Şırnak’ın Silopi ilçesinde iki çocuğun ölümüyle sonuçlanan panzer kazasıyla ilgili dün mahkemeye sunulan son bilirkişi raporunun detayları ortaya çıktı. İki sanık polise en alt dereceden kusur atfedilen raporda, panzerin 23 yıllık olduğuna, önceden belirlenemeyecek arızalar gösterebileceğine dikkat çekildi.

Şırnak’ın Silopi ilçesinde 3 Mayıs 2017 günü polis Ömer Yeğit’in kullandığı zırhlı panzer duvarını yıkarak girdiği tek katlı evde uyuyan Muhammed (7) ve Furkan Yıldırım (6) kardeşlerin feci şekilde ölümüne neden olmuştu. Olayla ilgili panzeri kullanan polis memuru Ömer Yeğit ile amiri Murat Maden hakkında taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmaktan 2 ile 15 yıl arasında hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Bilirkişi heyeti sanıklara en alt düzeyden kusur atfetti

Cizre 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dünkü duruşmada İTÜ emekli öğretim üyesi 3 uzman tarafından sunulan bilirkişi raporunun ulaştığı bildirilerek, müdahil ve sanık taraflarının diyecekleri soruldu. Sanık 2 polisi "alt düzeyde tali kusurlu", panzeri ise “asli kusurlu” gösteren bilirkişi raporuna en sert tepki olayda hayatlarını kaybeden iki çocuğun ailesi ve avukatlarından geldi.

Müdahil avukatlardan Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan rapora “Araç mı cezalandırılacak” sözleriyle tepki gösterdi. Av. Nuşirevan, “Bir kusur varsa, kusurlu ya da kusurlular da vardır. Rapor demeye bin şahit ister. Suçluları suçtan kurtarmak sebebiyle hazırlanan bir rapor bu. Kanuna aykırı bir emri yerine getirmek de suçtur. Sorumluluğu olan amirlerin de yargılanması gerekir.” sözleriyle tepki göstermişti.

Panzeri kullanan sanık polisinin sürücü ehliyetinin olmadığı, panzer kullanımı konusunda şart olan eğitimi de almadığı ortaya çıkmıştı.Sanık polis dünkü duruşmada yeniden iş başı yaptığını da dile getirmişti.

“Ehliyeti yok diye kusur izafe edilemez?”

Bilirkişi raporunda panzerin geçmiş yıllar içinde çeşitli arızalarının ortaya çıktığı, park halindeyken stop edildiğinde vitesin kaçırma yaptığı, ani fren yapılamazsa durdurulamadığı, ayrıca yağ kaçırdığı bilgileri de yer aldı. İTÜ emekli öğretim üyesi mühendisler Prof. Dr. M. Turgut Özaktaş, Prof. Dr. Ahmet Faik Mergen ve Doç. Dr. Selman Bayoğlu tarafından hazırlanan 5 sayfalık son bilirkişi raporundan öne çıkan tespitler şöyle:

“Sanık sürücü Ömer Yeğit’in Karayolları Trafik Kanunu (KTK) 42. Maddesi ve Karayolları Trafik Yönetmeliği gereği sürücünün bulunması gereken motorlu araç sürücü belgesinin bulunmadığı, ancak bu belgenin bulunmayışından ve kendisinin bu konuda ehil ve tecrübeli olmayışından kendisine kusur izafesi uygun görülmemiştir.”

Bilirkişi raporu iki polise en az kusur atfetti

Amirinin talimatını uygulamak zorunda olduğu için kusur izafe edilemez!”

Dosyadaki tüm delil ve tespitleriyle iddia ve savunmaların incelenmesi sonucu hazırlanan raporun en çarpıcı bölümü ise memur-amir-talimat üçgeninde yapılan değerlendirme oldu:

“Polis, söz konusu görevi kendisinin üst makamlarının talimatı ile yapmak durumundadır. Bu nedenle daha önceki raporlarda kabul edildiği gibi, baskın bir kusur oranından söz edilmesi uygun görülmemiştir. Her ne kadar bu konuda yeterli eğitim almamış ise de; önemli bir süre zırhlı araç kullanıyor olması nedeniyle, yaptığı işin sorumluluğunda ve bilincinde olması, aracın içinde bulunması sırasında motorun stop etmesi halinde çok ani bir şekilde frene basarak aracın hareketini önleyebilmesi gerekirdi.  Bu tedbiri zamanında alamamış olmakla, olayda ‘alt düzeyde tali kusurlu’ görülmüştür.”

“Yanlış atama, sanığın kusurunu azaltıyor!”

Raporda panzer sürücüsü sanık polisi görevlendiren amiri yani diğer sanık polis Murat Maden için de “alt düzey kusur” tespiti yapılarak şu ifadeler kullanıldı:

“Murat Maden henüz 1 haftalık söz konusu göreve atanmış olması sırasında, söz konusu görevi üstlenebilecek kişileri tanımadan ve bilmeden böyle bir görevlendirme yapmak durumunda kalması, başka üst düzey bir görevlinin söz konusu atamada imzasının bulunmaması, sistem içinde bir iletişim ve koordinasyon eksikliği olduğunu açıklamaktadır. Dolayısıyla ehil olmayan kişiyi atamış olması nedeniyle sanık Murat Maden’in her ne kadar kusurlu sayılması yerinde görülmüş ise de, yine kusurunun baskın kusur derecesinde olmayıp, ‘alt düzeyde tali kusur’ olarak kabul edilmesi, çalışma sistemin gerekli koordinasyonun bulunmaması ve görevi yapacak ehil kişiler bulunmasına rağmen sistem içinde doğru atamanın yapılamamış olmasının, sanığın kusur oranını azaltıcı faktör olarak değerlendirilmiştir.”

dragon panzer  Fotoğraf: İHA

“Aracın beklenmeyen davranışı kazada önemli etken”

Raporun son bölümünde bu kez panzerle ilgili değerlendirmeler yer aldı. Panzerin 23 yıllık ve pek çok kez onarım gördüğüne vurgu yapılan son bölümde şu görüşe yer verildi: 

“Araç üzerinde yapılan teknik incelemeler sonucu, araçta teknik arıza olmadığı belirtilmektedir. Ancak dava konusu zırhlı araç 1994 yılı yapımı olup, olay tarihinde 23 yaşındadır. Söz konusu araçların sürekli ve düzenli bakımlarının yapılmış olmasına rağmen, her an önceden tespit edilememiş bir arızanın ortaya çıkması mümkündür. Aracın beklenmeyen bu davranışının, kazanın meydana gelmesinde önemli bir etkisi olup, gerekli eğitimi almadığından yeterli tecrübesi olmayan sanığın da zamanında müdahale edememesi sonucu söz konusu olay meydana gelmiştir.  Bu nedenle olaya aracın aniden stop etmesinin olayda etkili olduğu, bu hususun aracın eskiliğinden kaynaklandığı, teknik bir arıza olarak kabul edilebileceği görüş ve kanaatine varılmıştır."