DEVA Partisi İstanbul İl Başkanı: Sadece İstanbul’da 30 bin başvuru aldık, en çok başvuru Başakşehir, Beylikdüzü ve Esenyurt’tan geldi

Ali Babacan'ın liderliğinde kurulan DEVA Partisi sahaya indi. Partinin İstanbul İl Başkanı Gürol Ayan bunu bir ''halk hareketi'' olarak nitelendiriyor

DEVA Partisi İstanbul İl Başkanı Gürol Ayan / Fotoğraf: Independent Türkçe

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA Partisi) Türkiye genelinde örgütlenme çalışmalarını sürdürüyor.

Partinin İstanbul Kurucu İl Başkanlığı'na Gürol Ayan getirildi. Ayan, şimdiye kadar herhangi bir siyasi partiye üye olmamış, siyasi faaliyeti sadece oy kullanmak olan biriydi.

Partiye internet üzerinden başvurdu ve şimdi ülkenin en büyük kentinin il başkanı.

''Bir 'dahil olma' çabası''

Ayan, ''Siyaset hayatın içinde bir şey. Herkesi ilgilendiriyor. Ülkenin nereye gideceğini belirliyor. Benimki de bir dahil olma çabası'' diyor. 

''Toplumun tamamını ilgilendiren durumlarda kimse kendini sorumluluk sahibi hissetmiyor, liyakatsiz olduğunu düşündüğü kişiler hakkında sürekli eleştirilerde bulunuyorlar ama hiçbir şekilde kendi konfor alanlarından vazgeçip, rahatlarını bozup işe dahil olmuyorlar” diye serzenişte bulunan Ayan, çevresinin kendisine hep ''Neden siyasete girdiğini'' sorduğunu kendisinin de onlara, 'Sen niye girmiyorsun' diye karşılık verdiğini anlattı: 

''Siyaseti kötü yaptığım için eleştirebilirler ama...'' 

''Herkesin gelecekle ilgili umudu evlatları değil mi? Benim de çocuklarım var. Herkes çocuklarına daha iyi bir gelecek sunmak için uğraşmıyor mu? Totalde buna bakınca birilerini eleştirmek gerekirse siz neden yapmıyorsunuz'' diye soran Ayan, ''Ben bu dünyadaki süremi bitirdiğimde mutlu ölecek bir insanım. Üzerime düşeni yaptım çünkü. Beni de belki siyaseti kötü yaptığım için eleştirebilirler, beğenmeyebilirler ama yapmadığım için eleştiremezler'' dedi. 

 

Gürol Ayan2.jpg
Gürol Ayan / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

''Rahatlarını bozmayanlar suçlu''

Ayan’a göre ''Konfor alanlarından vazgeçmeyenler'' ve ''Rahatlarını bozmayanlar'' suçlu. ''İnsanlar yanlış gördükleri bir şeye sadece söyleniyor. 'Buraya bu kadar çöp atılır mı' diyor ama o çöpü alıp çöp kutusuna atmıyor'' diyen Ayan, ''Avrupa’da birey kendinde sorumluluk hissediyor. Devlet yapsın diye beklemek çok ayıp. Sen kendini paydaş olarak görmüyorsan tamam ama bu bir yerde vatanseverlik. Artık bir şeylere gönüllü olma mecburiyetimiz var'' şeklinde konuştu. 

İstanbul teşkilatları için 30 bin başvuru

DEVA Partisi’nin örgütlenmeyi demokratik bir süreç içinde yaptığını dile getiren Ayan, İstanbul’daki teşkilatlarda çalışmak için 30 bine yakın başvuru aldıklarını kaydetti. Başvuranların yüzde 64’e yakının üniversite mezunu olduğunu belirten ve her meslekten başvuru aldıklarını ifade eden Ayan, en fazla başvurunun Başakşehir, Beylikdüzü ve Esenyurt’tan alındığını vurguladı.
 
''Başvurularla halkın bu sürece dahil olmaya çalıştığı anlaşılıyor'' diyen Ayan şunları söyledi:

Biz ev kadınlarıyla da birebir görüşme yapıyoruz ve ekibimize alıyoruz. Yüzde 35 cinsiyet kotası var ve bu kota aşıldı. İnşallah kadınlar çoğunlukta olur ve biz azınlıkta kalırız. Başvuruların yoğunluğu gençlerde ve avukatlarda. Artık insanların isyanı var. Bunu fark edebiliyoruz. Bıktılar, gelecekle ilgili kafalarında belirsizlik var. Mesela KPSS diye bir sınav var, insanlar o sınava giriyorlar: çok yüksek puan puan almış olsalar bile mülakatlarda eleniyorlar. Bunun siyasi tercihlerde çok belirleyici olduğunu görüyoruz. Bu adil bir şey değil. Devlet geleceğine de aykırı.

Elitist parti değiliz, bu bir halk hareketi

Partisinin bir halk hareketi oldugunu savunan Ayan, "'Ben ilkokul mezunuyum, ustayım, alçı boya işleri yapıyorum, eğitimim yetmez ama en azından işlerinizi ücretsiz yaparım' diyenler de var" dedi. Ayan, kendilerine yöneltilen ''Aşırı liberal'' ve ''Muhafazakarlardan uzak durmak istiyorlar'' şeklindeki eleştirilerin haklı olmadığını iddia etti.

“Liberalizm sadece ekonomik olarak değerlendiriyor ama bireyin güçlendirilmesi de bunun içinde'' diyen Ayan, ''Türkiyenin en büyük problemi ekonomi olarak görüldüğü, bunun çözümü de Ali Babacan’la özdeşleştiği ister istemez bunlar gündeme geliyor. Evet, ekonomi büyük bir problem, çözümü de Ali Babacan’da. Bu çok net. Ben bu ülkenin vatandaşıyım. Milliyetçilik mi bilmek istiyorsunuz? Ben askerliğimi gönüllü olarak dağ-komanda olarak yaptım. Çocuklarına sahte çürük raporu alanlar ne o zaman? Milliyetçilik dersi mi istiyorlar? Irkçılık başka vatanseverlik başka. Yerli olanı hepimiz severiz çünkü bize aittir. Ama ırkçılık bağlamında konuşuyorsak, hepimiz bu dünyanın şerefli bir mensubuyuz. İnsanlık ailesine mensubuz. Bugünkü siyasi iktidar beraber olduklarıyla beraber bir ideoloji benimsedi ama birkaç yıl önce milliyetçiliği ayaklar altına alıyorum diyen de kendileriydi. O zaman onu diyenler şimdi beni mi milliyetçi olmamakla suçluyor? Dini inançlar günlük siyaset için kullanılabilir mi? Dininizi oy için kullanarak nasıl ucuzlatabilirsiniz? Ben dinimin günlük siyasete malzeme edemeyecek kadar büyük olduğunun farkındayım'' dedi.


 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU