Hükümet açıklamasında, vatandaşların barışçıl toplanma ve diyalog hakkının, ülkenin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini esas alan kapsamlı bir ulusal proje çerçevesinde güvence altına alındığı vurgulandı. Etnik ya da dini grupların, faaliyetlerinin barışçıl olması, devlete silah doğrultmaması ve Suriye devletinin yapısına kendi vizyonlarını dayatmaması koşuluyla, siyasi görüşlerini ifade etme ve örgütlenme hakkına sahip olduğu belirtildi.
Devletin yapısının, hizipsel anlaşmalarla değil, halk oylamasıyla kabul edilecek kalıcı bir anayasa ile belirleneceği ifade edilirken, kuzeydoğuda yaşananların ulusal bir çerçeve temsil etmediği; dış destekli, kırılgan bir ittifak olduğu savunuldu. Bu oluşumların, “tek ordu, tek hükümet, tek ülke” ilkesine aykırı girişimlerde bulunduğu öne sürüldü.
Şam yönetimi, 10 Mart mutabakatının ihlal edildiğini, düşmanca eylemlerde bulunan ayrılıkçıların konferanslara davet edilmesini kınadığını ve bunun sonuçlarından SDG’yi sorumlu tuttuğunu bildirdi. Paris’te yapılacak toplantının, Suriye’nin iç işlerine dış müdahaleyi teşvik ettiği, yaptırımları yeniden gündeme getirmeyi amaçladığı ve “yeni ordu” ya da “anayasa bildirgesi” gibi 10 Mart mutabakatıyla çelişen öneriler sunduğu kaydedildi.
Açıklamada, söz konusu konferansın ulusal diyalog sürecini ve geçiş dönemi adalet mekanizmalarını ihlal ettiği, ateşkes ve kurum entegrasyonu yükümlülüklerinden kaçınıldığı belirtildi. Ayrıca, “Kandil’den talimat alan aşırılıkçı Kürt grupların, Suriye Araplarına yönelik sistematik demografik değişim politikalarına kılıf oluşturduğu” iddia edildi.
Hükümet, Paris’teki görüşmelere katılmama kararını şu ifadelerle duyurdu:
Bu konferans, Suriye hükümetinin uygulamaya başladığı Geçiş Dönemi Adalet Komisyonu'nun kurulması ve çalışmalarına başlaması gibi taahhütlerin yanı sıra, Suriye hükümeti tarafından geçen Şubat ayında başlatılan ve ülke güvenli hale getirilene kadar devam edecek olan ulusal diyalog sürecini ihlal ediyor.
Konferans, ateşkes şartlarının uygulanmasından ve kurumların entegrasyonundan kaçınılması ve anlaşmanın sürekli ihlali anlamına geliyor. Ayrıca, Kandil'den talimat alan aşırılıkçı Kürt grupları tarafından Suriye Araplarına yönelik sistematik demografik değişim politikaları için bir kılıf görevi görüyor.
Bu adım, bağımsızlıktan önce Suriye'yi bölmeyi amaçlayan konferansların yaklaşımını yeniden değerlendirirken, Suriye hükümeti, bu planları boşa çıkaran ve bağımsız devleti kuran Suriye halkının, bugün de bu projeleri boşa çıkaracağını ve İkinci Cumhuriyet'in inşasına doğru emin adımlarla ilerleyeceğini teyit ediyor.
Hükümet, bu konferansın devam eden müzakere çabalarına bir darbe vurduğunu teyit ediyor. Bu doğrultuda, Paris'te planlanan hiçbir toplantıya katılmayacak ve eski rejim dönemini herhangi bir bahane veya kılıf altında canlandırmaya çalışan hiçbir tarafla müzakere masasına oturmayacak. SDG'yi 10 Mart mutabakatı konusunda ciddi bir şekilde çalışmaya ve uluslararası arabulucuları da tüm müzakereleri Suriyeliler arasında diyaloğun meşru ve ulusal adresi olan Şam'a taşımaya çağırıyor.
SANA, Independent Türkçe