Kılıçdaroğlu: Gün gelecek siz de avukata ihtiyaç hissedeceksiniz

Kılıçdaroğlu baroların yürüyüşü için, “Haklı çığlıklarını bütün dünyaya duyurmalarından memnun oluyoruz. Yasa dışı bir şey yapmıyorlar, en temel anayasal haklarını kullanıyorlar" dedi

Fotoğraf: AA

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Bir devlette iki tane Merkez Bankası olmaz. Aynı vilayette iki tane vali olmaz. Aynı kazada iki kaymakam olmaz. İki tane maliye bakanı olmaz. Bir ilde de bir tane baro olur" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmaya, Bursa’da selde hayatını kaybedenler için başsağlığı diledi. Babalar Gününü kutlayan Kılıçdaroğlu, 23 Haziran 2019’da yapılan İstanbul seçimlerinin de yıldönümü olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na gönderdiği mesajı okudu.

“Zalimin zulmüne boyun eğmedik”

'Martın sonu bahar' diye yola çıktıklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, mesajında şu ifadeleri kullandı:

Martın sonu bahar oldu ve İstanbullular Ekrem İmamoğlu'nun başkanlığını onayladılar ama önümüze engeller koyuldu. Devletin adalet dağıtması gereken kurumları adaleti örselediler. Dünyada örneği olmayan kararlara imza atarak seçimi geçersiz saydılar. Aynı zarfa, aynı kişi tarafından koyulan 4 oy pusulasının 3'ü geçerli, bir geçersiz sayıldı. Bütün dünya bu adaletsizliği izledi. Demokrasimiz derin yara almıştı. Sandılar ki İstanbullular bu adaletsizliğe ses çıkarmayacak, CHP'ye umutsuzluk egemen olacak. Ama yalnızca biz değil bütün İstanbullular bilendi. Tüm demokratlar, vicdan sahibi İstanbullular, dünya İstanbul seçimlerine kilitlendi ve İstanbullular bu kez 800 bin oyu aşan farkla İmamoğlu'nun başkanlığını tekrar onayladılar. Kazanan demokrasiydi. Yenilenler ise bir avuç sözde yargıç ve o yargıçlara talimat veren siyasi otoriteydi. Söz konusu yargıçları çete olarak tanımladım. Kanunlara aykırı olarak karar vermek için bir araya gelip kanunlara aykırı karar veriyorsanız bunun hukuktaki tanımı çetedir. Açarsınız, bakarsınız. Dolayısıyla çetelere de büyük bir ders verdik. Hep birlikte bir tarih yazdık. Zalimin zulmüne boyun eğmedik. Her firavunun bir Musa'sı vardır. Bu kez de Musa görevini İstanbullular üstlenmişlerdi. Dik ve onurlu duruşunuzla 'Her şey çok güzel olacak.' dedik ve dünyaya 'Türkiye'de demokrasiden yana olanlar kazandı.' mesajını verdik. 

 

20200623_2_43107027_56166318.jpg
Fotoğraf: AA

 

 "Yargıya olan güven en diplerde"

Baroların Ankara’ya yürüyüşüne de değinen Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

Yargıyı kontrol altına aldılar, savcıyı da kontrol altına aldılar. Sıra geldi savunmayı kontrol altına almak. 'Bunun için kanun çıkaracağız.' Neymiş baroları parçalayacaklarmış. Başka işin mi yok Allah aşkına senin? Bunlarla uğraşıyorlar. Anayasaya göre barolar kamu tüzel kişiliği niteliğindedir yani Türkçesi budur. Bir devlette iki tane Merkez Bankası olmaz. Aynı vilayette iki tane vali olmaz. Aynı kazada iki kaymakam olmaz. İki tane maliye bakanı olmaz. Bir ilde de bir tane baro olur. Barolar da seçimle gelir. Baro başkanı seçilir. Savunma kutsal bir haktır. Bugün o polislere talimat verip avukatları sokmak istemeyenler ve gece boyunca orada açacağımız çadıra, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Mansur Yavaş'ın açacağı çadıra izin vermeyenler şu gerçeği hiç unutmasınlar; gün gelecek siz de avukata ihtiyaç hissedeceksiniz.

Yürüyüş yapan herkesin olduğu gibi baroların yürüyüşünü de saygıyla karşıladıklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Biz de adalet yürüyüşü yaptık, üstelik CHP bayrağı kullanmadan yaptık, elimizde sadece Türk bayrağı vardı. Dünyaya mesaj verdik 'Adalet arıyoruz.' diye. Adaletin ne kadar değerli olduğunu hepimiz biliyoruz aslında. Bilmeyenler kendisini firavun yerine koyanlardır. Çünkü onlar için kendi söylediği adalettir. Onlarda  vicdan da ahlak da ahlakın kırıntısı da yoktur" dedi.

 

20200623_2_43107027_56166319.jpg
Fotoğraf: AA

 

Feyzioğlu’nun tavrı üzdü

"Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun bu olaya karşı takındığı farklı tutumun" kendisini üzdüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, "Adaleti, savunmayı en başta o savunacak. 'Avukata yeşil pasaport verdik, şimdi sesini kes.' Bunu bu anlamda düşünüyorsanız, verdiğinizi rüşvet kabul ediyorsunuz. 'Rüşvet verdim, sesini kes.' demektir bu. Hangi avukat rüşvetle iş yapar? O da adaletin savunucusudur. Bu mücadelede, avukat kardeşlerimizin haklı çığlıklarını bütün dünyaya duyurmalarından memnun oluyoruz. Yasa dışı bir şey yapmıyorlar, en temel anayasal haklarını kullanıyorlar" diye konuştu.

“Bu beyefendi sınava girmiyor, güçlü bir torpili var"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazeteci Saygı Öztürk'ün bir haberi doğrulatmak için birden çok kanaldan araştırma yapan saygın bir basın mensubu olduğunu söyledi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun bir haberinden dolayı Öztürk'ü suçladığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Saygı Öztürk, Türkiye'nin duayen, saygıdeğer gazetecilerinden birisidir. Yazdığı her haber doğrudur. Haber doğru değilse çıkıp rahatlıkla özür dileyebilecek bir yapıya, kültüre sahip bir arkadaşımızdır. Bugüne kadar okuduğum, gördüğüm kadarıyla Saygı Öztürk bütün haberlerinin arkasında durmuştur" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, Öztürk'ün söz konusu haberindeki iddiaları aktararak, "Şimdi bütün Trabzonluların ve bütün Türkiye'nin vicdanına sesleniyorum: Senin çocuğun devlet memuru olmak için kursa gider, sınava hazırlanır, KPSS'ye girip başarı elde ederse açık kadroya atanır. Bu beyefendi hiçbir yere girmiyor, güçlü bir torpili var" diye konuştu.

Söz konusu olayda özel hayata ilişkin bir eleştiri olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Sonra Trabzon yetmiyor tabii, Ankara'da Kültür Müdürlüğü’ne tayin ediliyor. Yemin ediyorum, bunlar da ahlak, vicdan, adalet duygusunun kırıntısı bile yok. Bunu haber yapan gazeteciye ağza alınmadık her türlü hakareti yapan, canımızı emanet ettiğimiz İçişleri Bakanı. İçişleri Bakanının çıkıp Saygı Öztürk'ten özür dilemesi lazım" değerlendirmesinde bulundu.

 

20200623_2_43107027_56166325.jpg
Fotoğraf: AA​​​​​​​

 

"Gerçek anlamda bir hakim mi?"

Baza tutuklu gazetecilerin yarın yargı önüne çıkacağını anımsatan Kılıçdaroğlu, "Bunlar gazeteciliği gazetecilik olsun diye yaparlar; birilerine yaranmak için değil, halkın haber alma hakkına yaparlar. Bakalım hakim ne diyecek? Hakim gerçek anlamda bir hakim mi yoksa saraydan emir bekleyen bir hakim mi? Bakalım bir adaletsizliği sürdürecek mi, yoksa bir adaletsizliğe 'Yeter artık, bu kadar da olmaz.' mı diyecek?" ifadelerini kullandı.

"Gazeteci Müyesser Yıldız'ın telefon görüşmelerinin dinlendiğine ve bunların İçişleri Bakanına servis edildiğine" ilişkin yazısını aktaran Kılıçdaroğlu, "Hakimin, savcının görmesi gereken bir olayda, önce servisi siyasi otoriteye yapıyorsunuz. Bunlar devlet yönetiminde olmaması gereken uygulamalardır" diye konuştu.

"Dikta yönetiminin Türkiye'deki yansımaları..."

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi'nin Selahattin Demirtaş ve Eren Erdem'e yönelik "hak ihlali" kararlarını hatırlatarak, "Yargıdan, yargıçtan zaman zaman şikayet ediyoruz ama elbette ki Türkiye Cumhuriyeti'nde görev yapan saygın hakimler, savcılar var. Adaleti savunan, adaletten yana olan, vicdan sahibi, yasaları uygulayan, hukukun üstünlüğüne inanan, AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uyan, yargıçların kararlarda istikrar sağlanmasına katkı veren ve bu çerçevede karar veren saygıdeğer hakimler var" ifadelerini kullandı.

Demirtaş'ı işaret eden Kılıçdaroğlu, "Düşüncelerini beğenirsiniz beğenmezsiniz, katılırsınız katılmazsınız o ayrı bir şey, ama bir insanı haksız hukuksuz yere hapse atarsanız, tahliye kararlarını uygulamamak için elli dereden su getirip tekrar hapse atarsanız, toplumun vicdanı kanar. Yazıktır günahtır, adalete, insanlığa bu kadar zulmetmeyin. Bir kişi hapis yattıysa yattı, cezasını çektiyse çekti, tahliye kararı alındıysa uygulayacaksınız. Hangi gerekçeyle uygulamıyorsunuz? 'AİHM kararlarını da uygulamam' diyor. Bu, dikta yönetiminin Türkiye'deki yansımalarıdır" sözlerini sarf etti.

 "Halk Bankası yönetiminde esnaf ve sanatkar temsilcisi yok"

Halk Bankasının, esnaf ve sanatkara ucuz kredi versin diye kurulduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Halk Bankası yönetiminde esnaf ve sanatkar temsilcisi var mı, yok. Niye yok? Bir güreşçi mi gerekiyor oraya atamak için. Esnaf kardeşlerimden rica edeyim güreş yarışmasına birisi girsin. Şampiyon olursa, madalya alırsa belki o esnafı Halk Bankasına yönetim kurulu üyesi tayin ederler." dedi. 

Kılıçdaroğlu, Kalkınma Ajansı yönetiminde neden esnafın olmadığını sorarak, esnafın da "artık yeter" demesi gerektiğini öne sürdü.

 

AA

DAHA FAZLA HABER OKU