Süreç Komisyonunda ilk toplantı başladı... Kurtulmuş: Kürdün onurunu, Türkün gururunu koruyacağız

PKK'nın kendini fesh etme kararı alması ve silah bırakmaya başlamasının ardından sürecin takibi ve gerekli yasal düzenlemeleri belirlemek için kurulan TBMM komisyonunun ilk toplantısı bugün yapılacak

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığındaki partilerden 48 üyenin katıldığı komisyon ilk toplantısına başladı. Toplantının açılışında konuşan Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, "Şahit olduğumuz süreç bir pazarlığın asla sonucu değildir. Milletimizin kararlılığının sonucudur" dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kurtulmuş sözlerini şöyle sürdürdü:

Milletlerin tarihlerinde öyle anlar vardır ki yalnız o günü, o anı değil; milletlerin yarınlarını da şekillendirir. Bugün de öylesi günlerden birindeyiz. Yarım asırdır milletimizin başına bela olmuş terör illetinden kurtulmak için tarihi bir dönüm noktasına gelindiğini hepimiz müşahede ediyoruz. Milletimiz geçmişte en zorlu dönemlerde nasıl birlik içerisinde hareket ederek, kenetlenerek hareket ettiyse bugün de aynı inanç, kararlılık ve dayanışmayla bu sorunu çözecektir. Bu toplantı yalnızca komisyonumuzun çalışmalarının başlangıcı değil, aynı zamanda aziz milletimizin geleceğe dair umutlarının yeşermesinin de başlangıcıdır. Burada toplanmış olan komisyon sıradan bir heyet değil, yarınlarımızı onarma cesareti ve toplumsal bütünleşmeyi pekiştirme iradesi gösteren tarihi bir heyettir. Bu salonda milletin iradesini temsilen yeni bir dönemin başlangıcına şahitlik ediyoruz. Bu komisyon, millet adına çözüme ulaştırılacak sorunların müzakeresi, üzerinde uzlaşılan teklif ve tavsiyelerin TBMM’ye iletilmesi ve bahse konu süreçlere millet adına vaziyet etmek için vardır. Komisyonumuz on yıllardır ülkemizin enerjisini tüketen ve kardeşi kardeşten uzaklaştırmaya çalışanların provoke ettiği bir meseleye yeni bir gözle bakma iradesinin de yansımasıdır.

Burada asli meselemiz hiç şüphesiz anayasa yazmak, hukuk reformu yapmak ya da tüm meseleleri bir anda çözmek değildir. Meclis’in halkın sesi olmak yanında toplumsal barışın taşıyıcısı, kardeşliğin teminatı, çözümün meşru adresi olduğunu hatırlatma iradesidir. Siyasi hesaplarla, dar tanımlarla ve kalıplarla değil, cesaretle, vicdanla ve adaletle hareket etmenin adıdır. Çünkü örgütün kendini feshederek silahların tamamen susturulmasıyla başlayan süreç, herhangi bir kişi, kurum ya da siyasi yapının değil, doğrudan doğruya aziz milletimizin meselesidir. Meclis komisyonunun da kıymeti tam buradadır. Bu komisyon, toplumun manevi dokusunu tahkim etmeye, kardeşliği kalıcılaştırmaya ve farklılığımızı zenginliğimiz olarak kabul ederek ortak yaşamı güçlendirmeye dönük bir çağrıdır. Esasında milletimizin arasındaki birlik, beraberlik ve kardeşlik duyguları toplumumuzun asırlar boyunca en önemli toplumsal yapı taşı olmuştur.

Küresel emperyalizmin böl-parçala-yönet politikalarının kirli aracı olarak kullanılan terör aparatları vasıtasıyla içimize suni şekilde sokulmaya çalışılan ayrılık fitnesine milletimiz hiçbir zaman itibar etmemiştir. Terör eylemlerinin ülkemize yaşattığı karanlık yıllar, her bir yurttaşımızın ortak kaybıdır, ortak acısıdır. Terör bu topraklarda uzun yıllar boyunca sadece canlarımızı almadı; emeğimizi, umudumuzu ve ortak hayalimizi de çaldı. Cumhuriyetimizin 100 yıllık tarihinin yaklaşık 50 yılında enerjimizi içerideki karanlıkla boğuşmakla geçirdik. Farklı terör örgütlerinin arkasına saklanarak yürütülen kirli oyunlar, ülkemizin güçlü, müreffeh, huzurlu bir ülke olma hedefinin önünde yıllarca en büyük engeli oluşturdu. Tek bir terör örgütü değil, farklı isimler ve maskeler ardında birçok yapının ülkemizin önünü yıllarca kesmeye çalıştığına da hep birlikte şahit olduk. Bu örgütler, bölgemizdeki ülkeleri parçalayan vekalet savaşlarını yürütmek için kurulmuş yapılardı hiç şüphesiz. Çevremizdeki çoğu ülkedeki bu yapılar eliyle bölgemiz istikrarsızlaştırmaya çalışılmış, kardeş halklar arasında çatışmalar, katliamlara yol açılmış, milyonlarca insan topraklarından edilerek sığınmacı durumuna düşürülmüştür. Bu tablo Türkiye’nin de demokratik ve özgürlükçü vizyonunun daha güçlü bir siyasal düzlemde kök salmasını ne yazık ki uzun yıllar engellemiştir.

Bugün FETÖ dahil darbe girişimlerini boşa çıkaran ve terör örgütünün etkisini kıran kararlı adımlarla birlikte yeni bir dönemin eşiğindeyiz. Yeni dönem, siyasetin, düşüncenin ve vicdanın daha çok konuşulduğu bir dönem olmak zorundadır. Evladını yitiren annenin, dükkanını kapatmak zorunda kalan esnafın, yaylasına çıkamayan köylünün ve kamu adına görev yaparken can veren, şehit olan kamu görevlisinin acısı hepimizin ortak acısıdır. Ortak acılarımızı artık ortak umuda çevirmek için buradayız. Uzun yıllarca süren bu büyük problem, siyaseti ve devleti güvenlikçi reflekslerle hareket etmeye mecbur bırakmıştı. Ancak artık güvenliğin yanı sıra özgürlüğün, eşitliğin ve adaletin imkanlarını ve gücünü daha da yüksek sesle konuşmanın zamanı gelmiştir. Bu komisyonun bir diğer misyonu da budur. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra birbirinden kopartılan, aralarına tel örgüler çekilen halklar artık yeniden birbirlerini daha yüksek sesle duymayı hak ediyor. Attığımız her adım bu kadim coğrafyada barış ve kardeşliği tahkim etmeye yönelik olmalıdır. Bu çerçevede terörsüz Türkiye aslında açıkçası terörsüz bir bölge demektir.

"İç cephemizi tahkim etmek, Türkiye’nin istikrarını kurumsal bir siyasal akla oturtmak zorundayız"

Gayet açıktır ki Türk-Kürt kardeşliği coğrafyamızın asli kodudur. Çanakkale’de omuz omuza savaşanların torunlarıyız. Kaderdaşlık yalnız savaş meydanlarında değil, alın terinde, acıda ve umutta da birlikte yürümektir. Küresel şartlar ve bölgesel gelişmelerin kırılganlığına rağmen içeride birliğimizi büyütmek, toplumsal huzuru pekiştirmek, dışarıda ise bölgesel barışı korumak mecburiyetindeyiz. İç cephemizi tahkim etmek, Türkiye’nin istikrarını kurumsal bir siyasal akla oturtmak zorundayız. Ülkemizin önünü tıkayan karanlık dönem, milletimizin feraseti ve devletimizin kararlılığıyla artık geride kalıyor. Meclis, hakikati duyan, toplumu hisseden ve vicdanı temsil eden şüphesiz en yüksek demokratik çatıdır. Biz bu komisyonda yeni bir anayasa yazmıyoruz belki ama kardeşlik cümlelerini kuracağız ve birlikte hareket edeceğiz. Meclisimiz bin yıllık kardeşliği yeniden hatırlatmakla kalmayacak, siyasal düzlemde yeniden tarif edecektir. Bilinmelidir ki şahit olduğumuz silah bırakma süreci bir pazarlığın sonucu asla değildir. Milletimizin huzura, birliğe dair kararlılığının sonucudur ve bunun yansımasıdır. Bugün iftihar ettiğimiz gelişmeler, insanımızın emeğini ve vaktini çalan bir engelin ortadan kalkması istikametindedir. Eğer terör belasıyla uğraşmamış olsaydık, eğer bütçemizin önemli bir bölümünü yıllarca terörle mücadeleye değil, kalkınmaya ayırabilseydik nice okullar, üniversiteler, hastaneler çok daha önceleri inşa edilebilirdi. Daha çok öğrenci, daha nitelikli eğitimle buluşur, daha çok insanımız sağlığa daha kolay ve hızlı erişirdi. Bugünlerde ulaştığımız bu noktaya çok daha önce ulaşmamız mümkündü. Bugün iftihar ettiğimiz savunma teknolojilerimiz, kendi helikopterlerimiz, uydularımız, milli savunma sanayinde geldiğimiz bu seviyeye belki çok daha erken zamanlarda ulaşabilirdik.

"Canları pahasına bu vatanı savunan tüm kahramanlar, bugün burada başlattığımız sürecin manevi mimarlarıdır"

Fakat tüm bu kayıpların ötesinde en ağır bedel şüphesiz ki canla ödenmiştir. Manevi kayıplar, unutulmaz acılarımızdır. Her biri ayrı bir ailenin ocağına düşen şehitlerimizin, her biri bir ömrü feda eden gazilerimizin acısı. Canları pahasına bu vatanı savunan tüm kahramanlar, bugün burada başlattığımız sürecin manevi mimarlarıdır. Bu istikamette atacağımız her adımda onların emanetine sadakatle bağlı kalacağımızı ilan ediyoruz.

Bu komisyon, sözünü yükselten herkesin kürsüsüdür, yeter ki ortak kelimelerimiz barış, ortak hedefimiz kardeşlik olsun. Bu çatı altında konuşulmayacak hiçbir konu yoktur, yeter ki birbirimizi dinlemeye hazır olalım, yeter ki her görüş birlik ve kardeşliğin parçası olma iradesini içersin. Bu olumlu sürecin parçası olan vicdan sahibi herkese, her kuruma bir kez daha yürekten teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki katkı veren herkes, bu memleketin mayasında kardeşlik olduğunu göstermiştir, gösterecektir.

"Milletimizin her adımı bilmeye, her adımda gerçekleştirilenleri öğrenmeye hakkı vardır "

Milletin taleplerinin siyasal zeminde buluşması, kurumlar arası koordinasyonun sağlıklı yürütülmesi istikrar ve huzur için elzemdir. Bu açıdan tartışmanın doğru mecrası Büyük Millet Meclisi ve onu temsilen bugün burada oluşturduğumuz komisyondur. Çünkü milletin tamamını temsil eden, her fikrin ve kimliğin söz söyleyebildiği yer de tam burasıdır. Bugün burada sadece grubu olan siyasi partileri değil, TBMM’de temsil edilen bütün siyasi partilerin temsilcisi arkadaşlarımız buradadır. Bu salon, toplumun yüzde 98’inin temsil edildiği bir siyasi iradenin yansımasıdır. Her bilgilendirme ve adım şeffaf ve kapsayıcı biçimde yapılacaktır. Bu çatının altında yürütülen her çalışma, halkın gözü önünde ve millet iradesinin güvencesi ile ilerleyecektir. O yüzden komisyonun işleyiş prensiplerini ilk günden itibaren açık bir şekilde ifade etmek zorundayız. Hiç şüphesiz bunlardan ilki şeffaflıktır çünkü milletimizin her adımı bilmeye, her adımda gerçekleştirilenleri öğrenmeye hakkı vardır ve bunun yegane muhatabıdır. Bir diğer ilkemiz açıklık olmalıdır çünkü saklı gündemlerin, örtük hesapların toplumsal barışa hiçbir katkısı yoktur. Üçüncü temel ilkemiz ise hiç şüphesiz çoğulculuk olmalıdır çünkü bu topraklar tek renkle değil, çok sesle, çok kültürle anlamlıdır.

"Türkiye’nin terörü bırakmasıyla birlikte ele alacağımız konular, herhangi bir partinin tekelinde olan konular değildir"

Komisyon çalışmaları hakkında kamuoyunun ve basının bilgilendirilmesi yalnızca TBMM tarafından yürütülecektir çünkü süreci zehirleyebilecek ve provoke edilecek açıklamalara itibar edilmemesini sağlamak da bu komisyonun başlıca görevlerinden birisidir. Onun için kamuoyunu zamanında basınımız vasıtasıyla yerinde, zamanında, doğru bilgilendirmek önceliklerimizinden birisi olmalıdır. Türkiye’nin terörü bırakmasıyla birlikte ele alacağımız konular, herhangi bir partinin tekelinde olan konular değildir. Bu süreç Türk’ün de Kürt’ün de, her kesimden yurttaşın ortak geleceğini ilgilendiren bir beka meselesidir. Dolayısıyla komisyonumuz müzakereci bir istişare organı olarak hareket edecektir. Bu zeminde farklı fikirlerin ve hissiyatların ortak akılda birleşmesini sağlayacak bir anlayışla çalışacaktır. Komisyonun görev ve sorumlulukları arasında özellikle silah bırakma sürecinin millet adına takibi büyük önem taşımaktadır. Bu süreç, hukuki çerçevesiyle, sosyal zeminiyle, siyasal diliyle dikkatle izlenmeli, yönlendirilmeli ve gerektiğinde öneriler sunulmalıdır.

Hiç şüphesiz bu sürecin en önemli hususiyetlerinden birisi de toplumsal psikolojinin iyi bir şekilde yürütülmesidir. Bu çalışmaların başarıya ulaştırılmasında toplumsal kesimlerin, farklı kesimlerin sürece katkısının sağlanması bakımından toplumsal psikolojinin doğru ve hep birlikte yönlendirilmesi ve oluşturulması da önemli bir görevdir. Bu aynı zamanda güçlü ve karşılıklı toplumsal bir saygıyı da doğuracak olan adımdır. Kürt’ün onurunu korumayan bir dili, Türk’ün gururunu hiçe sayan bir söylemin barışa değil, yeni kırılmalara neden olan yaklaşımlar olduğunu ifade etmek isterim. Hedefimiz sadece asgari müştereklerde birleşmek değildir. Biz, birlikte yaşamın azami zeminini güçlendirmek için buradayız.

Komisyon, farklı fikir, beklenti ve kanaatlerin çatıştırılmadığı, aksine birlikte yaşama iradesinin inşa edildiği güçlü bir zemin olacaktır. Silahın tamamen bırakılmasıyla beraber barışı kalıcılaştıracak yasal düzenlemelerin önerilmesi, hazırlanması da bu komisyonun sorumlulukları arasındadır. Ortaya çıkacak ihtiyaçlar doğrultusunda öneriler geliştirmek, raporlar sunmak, analizler yapmak ve bunları Meclis’in genel iradesine taşımak da bu yapının asli görevidir.

"Demokratik, çoğulcu ve herkesin kendisini ait hissettiği bir Türkiye’yi hep birlikte büyük bir çabayla inşa edeceğiz"

Meclis’in manevi gücü, tarihsel tecrübesi ve temsili yapısı provokasyonlara karşı en güçlü kalkanımız olacaktır. Hiç şüphesiz provokasyonlar her zaman her dönemde olabilir. İçeriden ve dışarıdan gelecek hamleleleri bertaraf edecek en önemli unsur çoğulcu demokratik yapımızdır. Bu yüzden çalışmalarımıza sadece siyaset kurumu değil, toplumun bütün kesimleri de dahil edilecektir. Kanaat önderleri, üniversiteler, hukuk camiası ve STK’ların bu konudaki katkıları kıymetli olacaktır. Basın, siyasi magazinden uzak, halkı doğru bilgilendirmekle; akademi, meseleyi soğukkanlı ve bilimsel bir çerçeveyle izah etmekle; sivil toplum, sahada ihtiyaçları dile getirmekle görevlidir. Hiç kimse dışarıda bırakılmamalıdır, hiçbir fikir kenara itilmemelidir çünkü biz, bu milletin tamamını kapsayan birliği ve kardeşliği kurmak istiyoruz. Meclis’te görev yapan her bir milletvekilimiz, hangi partiden ve bölgeden olursa olsun milletimiz adına bu çalışmalara katıldığı anlayışla hareket edeceklerdir. Bu masa, milletin vicdanıyla, aklıyla, irfanıyla ve inancıyla kurulmuştur. Türkiye’nin barışla, bütünlükle, demokrasiyle ve kardeşlikle güçleneceğine inanıyorum. Demokratik, çoğulcu ve herkesin kendisini ait hissettiği bir Türkiye’yi hep birlikte büyük bir çabayla inşa edeceğiz.

Komisyonumuz, hakikatin gözardı edilmediği, duyguların inkar edilmediği ve siyasetin çözüm üretme cesaretini gösterdiği bir anlayışı temsil edecektir. Burada konuşulacak her söz, kardeşliğin diliyle ve vicdanın sesiyle şekillenecektir. Her kimlik, milletimizin asli rengidir. Hiçbir vatandaşımız kimliğinden, dilinden ve inancından dolayı ötekileştirilemez. Bu uğurda milletin iradesine sonuna kadar bağlıyız. İnanıyorum ki komisyonumuz, milli birlik ve kardeşlik içinde yürütülen bu tarihi misyonu layıkıyla gerçekleştirecektir."

Kimlerden oluşuyor?

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında bugün 11.00'da toplanacak komisyon 51 üyeden oluşuyor.

AK Parti'nin komisyonda 21, CHP'nin 10, DEM Parti'nin 4, MHP'nin 4 üyesi olacak. Ayrıca TBMM'de temsil edilmeyen siyasi partiler de komisyona tek üye ile katılacak. Komisyonda üç üye kontenjanı bulunan İYİ Parti ise komisyona üye vermeyeceğini açıklamıştı.

Toplantıda Kurtulmuş'un açılış konuşmasının ardından ve siyasi partiler komisyon çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunacak, komisyonun çalışma usul ve esasları ile kuralları üyeler tarafından belirlenecek.

Komisyonun çalışma esasları için siyasi partilerin farklı talepleri bulunuyor. İhtisas komisyonu olmaması nedeniyle komisyonun Genel Kurul'a yasa gönderme hakkı bulunmuyor.

Komisyonun görevinin, süreçte ihtiyaç duyulan yasa önerileri hazırlamakla sınırlı kalması bekleniyor.

MHP'li Yıldız: Düşmanlık değil, ortak akıl zamanı

MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, “Terörsüz Türkiye” hedefiyle başlatılan yeni sürece ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Sürecin, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim 2024’te TBMM Genel Kurulu’nda DEM Parti sıralarına yürüyerek eş başkanların ve milletvekillerinin elini sıkmasıyla başladığını belirten Yıldız, bu adımın sadece sembolik değil, siyasi ve devlet politikası boyutuna evrilen bir sürecin kapısını araladığını söyledi.

Yıldız, bu gelişmelerin aşamalı olarak siyasi bir sürece ve nihayetinde devlet projesine dönüştüğünü ifade ederek, "PKK kendini feshetmiş, silahları teslim etmeye başlamıştır" dedi. Bu durumu, yıllardır ülkenin enerjisini tüketen ve büyük sosyal maliyetlere yol açan terör sorununun sonlandırılması yönünde tarihi bir fırsat olarak değerlendirdi.

Yıldız, “Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu”nun bugün ilk toplantısını gerçekleştireceğini belirterek, bu komisyondaki temel hedefin; terörsüz bir Türkiye için farklı siyasi ve toplumsal görüşlerin kesişme noktalarını tespit ederek ortak çözümler üretmek olduğunu vurguladı.  Açıklamasında toplumsal birlik ve siyasi uzlaşının altını çizen Yıldız, “Kendi dışındaki siyasi partileri düşman olarak görmeyen, hayatını bu esasa göre şekillendiren, politik anlayışını buna uygun biçimlendiren bir duruşa ihtiyaç var” ifadelerini kullandı. Komisyonun temel motivasyonunun, terör nedeniyle büyük bedeller ödeyen güvenlik güçlerine ve halka karşı tarihi bir sorumluluğu yerine getirmek olduğunu dile getiren Feti Yıldız, “Askerimize, polisimize, korucularımıza, öğretmenimize, şehitlerimize, gazilerimize, terörden büyük bedel ödeyen masum insanlarımıza karşı sorumluluğumuzu biliyoruz” dedi.

 

Reuters, Independent Türkçe, ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU