Erdoğan: Oruç Reis'imize saldıracak olursanız bunun bedelini ağır ödersiniz dedik ve bugün ilk cevabı aldılar

Erdoğan, kadına yönelik şiddetle mücadele çalışmalarını çok yönlü, bütüncül yaklaşımla, 'sıfır tolerans' ilkesiyle sürdürdüklerini bildirdi

Fotoğraf: AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin 19. Yıl dönümü nedeniyle açıklamalarda bulundu.

Erdoğan açıklamasında, “Bu partinin kurucusu bizatihi milletimizin ta kendisidir” ifadesini kullanarak, “Şahsım başta olmak üzere partimizin tüm kademelerinde görev üstlenen herkes, sorumluluğun doğrudan millete karşı olduğunu bilir” dedi.

“Kerameti kendinde görenler millete hizmet yolundan ayrılıp şahsi emellerin peşine düşen elbette oldu” diyen Erdoğan bu kişilerin siyasetten silindiğini ifade etti.

Erdoğan şunları kaydetti:

Ülkemizin geleceği konusunda AK Parti’den başka proje sahibi siyasi bir yapı bulunmuyor.

Oruç Reis tepkisi: Bedelini ağır ödersiniz dedik 

Erdoğan, Doğu Akdeniz'de faaliyetlerini sürdüren araştırma gemisi Oruç Reis ile ilgili olarak Yunanistan'a tepki göstererek, "Oruç Reis'imize sakın saldırmayın, saldıracak olursanız bunun bedelini ağır ödersiniz dedik ve bugün ilk cevabı aldılar" dedi.

Erdoğan, Mamak'taki 75. Yıl Parkı'nda düzenlenen AK Parti 19. Kuruluş Yıl Dönümü kutlamasında yaptığı konuşmada, partinin resmen kurulduğu tarihin Türkiye ile bölgenin ve dünyanın geleceğini değiştirdiğini belirtti.

Kuruluşundan bugüne AK Parti kademelerinde görev alan, partiye gönül veren ve AK Parti davasını savunanlara şahsı, ailesi ve milleti adına şükranlarını sunan Erdoğan, geçen 19 yıl içinde birlikte yol yürüdüğü kardeşlerinden ebediyete irtihal edenlere de Allah'tan rahmet diledi.

"Türkiye'de ve dünyanın her bir yanında AK Parti'nin başarısı için 19 yıldır samimiyetle dua eden herkesten Allah razı olsun." diyen Erdoğan, partinin Allah'ın rızasını, milletin desteğini, ümmetin duasını, insanlığın sevgisini hedefleyerek kurulduğunu ve bugüne kadar da aynı anlayışla geldiğini söyledi.

"Sorumluluğumuz doğrudan millete karşı"

Partinin kurucusunun bizatihi milletin kendisi olduğunu anlatan Erdoğan, "Şahsım başta olmak üzere partimizin tüm kademelerinde görev üstlenen herkes sorumluluğunun doğrudan millete karşı olduğunu bilir ve ona göre davranır. Tarih boyunca olduğu gibi bu dönemde de kerameti kendinde görenler, millete hizmet yolunda ayrılıp şahsi emellerinin peşine düşenler elbette oldu ama hepsi de çok kısa bir sürede bu gerçekle yüzleşip siyaset tarihinin tozlu raflarındaki yerlerini almak zorunda kaldı" diye konuştu.

Erdoğan, AK Parti'nin, kuruluşundan bugüne yaptıklarıyla ve duruşuyla Türk milletinin hayallerini gerçekleştiren, koskoca bir ümmetin umutlarını canlandıran, insanlığın önünde yeni kapılar açan bir parti kimliğine sahip olduğunu aktardı.

Bugün AK Parti'nin Türkiye'nin son 18 yılının mimari olmanın yanında, 2023 hedefleri, 2053 ve 2071 vizyonları ile de ülkenin istikbaline talip olduğuna dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Ülkemizin ve milletimizin geleceği konusunda AK Parti'den başka bir vizyon, bir hedef, bir proje, program sahibi siyasi teşekkül bulunmuyor. Ana muhalefetin ve aynı cephenin diğer partilerinin tek siyasetleri AK Parti'ye saldırmak, tek vaatleri Recep Tayyip Erdoğan'ı indirmek. Milletimiz bu kısır zihniyete 19 yıldır yaptığı gibi bundan sonra da itibar etmeyecektir.

İnsanlık tarihine büyük yürüyüşlerin yön verdiğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

Hazreti İbrahim'in Harran'dan Filistin'e yürüyüşü böyle bir yürüyüştür. Hazreti Musa'nın Mısır'dan Kızıldeniz kıyılarına yürüyüşü böyle bir yürüyüştür. Hazreti Peygamberin Mekke'den Medine yürüyüşü tarihin akışını değiştiren böyle bir yürüyüştür. Horasan erenlerinin Anadolu'ya, Balkanlar'a, Avrupa içlerine yürüyüşü sevgi ve hoşgörü ikliminin bu beldelerde yayılmasını sağlamıştır. Yaşadığımız coğrafyayı medeniyet güneşimizin sarması da büyük yürüyüşler sayesindedir. Sultan Alparslan'ın Malazgirt Ovası'na, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul surlarını, Yavuz Sultan Selim'in Sina Çölü'ne yürüyüşleri büyük değişimlerin sembolleri olmuştur.

Erdoğan, tarih boyunca insanlığa yeni istikametler kazandıran Türk milletinin 14 Ağustos 2001 tarihinde Adalet ve Kalkınma Partisini kurarak yeni bir hamle başlattığını anımsattı.

"Selçuklu'nun kalbi, Osmanlı'nın vicdanı, Cumhuriyet'in aklı"

AK Parti'nin, ilk insan Hazreti Adem ile başlayan büyük medeniyet davasının bugün temsilcisi olmaya talip bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, şu değerlendirmeleri yaptı:

Bu davaya gönül verenler kendileriyle yeryüzündeki tüm mazlumların hukukunu korumanın mücadelesini vermişlerdir. Bu kutlu yürüyüşün 1000 yıldır coğrafyamızda sancaktarlığını yapan ecdadımız, 3 kıta ve 7 iklimde barışın, kardeşliğin ve adaletin tesisi için asırlardır ter dökmüştür. Bizim hareketimiz, davamız kendisine her şeyden önce Allah kelamını ve onun alemlere rahmet olarak gönderilen Nebisini edinmiştir. Bizim hareketimiz Ahmet Yesevi'den Mevlana'ya, Hacı Bektaş-ı Veli'den Yunus Emre'ye, Fuzuli'den Ahmedi Hani'ye, Mehmet Akif'ten nice gönül sultanlarına kadar medeniyetimizin tüm tatlı pınarlarından kana kana içmiş, o bereketli pınarlardan beslenmiştir. Bu hareket, bu dava Selçuklu'nun kalbi, Osmanlı'nın vicdanı, Cumhuriyet'in aklıdır. Milletimiz yürüyüşümüze işte böyle bir istikamet belirlemiştir.

Erdoğan, "Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" sloganıyla çıktıkları siyaset yolculuğunu 10,5 milyonu aşan üye ile el ele, gönül gönüle sürdürdüklerini ifade etti.

"Bizler dua ile çıktık yola"

"19 yıl önce ne söylüyorsak bugün de aynısını söylüyoruz. AK Parti milletimizin özlemlerinden ve taleplerinden doğmuştur." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

AK Parti sadece milletimize yaslanan bir partidir. AK Parti'nin mayasını milletimiz yoğurmuştur. AK Parti'nin hamurunu milletimiz yoğurmuştur. AK Parti'nin kumaşını millet dokumuştur. Bu yüzden bütün çabalarımızın semeresi, bütün başarılarımızın bereketi ülkemize ve milletimize aittir. Bizler dua ile çıktık yola ve aynı şekilde devam ediyoruz. Bizim için asıl olan bu kutlu yolda milletimizle el ele yürümek. Yunus'un dediği gibi; Yol odur ki doğru vara, göz odur ki Hakk'ı göre, er odur alçakta dura, yüceden bakan göz değil.

AK Parti'nin milletin partisi olduğunun nişanesinin, 2002 Kasım'ından beri girdiği her seçimden birinci olarak çıkmayı başarabilmesi olduğunu belirten Erdoğan, "Bizi, milletimize mahcup etmediği için Rabbimize hamd ediyoruz" ifadesini kullandı.

Erdoğan, AK Parti'nin yolunu, uzun yıllar boyunca siyasi ve ekonomik buhranların acı tecrübelerini yaşayan milletin çizdiğini, adını milletin koyduğunu dile getirerek şöyle devam etti:

“Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür” derler. Türkiye'nin 14 Ağustos 2001 tarihinden bugüne kadar neler yaşadığını asla unutmamalıyız. Özellikle 3 Kasım 2002 seçimlerinin ardından AK Parti'yi, hükümet eden ama iktidar olamamış bir parti haline dönüştürmek için oynanan oyunları hep aklımızda tutmalıyız. Kendilerini milletin üstünde gören ve ülkenin de sahibi sanan bir avuç azgın azınlığın nasıl bürokrasiden medyaya ve iş dünyasına kadar çöreklendiğini, her köşeden bize tuzaklar kurduklarını dün gibi hatırlıyoruz. Yüksek Askeri Şura toplantılarından dönemin cumhurbaşkanının davetlerine kadar her yerden nasıl sürekli krizlere muhatap bırakıldığımızı biz biliyoruz. Provokatif cinayetlerle nasıl köşeye sıkıştırılmaya çalışıldığımız hala gözlerimizin önündedir.

Erdoğan, 2007 cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde iyice ayyuka çıkan hukuksuz, ahlaksız, pervasız girişimlerin hiçbirine eyvallah etmediklerini belirterek, "Bunun bedelini de kapatma davasıyla ödedik. Biz, demokratik teamüllere ne kadar sarılırsak sarılalım karşımızdaki faşist kafa yine durmadı. Milletimiz '411 el kaosa kalktı' manşetindeki kendi iradesini hiçe sayan alçak zihniyeti hiçbir zaman unutmayacaktır" diye konuştu.

"Zamanı gelecek ortaya koyacağız"

Davos'taki "One minute" hadisesinin, AK Parti'nin mazlumlar ve mağdurlar için verdiği mücadelenin uluslararası alanda en yüksek perdeden seslendirilişinin sembolü olduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle dedi:

O zaman bizlerle beraber orada olanlar o salonu terk ederken neler söylediklerini de iyi biliyoruz. Şimdi parti kurdular. Ne diyorlardı biliyor musunuz? 'İşte şimdi yandık.' Niye? 'One minute' dedik ya... Kime karşı dedik? O da belli, İsrail'in atıklarına karşı. Zamanı gelecek bazı şeyleri çok açık, net de ortaya koyacağız. Şahitleri ile beraber koyacağız ve bu milletin derdiyle dertlenenlerin kimler olduğunu milletim bilecek ama zamanı var. Başlattığımız her demokrasi atağını kesmeye kalkanlara rağmen gönülleri bir gergef gibi işleyerek yolumuza devam ettik. Sabrettik, azmettik, çalıştık, yol bulduk, yol açtık, hep ileriye doğru gittik ve hamdolsun emeğimizin karşılığını birer birer aldık.

Erdoğan, buna rağmen önlerine kurulan tuzakların, maruz kaldıkları saldırıların bitmediğini vurgulayarak, "Dört bir yandan ellerine geçirdikleri her malzemeyle yüklendiler. Suriye'deki iç karışıklıklarla birlikte ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar yeni bir boyuta taşındı. Artık içerde ve dışarda çok daha sert, çok daha sinsi, yer yer de kanlı bir mücadele sürecinin içine giriyorduk" diye konuştu.

"Tüm terör örgütlerini üzerimize saldılar"

Birilerinin Gezi olaylarıyla sokakları işgale, 17/25 Aralık emniyet-yargı darbesiyle milli iradeyi gasbetmeye, çukur eylemleriyle mahalleleri bölmeye çalıştıklarını hatırlatan Erdoğan, şunları ifade etti:

PKK'sından DEAŞ'ına kadar tüm terör örgütlerini en azgın şekilde üzerimize saldılar. Bunlar da yetmeyince 15 Temmuz'da darbe girişimine kalkıştılar. Kuzey Irak'ta, Suriye'de, Libya'da, Doğu Akdeniz'de yürüttüğümüz harekatlarla, bu saldırılara karşı cevabımızı anladıkları dilden verdik. Bugün de verdik ve kendilerine 'Bak bizim Oruç Reis'imize sakın saldırmayın, eğer Oruç Reis'imize saldıracak olursanız bunun bedelini ağır ödersiniz.' dedik ve bugün ilk cevabı aldılar. Her saldırının görünmeyen hançeri olan ekonomiyi, kur, faiz, enflasyon üçgeninde daha güçlü bir şekilde devreye soktular. Bu konuda da gereken tedbirleri alarak ekonomimizi güçlendirdik.

Erdoğan, yeni tip koronavirüs salgını döneminde yaşananların, Türkiye'nin eğitimden sağlığa, ulaşımdan tarıma kadar her alanda sahip olduğu altyapının önemini tüm açıklığıyla ortaya koyduğunu söyledi. 

"AK Parti, eserlerle konuşan bir parti"

AK Parti'nin bugüne kadar hep rakamlarla, hizmetlerle, birbiri ardına açtığı eserlerle konuşan bir parti olduğunu söyleyen Erdoğan, Türkiye için sadece hayal kurmakla kalmadıklarını, hayalleri tek tek gerçeğe dönüştürdüklerini dile getirdi.

Erdoğan, yükseköğretim dahil 8,7 milyar lirayla devraldıkları eğitim bütçesini 131 milyar liraya çıkardıklarını, iktidarları döneminde toplam 324 bin derslik, okullara 34 bin laboratuvar, 15 bin kütüphane, 2 bin 718 dijital kütüphane inşa ettiklerini bildirdi.

672 bin 608 öğretmen ataması yaptıklarına dikkati çeken Erdoğan, sağlıkta hastane, tedavi kurumu ve birinci basamak sağlık kuruluşundan oluşan yaklaşık 8 bin 500 sağlık tesisini Türkiye'ye kazandırdıklarını belirtti.

Erdoğan, hastane yatak kapasitesini 164 binden 246 bine, nitelikli yatak kapasitesini 19 binden 148 binin üzerine çıkardıklarına işaret ederek, inşa ettikleri şehir hastaneleriyle sağlıktaki başarı çıtasını daha da yukarı taşıdıklarını söyledi.

"Konya Şehir Hastanesinin resmi açılışını yapacağız"

Konya'da yapılan şehir hastanesinin resmi açılışını gelecek günlerde gerçekleştireceklerini bildiren Erdoğan, "Konya ile toplamda 20 bin 563 yatak kapasiteli 15 adet şehir hastanemizi milletimizin istifadesine sunduk" dedi.

Gençlik ve sporda 9 olan gençlik merkezi sayısını 336'ya, 1575 olan spor tesisi sayısını 3 bin 720'ye, 278 bin olan lisanlı sporcu sayısını 10 milyon 150 bine ulaştırdıklarını dile getiren Erdoğan, üniversite öğrencilerinin ödediği harcı kaldırdıklarını hatırlattı.

Erdoğan, göreve geldiklerinde lisans öğrencilerine 45 lira burs verildiğini belirterek, bu rakamı 550 liraya yükselttiklerini, yüksek lisansta bursu 1100 liraya, doktorada 1650 liraya çıkardıklarını kaydetti.

Erdoğan, göreve geldiklerinde 76 olan üniversite sayısını 131 daha artırarak toplamda 207'ye yükselttiklerini belirtti. Aynı dönemde üniversite öğrenci sayısının 1,6 milyondan bugün 8 milyona ulaştığını, çağın ihtiyaçlarına göre üniversiteleri tek tip olmaktan çıkardıklarına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

Yükseköğretim sistemimizde çeşitlilik esaslı bir yapılandırmaya giderek araştırma üniversiteleri, bölgesel kalkınma odaklı üniversiteler, tematik üniversiteler ve mesleki uygulama ağırlıklı üniversiteler kurduk, kuruyoruz. Robotik, nanoteknoloji, eğitimde dijitalleşme, yapay zeka ve siber güvenlik gibi birçok önemli alanda geleceğin bilim dünyasını şekillendirecek binlerce doktoralı bilim insanı yetiştiriyoruz ve inşallah yetiştirmeye devam edeceğiz.

Adalet hizmetleri

Cumhurbaşkanı Erdoğan, adalet hizmetlerindeki personel sayısını son 18 yılda yüzde 177 artırdıklarını, mahkeme sayısını adli yargıda yüzde 83, idari yargıda yüzde 38 artırarak hukuk sisteminin altyapısını güçlendirdiklerini ve 2002 yılından bugüne 269 adalet hizmet binası inşa ettiklerini dile getirdi.

Ulaştırma ve altyapı alanlarında son 18 yıla damga vurduklarına dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:

6 bin 100 kilometreden devraldık bölünmüş yolları, mesafemiz bugün 27 bin 300 kilometreye ulaştı. Nereden, nereye? Keza otoyol mesafemizi 1715 kilometreden 3107 kilometreye çıkarttık. 83 olan karayolu tünel sayımız 395'e, 50 kilometre olan karayolu tünel mesafemiz toplam 523 kilometreye çıktı. Bolu Dağı Tüneli'nden Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne Osmangazi Köprüsü'nden Avrasya Tüneli'ne ve tabii yanında Marmaray var Marmaray'dan sonra Avrasya'yı yaptık, Nissibi Köprüsü'nden Ilgaz 15 Temmuz İstiklal Tüneli'ne, Ovit, Erkenek, Cankurtaran ve Sabuncubeli Tüneli'ne kadar nice eseri tamamlayıp milletimizin hizmetine sunduk. İstanbul İzmir Otoyolu, Menemen Aliağa Çandarlı Otoyolu ve Kuzey Marmara Otoyolu gibi nice muhteşem esere imza attık. İşte İstanbul-İzmir, tabii bazı nasihat etmeye gelince nasihat eden kardeşlerimiz var. Biz 3 saat 15 dakika falan diyoruz ama onlar diyor ki 'Ben 2,5 saatte varıyorum.' diyenler de var. Yine yolların kuralı vardır, öyleyse kurala uyalım. Ankara, Eskişehir, Konya ve İstanbul Yüksek Hızlı Tren hatları, Kars-Tiflis-Bakü İpek Demiryolu İzmir'de İzban, Ankara'da Başkentray ve Halkalı Gebze Banliyö hattı gibi eserlerle demir yollarına mührümüzü bastık.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 26 olan havalimanı sayısının 30 ilave ile 56'ya çıktığını hatırlatarak, "Havalimanlarımızın toplam yıllık yolcu kapasitesi 60,2 milyon kişiden 318 milyon kişiye ulaştı. Gurur abidesi bir eser olarak gördüğümüz İstanbul Havalimanı'nın yıllık 90 milyon yolcu kapasiteli ilk etabını hizmete aldık" ifadelerini kullandı.

"2022 yılı sonunda aracımız banttan inecek"

Erdoğan, enerji alanında TANAP ile Türk Akım gibi prestij projeleri hayata geçirdiklerini, Türkiye'nin 60 yıllık hayali olan yerli otomobil projesini gerçeğe dönüştürmek için kolları sıvamanın kendilerine nasip olduğunu anlatarak "İnşallah 2022 yılı sonunda aracımız banttan inecek ve ülkemiz elektrikli araçlar konusunda dünyada lider ülkelerden biri haline gelecektir" dedi.

"Mühür kimdeyse sultan odur"

Cumhuriyet tarihinin en büyük kalkınma hamlelerini ve demokratikleşme adımlarını hayata geçirdikleri 18 yılı ekonomi açısından iki döneme ayırmak gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, konuşmasına şu sözlerle devam etti:

Birinci dönem 2002-2003 arasını kapsayan potansiyelimizi keşfetme dönemidir. Gerçekten de 2002 Türkiye ekonomisi açısından bir dönüm noktası oldu. 2002-2013 arasında yakaladığımız ekonomik istikrarla çok önemli kazanımlar elde ettik. Sanayiden tarıma, inşaattan turizme güçlü bir büyüme performansına kavuştuk. Bu dönemde Türkiye gerçek gücünün ve imkanlarının farkına vardı. Milli gelirimizi 236 milyar dolardan 2013 yılında 950 milyar dolara kadar çıkardık. Kişi başına düşen milli gelirimizi 3 bin 500 dolardan 12 bin 500 dolara kadar yükselttik. Böylece üst orta gelir grubuna taşıdığımız ülkemizin yüksek gelir grubuna girmesine ramak kalmıştı. İhracatımız 36 milyar dolardan 10 yıl sonra 152 milyar dolara ulaştı. Hatırlayın paramız da 6 sıfır vardı işte 6 sıfırı da o zaman ne yaptık o dönemde sildik attık. Şimdi birileri tabii ona talip oluyor, ülkenin Başbakanı herhalde onlardı. 'Biz o işe bakıyorduk' filan diyenler var. Yani karar merci kim? Onu tabii konuşan söyleyen yok, orada mühür kimdeyse sultan odur. Bu adımlar böyle atıldı. Faiz oranlarının yüzde 63 olduğu dönemden 'Bu faiz inecek' dediğimizde direnenler, bizim 'İnecek' dememiz karşısında daha fazla direnemediler ve indirdik, indirdik, indirdik ve faizi yüzde 4,6'ya kadar çektik.

"IMF sizin işiniz"

Erdoğan, "Ana muhalefet 'IMF'den borç alın' diyor. O sizin işiniz, bizim böyle bir işimiz, derdimiz yok" sözleriyle CHP yüklendi.

"Türkiye tarımda patlama yapacak"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye tarımda patlama yapacak" diyerek, "Dünyanın sayılı tarım ülkelerinden biri haline gelecek" ifadlerini kullandı. 

Dilipak'a tepki

Erdoğan Akit yazarı Abdurrahman Dilipak'ın kullandığı ifadelere "AK Parti'nin kadınları için 'AKP'nin papatyaları' gibi yakıştırmalarla 'yeşil sermaye' gibi yaklaşımlarla ağzıma almaktan edep ediyorum, küfri bir ifadeyi kullanmak suretiyle bu tür yakıştırmaların içine giren köşe yazarlarını, tüm kadın kollarım ve kadınlar adına kınıyorum" sözleriyle tepki gösterdi. 

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU