Şehir Üniversitesi, Marmara Üniversitesi’ne devredildi

YÖK, İstanbul Şehir Üniversitesi'nin faaliyet izninin de geçici olarak durdurulduğunu açıkladı

Fotoğraf: AA

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) İstanbul Şehir Üniversitesi'nin faaliyet izninin geçici olarak durdurulduğunu ve idaresinin Marmara Üniversitesi'ne devredildiğini açıkladı. 

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun kurucusu olduğu Bilim Sanat Vakfı bünyesindeki İstanbul Şehir Üniversitesi'ne geçen günlerde ilk haciz gelmişti.

Bir süredir Halkbank’a olan borcu nedeniyle kamuoyunun gündeminde bulunan üniversitenin kasasındaki 6 bin 390 lira ile çok sayıda eşya haczedildi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

2008’de kurulan İstanbul Şehir Üniversitesi, 2016 yılında Halkbank’tan 300 milyon lira yatırım kredisi almış karşılığında 8 parselden oluşan kampüs arazisi teminat olarak gösterilmişti.

Üniversitenin malvarlıklarına tedbir kararı koyduran Halkbank ile Şehir Üniversitesi arasında görülen davada mahkeme, haczin kaldırılması talebini karara bağlamış üniversitesinin yaptığı itirazı kısmen kabul etmişti. Ancak ipoteğin 370 milyon liralık borç üzerinden devam etmesine hükmetti.

Erdoğan ve Davutoğlu arasında tartışma

Üniversite siyasetin de tartışma konusu olmuştu.

Tartışmaya bir süre sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da dâhil oldu. 

7 Aralık’ta Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda konuşan Erdoğan, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve Mehmet Şimşek gibi isimleri de anarak Halkbank'ı dolandırmakla suçlamıştı. 

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'a verdiği cevapta hayatta olan mevcut ve eski cumhurbaşkanları ise eski başbakanların mal varlıklarının araştırılması için TBMM’de araştırma komisyonu kurulmasını önererek, şunları söylemişti:

Başbakanlığım süresince yaptığım uygulamalar konusunda şahsıma yöneltilen tek ithamın, hiç bir şahsi hakkımın ve çıkarımın olmadığı, kızıma, oğluma, damadıma, gelinime bırakmayacağım bir eğitim kurumuna arazi devri olmasından sadece onur duyarım. Sayın Cumhurbaşkanının Başbakanlığı döneminde çıkan 4046 sayılı yasaya istinaden gerçekleşen bu devir ile bahse konu arazinin rant alanı haline dönüşmesi engellenmiş ve kamuya ait olan bu değerli arazinin doğal ortamı korunarak yine kamunun hizmetinde kalması sağlanmıştır.

Davutoğlu, Yıldırım'ı işaret etti

Davutoğlu, Şehir Üniversitesi ile ilgili olarak kendisinin başbakanlığı döneminde kredi verilmediğini savunarak son Başbakan Binali Yıldırım'ı işaret etti.

Davutoğlu, "Kredi verin" demediğini ifade ederek şunları kaydetti:

Cumhurbaşkanı vicdanıyla baş başa kaldığında, ‘Davutoğlu'ndan her şey çıkar ama dolandırıcı çıkmaz’ diyebilir, eğer vicdanı kaldıysa. Bir dolandırıcılık varsa ben buradayım. Hukuki işlemleri başlatın, en ağır cezaya razıyım. Neden hukuki süreç başlatılamıyor biliyor musunuz? Çünkü benim başbakanlığım döneminde Halkbank'tan Şehir Üniversitesi’ne bir gram kredi verilmedi. Ben kredi verin demedim. Anlaşılan o ki Sayın Cumhurbaşkanı yine birileri tarafından yanlış bilgilendiriliyor. Lütfen kenara çekilip muhasebe yapsın.

YÖK: Öğrencilerin mağduriyet yaşamaması için hassasiyet gösterilecek

YÖK'ten yapılan açıklamada, Bilim ve Sanat Vakfı tarafından kurulan ve 2010-2011 akademik yılında eğitim öğretime başlayan İstanbul Şehir Üniversitesinin son günlerde yaşadığı mali sorunlarla yoğun şekilde gündemde yer aldığı anımsatıldı.

Açıklamada, Türkiye Halk Bankası tarafından, İstanbul Şehir Üniversitesinin 2014'ten itibaren kendisine Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından bedelsiz devredilen bir taşınmazı teminat göstererek kredi kullanmaya başladığı; söz konusu taşınmazın devrine ilişkin işlemin iptali için açılan dava sonucunda Danıştay 13'üncü Dairesince "yürütmeyi durdurma" kararı verildiği ve tahsis edilen kredilerin teminatsız kalma riskiyle karşı karşıya kalındığı YÖK'e bildirildi.

Alacakların tahsili için işlem başlatılması nedeniyle eğitim öğretim faaliyetinin aksamaması ve olası öğrenci mağduriyetlerinin önüne geçilmesi için durumun mevzuattan kaynaklanan yetki çerçevesinde değerlendirilmesi amacıyla 24 Temmuz'da yazıyla YÖK'e ilettiği hatırlatılan açıklamada, İstanbul Şehir Üniversitesine 7 Ağustos'ta gönderilen yazıyla bu durum dolayısıyla üniversitedeki eğitim öğretimin aksatılmaması konusunda yapılan planlamaların YÖK Başkanlığına bildirilmesinin talep edildiği vurgulandı.

Açıklamada, şu bilgilere yer verildi:

Bu süreçte, İstanbul Şehir Üniversitesinin banka hesaplarına 11 Ekim 2019'da İstanbul 18'inci Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/1384 sayılı kararıyla haciz konulmuştur. Gelinen bu noktada İstanbul Şehir Üniversitesi yetkililerinin banka yetkilileriyle yürüttüğü borcun yapılandırılmasına yönelik görüşmeler bir uzlaşmayla sonuçlanmamış, yargı sürecinden de konunun çözümlenmesine yönelik bir sonuç çıkmamıştır. Bilindiği gibi vakıf üniversitelerinin bankalardan kredi kullanması, üniversiteler ve bankalar arasındaki özel hukuk ilişkisi olup Yükseköğretim Kurulunun onayına bağlı değildir. Vakıf üniversitelerinin varlıklarını aşacak, mali yapılarını olumsuz etkileyecek derecede borçlanmaları ihtimali öngörülmediğinden yürürlükteki mevzuatımızda buna ilişkin kısıtlayıcı bir düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla konunun, bir vakıf üniversitesi özelinde değil, sisteme ait bir sorun olarak değerlendirilmesi doğru olacaktır. Yükseköğretim Kurulunun muhtemel sorunların önüne geçebilmek için bazı yasal düzenlemelere ihtiyaç olduğuna dair defaatle dile getirdiği tespitlerin de ne denli önemli olduğu açıkça görülmektedir. 

2 Aralık'ta üniversiteye gönderilen yazıyla eğitim öğretimin yaşanan mali sıkıntı dolayısıyla aksatılmaması için yapılan planlamaların YÖK'e bildirilmesinin yeniden talep edildiğine işaret edilen açıklamada, 11 Aralık'ta gönderilen son yazıyla da üniversitede görevli akademik ve idari personelin özlük haklarının ödenip ödenmediği, öğrencilere ödenen burslar veya uluslararası değişim programları kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilip getirilmediği ile eğitim öğretim faaliyetleri açısından gerekli internet, elektrik, su, doğal gaz gibi alt yapı imkanlarına ilişkin ödemelerde aksama olup olmadığı hususlarında açıklama talebinde bulunulduğuna dikkat çekildi. 

Faturalar ve burslar ödenemedi

İstanbul Şehir Üniversitesi Rektörlüğünün 12 Aralık'taki yazısında; akademik ve idari personelin ekim ve kasım ayı maaşlarının ödenemediği, en düşük ücret alan personelden başlanarak ancak cüzi bir ödeme yapılabildiği; öğrencilerin kasım ayı burslarının yatırılamadığı, aralık ayında da burs ödemesi yapılamayacağı; alt yapı imkanlarına ilişkin ödemelerde de aksamalar oluştuğu, bu bağlamda elektrik, su, doğal gaz ve internet faturalarının ödenemediği; ayrıca ödeme tarihleri geçen borçlar nedeniyle fiili haciz işlemlerinin başlatıldığı; mevcut durumun devamı halinde eğitim-öğretimin aksamasının kaçınılmaz olduğu aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

Yükseköğretim Kurulu, bütün bu süreç içinde herhangi bir gecikmeye yol açmadan üniversitenin yetkilileriyle iletişime geçmiş, yaşanan sorunlara çözüm olabilecek bütün imkanları ve yolları kullanmaları beklentisini kendilerine birçok kez iletmiştir. Aradan geçen sürede sorunun çözümü bağlamında beklentiler ne yazık ki gerçekleşmemiştir. Üniversite rektörlüğünden alınan bilgiler ışığında üniversitenin içinde bulunduğu durumun Denetleme Kurulunun 17 Aralık 2019 tarihli inceleme raporu ve 18 Aralık 2019 tarihli kararı birlikte değerlendirildiğinde; üniversitenin mevcut mali durumunun eğitim öğretim faaliyetini sürdürülemeyecek hale getirdiği; öğrencilerin, akademik ve idari personelin mağduriyetini büyüteceği ve eğitim-öğretim faaliyetlerinin aksamasının artık kaçınılmaz hale geldiği anlaşıldığından Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 25/d-3 maddesi uyarınca İstanbul Şehir Üniversitesi'nin faaliyet izninin geçici olarak durdurulmasına ve idaresinin garantör üniversite olan Marmara Üniversitesine devrine karar verilmiştir. Bilinmelidir ki eğitim öğretimi devam eden öğrencilerimiz önceliğimizdir. Öğrencilerimizin herhangi bir mağduriyet yaşamaması hususunda azami dikkat ve hassasiyetin gösterilecektir. Marmara Üniversitemizin de Yükseköğretim Kurulunun bu dikkat ve hassasiyetine sahip çıkacağını başta öğrencilerimiz olmak üzere kamuoyuna saygı ile duyururuz.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU