Yavaş: İktidarın ayaklarının altından kaydığını fark ettiler, bu yüzden yetkilerimizi kısma yoluna gidiyorlar

"Yerel yönetimlerin çok daha güçlendirilmesi, yetkilerin artması lazım"

Fotoğraf: AA (Arşiv)

Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) tarafından ihale süreci tamamlanan Dikimevi-Natoyolu Metro Hattı'nın temel atma töreni düzenlendi.

Toplam 8 istasyondan oluşacak raylı sistem hattının temeli Sultan Fatih Caddesi’nde atıldı.

Temel atma törenine ABB Başkanı Mansur Yavaş, Mamak Belediye Başkanı Veli Gündüz Şahin ile CHP'li ilçe belediye başkanları, CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, CHP Genel Başkan Yardımcıları, CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol, CHP'li milletvekilleri, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin, İYİ Parti Yerel Yönetimler Başkanı Cumali Durmuş, CHP PM üyeleri, belediye meclis üyeleri ve vatandaşlar katıldı. 

"Halkın en az 200 milyon Euro parasını bir seçim uğruna harcamak bizlere yakışmazdı"

Törende konuşmaya yapan Yavaş şunları söyledi:

Yapım işini, yeniden yapılan ihale sonucunda Gülermak Şirketi üstlendi. Ben bu konuda ihale süreci ile ilgili önemli bilgileri paylaşacağım. İlk ihalemizi 15 Ocak 2024’te yaptık ancak gelen teklifler beklenenin çok çok üzerindeydi. En düşük teklif 575 milyon Euro’nun üzerindeydi. Bu rakam kamu kaynaklarını koruma ilkemizle bağdaşmadığı için ihaleyi iptal ettik. O dönem seçim dönemiydi, dediler ki, ‘İptal etmeyin, seçimi tehlikeye sokmayalım’. Ancak halkın en az 200 milyon Euro parasını bir seçim uğruna harcamak bizlere yakışmazdı. İptal ettik ve seçimlerden sonra ihaleye çıktık. Süreç içerisinde de bazı değişikliklere girdik. Para birimini Türk Lirası olarak belirledik. Rekabeti artırmak için katılım şartlarını da revize ettik. Sonuç olarak 22 Kasım 2024’te çıktığımız ihalede 550 milyon Euro yerine 387 milyon 850 bin Euro eş değerinde teklif aldık. Bu yeni teklif önceki ihaleye göre 6.7 milyar TL daha düşüktü. Ciddi oranda bir tasarruf sağlandı. 

"Beş yılda sadece 246 milyon TL ödememiz gerekirken bizden tam 6 milyar liralık kesinti yapıldı"

Bizi metro yapmamakla eleştiriyorlardı ama biz göreve geldiğimizden bu yana tam 6 milyar liralık metro borcu ödedik. Bu da 45 kilometre uzunluğunda metro hattına denk geliyor. Bizden önce yapılan Çayyolu, Batıkent, Keçiören metrolarının tamamının parasını bize ödettiler. Nasıl ödettiler? Normalde Sayın Mustafa Tuna zamanında bu metrolar devredilmiş, binen yolcuların bilet gelirlerinden yüzde 15’i kesilerek bu Ulaştırma Bakanlığı’na ödenecekmiş. Ancak 2019 seçiminden 20 gün sonra alınan bir kararla birdenbire bu gelirden yüzde 15 yani metronun bilet gelirinden yüzde 15’i ortadan kaldırılıp belediyenin bize İller Bankası’ndan gelen payın yüzde 5’ini kesmeye başladılar. Bu fark yüzünden beş yılda sadece 246 milyon TL ödememiz gerekirken bizden tam 6 milyar liralık kesinti yapıldı. Borcumuz bitti. Şu anda metro borcumuz bulunmuyor. Şimdi soruyorum, o metroları kim yapmış oldu? Hâlbuki metrolar uzun vadeli kredilerle yapılır. Bize beş senede 40 küsür kilometrenin borcunu ödettiler. Bunu neden yaptılar? İşte böyle yüksek kesintiler yapalım, Ankara halkına hizmet aksasın diyorlar. Sonuç ne oldu? yüzde 50 olan oy yüzde 60’ın üzerine çıktı. Sayımız da 16’ya çıktı.

"Gökçek döneminde biten hiçbir metro yoktur"

Hatırlarsanız, Mamak Metro Kredisi Meclis'te konuşulurken şöyle bir şey geçti: Sayın Cumhurbaşkanı onaylamasına rağmen belediye meclisinden karar almamız gerekiyordu. O zamanki Mamak Belediye Başkanı, 'Nasıl olsa bize bu metro için mecbur geleceksin değil mi?' diye müstehzi bir tavırla güya bizi sıkıştırdı. Ben de, 'Hizmet Mamak’a gelecek, sen de belediye başkanısın, sıkıysa engelle' cevabını verdim. Öncelikli olarak kabul etmek durumunda kaldılar.

Metro deyince Ankara için önemli bir ismi, eski genel başkanımız, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Murat Karayalçın’a bir atıf yapmasam olmazdı. Biliyorsunuz, Ankaray’ın ve Kızılay-Batıkent Metrosu’nun projeleri Murat Karayalçın döneminde yapılıp finansı bulundu ve inşaat çalışmalarına başlandı. Belediyeden bir kuruş çıkmadan onun sağladığı projeyle o dönemde, 1997 yılına kadar devam etti ve bitirildi. Bu, Sayın Murat Karayalçın’ın başarısıdır.

Gökçek döneminde ise biten hiçbir metro yoktur. Çünkü başka tür bir ulaşıma inanıyordu. Bilin, kendi kafasından alt, üst geçitlerle Ankara’nın trafiğini çözmeye çalıştı. Çok söylediler, bu yanlıştır diye. Gelişmiş ülkelerde metroyu 120 yıl önce yapmaya başlamışlar. Amerika’daki, Rusya’daki metrolar 120 yıllık. Bütün dünya bunu böyle çözerken biz maalesef metro yatırımına 'pahalı', 'kimse görmez' diyerek şimdiye kadar hiç girilmedi.

"İstanbul’la metro yarıştırırken, Ankara’da kendi yapacakları belli olan havaalanı metrosunu hâlâ yapmadılar"

Göreve başladığımızda, gelir gelmez metro yapmak için hatlar belliydi. Ulaştırma Bakanlığı’na başvurduk, yatırım programına alınmış tek bir metronun olmadığı ortaya çıktı. Bir tane vardı: Havaalanı metrosu. Ulaştırma Bakanlığı, 'Onun projesini biz yapıyoruz, yapımını da biz yapacağız' dedi. Vermediler bize. Hatta bu konu tartışma konusu oldu. Belediye meclisinden hem ilan ettim hem de Ulaştırma Bakanlığı’na yazı yazdım: 'Eğer siz yapmayacaksanız, havaalanı metrosunu, hazır projesi varken ben yapayım' dedim. 'Hayır, biz yapacağız' dediler ve bu sene de yine bütçeye 3 bin lira iz bedeli koydular. İstanbul’la metro yarıştırırken, Ankara’da maalesef üzerlerine kendi yapacakları belli olan havaalanı metrosunu hâlâ yapmadılar.

Gelişmiş ülkeler içerisinde havaalanından kent merkezine metrosu olmayan bir kent olmanın şerefini bize bahşetmeye devam ediyorlar. Bizler yeni bir metro hattı yapabilmek için güzergâh belirlenmesini istedik. Ancak bu süreç beklediğimizden daha zor oldu. Çünkü 1994 ve 2008 yılları içerisinde Ankara genelinde 169 adet köprülü tünel ve köprülü kavşak inşa edildi. Hafif raylı sistem, yani yerin altından gitmeyen tramvay sistemi yapmaya çalıştık; bugünkü alt geçitler ve onların kenarındaki darlık nedeniyle hiçbir proje yapılamıyor. Trafiği çözemediğiniz gibi kentin geleceğini de karartmış oldunuz. Hâlbuki buralara harcanan parayla metrolar yapılabilirdi. Dolayısıyla koridor büyük bir kısmı kapatılacak şekilde konumlandırıldı ve birçok yerde tramvay, metrobüs yolu gibi toplu taşıma hatlarını geçirmek, istasyonları inşa etmek teknik olarak neredeyse imkânsızlaşmıştı. Bu alt geçitlere harcanan para, bugünün rakamlarıyla 1,5 milyar Euro’ya yakındır; yani 4,5 yere metro yapılabilirdi.

Biz de yaptık ama kent içerisinde değil, tam tersine kent çıkışlarına... Örneğin Mamak’a üç tane, İstanbul Yolu, Eskişehir Yolu... Genellikle yaptığımız alt geçitlerin hepsi kentin ana arterlerini değil, dış çeper kısmındaydı. Hâlbuki bu 1,5 milyar Euro’ya birçok metro yapılmış olabilirdi. Ankapark’a harcanan 801 milyon doları saymıyorum bile. Biz göreve geldiğimizde sadece proje eksikliği değil, aynı zamanda imar planları da öngörülmediği için metro, tramvay, metrobüs yolu gibi toplu taşıma hatları inşa edilebilecek koridorlar büyük ölçüde kaybedilmişti. Biliyorsunuz, yol kenarlarına bolca gökdelenler yaptırıldı.

"Yerel yönetimlerin çok daha güçlendirilmesi, yetkilerin artması lazım"

İktidarın geçen yıllarda Büyükşehir Yasası’nı yerel yönetimleri güçlendirmek için hayata geçirdiğini kaydeden Yavaş, şöyle konuştu: 

Şimdiyse ne oldu? Nedense büyükşehirlerin yetkilerini şimdi de kısmaya yönelik çalışmalar var. Tam tersine, yetkilerin daha da artırılması lazım. Benim bir projem var: Sadece belediyelere verilen payların, sadece ihtiyaç sahiplerine konut edinmede kullanılmak üzere yüzde 2 oranında artırılması hâlinde, dar gelirliler için yılda 400 bin yeni konut üretilmesinin yolu açılacaktır. Ama bunun hepsini TOKİ vasıtasıyla yapmaya kalkarsanız olmuyor işte. Bırakın, yerel yönetimler oradaki nüfusun ihtiyacı ne kadarsa konut ihtiyaçlarını kendileri yapsınlar. Bu nedenle yerel yönetimlerin çok daha güçlendirilmesi, yetkilerin artması lazım. Ancak görüyoruz ki Cumhuriyet Halk Partili belediyeler iş başına gelince neler yapılabileceğini ve iktidarın ayaklarının altından zeminin kaydığını fark ettiler. Bu nedenle de yetkilerimizi kısma yoluna gidiyorlar. Aslında “kendilerine helal, bize haram” mantığıyla hareket ediyorlar. Madem ki Büyükşehir Yasası sıkıntılıydı, 2019’dan önce niye aklınıza gelmedi? Bunun tek bir nedeni var: İktidarın değişmesinin önünü kesmek. Belediyelerimizin yaptığı bu güzel hizmetlerin tümünden endişe duyuyorlar.

Bizim tek bir amacımız var, o da halka dokunmak, halkla yönetebilmek. Ancak maalesef üzerimizdeki baskılar bitmiyor. Biz hak, hukuk, adalet istiyoruz. Belediye başkanlarımız tutuklanıyor. Biz diyoruz ki, 'Yargılamayın' demiyoruz, dokunulmazlığımız da yok zaten. Yargılayın ama tutuksuz yargılayın. Tutuklama istisnadır. Delilden sanığa gidilir. İnsanlar önce tutuklanıyor, 'Şöyle ifade verirsen serbest kalırsın' deniyor. Ve bu ifadenin ne kadar geçerli olduğu hukuk önünde tartışmalıdır. Gaziosmanpaşa Belediyesi’nde yaşananları gördünüz. Meclis çoğunluğu yok diye tutuklandı ve belediye meclisindeki çoğunlukla, seçimde alamadıkları belediyeyi ele geçirdiler.

 

Independent Türkçe, ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU