Boğaziçi Üniversitesi'ndeki Kovid-19 aşı çalışmalarında hücre deneylerine yakında başlanacak

Koronavirüs salgınına karşı aşı geliştirme ekibinin başında yer alan Prof. Özören, çalışmaların planlanan tarihten önde gittiği ifade etti

Fotoğraf: Unsplash

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrası tüm dünyada bilim dünyası hastalığa karşı bir tedavi geliştirmeye çalışırken, Türkiye’de de aşı projeleri devam ediyor.

Kovid-19’a karşı aşı geliştirme ekibinin başında yer alan Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nesrin Özören çalışmalar hakkın bilgi vererek, "İkinci ayın sonunda planladığımız şeyleri bir ayda yapmış olduk. Yakında da hücre ve hayvan deneylerine başlıyoruz” dedi.

Özören şunları kaydetti:

Teknolojimiz, temelinde protein mikrokürecik olan patentli teknoloji. Bunun üzerinde daha önce kuş gribi proteinine yönelik çalışmıştık, şimdi korona proteinine ait bölgeleri hedefliyoruz. Hazır yürüyen bir üretim bandı gibi düşünürsek, şimdi stratejimizi koronavirüse adapte etmiş olduk. Nisan ilk ayımızdı, ilk ayın raporunu mayıs başında verdik. Projemiz gayet iyi gidiyor. İkinci ayın sonunda planladığımız şeyleri bir ayda yapmış olduk.

Özören, hayvan deneylerinde verilen virüs parçalarına immün yanıtı oluşup oluşmadığına bakıldığını, daha sonra verilen aşı preparatının doz testlerinin yapıldığını aktararak, şu bilgileri verdi:

Bunlar genellikle 6 ay alabiliyor. Bazılarını 1-2 ay gibi kısa sürelerde bitirmeye çalışacağız. Faz-1 çalışmalarına giderken bir ekip oluşturulması ve çalışmaya yönelik bir dosya hazırlanması gerekiyor. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'nun da mevzuatları hazır. Biz bunları hızlandırılmış bir şekilde koronaya karşı uygulamayı planlıyoruz.

Benim projemle ilgili olarak da bir sonraki ocak ayında başlamak üzere faz-1 dosyamızı hazırlamak istiyoruz. Faz-1'de 10-15 kişiye verilen aşı örneğinin zarar verip vermeyeceği, doz sayıları takip ediliyor. Faz-1 başarılı olursa 100-200 kişiyle çalışılacak faz-2'ye geçiliyor.

Faz-2 çalışmasında aşı verilen insanların sağlık durumları, kan değerleri ve biyokimyasal değerlerine bakılıyor. Aşı verildiğinde takip edilmeleri gerekiyor. Belli sürelerde hastanede kalıyorlar veya rutin örnek alımına hastaneye gidiyorlar. Bu süreç de 2-3 ay sürse, faz-3'te aşı adayının hazır olduğunu düşünebiliriz. Faz çalışmaları en az 6 ay dersek, en iyi ihtimalle Eylül 2021'de faz-3'e gelmiş oluruz.

Özören, "Boğaziçi Üniversitesindeki protein mikrokürecik teknolojisi bize ait ve daha önce hayvan deneylerinde başarılı olduğunu gördük. Bu yönden elimizin çok güçlü olduğunu düşünüyorum. Çalışacağına yüzde 80-90 eminim” dedi.

"Her mutasyon virüsün yapısını birebir etkilemiyor"

Prof. Dr. Nesrin Özören, Almanya ve İngiltere'de SARS ve MERS çalışmaları yapan şirketlerin koronavirüs aşı çalışmalarına hazırlıklı olduğunu belirterek, “Eylül-ekim gibi bir set aşı üretilmeye veya insanlara verilmeye hazır olur diye tahmin ediyorum. Doğal olarak ülkeler kendi vatandaşları için aşı üretecek. Bütün dünya nüfusu için aşı üretmek çok kolay değil” ifadelerini kullandı.

Virüsün yapısal büyük bir değişikliğe uğramadığına dikkati çeken Özören şunları kaydetti:

Her mutasyon virüsün yapısını birebir etkilemiyor. Bizim gözlemlediğimiz yapıyı, enfeksiyon yapma özelliğini değiştirecek mutasyon henüz olmadı. O kadar da korkunç bir virüs değil. Hem Ebola gibi öldürücü hem şimdiki gibi sinsi, 14 gün boyunca semptom göstermeden bir insanda kalıp da yayılabilseydi o zaman panik yapmak gerekirdi.

 

AA

DAHA FAZLA HABER OKU