Türkiye Varlık Fonu’ndan üç kamu bankasına 21 milyar liralık sermaye artırım programı

Ziraat, Halkbank ve Vakıfbank sermayelerini toplam 21 milyar lira artıracak program nakit değil, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın devlet iç borçlanma senetleri yoluyla olacak. Türkiye Varlık Fonu, bu işlemle Vakıfbank'a hissedar oluyor

Kolaj: Independent Türkçe 

Türkiye Varlık Fonu (TVF), üç kamu bankası Ziraat, Halkbank ve Vakıfbank sermayelerinin toplam 21 milyar lira artırılacağını söyledi. Varlık Fonu’ndan yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: 
 

Türkiye Varlık Fonu (TVF) olarak Nisan 2019’da yaptığımız açıklamada, T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Yeni Ekonomi Programı çerçevesinde ve TVF’nin finansal piyasalarda istikrar ve derinliği destekleme misyonu doğrultusunda kamu bankalarına toplam 3,7 milyar euro ilave ana sermaye desteği sağlanması konusunda üstlendiğimiz görevi duyurmuştuk.

Yine aynı misyon doğrultusunda T.C. Ziraat Bankası AŞ, Türkiye Halk Bankası AŞ ve Türkiye Vakıflar Bankası TAO’nun sermaye yapılarının güçlendirilmesi ve yeterliliklerinin desteklenmesi amacıyla çekirdek sermayelerinin toplam 21 milyar lira artırılması için gerekli çalışmaları başlatmış bulunmaktayız. 

Hali hazırda T.C. Ziraat Bankası AŞ’nin tamamı, Türkiye Halk Bankası AŞ’nin ise çoğunluk hissesi TVF bünyesinde bulunmaktadır. TVF’nin Vakıfbank’ta da hissedar olacağı bu işlemle birlikte üç banka arasındaki koordinasyon ve sinerji daha da güçlenmiş olacaktır. 


Açıklamaya göre söz konusu sermaye desteği ile “Kamu bankalarının Kovid-19 salgınının ekonomi üzerindeki etkileri ve buna bağlı küresel piyasadaki dalgalanmalara karşı daha güçlü hale gelmeleriyle gelecek dönem büyüme stratejilerini sürdürmeleri” amaçlanıyor.

Söz konusu işlemin finansmanı, T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından ikrazen ihraç edilen devlet iç borçlanma senetlerinin (DİBS) piyasa rayicinden bankalara satışından elde edilecek nakitle karşılanacak. 

Hazine ve Maliye Bakanlığı “ikrazen DİBS’i” şöyle açıklıyor: Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından kamu kurum ve kuruluşlarına, söz konusu kurumların borçlandırılması suretiyle ihraç edilen Özel Tertip Devlet İç Borçlanma Senetleri. 

Türkiye Varlık Fonu’nun Hazine üzerinden sermaye artırımı ne anlama geliyor? 

Stratejist Işık Ökte’ye göre TVF’nin Hazine üzerinden para aktarımı, kamu bankalarının ihtiyacı olan bir programdı. 

Talebi düşüren virüs salgını nedeniyle piyasada kredi iştahı olmadığını hatırlatan Ökte, Bloomberg HT'ye yaptığı açıklamada paranın şu anda en çok maaş ödemeleri için gerekli olduğunu söyledi: 
 

Türkiye ekonomisinin, büyük holdinglerin döndürdüğü bir yer zannediliyor ama aslında Türkiye’de istihdamın yüzde 60-65’ini KOBİ’ler ve esnaf sağlıyor. Maaş ödemesi yapmak için de şu anda en çok paraya ihtiyaç duyan onlar. 

Elbette ki bu kurumlar şu anda ihracat kapısı açacak ya da değer yaratacak durumda değil. Çünkü talepte inanılmaz bir daralma var. İhracatımızın yüzde 54’ünün gittiği Avrupa Birliği için bu yıl en iyi senaryo yüzde 7 daralma. Böyle bir ortamda kredi mekanizmasını çalıştırmaya ihtiyacımız var.

İşsizliğin bir anda kopup gitmemesi için böyle bir kredi aktarım mekanizmasına ihtiyacımız var. 


Finansal Strateji Danışmanı Recep Atakan ise Bloomberg HT’ye yaptığı açıklamada bankaların, sermayelerini teknik olarak eritecek önemli işler yaptığını söyleyerek “ Özellikle son dönemde yüzde 70’lere yaklaşan yıllıklandırılmış kredi büyümesinin getirdiği sermaye yeterliliğinin etkisi, batık kredilerin olağan dönemlere göre daha fazla olması, kredi ile büyüyen bankalarda sermaye ihtiyacı doğuyor” dedi. 

TVF aracılığıyla sunulacak 21 milyar lira sermayenin yaklaşık 160 milyar lira yeni kredi verme kabiliyeti anlamına geldiğini açıklayan Atakan, kamu bankalarının sermayelerinin hemen hemen sekiz katına yakın kaldıraç kullandığını belirtti. 

Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Evren Bolgün de sektörün sermaye desteğine ivedilikle ihtiyacı olduğunu ve üç kamu bankasına yedişer milyar lira şeklinde dağıtılacağını söyledi. 

Yılın ilk üç ayında kredi artışının yaklaşık 140 milyar lira olduğunu söyleyen Bolgün, bunun yüzde 75’inin kamu bankaları tarafından karşılandığını hatırlattı. 

 

Independent Türkçe 

DAHA FAZLA HABER OKU