Suriye çıkmazı: Rusya mı İran ile birlikte yoksa Tahran mı Moskova'yla?

Bunun cevabı Trumplı veya Trumpsız Washington’da imzalanacak anlaşmada saklı

Fotoğraf (AFP)

Suriye’de savaşın bedeli her açıdan ağır. Suriye’de Rusya ile İran’ın hedefleri ve ilişkisi her zaman ilgi çekici olmuştur. İsrail, Suriye topraklarına yönelik yaptığı her saldırıdan sonra bu saldırının Suriye’deki İran askeri güçlerine karşı yapıldığını belirtir.

Rusya’nın Suriye’ye direkt askeri müdahalesi olan 2015’ten bu yana Rusya ile İran arasında bir anlaşmazlığın mı olacağı yoksa ilişkinin daha da mı güçleneceği tartışılır durur.

Bu iki ülkenin kendi topraklarından uzakta Suriye’deki varlığı ve ilişkisi her zaman ilgi odağı olmuştur.

İran, Rusya’nın bölgesel rakibi ve  ayrıca ABD’nin de ilan edilmiş düşmanıdır. İran Suriye’de kaldığı sürece İran-Amerika ilişkilerinin daha da gerginleşeceğini ve bunun Suriye’deki kendi varlığına ve çıkarlarına karşı bir tehdit olduğunu Rusya da çok iyi biliyor.

Aylar önce İsrail’in Moskova’daki büyük elçisi Gary Koren, Rus resmi haber ajansı  TASS ‘a verdiği demeçte , İsrail-Suriye sınırındaki İran askeri varlığına Rusya’nın karşı olması İsrail’i  memnun ettiğini açıkladı. Ayrıca iki ülkenin bu konudaki ortak çalışmalarının sürdüğüne değinerek İran varlığının İsrail’i ve güvenliğini hedef aldığını belirtti.

Birçok ülkenin, İran’ın Suriye’deki varlığına ve nüfuzuna karşı olması şüphesiz Rusya’yı zor durumda bırakıyor. Çünkü bu durum, onun bu ülkelerle olan ekonomik ve siyasi ilişkilerine zarar verebilir.

İsrail’in Suriye topraklarındaki İran askeri üslerine saldırılarının artırması ve Amerika’nın gittikçe artan baskıları, İran’ı Rusya’yla ilişkisini daha da güçlendirmeye zorluyor. Bu da Rusya’yı İran’a karşı olan tutumunda eskisinden daha güçlü bir konumda tutuyor.

Birçok gözlemci Ankara ve Rusya’nın 2017 Astana görüşmelerinde İran’ın sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini aksi taktirde Suriye’de ona bağlı grupları kontrol etmenin zor olduğunu anlattığını belirtmektedir.

İki ülke arasında bugüne kadar Suriye’de gerçek bir anlaşmazlığa dönüşmeyen farkları dört noktada özetleyebiliriz; ilki 6 yıl önce Rusya’nın Suriye’ye direkt müdahalesi, İran’ı sessiz bir Suriye müttefiki olarak bir adım geriye itmiştir. İran’ın bu başarısızlığı Rusya’nın askeri dengeleri elinde tutmasıyla sonuçlandı.

Moskova ve Tahran arasındaki ikinci farklılık, 2016 yılının sonlarında Ankara ve Moskova’yla yapılan anlaşmada sivil ve mücahitlerin Halep’in doğusundan çıkarılmasıyla ortaya çıkmıştır.

Zira o dönem İran Halep’te bir askeri çözüm amaçlamıştı. Bu bağlamda o sıralar Tahran’a yakınlığıyla bilinen İran diplomasisi sitesinin belirtiğine göre Halep’i geri almak İran ve Rusya ilişkileri açısından olumlu bir adımdı ancak Suriye’deki sorunları çözmek için uzun bir yol var ve Rusya İran’dan çok durumu Ankara ile takip ediyor. Rusya Halep’i geri aldıktan sonra Suudi Arabistan’ı Suriye konusunda siyasi diyalog masasına çekerek iki ülke arasındaki ilişkilere gölge düşürdü.

Aynı siteyede şu ifadelere yer verildi: “Ruslar Suriye’de bizimle mi yoksa biz orada Ruslarla mıyız? Görünen o ki Rusların Suriye’ye ilişkisi stratejik bir ilkeyle değil taktiksel bir bakışla yürütülmektedir.’’

Ayrıca makalede şu hususlara da değinildi;

Suudi Arabistan’ı diyalog masasına çekmenin İran’ın çıkarına olamayacağının önemine değinildi. Zira Rusya Müslümanlarının yüzde 90’ının Türkiye ve Suudi Arabistan ile çok sıkı ilişkileri var. Ayrıca buna Rusya’nın ülkesindeki Müslümanların taleplerine gösterdiği önemi de eklemek gerekir.

Üçüncü fark yine ASTANA görüşmelerinde karşımıza çıkıyor. İran, Amerika’yı uzaklaştırmaya çalışırken Rusya onu gözlemci olarak davet etti.

Dördüncü fark SOÇİ  Anlaşması sürecinde ortaya çıktı. Ankara ve Moskova, İdlip ve çevresi ,Halep’in bir kısmı, Hama ve Lazkiye’yi konuşurken Tahran’nın o bölgelerdeki askeri varlığına rağmen Tahran’ı saf dışı bırakmasıdır.

Şüphesiz Suriye’deki savaşın bedeli her açıdan tüm taraflar için oldukça ağır. Tahran’ın son zamanlarda Suriye’de İsrail tarafından defalarca ağır saldırılara maruz kalması, yıllardır bu ülkede yaptığı yatırımlardan vazgeçip yavaş yavaş Suriye’deki varlığından vaz geçmesine sebep olur mu?

Cevap elbette Trumplı ya da Trumpsız ABD ile yapılacak anlaşmaya bağlı.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independentarabia.com/node/145801/

DAHA FAZLA HABER OKU