Beşiktaş-Fenerbahçe derbisinin ardından spor yazarları ne dedi?

Fenerbahçe, Spor Toto Süper Lig'in 23. haftasında deplasmanda Beşiktaş karşısında ilk yarıyı 3-0 geride kapattığı derbide ikinci devrede önemli bir geri dönüşe imza atarak sahadan 3-3 beraberlikle ayrıldı

Süper Lig'de Beşiktaş Vodafone Park'ta Fenerbahçe ile 3-3 berabere kaldı (Fotoğraf: AA)

Beşiktaş- Fenerbahçe derbisi tarihi bir geri dönüşe sahne oldu. Karşılaşmanın ilk yarısı Beşiktaş’ın 3-0 üstünlüğüyle sonuçlandı. 2. yarıya hızlı başlayan Fenerbahçe 12 dakikada 3 gol atarak maça ortak oldu. 3-3 beraberlikle biten derbinin ardından spor yazarları ne dedi?

 

 

Mehmet Demirkol – Ne dönüş ama

İlk 25 dakikada sadece Dorukhan Fenerbahçe'nin baş edemediği bir pres gücüydü. Tolgay ve Topal'ı Güven'in yardımıyla kullanılmaz ve takımları için zararlı hale getirdiler. Gökhan Gönül'ün çıkışları, Moses'ın takip edememesi sebebiyle hep tehditkar oldu. Bunların üzerine Burak ve Kagawa'nın ekstra oyunları gelince ilk 25 dakikada sadece kalite değil, seviye farkı oluştu. Başka liglerin takımları gibiydiler. Bu dönemde Fenerbahçe'de hiçbir uyumlu ikiliden bahsedemeyiz ama Beşiktaş birden fazla üçgen kurabildi.

Ersun Yanal 20. dakikada orta sahanın tamamını değiştirse kimse bir şey diyemezdi. Risk aldı. Orta sahayı değil oyunu en enine genişletecek ön alan değişiklikleri yaptı. Ayew ve Valbuena'yla çizgiden çizgiye genişleterek orta saha baskısını kırdı. İşler tersine döndü. 3-0 yenik ve dağılmış takım Beşiktaş gibiydi artık. Sonra 11 dakikada gelen 3 gol. Burak'ın direkten dönen topuna rağmen Fenerbahçe için fazlası da mümkündü. Ne başlangıç ve geri dönüş ama...

Gecenin sorusu

İlk yarı planlamasıyla Şenol Güneş mi, orta sahayı değiştirmeden istediğini alan Ersun Yanal mı? Kim kazandı? Ya da kim kaybetti?

Maçın starı

Kagawa top daha ayağına gelmeden en uygun opsiyonu buldu. Bu arkadaşlarını da hareketlenmeleri konusunda hep itti. Opsiyon bulmadığında topu sakladı faul aldı. Fenerbahçe'de ise en yararlı oyuncu Dirar'dı diyebiliriz.

Maçın olayı

Devre arasına girdiğinde Beşiktaş için durum bir derbi galibiyetinden fazlasıydı. Fenerbahçe için de yenilgiden çok daha fazlası. Yanal bu sezon ilk kez yaptığı değişikliklerle oyuna damga vurmakla kalmadı, Güneş'i taktik masasında yenebildi.

Kısa mesaj

Fenerbahçe deplasmanlarda 5 gol atabilmişti. Derbide 3-0 yenikken 3 gol attı.

 

 

Güntekin Onay: Gece ve gündüz

Beşiktaş, F.Bahçe’yi ilk yarıda kendi sahasına hapsetti. İkinci devrede ise bambaşka bir karakterle oynayan rakibine cevap veremedi. Son yılların en ilginç derbisi iki devrede gece ve gündüz kadar farklıydı. Beşiktaş evinde beklendiği gibi çok agresif başladı. F.Bahçe’yi yarı sahasına hapsetti ve golleri buldu.

İlk yarıda takım halinde hareket eden ve hem oyun hem de skor anlamında F.Bahçe’ye büyük üstünlük kuran Beşiktaş, ikinci yarıda bambaşka bir karakterle sahada yer alan rakibine cevap veremedi. Golün büyüsü vardır... F.Bahçe 3-1’i bulunca psikolojik momentumu da eline geçirdi. Hemen arkasından gelen Sadık’ın golü, Beşiktaş için de psikolojik çöküşün zirveye çıkmasına sebebiyet verdi. 3-0’dan 3-3’e gelen süreçte topu ilerde tutamayan, çok top kaybeden, telaşlı bir Beşiktaş, F.Bahçe’ye adeta teslim oldu.

Şenol Güneş gibi tecrübeli bir teknik adamın bu bölümde devreye girip takımını ayağa kaldıracak değişiklikleri yapmakta geç kaldığını gördük. Özellikle buluştuğu tüm topları kaybeden Güven’in oyunda bir anda kaybolan Lens’in daha önce değiştirilmesi gerekiyordu.

Maç 3-3 olduktan sonra Burak ve Gökhan Gönül’ün silkinme çabaları, Beşiktaş’a iki pozisyon getirdi. Burak Yılmaz, birinde Volkan’ı, diğerinde ise kale direğini geçemedi. Ancak F.Bahçe’nin son bölümde gole daha yakın olduğunu ve galibiyeti elde edebilecek pozisyonları da yakaladığını vurgulamak lazım.

Maçın adamı: Burak Yılmaz

KAÇAN 2 PUAN SORGULANMALI

Futbol teknik, fizik ve taktiksel olduğu kadar psikolojik bir oyun. Beşiktaşlı futbolcular ve Şenol Güneş kendi evinde böylesine büyük bir avantajı nasıl yitirdiklerini sorgulamalı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

OĞUZHAN GİRMELİYDİ

F.Bahçe ise bu kadar kötü giden bir sezonda bu kadar kadar kırılgan bir yapıdayken tarihi bir geri dönüşle belki de sezonu kurtaracak bir skor elde etti. Beşiktaş’ta ilk devre Kagawa, maçın genelinde Burak Yılmaz ve Gökhan Gönül, maçın iyileriydi. Ancak özellikle koşmak dışında varlığı hissedilmeyen Güven’in çok süre aldığını da belirtmeliyim. Ayrıca Kagawa yerine Oğuzhan’ın girmesi de Beşiktaş için daha doğru bir değişiklik olabilirdi. Bu derbinin yıllarca unutulmayacağını ve futbolun hafife alınmayacak, her şeye açık bir oyun olduğunu bir kez daha gördük. Sezon boyunca deplasmanda sadece 5 gol atabilen F.Bahçe’nin Beşiktaş karşısında 12 dakikada 3 gol atmış olması da sadece dün geceye değil, belki de sezona damga vuran futbol hikayesiydi.

 

 

Uğur Meleke: Futbol topun olmadığı yerde kurgulanır

Eğer skor 3-0’ken Güneş, 3-3’ken de Yanal vites küçültmeselerdi tarihi galibiyeti hanelerine yazabilirlerdi. Bu görüntüyle beraberlik, en âdil sonuç oldu bence. Dün iki 45 dakikada iki bambaşka müsabaka görüntüsünün oluşmasının bence basit bir nedeni var: Futbol, topun olmadığı yerde kurgulanan, topun olduğu yerde sahnelenen bir oyun... İlk 45 dakikada Güven, Dorukhan, Kagawa topsuz oyunda çabaladı, ısırdı, 3-0 geldi. İkinci perdedeyse canını dişine takan ve arayanlar Dirar, Valbuena ve arkadaşlarıydı. Onlar da sonuna kadar hak ettiler o 3 golü.

Sanırım son çeyrek yüzyıldaki derbilerdeki en tek taraflı ilk devre oynandı Vodafone Park’ta. İki takımın sol açıkları Güven ve Moses arasındaki tutku farkı, devrenin özeti gibiydi. Atiba ısırıyor, Güven ısırıyor, Dorukhan ısırıyor, Kagawa ikili mücadele kazanma rekoru kırıyor. Diğer taraftaysa Zajc topu bekliyor, baskı altında kalacağı belli olan Tolgay, ekstra yapma kaygısıyla basiti de yapamıyor. Moses neyi bekliyor tam olarak çıkartamadım. Sanırım o da Sarri’nin kovulduğu haberini bekliyordu sahada! 45 dakikalık tek taraflı oyunun doğal sonucuydu 3-0...

Yanal, ilk 45’i eli-kolu bağlı izledi. Çünkü sanırım Süper Lig’de hoca olmak için önce “zelzele, çığ gibi bir afet yaşanmadıkça ilk 45’te oyuncu değişikliği yapmayacağım” taahhüdü veriliyor federasyona(!). Oysa maçın devre arasında yaptığı o son derece doğru iki değişiklik, pekala 30’da da yapılabilirdi. Dirar’ın sağ beke, Valbuena’nın sol açığa geçişiyle Fenerbahçe topla çok daha fazla oynayan taraf oldu. Bu sayede Zajc’ın da sahadaki varlığı anlam kazandı ve ilk devreyi 11’e 8 gibi oynayan sarı lacivertliler, ikinci devrede fabrika ayarlarını buldular adeta. Eğer skor 3-0’ken Güneş, 3-3’ken de Yanal vites küçültmeselerdi tarihi galibiyeti hanelerine yazabilirlerdi. Bu görüntüyle beraberlik, en âdil sonuç oldu bence.

Asya ile bağ kurmalıyız

SÜPER Lig, tam 15 yıl sonra ilk kez bir transfer dönemini artıda tamamladı: 2018-19 yaz transfer döneminde yaptığımız 82 milyon Euro’luk satışın sadece 47 milyonunu harcadık ve 35 milyonluk tarihi bir kâr elde ettik. Bunun da sebebi net: Avrupa’dan alıp, Asya’ya sattığımız oyuncular. Ancak Asya ile bağı yalnızca tek taraflı tutmamamız için iki harika sebep var şimdi ligimizde: Biri Nagatomo. Diğeri de Kagawa...

İşlerine saygıları muazzam. Fizik kaliteleri her daim yüksek. Futbolu seviyorlar, kolektif oyunu seviyorlar, çalışmayı seviyorlar. Yani klasik bir Türk’te ne eksikse, bir Japon’da, bir Koreli’de bunlar fazlasıyla var. Bu lige artık onar onar Kuzey Afrikalı getirmek yerine, Japonlara-Korelilere yönelmeliyiz. Acilen.

Burak’taki değişimin özeti

BEN Beşiktaş taraftarının Burak’a olan tepkisinin nedeninin Escude’yle olan tek bir pozisyon değil, genel tavrı olduğunu düşünüyordum. Ve Burak, Beşiktaş formasını giydiği günden beri bu tavrını değiştiriyor; daha dürüst, daha futbol odaklı davranıyor. Dün de üçüncü golde Skrtel’in arkadan çekmesine rağmen devam edip golü düşünmesi, Burak’taki değişimin özeti.

 

 

Sinan Vardar - Ne yaptın Kartal!

Dün uzun yıllar unutulmayacak çok ilginç bir derbi izledik. Öncelikle Fikret Orman ve Ali Koç'un bir haftadır verdiği dostluk mesajları çok güzeldi. Bu futbolumuz adına çok önemli. Umarım Galatasaray ve Trabzonspor başkanları da onlara katılır. Beşiktaş maça öyle bir başladı ki; Fenerbahçeli futbolcular ilk 20 dakikada nefes bile almakta zorlandı.

Gökhan Gönül önce golünü attı sonra da penaltıyı takımına kazandıran isim olarak parladı. Attığı golden sonra sevincini abartmaması uzun yıllarca formasını giydiği eski takımına olan saygısı Tolgay Arslan'a güzel bir mesajdı. Atiba Beşiktaş'ın en iyi silahıydı. İki çiğer 4 örümcek ayağı vardı sanki. Burak attığı iki golle taraftarın gönlüne tamamen girerken Kagawa harika futboluyla hepimizi mest ediyordu. Futbol topu şeytan gibidir. İkinci yarıda ise Beşiktaş 3-0'ın rahatlığıyla topu Fenerbahçe'ye teslim ederken sarı-lacivertlilerin baskısı 20 dakika da skoru 3-3'e getirdi.
 

Fenerbahçe'nin geri dönüşünde Ersun Yanal'ın doğru hamleleri büyük etkendi. İkinci 45 dakika yeni transfer Miha Zacj ve Dirar takımını ayağa kaldıran futbolculardı. Beşiktaş'ın stoperi Mirin ise berbat performansıyla Beşiktaş'ı yakan isimdi. Bu beraberlikle Beşiktaş'ın Başakşehir'le puan farkı 11'e, Galatasaray'la 5'e çıktı. Siyah- Beyazlı takım için bundan sonrası zor dostum zor... Yeni MHK çok doğru bir kararla bu önemli bir maça Bülent Yıldırım'ı atadı. Yıldırım da kariyerinin belki de en başarılı maçını yönetti.

 

 

Ali Ece - Büyük geri dönüş ve düşüş

İlk gol öncesi Vida’nın asist öncesi göğüs kontrolü klastı. Gökhan Gönül’ün yıllarca ekmeğini yediği takıma attığı golden sonra abartılı sevinmekten kendini sakınması daha da klastı. Hasan Ali’nin telaşlı müdahalesinde Gökhan Gönül penaltıyı kazandırırken Burak da son derece soğukkanlı bir vuruşla penaltıyı gole çevirdi.

Fenerbahçe ilk yarının sonuna doğru biraz toparlanırken devrenin son dakikasında Sadık-Tolgay ortak yapımı hatada kaptırılan topta farka 3’e çıktı: Kagawa klas bir asist yaparken Burak bir kez daha son vuruşta yetenek ve soğukkanlılığını ustaca harmanladı. İlk yarıda Fenerbahçe ne kadar kötüyse ikinci yarıda o kadar iyiydi. Ersun Yanal’ın oyuncu değişiklikleri maçın kaderini kökünden değiştirdi. Zajc’ın golüyle devreye başlayan Fenerbahçe önce Valbuena’nın duran top ustalığı sonucu sonra da Hasan Ali’nin müthiş golüyle büyük bir geri dönüşe imza attı.

Gecenin sorusu

3-0 öne geçip maç vermenin sorumluluğunu Beşiktaş’ta kim üstlenecek?

Maçın starı

Oyuncu değişiklikleriyle büyük geri dönüşün mimarı olan Ersun Yanal.

Maçın olayı

Hasan Ali’nin muhteşem şutuyla attığı gol.

Kısa mesaj

Fenerbahçe sezonun kalanında ikinci yarıdaki oyununu tekrarlarsa rahat eder. Beşiktaş için bir puan kaybından daha çok büyük bir kayıp.

 

 

Cem Dizdar - Zevkli ama zaaf dolu bir maç!

Fenerbahçe’nin ofansif görünümlü dizilişinin Beşiktaş’ı iştahlandıracağı öngörülebilirdi. Demek öngörülemedi!.. Beşiktaş önce defansın göbeğine uzun oynayıp, dönen toplarda yüzünü kalesine dönmek zorunda kalan Mehmet Topal üzerinden oyunu rakip alana yıktı. Bu nedenle ilk 25 dakika Fenerbahçe şaşkın, arzu içindeki Beşiktaş ise kıpır kıpırdı.

Devrenin sonuna doğru gol aramaya çıkan Fenerbahçe, Kagawa’nın alan görüşüne takılınca devre onlar için ürkütücü bitti. Ancak ilk devre şıkır şıkır oynayan Beşiktaş gitti yerine Fenerbahçe geldi. Valbuena ve Ayew’le takımın topla oynamasına izin verince maç bir anda dengeye geldi. Her yanıyla tuhaf, eğlenceli, izlenir ve zaafiyetlerle dolu bir maç oldu.

Gecenin sorusu

İki takım için de söylemek gerekirse bir maç bu kadar kolay elden kaçırılır mı? İlk devre Fenerbahçe ikincisinde ev sahibi.

Maçın starı

Maçın hemen başında oyunun takımının eline geçmesine büyük katkı veren Gökhan Gönül ile Beşiktaş için top kaybetmeden oyunu çekip çeviren Kagawa. Fenerbahçe’de ise Zajc ve Valbuena.

Maçın olayı

İlk devrenin en sorunlu oyuncuları Sadık ile Hasan Ali’nin ikinci devre maçı çeviren oyuncular olması.

Kısa mesaj

3-0 önde soyunma odasına giren Beşiktaş’ın 12 dakikada oyunu elinden kaçırması hayli tuhaf kaçtı.

DAHA FAZLA HABER OKU