Bir araya gelişleri, üniversite kampüsünde kurulan bir a cappella kulübüyle başlıyor. Önce sahne paylaşılıyor, ardından da hayat. Farklı sesler bir bütün oluyor; her biri başka tonda ama aynı duyguda. Bugün OZMSR adıyla tanınan bu 5 kişilik Güney Koreli vokal grubu, yalnızca insan sesiyle sizi hayret ettirecek kadar güçlü bir müzik yaratıyor.
Yıllardır birlikte şarkı söyleyen OZMSR üyeleri, şimdi yollarını ilk kez Türkiye'ye, VoiceUp A Cappella Festivali'ne düşürüyor. 19-24 Ağustos'ta Şişli, Beşiktaş ve Beyoğlu'nu 6 gün boyunca bir vokal müzik kampüsüne dönüştürmeye hazırlanan festivalde sahne alacakları için hem heyecanlı hem de minnettarlar. İstanbul'da sahne almadan önce onları yakaladık; müzikle kurdukları bağı, sokakta karşılaştıkları beklenmedik anları ve hayallerini konuştuk. "Sadece ses" diyorlar ama aslında anlattıkları bundan çok daha fazlası...
"Sadece ses"
OZMSR'ın hikayesi bir tesadüfle değil, ihtiyaçla başlıyor. Kurucu üyelerden Homin'in üniversitede başlattığı a cappella kulübü, zamanla müzikle derdi olan diğer arkadaşlarını da kendine çekiyor. Önce Kyungjin ve Irang katılıyor gruba, ardından Hyunjin ve Jonghyun. 2019'da bugünkü kadro tamamlanıyor ve geçen yıl grup, Korecede "sadece ses" anlamına gelen OZMSR adını alıyor.
A cappella müziğe olan tutkularıysa bir YouTube videosuyla başlıyor. Askerlik görevini tamamladıktan sonra üniversiteye dönen Homin'e, bir üst sınıftan arkadaşı, Amerika menşeli meşhur a capella grubu Pentatonix'in bir performansını izletiyor. İşte bu, her şeyin değiştiği kırılma noktası oluyor. "O an adeta büyülendim" diyor Homin:
Pentatonix'in, karmaşık armonilerle bilinen geleneksel a cappella kalıplarını yıktığını düşünüyoruz. Basit armonilerle güçlü vokalleri ve modern düzenlemeleri harmanladılar. Bu da bize yenilikçi, heyecan ve ilham verici geldi.
OZMSR üyelerinin çoğu üniversitede vokal müzik eğitimi almış. Ama işin a cappella kısmını okulda değil, sahada öğrenmişler. Kimileri müzikle hiç akademik bir bağ kurmadan bu yolculuğa katılmış. Herkes kendi yolunu çizse de amaçları tek bir noktada birleşmiş: Yalnızca insan sesiyle bir bütün yaratmak.
Bu birlikte yaratma hali, onlara göre sadece müzikle ilgili değil. "Biz birlikte yaşıyor, birlikte çalışıyoruz" diyorlar. Sabah ofise gider gibi bir araya gelip, saatlerce yan yana şarkı söylüyorlar. Böyle bir tempoda zaman zaman gerilimler de yaşanıyor elbette ama açık iletişim grubun en güçlü yanı:
Tartışırız ama çözeriz de... Sonra daha da güçlenmiş oluruz. Bu dürüstlük ve dayanıklılık, ekibin en büyük gücü diyebiliriz.
Gücü detaylarda gizli
Müziklerinde duyguyu en saf ve derin haliyle aktarmaya çalışıyorlar. "Enstrümanlar güçlüdür ama insan sesi kadar doğrudan bir mesaj veremez. Bu büyük bir fark" diyorlar. Yalnızca "Seni seviyorum" değil, "Bakışındaki sıcaklığa hayranım" diyebilmenin gücünden söz ediyorlar. Ve bu ayrıntıların, izleyiciyle kurdukları bağı derinleştirdiğine inanıyorlar:
İnsan sesinde bu gücü buluyoruz.
Sokağa çıktıklarında bu bağ çok daha görünür hale geliyor. Onlar için sokaklar tam anlamıyla "olasılıklarla dolu". Güney Kore'de insanlar genellikle çekingen; bazen uzun süre kimse onları dinlemiyor. Ama bir kişi durduğunda, su yolunu bulmuş oluyor ve ardından diğerleri de onlara kulak vermeye başlıyor: Gözyaşlarını tutamayan bir anne, gülümseyen bir çocuk ya da onları sessizce videoya çeken bir genç...
"İnsanlar bizimle birlikte ağlıyor ya da gülüyor" diyor Homin:
Bu olduğunda, şarkı söylemeye gerçekten hakkımız varmış gibi hissediyoruz. Daha büyük bir tatmin olabilir mi?
Grubun sahnedeki uyumu sadece seslerinden değil, birlikte kurdukları üretim düzeninden besleniyor. Düzenlemelerini çoğunlukla Irang yapıyor, beat'leri ise Kyungjin hazırlıyor. Ancak işin özü tek bir kişiye değil, kolektif bir çabaya dayanıyor. Bazen bir üye tüm parçayı hazırlayıp getiriyor, bazen de her şey sıfırdan hep birlikte inşa ediliyor. Her zaman müziği daha eğlenceli ve etkileyici hale getirmenin yollarını arıyorlar. Bu sürecin tüm inceliklerini, festivaldeki atölye sırasında daha ayrıntılı şekilde paylaşacaklarının müjdesini de veriyorlar.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Repertuvar seçiminde ise zamana ve ruh haline kulak veriyorlar. Bazen trendlerin peşinden gidiyorlar, bazen de geçmişte sevdikleri şarkılara dönüyorlar. Sokaktaki performanslar, bu dengeyi bulmalarına yardımcı oluyor. İnsanlara doğrudan sorarak ya da verdikleri tepkileri gözlemleyerek hangi şarkıların karşılık bulduğunu keşfediyorlar. Bir şarkı ister yepyeni ister nostaljik olsun, eğer ortak bir bağ kuruyorsa, OZMSR için üzerinde çalışmaya değer...
Grubun müziği sadece kulağa değil, kalbe de dokunuyor. Bu etkiyi güçlendiren unsurlardan biri de Koreli kimliklerinden gelen incelikli düşünce biçimi. "Yabancıları rahat ettirmek için İngilizce konuşmaya çalışmamız bile aslında Korelilerin başkalarını düşünme biçimiyle ilgili" diyorlar. Grup, bu incelikli yaklaşımı sahneye de taşıyor. İzleyicinin neyi ne zaman daha fazla hissedeceğini, hangi anlarda katılımının artacağını öngörerek performanslarını yapılandırıyorlar. A cappella müzik Kore'de hâlâ yeni ve geniş kitlelere ulaşmamış bir tür olduğu için, izleyicinin kendini müziğe yakın hissetmesi onlar için çok önemli.
OZMSR'ın en büyük hayallerinden biri, bir gün Güney Kore'de açık havada bir a cappella festivali düzenlemek. Kendi sahne tutkularını, bu türle hiç tanışmamış insanlara da aktarabilmek...
İstanbul'un kıyısında, geleceğe açılan bir sayfa
OZMSR için Türkiye, daha önce hiç ayak basmadıkları ama hakkında çok şey duydukları bir coğrafya. İstanbul'a gelmek grubun tüm üyeleri için bir ilke işaret ediyor. "Türkiye hakkında çok şey biliyoruz ama daha önce hiç ziyaret etme şansımız olmadı" diyorlar. Bu yüzden VoiceUp A Cappella Festival, onlar için yalnızca bir konser değil, aynı zamanda bir keşif yolculuğu.
Festivalin samimi ve müzikle dolu ruhunu, daha önce dünyanın başka köşelerinde deneyimledikleri benzer buluşmalara benzetiyorlar. Özellikle grup üyelerinden Hyunjin ve Jonghyun, böyle bir festivale ilk kez katılacak olmanın heyecanını yaşıyor. OZMSR ise onlara bu atmosferin sihrini göstermeye kararlı:
Kaç kişinin sadece insan sesiyle üretilmiş müziği sevdiğini birlikte göreceğiz.
"Kaymağın tadına bakmak için sabırsızlanıyoruz"
İstanbul'a dair beklentileri yalnızca müzikle sınırlı değil; Türkiye'nin geleneksel tatlarını denemeyi de iple çekiyorlar:
Üyelerimiz kaymağın tadına bakmak için sabırsızlanıyor! Bu zengin tatları keşfedeceğimiz için çok heyecanlıyız.
Aynı zamanda festivaldeki atölyelerde edinecekleri yeni perspektiflerin kendilerini sanatçı olarak nasıl dönüştürebileceğini merak ediyorlar:
Bazen neye ihtiyaç duyduğumuzu bize bile bilmiyoruz ama bir şey öğrenince, onun aslında en büyük eksiğimiz olduğunu fark ediyoruz.
Bu festival onlar için aynı zamanda bir dönüm noktası. "Lider olarak benim için bu, ekibimizi daha geniş bir kitleye gururla tanıtma fırsatı" diyor Homin. İlk kez uluslararası bir sahnede yer alacak üyeler içinse bu deneyimin a cappella'ya olan sevgilerini daha da derinleştirmesini umuyor:
Daha önce bu tarz festivallere katılmış olanlar içinse, umarız yeni bir enerji, yeni bir ilham olur.
Ama tüm OZMSR üyelerinin tek bir ortak noktası var. Şöyle açıklıyor Homin:
Eğer biz sahnede eğlenmiyorsak, bunların hiçbirinin anlamı kalmaz. Ne yapıyorsak, merkezinde her zaman neşe var.
İstanbul seyircisi için özel sürprizleri de var. K-pop'un dünyada gördüğü ilgiden minnettar olduklarını vurgulayan grup, ilk gün tüm sahnesini K-pop'a ayıracak. Sadece şarkılarla değil, kostümleriyle de bu enerjiyi bir üst seviyeye taşıyacaklar. Açılış seremonisine özel olarak hazırlandıklarını söylüyorlar:
Biraz daha eğlence ve ışıltı katmak istiyoruz!
Geleceğe dair hayalleri ise büyük. "Sahnedeyken hissettiğimiz o neşeyi daha fazla insana ulaştırmak istiyoruz" diyorlar. Kendi yazdıkları parçaları seslendirmek en büyük arzularından biri... Ve elbette yıllardır hayalini kurdukları kişiyle, Avi Kaplan'la gerçekleştirdikleri işbirliğinin verdiği ilhamla daha nice yaratıcı ortaklığa da açıklar:
Gerçekten, bu bile başlı başına gerçekleşen bir rüya.
Grubun son bir hayali daha var. Bir dinleyicinin, a cappella'yı hayatında ilk kez OZMSR aracılığıyla deneyimlemesi durumunda, o kişide şu hisleri uyandırmak istiyorlar:
Gerçekten eğleniyorlar!
Ya da...
Demek ki a cappella böyle bir şeymiş, ne kadar havalı ve heyecan verici.
Hatta belki de...
Bunu ben de deneyebilirim.
Ve işte o zaman OZMSR için müziğin evrensel dili bir kez daha anlam kazanmış olacak.
© The Independentturkish