DEVA Parti'li Yeneroğlu: Hollanda'daki Türk toplumuna yönelik azımsanamayacak bir ayrımcılık var

Demokrasi ve Atılım Partisi Milletvekili Yeneroğlu, en fazla Türk vatandaşının bulunduğu Avrupa ülkelerinden biri olan Hollanda'daki Türk toplumunun karşı karşıya kaldığı ayrımcılığa dikkati çekti

DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu / Fotoğraf: Independent Türkçe (Cihat Arpacık)

Hollanda'daki Türklerin maruz kaldığı ayrımcılıklara dikkat çeken bir açıklama yapan Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, ayrımcılığın en çok yaşandığı alanların eğitim, işgücü piyasası ve resmî kurumlar olduğunun altını çizerek, ''Adeta kurumsallaşmış bu ayrımcılık, kaynaşmanın ve potansiyel yeteneklerin kullanılmasının önüne geçmektedir'' dedi.

Avrupa'da en çok Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının bulunduğu üçüncü ülkenin Hollanda olduğunu hatırlatan Yeneroğlu, Amsterdam yönetimyle imzalanan işgücü anlaşmasının 56. yıldönümü olduğuna dikkati çekti.

''Güçlü ticari ilişkiler var''

Hollanda İstatistik Bürosu (CBS) verilerine göre, sayıları 400 bini aşan Hollanda'daki Türk toplumunun Hollanda ile Türkiye arasında güçlü ticari ilişkileri olduğunu kaydeden Yeneroğlu, ''Türkler, ülkede en fazla iş yeri açan yabancılar arasında ilk sıradaki yerini korurken iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler her geçen yıl daha da güçlenmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye, bu yılın ilk dört ayında Hollanda'ya 1,7 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirirken, bu ülkeden de 1,2 milyar dolarlık ürün ithal etmiştir'' ifadelerini kullandı.

Türkiye ile Hollanda arasında arasında ticari ilişkilerin olumlu seyrine rağmen ülkedeki Türk toplumuna yönelik azımsanamayacak bir ayrımcılık olduğunu belirten Mustafa Yeneroğlu, Hollanda'nın geçtiğimiz günlerde yayımladığı Hollanda Ayrımcılık Raporu'nda Türklere yönelik uygulanan ayrımcılık yüzde 50 gibi dikkat çekici bir seviyede olduğunu vurguladı.

''Hollanda Başbakanı, etnik kökene dayalı ayrımcılığın sistematik bir problem olduğunu kabul etti''

Ayrımcılığın farklı bir boyutunun da yıl içerisinde geçici oturum izni alabilmek için Temmuz 2021 itibariyle yürürlüğe girmesi kararlaştırılan zorunlu uyum sınavının getirilmesi ile yaşandığını kaydeden Yeneroğlu şunları söyledi:

Türkiye ile Avrupa Topluluğu (AT) arasında 1963 yılında imzalanan Ortaklık Anlaşması ve 1970 tarihli Katma Protokol uyarınca hukuki yollarla kazanılmış olan sınav muafiyeti, Türklerin Hollanda toplumuna yeterince uyum sağlayamadığı gerekçesi ile gündeme getirilmiştir. Aile birleşimi, işgücü piyasası vb. sebeplerle Hollanda'ya gitmek isteyip uyum sınavını geçemeyen vatandaşlarımız için gerekli olan oturum iznini alamaması durumunda psikolojik ve ekonomik yıpranmaya kadar giden bir süreç başlayacaktır.

Bununla birlikte Hollanda'daki etnik kökene yönelik ayrımcılığın ülke karar vericileri tarafından da kabullenildiğini görüyoruz. Nitekim Amerika'da George Floyd'un ölümü sonrasında basın açıklaması yapan Hollanda Başbakanı Mark Rutte, etnik kökene dayalı ayrımcılığın Hollanda'da sistematik bir problem olduğunu ifade etmiştir. Söz konusu ayrımcılığın önüne geçmek için gerekli adımlar atılmadığı sürece Hollanda toplumunda farklılıkların bütünlüğünden bahsetmek mümkün olmayacaktır.


Independent Türkçe 

DAHA FAZLA HABER OKU