Müslüman Kardeşler, Ürdün’de yasaklanma tehlikesiyle karşı karşıya

Ürdün hükümetinin Müslüman Kardeşler'i devirme senaryosu, mahkeme kararı sona erene ve kesinleşinceye, böylelikle teşkilatın feshedilmesinden resmi olarak yasaklanmasına geçiş yapılıncaya kadar beklemekten geçiyor

2016’da Ürdün'de Müslüman Kardeşler’in gösterileri / Fotoğraf: Halil Mazravi

Ürdün Müslüman Kardeşler (İhvan) Teşkilatı'ndan kaynaklar, son zamanlarda iki taraf arasındaki ilişkiye hakim olan gelgitler bağlamında, Ürdün hükümetinin İhvan’ı feshedeceği veya yasaklayacağından endişe ediyor.

Teşkilattan bir kaynak, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada, Ürdün hükümetinin elinde teşkilat aleyhinde her an yayınlayabileceği önemli bir belge olduğu konusunda ciddi endişe duyduklarını açıkladı. Zirâ İhvan, popülerliğinde, sokağı organize edip harekete geçirme ve yönetme kabiliyetinde son 10 yıldır ciddi bir çöküş yaşıyor.

İlk önce çözüm, ardından yasak

Söz konusu kaynağın ifadelerine göre Ürdün hükümeti, en yüksek yargı organı olan Yargıtay tarafından yaklaşık altı ay önce çıkarılan ve merkez teşkilatın hükmen feshedilmiş kabul eden önemli bir adli karara dayanıyor.

Independent Arabia tarafından elde edilen bilgilere göre, Ürdün hükümetinin Müslüman Kardeşler'i devirme senaryosu, mahkeme kararı sona erene ve kesinleşinceye, böylelikle teşkilatın feshedilmesinden resmi olarak yasaklanmasına geçiş yapılıncaya kadar beklemekten geçiyor.

Ürdün Enformasyon Bakanı Emced el-Adayele ise Independent Arabia’nın Ürdün hükümetinin Müslüman Kardeşler’i yasaklama niyetinde olup olmadığına yorum yapmayı reddetti.

İhvan’ın endişeleri, ruhsatsız merkez teşkilat ile keskin bir ayrılık sonucunda eski liderlerden biri olan Esma Vezane tarafından kurulan yedek teşkilat arasındaki yasal anlaşmazlık akabinde tırmanmıştı.

Arap Baharı sırasında Ürdün’deki Müslüman Kardeşler’in bazı mensupları arasında bir ayrılık yaşanmış; bunun sonucunda ise Abdulmecid Zenibat tarafından "Müslüman Kardeşler Derneği"nin kurulmuştu.

1946’dan beri mevcut mu?

Teşkilatın Sözcüsü Muaz el-Havalide, bu endişeleri görmezden gelmekte ısrar ederek "Müslüman Kardeşler’in gerçek bir şekilde ayakta durduğunu, 1946’dan beri tüzel kişiliğini koruduğunu düşünüyoruz" diyor.

Havalide, bir gazete röportajındaki açıklamalarına "Hiçbir siyasi prosedür ya da yürütme organlarının herhangi bir kararı, bu gerçeği inkar edemez" diyerek devam ediyor.

Yargıtay tarafından verilen adli kararın hukuksuz olduğunu vurgulayan Havalide, teşkilatın tüzel kişiliği ile siyasi, sosyal ve dava çalışmalarını yürüttüğünü, tüm alanlardaki ulusal çalışmalara katıldığını ve yürütme ve yasama otoritelerine kendi adı ve istikrarlı vasfıyla katıldığına değiniyor.

Teşkilat, resmi sözcüsü aracılığıyla aynı zamanda "ülke Yüzyılın Anlaşması gibi bir zorlukla karşı karşıyayken safların çözülmesi, ulusal birlik ve dokunun parçalanmasına neden olacak hususlardan kaçınılması gerektiğini" açıkladı.

Üç farklı çözüm

Teşkilattan Independent Arabia’ya konuşan kaynaklar, resmi olarak yasaklanma kararı gerçekleşirse teşkilatın önünde üç farklı çözümün olduğuna değindi. Bunlardan en acı verici olan ise teşkilatın ‘yeraltı’ faaliyetlerine geçecek olması.

İkinci seçenek ise bunu resmi olarak duyurup çözmek için doğaçlama bir kararın alınması; üçüncü seçenek ise İslami Eylem Cephesi Partisi gibi bir ruhsat talep edilmesi. Ya da teşkilatın ruhsatlı yedek gruplarıyla birleşilmesi. Bu da teşkilatın feshedilmesi ve partisel çerçevede yeniden inşa edilmesi anlamına geliyor.  

Ancak hükümet, teşkilatı ABD baskısı altında terörist olarak sınıflandıracak kadar ileri giderse bu çözümler işe yaramayabilir.

Hükümeti ile İhvan arasındaki buzlar

Teşkilat, olası herhangi bir anlaşmazlığı önlemek adına son zamanlarda, Trump’ın Barış Planı gibi konularda Ürdün rejimi ile yakınlaşma çalışmalarını yoğunlaştırarak ona destek olduğunu ve dayanışma içerisinde bulunduğunu vurguladı. 

Ancak bunların hiçbiri, teşkilatı maddi manevi zayıflatmaya çalışan Ürdün hükümeti ile Müslüman Kardeşler arasındaki buzları eritmeye yetmedi.

Resmi düzeyde ve Ürdün karar mutfağında üç pozisyon öne çıkıyor. Bunlardan en keskin olanı ise Arap Baharı sırasındaki tutumlarına bir mahiyetinde teşkilatın yasaklanması ve kurumlarının feshedilmesi.

Hükümet aynı zamanda teşkilatın Ürdün tarihindeki en uzun grev olan ve kamusal hayatı bir ay boyunca felce uğratan öğretmenler grevindeki çözüme müdahil pozisyonunu da reddediyor.

Oy sandıklarının meşruiyeti

Böyle bir manzarada, teşkilatın eski bir lideri ise bize "İhvan’ın gelecek parlamento seçimlerini boykot etme eğiliminde" olduğunu söylüyor. Ancak diğer liderler ise böyle bir fikri reddediyor ve sandıklara daha fazla itici güç ile katılmakta ısrar ediyor.

İhvan'ın kadrolarının odalarındaki kapalı kapılar ardında ise tutumları ve keskin müdahaleleri hükümetle olan ilişkilerdeki gerginliğe neden olan 14 milletvekili üzerinden boykota ve İhvan’ın parlamento pençelerini kesmeye yönelik bir akım ortaya çıkıyor.

Ürdün'de İhvan

Ürdün İhvanı Şura Meclisi, 15 Şubat 2015'te, aralarında eski genel sekreter Abdulmecid Zuneybat'ın da bulunduğu 6 üyeyi, "Teşkilatın temel kurallarını ihlal ettikleri" gerekçesiyle ihraç etmiş, söz konusu grubun, "Teşkilat adına Ürdün makamlarından yeni ruhsat almak" üzere imza topladığı açıklanmıştı.

İhvan'dan ihraç edilen Zuneybat ve beraberindekiler, 2015 Mart ayında başkent Amman'da düzenledikleri basın toplantısında, "Ürdün Müslüman Kardeşler Derneği" adıyla yeni bir "İhvan teşkilatı" kurduklarını bildirmişti.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Elif Turan

independentarabia.com/node/97216

DAHA FAZLA HABER OKU