye 2024 yılına kadar aşı ulaşamayabilir

Londra merkezli haber ajansı Reuters’ın ulaştığı iç yazışmalara göre ise Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yoksul ülkelerde Kovid-19 aşılaması için oluşturulan küresel yapılanma COVAX'ın başarısız olma ihtimali çok yüksek. Ajansa göre bazı sorunlar giderilmediği takdirde, 2024 yılına kadar milyarlarca insanın aşılanmamış olabileceği belirtiliyor.

British Medical Journal araştırması: Yoksul ülkelere 2022’ye kadar aşı yok

British Medical Journal dergisinde sonuçları yayımlanan bir araştırmaya göre ise dünya nüfusunun en az beşte birinin en az bir yıl daha (2022 yılına kadar) koronavirüs aşısına erişimi mümkün görünmüyor.

Zengin ülkelerin aşı sipariş miktarlarını ve az gelişmiş toplumların önümüzdeki bir yıl ve hatta daha uzun süre aşıya erişim sıkıntısı yaşama ihtimalini, Prof. Dr. Kayıhan Pala ve Prof. Dr. Bengi Başer'le konuştuk.

Pala ve Başer'e göre, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) "2021 yılı sonuna dek 2 milyar doz aşının eşit bir şekilde üretilmesini ve dağıtılmasını sağlamak" amacıyla kurduğu "Covid-19 Aşıları Küresel Erişim Programı (COVAX)" yetersiz kalıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Aşı gibi salgını kökten çözebilecek ürün metalaştı ve şirketler bundan kazanç elde etme çabasında"

"Küresel kapitalizm bir kavramın değerini değil, fiyatını belirliyor" diyen Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kovid-19 İzleme Grubu Üyesi ve Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala'ya göre en önemli sorun, aşı gibi salgını kökten çözebilecek ürünün metalaşması ve şirketlerin bundan kazanç elde etme çabası.

Pala, mevcut duruma ilişkin şu yorumu yaptı:
 

Küresel kapitalist sistem aşıyı metalaştırdığı, şirketler bunu kâr maksimizasyonu alanına dönüştürdüğü için yüksek gelirli ülkeler, dozun büyük çoğunluğunu satn almış durumda.


ABD’deki Moderna aşısından örnek veren Kayıhan Pala, üretim aşamasında çok yüksek meblağlı kamu fonlarının kullanıldığını ve sonrasında patentlerin alındığını belirtti.

"Düşük gelirli ülkelerdeki insanlar, patent hakkı yüzünden aşıya ulaşamıyor"

Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) gündeme getirdiği patent hakkını eleştiren Prof. Dr. Kayıhan Pala, düşük gelirli ülkelerdeki insanların aşıya ulaşamayışını bu duruma bağladı:
 

Bu patentler, Dünya Ticaret Örgütü'nün TRIPS (Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet) anlaşmasına göre korunuyor. Korunmasa, her ülkede planlansa, üretilebilecek ve dağıtılabilecek, maliyetleri düşük olacak, böylelikle düşük gelirli ülkelerdeki insanlar da aşıya çok daha kolay ulaşabilecek.  Bu ülkelerin buraya aktaracak kaynakları sınırlı. Kaynak aktarsalar bile aşı sayısı kısıtlı.


Prof. Dr. Pala, yoksul ülkelerde Kovid-19 aşılaması için oluşturulan küresel yapılanma COVAX'ın kimseyi geride bırakmamak adına çaba gösterdiğini belirtse de, mevcut durumda Faz3 aşılarının listesinde ABD, Kanada gibi ülkelerin bulunduğunu ve dünyanın geri kalanına çok az miktarda aşı kaldığını da sözlerine ekledi.

Pala, özellikle Kanada'nın nüfusunun 4.5 katı kadar aşı stoklamasına ilişkin, "Kanada her aşıdan almaya çalıştı, bir kısmını devredebilir, kendisi satın almayabilir de. Ülkesini tek aşıya bağımlı kılmamak için seçenek yaratmış görünüyor" yorumunu yaptı.

 

Prof. Dr. Kayıhan Pala TTB.jpg
Prof. Dr. Kayıhan Pala / Fotoğraf: TTB

 

Pfizer firmasının BioNTech'le birlikte ürettikleri aşı için 2021'in ilk 3 ayına yönelik herhangi bir aşı siparişi almalarının söz konusu olmadığını açıklamalarına da değinen Pala, şu sözleri söyledi:

Yoksul ve dar gelirli ülkelerin yüzde 20’si, 2021 sonuna kadar aşılanacak gibi görünüyor. 240'ın üzerinde aşı çalışması yürülütüyor, bir kısmı kamu kaynaklarıyla yapılıyor, yeni gelişmeler olabilir. Faz3 sonuçlanması, ruhsatlanması, 2021'in ilk 6 ayı için pek mümkün görünmüyor. Pandeminin de bu sürede etkisini sürdüreceği, özellikle bazı ülkeler söz konusu olduğunda salgının süreceği görülüyor.


"Türkiye'de 2021'in ilk 6 ayında pandeminin etkisini sürdüreceği söylenebilir"

Türkiye'de salgının etkilerinin ne kadar daha görülebileceğine ilişkin yorumunu sorduğumuz Kayıhan Pala, "2021'in ilk 6 ayında pandeminin etkisini sürdüreceği söylenebilir. Aşılama başlayabilirse, nisan ayından itibaren azalmanın gözlenebileceği söylenebilir" şeklinde konuştu.
 

Türkiye Koronavirüs Ümit Bektaş Reuters (10).jpg
Fotoğraf: Reuters


"Zengin ülkelerin açgözlülüğü ve hırsı, yoksul ülkeleri aşı temininde zor durumda bırakıyor"

Kadıköy Medicana Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bengi Başer ise aşı teminindeki eşitsizliği "Zengin ülkelerin açgözlülüğü ve hırsı, yoksul ülkeleri aşı temininde zor durumda bırakıyor. Varlıklı ülkeler tüm toplumu aşılayacğaız hırsıyla, diğer yoksul ülkelerim aşı temininde güçlük yaşamalarına neden oluyor" şeklinde yorumladı.

Başer sözlerini, "Zengin ülkeler, kendi nüfuslarının 4-5 katı aşı almak yerine, yerine daha seçici davranıp, toplumun yüzde 65'ini aşılamakla yetinseler, kalanları da yoksul ülkelere gönderilecek aşı programına dahil edebilirler. Bu şekilde COVAX’a aktarım yapsalar, dünya daha güvende olacak" ifadeleriyle sürdürdü.

"Tüm dünyanın aşılanmasının 2024’ün son dönemlerine denk geleceği ifade ediliyor"

Dünya nüfusunun yüzde 14’ünü (altıda bir nüfusu) oluşturan gelişmiş ülkelerin, Kovid-19 aşılarının yüzde 53’üne el koyduğunu belirten Prof. Dr. Başer, tüm dünyayı aşılamanın 4 yılı bulabileceğini dile getirdi. 

Başer, "COVAX sistemi, istenilen başarıyı elde edemiyor ve tüm dünyanın aşılanmasının 2024’ün son dönemlerine denk geleceği ifade ediliyor" diye konuştu. 
 

Prof. Dr. Bengi Başer Medicana.jpg
Prof. Dr. Bengi Başer / Fotoğraf: Medicana


"Herkes güvende olmadan hiç kimse güvende değil"

Arzın artırılmasına, üretimi daha kolay olabilecek, daha fazla yeni aşının bulunmasının gerekliliğine vurgu yapan Bengi Başer, "Önümüzdeki bir yıl içinde dünyanın ancak yüzde 20 nüfusu aşılanmış olabilir. Yoksul ülkelerde 10 kişiden biri aşıya ulaşabilir bu yıl sonuna kadar" dedi.

Adil ve eşit aşı dağıtımının mümkün gözükmemesine ilişkin ise Başer, "Herkes güvende olmadan hiç kimse güvende değil" yorumunu yaptı.

Başer, "ABD’den ses çıkmıyor, Moderna'yı dışarı çıkarmıyor. Pfizer/BioNTech haziran ayına kadar olan dağıtımını şimdiden yaptı Pfizer’la. Ancak hazirandan sonra üretimi artırarak bağlantı yaptığı ülkelerin ötesine geçmenin yollarına bakıyorlar. Şu an için aşı iki doz uygulanıyor, tek doz yetebilir mi buna da bakacaklar. Dünyadaki en büyük alımı Kanada yapıyor ancak fazlasını COVAX'a aktarıp, yoksul ülkelere destek olabileceklerini açıklamışlardı" şeklinde konuştu.

“Türkiye’nin henüz yeterli bir aşı politikası yok”

Türkiye'nin aşı temini için Sağlık Bakanlığı'nın verdiği 11 Aralık tarihinin geride kaldığını belirten Başer, şu yorumu yaptı:

Türkiye'nin 50 milyonluk doz Sinovac aşısı tedariki, 25 milyon kişiye uygulanacağı anlamına geliyor. Öncelikle sağlıkçılar olacak, enfekte olurlarsa hafif geçirecekler. Bu sayı çok düşük, Türkiye’nin henüz yeterli bir aşı politikası yok. Ne olacağı bilinmiyor. Eksik noktalar var. 11 Aralık denilmişti, ses yok. Ayrıca getirilecek aşı tek tip ve sayıca yetersiz. Soru işaretleri var.

 

Ne olmuştu?

Salgın nedeniyle geçtiğimiz ay sanal olarak düzenlenen G20 Zirvesi’nde koronavirüs aşılarının adil dağılımına ilişkin konuşma yapan Almanya Başbakanı Angela Merkel, aşıya erişim konusunda soru işaretleri bulunduğunu belirtmişti.

The People’s Vaccine Alliance olarak bilinen küresel aşı ittifakı GAVI’nin atacağı adımlar merak edilirken, G20 ülkeleri, Kovid-19 aşılarının üretimini ve adil dağıtımını desteklemek için gereken acil finansmanın yanı sıra virüs tedavileri ve testleri konusunda da destek taahhüdünde bulunmuştu.

Zirvenin kapanış bildirisinde de "Tüm insanlar için uygun fiyatlı aşı ve aşıya eşit erişimi sağlamak için hiçbir çabadan kaçınılmayacağı belirtilmişti.

17 Aralık'ta koronavirüs teşhisi konulan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, daha önce G20 liderlerine yaptığı çağrıda, yoksul ülkeler için aşı bağışı yapmayı, endüstriyel ortaklıklar kurmayı ve dahi fikri mülkiyeti paylaşmayı önermişti.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de daha fazla finansmana ihtiyaç duyulduğunu kaydetmişti.

Bunlara karşılıkgelecek yıl, dar gelirli yaklaşık 70 ülkede sadece 10 kişiden biri aşılanabilecek.

Aşıya erişimin adil olması için yürütülen çalışmalar kapsamında kurulan Covax programında ise 92 ülke için henüz 700 milyon doz aşı elde edilebildi.

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU