"Acımız dinmeyecek": IŞİD lideri Ebubekir Bağdadi'nin kurbanları için savaş henüz bitmedi

IŞİD kurbanlarının perişan vaziyette, travma geçirmiş ve hala tehlikede olduğu belirtiliyor

Yerinden edilmiş azınlık Ezidiler, Haseke vilayetinde IŞİD'den kaçmıştı (Reuters)

Irak’ın kuzeyindeki Sincar Dağları’ndan Kaliforniya’daki San Bernardino’ya, Rakka’dan Londra’ya, İstanbul’a ve Kolombo’ya: Ölümünün her kıta, etnisite ve inançta kutlanması Ebubekir Bağdadi'nin işlediği suçların şeytaniliğinin bir kanıtı.

Fakat Ortadoğu ve dünyanın dört bir yanındaki IŞİD kurbanları için yıllar süren terörün yarattığı travma halifeliğin yıkılışıyla ortadan kaybolmadı ve Bağdadi'nin ölümüyle de kaybolmayacak.

Azınlık topluluğun tarihi yurdu olan Sincar'dan 21 yaşındaki eski IŞİD tutsağı Ezidi Saad Salmo “Ağabeyim haberi bana dün söyledi. Duyduğumda çok mutlu oldum" dedi.

Ama hala üç erkek kardeşim ve bir kız kardeşim dahil 22 akrabam IŞİD'in elinde. Onları geri alana kadar hiçbir şey değişmeyecek.

Memleketi harap olmuş vaziyetteyken Salmo bugün Irak'ın kuzeyindeki bir mülteci kampında yaşıyor. Bağdadi'nin emri üzerine binlerce kadınla birlikte kaçırılıp köle olarak tutulduğu IŞİD esaretinde yılları geçti. Telafer'den Rakka'ya Suriye'nin her yerinde taşınıp durdu ve en sonunda geçen yıl Deyrizor'da kurtarıldı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

IŞİD savaşçıları 3 Ağustos 2014'te günün erken saatlerinde Irak'ın kuzeyindeki Sincar ilçesine saldırdı. Binlerce erkeği durdukları yerde katledip onlardan sayıca çok daha fazla kadın ve çocuğu da köleleştirdiler.

Katliamın ilk dalgasından kaçmayı başaranlarsa, Ezidilerin tarih boyunca sığınma yeri olmuş Sincar Dağı'nın dolambaçlı yollarına kadar kovalandı. Birçoğu kaçarken susuzluktan öldü.

Binlerce Ezidi'nin hala kayıp olduğu tahmin ediliyor. Daha binlercesiyse mülteci kamplarında, yok edilmiş yuvalarına dönemeden arafta yaşıyor. Bugün bile Sincar'da toplu mezarlar bulunmaya devam ediyor.

Bağdadi'nin ölümünün ardından 25 yaşındaki Nevin Raşo, "Biz Ezidiler yıllardır acı ve ıstırap içindeyiz, dolayısıyla bu haber acımızı hafifletiyor" dedi.

Eskiden radyo spikerliği yapan Raşo IŞİD'in elinde 5 yıl esir kaldı. Her günü korku içinde geçti. Dahası halifeliğin yıkılmasının ilk zamanlarında kimliğini açıklayamayacak kadar korkuyordu.

Bir gün yolu, binlerce gönüllü IŞİD'li eşinin tutulduğu El Hol kampına düştü ve en sonunda burada kimliğini açıkladı. Ama bugün bile, kamptan kaçmayı başarmasına rağmen korku içinde yaşamaya devam ediyor.

Raşo, “IŞİD üyeleri hayatta olduğu sürece acımız dinmeyecek (...) Bağdadi'nin Ezidiler tarafından öldürülmüş olmasını dilerdik” dedi.

Bağdadi'nin hükümdarlığında IŞİD dini azınlıklara zulmedip onları katletmişti. Ne var ki kurbanlarının büyük çoğunluğu, Irak ve Suriye'de zalim hilafetin yönetimi altında yaşamak zorunda bırakılan Müslümanlardı.

IŞİD'in başkenti Rakka'da örgüt kendine karşı çıkanı öldürürdü. Şehrin merkezi meydanı cesetlerin günlerce asılı kaldığı korkunç bir infaz alanı haline gelmişti.

 

AP.jpg
IŞİD üyeleri Ağustos 2014'te örgütün fiili başkenti Rakka'da geçit töreni yapmıştı (AP)​​​​​​​

 

27 yaşındaki Rakka yerlisi Hüsam Hamud da Salmo gibi yerinden edildi. Terör örgütünün şiddetli saldırılarının ve yaptığı işgalin sonuçları bugün de yankılanmaya devam ediyor.

Hamud telefonla The Independent'a yaptığı açıklamada “Bu, Suriye halkının geneli için bir zafer. Bağdadi, en çok Rakka halkını katleden örgütün patronuydu" dedi.

Ama onun ölümünü IŞİD'in sonu olarak düşünemeyiz. Onları gözetim altında tutacak kimse olmadan binlerce IŞİD üyesi ve onların aileleri hala orada bir yerde, bu gibi insanlar gidip hücreleri oluşturacak. Daha şimdiden yeniden inşa etmeye başladılar.

Kürt güçleriyle Suriye hükümeti arasında yapılan bir anlaşma sonrasında Hamud geçenlerde evinden kaçmak zorunda kaldı. Şehirdeki çoğu kişi şimdi de Rakka’ya hükümet kontrolünün geri gelmesinden korkuyor.

Hamud, “DAEŞ (IŞİD) yüzünden çok fazla fedakarlık yapmak zorunda kaldık. Evlerimizi kaybettik, yakınlarımızı kaybettik. Bir hiç uğruna her şeyimizi yitirdik” diye konuştu.

Bağdadi'nin genel hakimiyet planının bir kısmı, dünyanın her yerinden aşırılık yanlısı üye çekmeye dayanıyordu. Propaganda çabalarının merkezinde bu yer alırdı. Ama örgütün sesini duyurma arzusunun kana susamış doğasını çok az kişi tahmin edebilirdi.

Suriye'ye yardım için gelen yardım görevlileri, gazeteciler ve siviller IŞİD'in ağına takıldı. Bu kişiler öldürülmeden önce kamerayla teşhir edildi.

Onların aileleri için de savaş hala bitmedi. Birçoğu, karşı karşıya kaldıkları kabusun aynısına yakalananlar için mücadele etmek ya da inandıkları değerler uğruna savaşmak için vakıf kurdu.

Amerikalı gazeteci James Foley'nin annesi Diane Foley, Bağdadi'nin ölümünün ardından The Atlantic'e yaptığı açıklamada, “Ne zaman böyle bir şey olsa bütün o dehşet geri geliyor" dedi.

Anne Foley, oğlunun ölümünden ardından yurt dışındaki bütün Amerikalı rehinelerin özgürlüğünü ve dünya genelinde gazetecilerin güvenliğini savunan James W. Foley Mirası Vakfı'nı (James W Foley Legacy Foundation) kurdu.

James Foley, Suriye halkının çektiği acıyı belgelemek için bu ülkeye giden bir serbest gazeteciydi. IŞİD'in halka açık olarak öldürdüğü ilk rehinelerden biriydi.

Foley'nin annesi bir açıklamasında, Bağdadi'nin ölümünün “terör gruplarının dirilişini engellemesini umduğunu ve yakalanan IŞİD savaşçılarının yargılanıp yaptıklarından sorumlu tutulması için dua ettiğini" söyledi.

“Austin Tice ve Macid Kamalmaz da dahil olmak üzere Suriye'de rehin tutulan 12 Amerikalı için hala endişe duyuyorum” diye ekledi.

IŞİD tarafından 2014'te öldürülen Britanyalı insani yardım çalışanı David Haines'in erkek kardeşi Mike Haines OBE (Order of the British Empire-Britanya Kraliyeti Onur Nişanı ed.n.) de benzer bir şekilde, okullarda yapılan ziyaretlerle dayanışma, hoşgörü ve anlayışı teşvik etmeyi amaçlayan Küresel Birlik Eylemleri (Global Acts of Unity) kampanyasını başlattı.

Haines, Bağdadi'nin ölümünün ardından yaptığı açıklamada, “Kardeşimi DAEŞ'in elleriyle yitirmemizin yol açtığı yıkıcı kaybın ailemin hayatını değiştiren bir etkisi oldu. Yokluğunu hissetmeye her gün devam ediyoruz" dedi.

DAEŞ'in amaçlarına karşı gelmek ve o acıyı tamamen güçlü, pozitif bir kuvvete çevirmek ve Küresel Birlik Eylemleri'ni kurmak kolay bir yol değildi. Ama farklı inanç ve topluluklarla çalışarak doğru yol oldu.

Pek çok başka aile sevdiklerinin anısına IŞİD ideolojisiyle savaşmaya devam ediyor.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news

Independent Türkçe için çeviren: İrem Oral

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU