"Berlin'in Führeri" anlattı: Almanya'da duvarın yıkılması aşırı sağı nasıl güçlendirdi?

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra geri gelmeyeceği umulan düşünceler, artık Alman Parlamentosu'nda

Eski bir Neo-Nazi olan Hasselbach, artık arkadaşlarından ayrılmak isteyen aşırı sağcılara yardım ediyor (Laetitia Vancon/The New York Times)

Adolf Hitler önderliğindeki ülkenin II. Dünya Savaşı'ndaki vahşi ve ağır hezimetinin ardından ikiye bölünen Almanya, 3 Ekim 1990'da resmen yeniden birleşti. Bu olayın 30. yıldönümü ülkede kutlanırken, olumsuz etkileri de ele alındı.

Bir zamanlar "Berlin'in Führeri" olarak anılan Ingo Hasselbach'la röportaj yapan New York Times, aşırı sağın birleşmeden faydalanarak parlamentoya girmesinin izini sürdü.  

Komünist Doğu Berlin'de gizli bir Neo-Nazi olan Hasselbach, Berlin Duvarı yıkılınca Batı'daki aşırılıkçılarla ilişkiye girerek yeraltından çıktığını söyledi. Birlikte eğitim çalışması düzenlediklerini, solcularla dövüştüklerini, Hitler'in doğumgününü kutladıklarını ve bir gün parlamentoda kendi görüşlerine uygun bir partinin yer almasını hayal ettiklerini anlattı:

Yeniden birleşme aşırı sağ için büyük bir itici güç oldu. İlk birleşenler Neo-Nazilerdi. AfD (Almanya için Alternatif/Alternative für Deutschland) gibi bir partinin temellerini attık. Söylediğimiz bazı şeyler artık anaakım oldu.

"Batıdakilerin liderleri, cennette olduklarını düşündüler" de diyen Hasselbach, doğudan gelen gençlerin Batı Almanya'daki yaşlı aşırı sağcıların iştahını kabarttığını vurguladı.

Hasselbach'ın da işaret ettiği gibi günümüzde AfD, parlamentodaki anamuhalefet partisi oldu; liderleri sokak gösterilerinde pek çok aşırı sağ görüşün temsilcisiyle yanyana; partinin en güçlü olduğu yerlerse eski Doğu Almanya toprakları. 

Konu hakkında çalışan sosyolog Matthias Quent de yeniden birleşmenin Almanya'daki aşırı sağın üzerindeki etkisini vurgulayan isimlerden biri:

Doğu'daki Neo-Naziler bu sayede yeraltından çıktı, Batı'daki aşırı sağcılar için de yeni bir insan kaynağı havuzu ve çok fazla gözlemlenmeden hareket edilebilecek geniş bir alan ortaya çıktı.
Aşırı sağcılar, Doğu'yu Almanya'nın hala Almanya, erkeklerin de hala erkek olduğu bir yer olarak görüyor. "Eğer Doğu'da kazanırsak, Batı'da da etkili olabiliriz" düşüncesine sahipler.

Doğu Almanya'da ırkçılık yasak olsa da, 1987'de hazırlanan bir polis raporuna göre komünizmle yönetilen bu topraklarda yasak tanımayan 15 bin Neo-Nazi vardı. Duvarın yıkılması için sokağa çıkan on binlerce kişi arasında bunlar da yer alıyordu. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Doğu Almanya yönetimine karşı atılan "Halk biziz!" sloganları, son yıllarda göçmenlerin ve mültecilerin yüzüne karşı söyleniyor.

Yeniden birleşmenin ardından terk edilmiş eski Sovyet üslerinde eğitim düzenleyerek bomba yapımı ve gerilla savaşı gibi konularda eğitim aldıklarını ifade eden Hasselbach, şimdi devletin güvenlik aygıtlarında aşırı sağcıların bulunmasına şaşırmadığını söyledi. Aktif olduğu dönemlerde bazı polis memurlarının kendilerine yardımcı olduğunu vurguladı.

Hasselbach, "Berlin'in Führeri" olarak adlandırılırken, üç Türk'ün yaşamını yitirdiği bir kundaklamanın ardından 1992'de Neo-Nazilerden koptuğunu anlattı. 

Yıllarca Neo-Nazilerden kaçmak zorunda kalan 53 yaşındaki isim, artık Exit Germany isimli bir kuruluşla birlikte aşırı sağcıların arkadaşlarından ayrılmalarını kolaylaştırıyor. Hasselbach, yeni Führerlere karşı tüm dünyayı uyarıyor:

Günümüzde insanlar şiddet göstermeye her zamankinden daha hazır.


Independent Türkçe, New York Times

DAHA FAZLA HABER OKU