Kadir Şeker’in akıbetini “Başka çaresi var mıydı yok muydu?” sorusu belirleyecek

Hukukçular, kadına şiddet uyguladığı iddia edilen Özgür D.’nin ölümüne neden olduğu öne sürülen Kadir Şeker’in meşru müdafaa kapsamına girip girmediğinin tespiti için olay anında başka çaresinin olup olmadığına bakılacağına vurgu yaptı

Bir kadını şiddetten korumaya çalışan Kadir Şeker, Türkiye gündemine oturdu / Fotoğraf: İHa

Konya’da yaşayan 20 yaşındaki Kadir Şeker, sevgilisini darp ettiği iddia edilen Özgür D.’ye engel olmak istedi.

Özgür D.’nin sert tepki vermesiyle başlayan tartışma kavgaya dönüştü.

Kadir Şeker’in kavga sırasında Özgür D.’yi bıçakla göğsünden yaralayarak ölümüne neden olduğu öne sürüldü.

Kadir Şeker,  polisteki ifadesinde müdahale etmesinin ardından Özgür Duran’ın saldırıp kovalaması üzerine  kendisini korumak için kavga sırasında bıçağına davrandığını iddia etti.

Özgür Duran’ın darp ettiği iddia edilen kadın da yüzünde yara, boğazında da sıkmadan kaynaklı izler olduğu görülen Kadir Şeker’in kendisini korumaya çalıştığını doğruladı.

Sosyal medyada ceza almaması için kampanya başlatıldı

Olayın ardından sosyal medyada bir kesim Kadir Şeker'in eyleminin meşru müdafaa kapsamına girdiğini iddia ederek, cezalandırılmaması talebiyle kampanya başlattı.

Kampanyaya kadın hakları temsilcilerinin ve kadın cinayetlerine bakan hukukçuların da destek verdiği görüldü.

Hukukçular temkinli

Kadir Şeker’in işlediği fiilin meşru müdafaa kapsamına girip girmediğini hukukçulara sorduk.

Hukukçular ağırlıklı olarak olayın meşru müdafaa kapsamına girip girmediğinin ancak dosyayı inceleyecek olan mahkemenin kararıyla anlaşılacağını, medyaya yansıyan bilgilerle yorum yapmanın yeterli olmayacağı görüşünde.

Buna karşın olayın meşru müdafaa sayılabileceğini söyleyen hukukçular da var. İşte o görüşlerden bazıları.

hülya gülbahar.jpg
Hülya Gülbahar, Kadir Şeker'in serbest bırakılması gerektiğini söyledi / Fotoğraf: Indepedent Türkçe


“Vatandaşların da işlenmekte olan suça müdahale hakkı var"

Basında yer alan bilgilere bakarak dosyayı incelemeden görüş beyan etmenin çok zor olduğunu belirten kadın hakları savunucusu Avukat Hülya Gülbahar buna karşın gerek Kadir Şeker’in, gerek olayın bizzat  tanığı olan mağdur kadının, gerekse de ailenin ve öğretmenlerin beyanlarından olayın meşru müdafaa olarak görüldüğünü belirtti. 

Gülbahar, şunları söyledi: 

Ayrıca Kadir Şeker’in tanık olduğu bir suçu önlemeye çalışırken bu sonucun kazayla ortaya çıktığı da görülmektedir. Meşru müdafaa dışında olayın bu yanı da önemlidir. CMK'nın 90. maddesine göre işlenmekte olan bir suçu gören herkese müdahale etme ve hatta aynen güvenlik güçleri gibi saldırganı yakalama hakkını, görevini vermektedir. Dolayısıyla Kadir Şeker her vatandaşın kanunen yapması gereken şeyi yapmıştır.

“Kadir Şeker serbest bırakılmalıdır”

Ayrıca olayda önemli bir noktanın daha olduğunu kaydeden Gülbahar, bu durumu şöyle açıkladı:

Uzun süren tutuklu yargılama adeta topluma kanunları uygulamayın, başta kadına yönelen şiddet olmak üzere her hangi bir suça tanık olursanız seyredin ya da görmemezliğe gelin demektir. Bu tavır hukuken kabul edilemez. Derhal dosya üzerindeki inceleme tamamlanıp Şeker serbest bırakılmalıdır.

mustafa bey.jpg
Mustafa Bağarkası, meşru müdafaa koşullarını anlattı / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

“Meşru müdafa sınırlarında değilse ceza indirimi olabilir”

Meşru müdafaanın uygulanma koşullarının ağır olduğunu belirten Emekli Ağır Ceza Mahkemesi Yargıcı, Avukat Mustafa Bağarkası, “Saldırı halinin gelişmesi lazım ki karşılığında bir eylem geliştiğinde makul görülmesi lazım. Yumrukla saldırıyorsa bir kişi ona bıçakla vuruyorsan olmaz. Böyle bir durumda en fazla ağır tahrik indirimi olabilir. Cezanın miktarı azalır” diye konuştu.

Taraflar arasında güç olarak orantısızlık varsa ne olur?

Bağarkası, dikkat çekici bir değerlendirmede daha bulunarak şunu söyledi:

Ancak diyelim ki taraflar arasında güç olarak orantısızlık var biri diğerine göre çok iri yarı. Ve kavga sırasında boğazına sarılarak diğerini öldürmeye çalıştı. O sırada diğeri çekip silahı vurursa bu meşru müdafaa kabul edilebilir.

“Mazur görülebilecek korkuyla işlediyse cezasızlık öngörülebilir”

Bağarkası, TCK’nın 27. maddesine de dikkat çekerek, söyle konuştu:

Bu maddeye göre meşru savunmanın mazur görülebilecek korku ve panikle aşılması durumu vardır. Yani kişi diyelim ki kadının hayatından endişe duyarak böyle bir fiili işledi. Ya da kavga sırasında gece vakti saldırganın elindeki aleti bıçak veya silah sanarak o anlık korkuyla eylemi gerçekleştirmiş de olabilir. Bu durumda da mahkeme de cezasızlık öngörülebilir.

Bağarkası ayrıca mahkemenin sosyal medyadaki yorumlara göre değil TCK'ya göre karar vereceğini de vurguladı.

 

Olayın ardından sosyal medyada Kadir Şeker'in serbest bırakılmasını savunanlardan biri de Şule Çet'in avukatı Umur Yıldırım'dı.

Yasalarımızda meşru müdafaa düzenlemesinin var olduğunu kaydeden Emekli Başsavcı, Avukat Durmuş Yargı, “Bir kimse cana kast eden kaçınılmaz bir tehlikeyi önlemek için suç işlerse ceza verilmez. Yine sadece kendisinin değil bir başkasının canına kasteden bir eyleme müdahale etmesi de meşru müdafaa kapsamına girer” diyerek sözlerini şöyle devam ettirdi:

Ancak burada önemli olan meşru müdafaanın sınırı aşılmış mıdır aşılmamış mıdır? Haksız saldırının giderilmesi başka türlü mevcut muydu ilaa ki öldürmeli miydi mahkemede tartışılacaktır.

"Meşru müdafa mıdır değil midir?"in cevabını bu sorular verecek

Kamuoyunda yanlış yorumların yapıldığını iddia eden Yargı, şunları söyledi:

Bir kısım bir kadına saldırı olmuş bu çocuk da saldırıyı önlemek için engel olmaya çalışırken bıçağını çekmiş öldürmüş deniyor. Burada dikkat edilecek hususlar şunlar. Üçüncü kişinin yani saldırganın kadına saldırısı önlenebilir miydi önlenemez miydi? Kadına olan saldırı kadının hayatına kasteden bir saldırı mıydı? Erkek haddini aşmış bir şekilde kadını tokatlıyor muydu? Şayet tokatlıyorsa gidip bıçakla vuruyorsan bu meşru müdafa kapsamına girmez. Kadını öldürmek üzereyken gelip sen de saldırgana bıçağını vuruyorsan bu meşru müdafa kapsamına girebilir.

“Takdiri mahkeme yapacaktır”

Dosyada meşru müdafaanın var olup olmadığını mahkemenin takdir edeceğini belirten Yargı, sözlerini şöyle tamamladı:

Olayın hukuku bilmeyenler tarafından meşru müdafaa kapsamında değerlendirilmesini yanlış buluyorum. Evet kadını koruma güdüsüyle hareket edilmesi doğru ancak işlenen suçun meşru müdafaa olup olmadığını ben bile bu aşamada tartışamıyorsam vatandaşın bu tartışmaya girmesi yanlış olacaktır. Takdiri dosyayı araştırıp içeriğine hakim olan mahkeme yapacaktır.

celal ülgen.jpg
Celal Ülgen, meşru müdafaada ölçütlük esasının önemli olduğunu kaydetti / Fotoğraf: AA


“Biri size sopayla saldırıyorsa tabancayla vuramazsınız”

Meşru müdaafada kişinin kendisinin veya üçüncü bir kişinin hayatı tehlikede ise onu korumak için hareket etme şartının olduğunu belirten Avukat Celal Ülgen, en önemli hususunda “Ölçütlük” ilkesi olduğunu söyleyerek bunu şöyle açıkladı:

Yani tehlikeyi savuşturması için başka önlemler varken direk cana kast ettiyse ölçütlükten söz edilemez. Örneğin biri size sopayla saldırıyorsa siz onu çekip tabancayla vuramazsınız. Böyle bir durumda mesala ayaklarına ateş etmesi lazım. Her olayın kendisine göre sonuçları vardır. Bizim olayın dışında ayrıntıları bilmeden açıklamamız doğru olmaz.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU