İsrail'in Yaser Arafat'a suikast planı

Suikastın düzenlenmesi halinde bugün Ortadoğu’nun tamamen farklı bir görünüme sahip olabileceği belirtiliyor

Lübnan’daki patlamanın ve yıkımın şiddeti eşi görülmemiş boyutlarda olacaktı. (AFP)

İsrail ordusunun yaptığı askeri tatbikatların perde arkası, bunun Lübnan tarafında tansiyonu yükseltme ihtimali, zamanlaması ve dönemi sona eren ABD Başkanı Donald’ın da dahil olacağı bir başka gerilim ihtimaline ilişkin tartışmaları artırdı. Yediot Aharonot gazetesi, Tel Aviv’in 1982 yılında merhum Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat’a suikast düzenlemek üzere Beyrut Stadyumu’nda gerçekleştirmeyi planladığı operasyonun ayrıntılarına ilişkin bir haber yayınladı.

Ancak haberin yayınlanma zamanı ve amacına ilişkin kafalarda bazı soru işaretleri oluştu. Bazıları bunun, şu anki atmosfer ışığında İsrail’in istediği yerde ve istediği zamanda her hedefe ulaşacak güce sahip olduğuna işaret ederek gerginliğin ve tansiyonun yükselme ihtimaline karşı uyarı mahiyetinde bir mesaj olduğu görüşünde.

Söz konusu haberin girişinde "Bu operasyon yürürlüğe konmuş olsaydı Ortadoğu tamamen farklı bir görünüme sahip olurdu" ifadeleri yer aldı. Haberi hazırlayan gazeteci Ronen Bergman, Arafat’ın suikasta kurban gitmesi ve İsrail’in operasyonu yapmış olsaydı başarılı olacağını umduğu çirkin suçu tarihine eklemesi durumunda Ortadoğu’nun nasıl bir görüntüye sahip olacağının ayrıntılarını ise vermedi.

Operasyonun amacı, Beyrut’ta seyircilerin doldurması beklenen stadyumu havaya uçurarak olay yerindeki Yaser Arafat, Ebu Cihad takma adıyla bilinen Halil el-Vezir ve Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) liderlerini ortadan kaldırmaktı.

Patlama nasıl gerçekleştirilecekti?

Söz konusu haberde Lübnan’daki İsrail "ajanlarının" koltukların altına birkaç kilogram patlayıcı madde yerleştirmeyi, iki ton patlayıcı madde taşıyan üç aracı da stadyumun merdivenlerinin yanına park etmeyi planlandığı belirtildi.

Plana göre koltukların altına yerleştirilen bombaların patlatılmasının üzerinden yaklaşık bir dakika geçtikten sonra patlamanın etkisiyle paniğin zirve yaptığı sırada dehşete düşmüş insanlar dışarı akın ederken bomba yüklü araçlar uzaktan kumanda ile patlatılacaktı. Böylece Bergman’ın ifadelerine göre "operasyon kanlı, büyük bir son" ile kapanışını yapmış olacaktı.

Habere göre söz konusu dönemde İsrail Ordusu Kuzey Bölgesi Komutanlığı’nda üst düzey memur olan bir isim konuya ilişkin yaptığı açıklamada "Patlamanın ve yıkımın şiddeti, Lübnan’ın standartları açısından bile eşi görülmemiş boyutlarda olacaktı" ifadelerini kullandı.

Gazeteye göre operasyon planı, 1979 yılında Haran ailesinin öldürülmesine karşı intikam almak için yapılmıştı. Semir Kuntar’ın Filistin Kurtuluş Cephesi’nin talimatıyla Nehariya’da yaptığı eylem sonucunda İsrailli bir kişi ile oğlu yaşamını yitirmişti.

Haberde, Haran ailesinin cenazenin ardından dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rafael Eitan’ın İsrail ordusunun Kuzey Bölgesi Komutanı Yanush Ben-Gal’e "hepsini öldürme" talimatı verdiği belirtildi. Mesaj açıktı:

"Lübnan’daki tüm FKÖ adamları yaptıklarının bedelini kanları ile ödemek zorundalar."

Habere göre Ben-Gal, 2002-2011 yılları arasında MOSSAD dış istihbarat teşkilatının başkanı olarak görev yapan Meir Dagan’dan yardım istedi.

Dönemin askeri ve güvenlik liderlerinin haberdar olduğu operasyon, genelkurmay üyeleri ve istihbarat biriminin neredeyse tüm üyeleri de dahil olmak üzere ilgili liderlerin hepsine danışılmadan onaylandığı için tartışmalara yol açtı. Belki de başkanın son anda operasyonu iptal etmesinin sebebi de buydu. Zira operasyonun az sayıda gizli ortaktan oluşan küçük bir grup tarafından yürürlüğe konulmasına karar verilmişti.

Son dakikada iptal edildi

Operasyon, dönemin başbakanı olan hasta yatağındaki Menahem Begin tarafından, uygulamaya konulmasına saatler kala iptal edildi. Begin operasyonu planlayanları yanına çağırarak eylemi iptal etmelerini emretti.

Gazete Dagan liderliğinde sadece Genelkurmay Başkanı’nı gelişmelerden haberdar eden "üst düzey gizli bir birimin", Genelkurmay ve istihbarat biriminin geri kalanına haber vermeden Filistinlilere yönelik saldırılar, "gerilla operasyonları" ve suikastlar yaptığına işaret etti. Hatta bu operasyonların çoğunun dönemin başbakanı Menahem Begin'den saklandığı bilgisine yer verildi.

Habere göre Dagan açıklamasında şu ifadeleri kulandı:

"Operasyon gerçekleştirilseydi FKÖ liderliği o gün oyundan çıkmış olurdu ve 6 ay sonra, 1982 yılında Lübnan Savaşı’ndan ve sayısız birçok sorundan hepimiz kurtulmuş olurduk. Bu operasyonun amacı Lübnan’daki Filistinliler ile Suriyeliler arasında kaos çıkarmak ve onlara güvende olmadıklarını hissettirmekti."

Dagan, bu tür operasyonlara ilişkin kararlar alma konusunda dönemin en etkili isimlerinden biriydi ve Marjaayoun kasabasında birimi için gizli bir karargah kurmuştu.

Görünen o ki Dagan’ın tutumu, Begin’i Arafat’a suikast düzenlemek üzere başka bir operasyon için istihbarat servisleriyle iletişime geçmeye itti. Rapora göre Begin bir ay sonra başka bir operasyonu onayladı. İstihbarat bilgileri toplandıktan sonra Arafat’ın Lübnan sınırındaki bir ülkede FKÖ liderliğiyle ayda bir kez bir toplantı düzenlediği tespit edildi. İstihbarat birimi, konvoyun Lübnan'dan toplantının yapılacağı ülkeye doğru hareket ettiği sırada bir operasyon düzenlemek için çeşitli bilgileri gözden geçirdi.

1982 yılının şubat ayında operasyonun faaliyete geçirilmesine karar verildi ve İsrail askerleri Lübnan’da konvoyun geçeceği kavşağa gelerek çeşitli yerlere İsrail ordusunun karargahlarından birine doğrudan yayın yapacak şekilde kameralar yerleştirdi. Operasyon tarihi 5 Mart olarak belirlendi ve çok sayıda İsrail askerleri, konvoyun geçeceğini düşündükleri vakitten saatler önce kavşağa geldi. Askerlerin elleri patlayıcı maddelerle doluydu ve bunları yol kenarında kazılmış kuyulara yerleştirdiler. Olay yerindeki askerlerden işaret alınır alınmaz patlayıcıları infilak ettirilip araçlarda bulunan herkesin öldürülmesi planlanıyordu.

Kavşakta bir ağaç belirlendi ve üzerine bir işaret konuldu. Böylece askerler konvoy iyice yaklaştığında patlayıcıların fitilini ateşlemek için buradan bir işaret gönderebilecekti. İsrail istihbaratının elinde, Arafat’ın konvoydaki arabalardan birinde olduğuna dair herhangi bir bilgi yoktu.

Bu sefer ise operasyon, kavşaktan Lübnanlı bir polisin geçmesi ile iptal edildi. Raporda, operasyon sabahı askerlerin olay yerine vardıkları ve daha iyi bir şekilde gözetim yapabilmek için araçlarını birkaç metre uzağa park ettikleri belirtildi.

İçerisinde kimsenin olmadığı araç Lübnan polisinin dikkatini çekti. Araca yaklaştı ve askerlerin bağdaş kurarak oturduklarını gördü. Burada ne yaptıklarını kendilerine sorunca askerler bir düğünden geldiklerini ve bozuk yemek yedikleri için hastalandıklarını söylediler. Haberde "Askerler patlayıcıları gömdükleri kuyunun üzerinde duruyordu. Polis askerlere yaklaşınca hayatlarının tehlikede olduğunu hissettiler ve bir adım daha atarsa polisi vurmaya karar verdiler. Ancak polis biraz laflayıp gitti" ifadeleri yer aldı.

Bölgedeki askeri üslerden birinde bulunan ordu komutanlarına bilgi verildikten sonra askerlerin hayatının tehlikeye girebileceği endişesi ile operasyonun iptal edilmesine karar verildi. Dönemin güvenlik bakanı Ariel Şaron operasyonun iptal edilmesini onayladı ve askerlerin geri çekilmesi emredildi.

Filistinlilerle çalışan Lübnanlıların evleri havaya uçuruldu

İsrail raporuna göre üst düzey bir MOSSAD yetkilisi şunları söyledi:

"Şaron’un desteğiyle, Filistinlilerle çalışan Lübnanlıların evlerinin bombalanması da dahil olmak üzere korkunç şeyler yapıldı. Kaos çıkarmak ve sivilleri paniğe sevk etmek için toplu katliam yapıldığından söz ediyorum."

Aynı zamanda söz konusu raporda eskiden MOSSAD’da görevli olan Rafi Eitan’ın şu sözlerine yer verildi:

"1980’lerin ortalarından Lübnan’ın işgaline kadar iki yıl boyunca Filistinlilere karşı onlarca operasyon gerçekleştirdik. Bunların başında askerler tarafından hazırlanan patlayıcıların Lübnan’ın güneyindeki mülteci kamplarına, Filistin tesislerine ve araçlarına yerleştirilmesi geliyor."

Haberde geçen ifadelere göre Şaron, Filistinlilerin bu operasyonlara karşılık İsrail’e füzeler fırlatacağını ve bu şekilde de Lübnan’ı işgal etmek için bir bahaneleri olacağını düşünüyordu.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

https://www.independentarabia.com/node/168391

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU