Kadıköy’de öldürülen Mattia Ahmet Minguzzi’nin katillerinin yargılandığı davanın dördüncü duruşması öncesinde avukat Rezan Epözdemir, “Önce aileye tehditler, sonra mezara saldırı, bize tehditler, eşimize tehditler yapıldı. Bize yapılan tehditler bakımından örgüt dosyası var, bir hukuki süreç yürüyor. Şikayetçi olduğumuz tehdit dosyaları var, herhangi bir süreç işletilmedi. Mesaj verildi, korkmuyoruz. Tehdide maruz kalıyoruz, ailemiz tehdit ediliyor. Her nasılsa failler tespit edilemiyor, hukuki işlem yapılamıyor. Bize bir şey olursa bunun hesabını kim verecek?” diye sordu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İtalyan şef Andrea Minguzzi ile çellist Yasemin Akıncılar’ın oğlu olan 14 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi, 24 Ocak’ta Kadıköy’deki bit pazarında, yine 18 yaşından küçük bir çocuk tarafından bıçaklanmış, diğer çocuğun tekmeleriyle ağır yaralanmıştı. Minguzzi, 9 Şubat’ta ise yaşam mücadelesini kaybetmişti.
Olaya ilişkin davanın dördüncü duruşması Kartal’daki Anadolu Adliyesi’nde bugün yapılıyor. “Çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan 24’er yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan 2 sanıklı dava, İstanbul Anadolu 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Önceki duruşmada reddi hakim talebi nedeniyle mahkeme heyeti dosyadan çekilmişti. “Çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan 24’er yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan 2 sanıklı dava, tanıklar dinlenemeden 2 Ekim’e ertelendi.
“Ahmet’in parka gitmesine dair görüntüler yok”
Duruşma öncesinde çok sayıda yurttaş, Minguzzi ailesine destek için adliyeye önüne geldi. Anne Yasemin Minguzzi de duruşmanın başlamasını bekledi. Grup, ellerindeki dövizlerle “Mattia Ahmet için adalet” ve “Çocuk değil, katil” ve “Ertelenen adalet istemiyoruz” sloganları attı. Burada açıklama yapan Minguzzi ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, şu bilgileri aktardı:
Aradan geçen sürede iki şüphelinin de materyallerine el konuldu. Olayın ilk çıktığını düşündüğümüz yer parktaki görüntülere ilişkin kurtarılması için TÜBİTAK’a dilekçe yazıldı. Kayıtlar geldi ama sadece 4 saniye kurtarılabilmiş. Bu 4 failin pazara girmeden önce parkta ateş yaktığı görüntüler paylaşıldı. Onlarla birlikte duran bir fail daha var. Ahmet’in parka gitmesine dair ise görüntüler yok. Tanıklardan 6’sı bugün hazır edilecek, çapraz sorguları yapılacak. Bunların dışında diğer 2 sanığın da yargı önüne çıkarılacağını düşünüyoruz. Mahkeme her nasılsa birleştirme yapmadı. Bugün iki sanık olmayacak. Aile bize talepte bulunduktan sonra mağdur ailenin yanında olduk. Önce aileye tehditler, sonra mezara saldırı, bize tehditler, eşimize tehditler yapıldı. Hak arama özgürlüğümüzü kullandık. Bize yapılan tehditler bakımından örgüt dosyası var, bir hukuki süreç yürüyor. Şikayetçi olduğumuz tehdit dosyaları var, herhangi bir süreç işletilmedi. Mesaj verildi, korkmuyoruz. Tehdide maruz kalıyoruz, ailemiz tehdit ediliyor. Her nasılsa failler tespit edilemiyor, hukuki işlem yapılamıyor. Bize bir şey olursa bunun hesabını kim verecek?
“Hazır olan tanıklarla ilgili yeniden bir zorla getirme kararı verildi”
Duruşma sonrasında avukat Rezan Epözdemir, Minguzzi ailesiyle birlikte gazetecilere açıklama yaptı. Dava dosyasının sürecini anlatan Epözdemir, şunları dile getirdi:
Bir sonraki celse bu yargılama 4 sanıklı olarak devam edecek. 2 fail daha yargılama esnasında CMK 201’e göre, çapraz sorgu başta olmak üzere soruşturulacak, yargılanacak. Bir sonraki celse bu dosyada 4 tutuklu fail olmuş olacak. Bu celse içinde tutuklu hâllerinin devamına karar verdi mahkeme. Başsavcılık makamı da tutuklu hâllerinin devamını istiyordu. Biliyorsunuz, kapalı yargılama söz konusu. Dolayısıyla içeriği bütün detaylarıyla anlatmamız mümkün değil ama özetle şunu söylemek mümkün diye düşünüyorum. Taleplerimizin önemli bir kısmı bu kez, ilk defa yargılamanın başından beri kabul edildi. Bu, bizim için adaletin tecelli edeceği, maddi gerçeğin ortaya çıkacağına dair umutlarımızı artırdı. Son derece önemli ve kıymetli. Yargılamanın başından beri dermeyan ettiğimiz, başta kamera kayıtları olmak üzere birçok talep kabul edilmiş oldu. Duruşmada şöyle bir talihsizlik oldu. Onu da tarihe ve vicdanlara not düşmek istiyorum. 7 tanık dinlenecekti. Bunlardan 3 tanesi geçen celse de hazırmış, bu celse de hazırdı fakat mahkeme, tanık yoklaması yapıldığını, tanıkların hazır olmadığını ifade etti. Biz dışarı çıktığımızda tanıkların hazır olduğunu gördük. Hatta duruşmaya yeniden giderek bu tanıkların dinlenmesini talep ettik ama artık ara karar oluşturulmuş ve duruşma kapanmıştı. Aslında 3 tanık hazırdı. Bugün hazır olan tanıklarla ilgili yeniden bir zorla getirme kararı verildi.
“Dijital verilere, materyallere, bilgisayarlara, telefonlara el konulmuyor”
Bu yargılamada müvekkilime, ailesine olağan dışı, insanın insan olma vasfına aykırı tehditlerde bulunulduğu, mezara duruşmaya gelirken saldırıldı, aileye ölüm tehditleri yapıldı, bizlere ölüm tehditleri yapıldı. Aileyle ilgili tehditlerin önemli bir kısmı tespit edildi, yargılamalar yapıldı. Tutuklandı. Biz şikayetçi olduk, bir fail tespit edildi. Başsavcılık tutuklamaya sevk etti. Adli kontrolle onu serbest bıraktılar. Bunu da tarihe not düşmek istiyorum. Hukuken, fiilen kabul edilebilir bir şey değil ama özetle şunu söylüyorum. Zaman, zemin, koşullar, konjonktür ne olursa olsun, bütün imkansızlıklara rağmen, hukuken yaşanılan bütün bu süreçlere rağmen sonuna kadar hak arama mücadelemiz devam edecek. Maddi gerçek ortaya çıkacak, adalet tecelli edecek, kamu vicdanı rahatlayacak ve biz bu faillerin, canilerin emsal mahiyette cezalandırılması için elimizden geleni yapacağız. Bakın, 2 fail yakalanıyor. Dijital verilerine, materyallere, bilgisayarlarına, telefonlarına el konulmuyor. Cinayetin işlendiği esnada kan, kıl numune örnekleri üzerinden uyuşturucu veya alkol kullanıp kullanmadıkları tespit edilmiyor. Evlerinde arama yapılmıyor. Yaklaşık 3 ay sonra tutuklanıp gözaltına alıyorlar. İddianame tanzim ediliyor. Aslında cinayet mahallinde 4 kişinin olduğu ve dört kişinin bu cinayeti işlediği tespit ediliyor.
“Delillerin toplanması yargının görevi, bunu da biz yapıyoruz”
Biz şikayetçi olmasak ne olacaktı? Park olayın ilk gerçekleştiği yer, kamera kayıtları yok. Bizim tespitlerimizle TÜBİTAK’a başvuruyoruz. TÜBİTAK’tan bunları kurtarıyoruz. Dolayısıyla fail ve fiilin tespiti, delillerin toplanması ceza mahkemesine kolluğun ve yargılama makamlarının görevidir. Adeta bunu da biz yapıyoruz. Bu konuda da biz çaba sarf ediyoruz. Umut ediyorum bundan sonra adalet tecelli eder, maddi gerçek ortaya çıkar. Biz sonuna kadar mesajı aldık. Korkmuyoruz. Sonuna kadar adaletin tecellisi için mücadelemiz devam edecek. Umut ediyorum adalet, sivil toplum örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin, siyasi partilerin, parlamentonun, bu sürece gönül veren bütün toplumsal kesimlerin ve bugün bu sıcakta buraya gelen bu kıymetli insanların elleri ve onların onurlu mücadelenin üzerinde yükselecektir.
“Yavrumun katili de Ahmet’in de katili ağır ceza alsın”
Anne Yasemin Akıncılar da 2022’de cinayet sonucu oğlu Batuhan Kurt’u yitiren anne Mümine Kurt’a söz verdi. Kurt da “Bu canilerin sonuna kadar ceza almalarını istiyorum. Yavrumun katilinin de Ahmet’in de katilinin de sonun kadar ağır ceza almalarını istiyorum” dedi.
ANKA