Salgın filmi koronavirüsle ilgili neleri doğru, neleri yanlış bildi?

2011 tarihli gerilim filmi Salgın kurgusal bir küresel salgına tüyler ürpertici bir bakış. Filmin öngörüsü koronavirüsle ne ölçüde uyuşuyor?

Mevcut küresel koronavirüs salgını 2011 tarihli sosyo-politik gerilim Salgın’ın (Contagion) hayranlarına tanıdık gelecektir.

Steven Soderbergh’in öngörüsü kuvvetli filmin tahminlerinden hangileri doğru, hangileri yanlış çıktı? Salgın bir yandan küresel bir salgını ve yayılma hızını doğru kestirse de, o dönem için filmin yanlış tahmin ettiği veya hiç tahmin edemediği öğeler de var.

Yaygın olarak koronavirüs diye anılan Kovid-19, Kasım 2019’da keşfedilmesinden bu yana hızla dünyaya yayılan bir virüs. Ülkeler sınırlarını kapamış ve Hollywood Jurassic World 3’ten Stranger Things dördüncü sezona kadar her şeyin prodüksiyonunu durdurmuşken koronavirüs 130’un üstünde ülkede 156 binin üstünde insana bulaştı.

Scott Z. Burns’ün (The Report) yazıp Steven Soderbergh’in (Ocean’s Eleven) yönettiği Salgın 2011’de gösterime girdi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Gerilim filmi, ölümcül bir virüsün dünya çapında yayılmasını, Matt Damon’ın canlandırdığı, kızını korumaya çabalayan babadan salgının bir adım önünde kalabilmek için uğraşan Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi Müdürü Dr. Ellis Cheever’a (Laurence Fishburne), çok sayıda karakterin gözünden anlatıyor. Salgın’ın ilk elden aldığı yorumlar da genel itibarıyla iyiydi. Film şimdi Rotten Tomatoes’da “yüzde 85 Fresh” eleştiri reytingine sahip.

Koronavirüs dünya çapında yayılmaya başladığı anda insanlar Salgın’la benzerlikler bulmaya başladı. Çekimleri devam ederken Damon ve Soderbergh filmle alakalı yorum yapmış, meselenin “ihtimal değil, zaman” meselesi olduğunu söylemişlerdi. Salgın şu sıralar internet yayını üzerinden izleyen sayısında bir artış kaydetti. İnsanlar muhtemelen koronavirüsle benzerliklerini merak ediyor.

İzleyenler böyle bir olayla nasıl başa çıkabileceklerinin yolunu mu arıyor, yoksa Kovid-19’dan çok daha kötü kurgusal bir virüsü izleyerek bir şekilde gerçeklerden kaçmanın mı peşindeler? Screen Rant, Salgın'ın, gerçekleşmesinden 9 yıl önce koronavirüsle ilgili neyi doğru, neyi yanlış tahmin ettiğini derledi.

Doğru: Asya Kökenli


Koronavirüsün Çin’in Hubei bölgesindeki Vuhan kentinden çıktığı belirtiliyor. Salgın’da, daha sonra MEV-1 adı verilen virüs Beth Emhoff’un (Gwyneth Paltrow) Hong Kong’dan yerli bir aşçıyla teması üzerinden yayılmaya başlıyor. South China Morning Post’un iddiasına göre koronavirüsün mevcut türü Vuhan’da ilk kez Kasım 2019 gibi bir tarihte görülmüş olabilir ve görünüşe göre Çin hükümeti durumu gizlemek için ciddi bir çaba sarf edip insandan insana bulaşmayı 2020 Ocak ortasına kadar doğrulamamış. Salgın’da, Dünya Sağlık Örgütü’nden salgın uzmanı Dr. Leonora Orantes (Marrion Cotillard) virüsün yayılmasını çıkış noktası olan Hong Kong’da durdurmak istediğinde Çin hükümetinden benzer bir dirençle karşı karşıya kalıyor.

Yanlış: Son Derece Öldürücü


Hollywood filmlerinde son derece öldürücü virüs çok, Salgın da istisna değil. Beth Emhoff ilk ölenler arasında; virüsün bulaşmasından yalnızca 48 saat sonra kaldırıldığı hastanede geçirdiği nöbetler sonucu ölüyor. MEV-1 ileri seviyede bulaşıcı ve öldürücü. Bu da gerçekte virüslerde sık görülen bir şey değil. Salgın’da, filmin bilim insanları MEV-1’in yüzde 25 ile yüzde 30 arasında ölüm oranına sahip olduğunu ve her 12 kişiden birine bulaşacağını öngörüyor.

Gerçekte koronavirüs kolaylıkla bulaşabiliyor fakat filmdekine kıyasla yüzde 3 ile yüzde 4 gibi düşük bir ölüm oranına sahip. Filmde MEV-1’in neticede ayrım yapmaksızın etkilediği nüfusun aksine koronavirüs için risk grubu, ileri yaşlı insanlarla solunum yolları veya ilgili fonksiyonlarında sağlık sorunu olanlar. Elbette küresel bir ölçekte yüzde 3 ile yüzde 4 ölüm oranının hiç şakası yok.

Doğru: Hayvan Kökenli


Salgın’da Dr. Ally Hextall (Jennifer Ehle), “Dünyanın bir yerinde, yanlış yarasa, yanlış domuzla yan yana geldi” diyor. MEV-1’in virütik dizilemesinde hem domuz, hem de yarasa sekansları buluyor. Bu da virüsün hayvan kökenli olduğunu kanıtlıyor. Benzer bir tanım Kovid-19 için de geçerli olabilir. Diğer hayvanlarda da olmakla beraber koronavirüs yarasalarda yaygın, kesin kökenler henüz belirsizken bilim insanları, insanlara ilk bulaşmaların virüslü deniz ürünlerinden geldiğinden şüpheleniyor.

Yanlış: İlk Önce Gençler Ölüyor

 

Salgın’da virüsten ilk önce şiddetli şekilde etkilenen- ve ölenler- genç bir Doğu Avrupalı model olan Beth Emhoff'la Hong Kong’daki bir kumarhanenin 20’li yaşlarının başında görünen garsonlarından biri. Gerçekte durum bu olmadı, gençlerin bu koronavirüsü daha çok mevsimsel grip gibi geçirmesi daha olası. Virüsün maalesef ölümcül etkilerine karşı savunmasız olanlar ileri yaşlılarla mevcut sağlık sorunları olanlar.

Doğru: Dokunmayla Bulaşıyor


Sinir bozucu düzeyde ürkütücü bir dizi sahnede, Salgın’da virüsü taşıyan insanlar amansızca bir şeylere dokunuyor, kamera pis, yağlı parmakların dokunup, bir sonraki insanın dokunduğunda farkında olmadan alacağı MEV-1 zerreleri bıraktığı bir noktadan öbürüne geçiyor. Virüsün, filmin en sonunda gösterilen ilk geçişi de, enfekte olmuş domuzu yemek için hazırlayan aşçının Hong Kong’da Beth’in elini sıkmasıyla gerçekleşiyor.

Gerçekte de koronavirüs benzer şekilde “cansız nesneler,” patojeni tutabilecek herhangi bir yüzey üzerinden geçiyor. Masalar, tırabzanlar ve diğer bir dizi gündelik obje Kovid-19 içeren zerreleri tutabilir. Salgın esnasında sosyal mesafenin bu denli önemli olmasının nedeni bu.

Doğru: Sahte Peygamberler


Her filmin bir kötü karaktere ihtiyacı vardır, Salgın da farklı değil. Paranoyak blog yazarı Alan Kumweide (Jude Law), halka yanlış bilgi yaymaya çalışıyor, MEV-1’le ilgili sahte semptomlar ortaya atıyor ve Forsythia adında bir ilacın hastalığı iyileştirdiği şeklinde bir yalanı yayıyor. Okur sayısı 10 milyona ulaşıyor, Forsythia’yı üreten şirketten de yüklü bir ücret alıyor. İzleyenlerin yüreğine su serpen bir sahnede nihayet durduruluyor ve hükümet onu komploculuktan ve dolandırıcılıktan tutukluyor.

13 Mart 2020 gibi yakın bir tarihte adı çıkmış komplo bloggerı Alex Jones’a, koronavirüsü öldürdüğünü iddia ettiği diş macununu radyo programı üzerinden pazarlamasına son vermesi söylendi. The New York Times yakın zaman önce Jones’un New York Başsavcılığından ihtarname aldığını haberleştirdi. Avukatı aracılığıyla açıklama yapan Jones, hakkındaki tüm iddiaları reddetti.

Doğru: Aşı Geliştirme


Salgın’ın sonunda, virüs yayılmaya devam ederken, Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi’nden Dr. Hextall, MEV-1 aşısını kendi üzerinde deniyor. Neyse ki aşı başarılı oluyor ve aşının önce kime yapılacağını seçmek için kura çekiliyor. Öte yandan, filmin sonunda dünya çapında 26 milyon insan ölmüş durumda. Neyse ki krizin yıkıcı etkilerine karşın koronavirüs henüz bu ölçüde bir insan kaybına neden olmadı ve bilim insanları etkili ve güvenli bir tedavi bulmak için çalışmaya devam ediyor.

 

Screen Rant

Independent Türkçe için çeviren: Şafak Küçüksezer

DAHA FAZLA HABER OKU