Özgür Özel'den Erdoğan'a 'hancı-yolcu' yanıtı: Ayıptır söylemesi biz hanı inşa edenleriz

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Anahtar Parti lideri Yavuz Ağıralioğlu ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından dikkat çeken açıklamalarda bulundu

Erdoğan’ın "Yolcu değil, hancıyız" sözlerine göndermede bulunan Özel, "Ayıptır söylemesi biz hanı yapanlarız" dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Özel, İzmir’deki işçi grevlerinden infaz düzenlemelerine, Erdoğan’ın siyasi söyleminden anayasaya kadar birçok başlıkta dikkat çeken açıklamalar yaptı.

“47 yıl sabrettik, seçmen 47 gün sabredemedi”

Özel, 31 Mart seçim sonuçlarının siyasetteki dengeleri değiştirdiğini belirterek şunları söyledi:

Türkiye siyaseti uzun yıllardır Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kazandığı seçimler ve seçimi kazanıp öncesini ibra etmiş, geleceğe ilişkin de her türlü hakkı elde etmiş anlayışıyla sürüp gidiyordu. Ta ki 31 Mart seçimlerine kadar. 31 Mart seçimlerinde bizim 47 yıl sonra birinci parti olmamız ve elde ettiğimiz başarı kadar, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bu isimle ilk kez yenilgiyi tattığı, Tayyip Erdoğan’ın partisi ile ilk kez yenilgiyi tattığı, ilk kez ikinci olduğu bir süreci yaşamıştık. O günden bugüne bizim 47 yıl gösterdiğimiz sabrı, seçmen ondan 47 ay bekledi. Yerel seçimlerden Cumhurbaşkanlığı ya da genel seçim takvimine başlamasına 47 ay vardı. Ama 47 gün bile sabredemedi. Ve neler yaşıyoruz?

“Yolcu kendini fazla önemserse, bu kibre girer”

Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yolcu değil, hancıyız” sözlerine şöyle yanıt verdi:

Sayın Erdoğan’ın ‘Yolcu değil, hancıyız’ sözünü de ‘Bize ömür biçenler oldu’ sözünü de bize dair değil de parti içine yönelik söylediğini hepimiz biliyoruz. Yoksa bizim işimiz, gücümüz; Erdoğan’ı yenmek, iktidarı değiştirmek, vatandaşın yüzünü güldürmek. Buna motiveyiz, bunda şaşılacak bir şey yok. Ama ‘hak vaki olana kadar’ ifadesine gelince; Erdoğan’ın yaşamasına kimsenin itirazı yok. Ancak hak vaki olana kadar asgari ücretlinin sürünmesine, emeklinin perişan olmasına, gençlerin umutsuzluk çekmesine itirazımız var. Burada ‘Yolcu değil hancıyız’ meselesinde illa bize söylüyorsa, ayıptır söylemesi biz hanı yapanız, hanı inşa edenleriz. O yüzden Lozan’a da hassasiyet göstermemiz, anayasaya hassasiyet göstermemiz, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, Misak-ı Milli sınırlarına, üniter yapıya hassasiyet göstermemiz, hancı ya da yolcu olduğumuzdan değil; hanı inşa edenler olduğumuzdandır. Yol ve yolculuk meselesinde yolcu kendine çok önem atfederse bu kibre girer. Çünkü yol, yolcudan uludur her zaman. Yol, yolcudan uludur. Yolcu, o yolu kendisi için inşa edilmiş ve esas olanın yolcu olduğunu düşünmeye başlarsa, yolu yapanlara da açanlara da kendisine, arkasından geleceklere de kapar. Ön tarafa baktığında bu vefasızlıktır, Cumhuriyet’in kurucuları için, demokrasiyi getirenler için. Kendisini siyaseten var eden daha önceki siyaset büyüklerine vefasızlıktır. Arkadan gelenlere de itimatsızlıktır. Demokrasiyi tramvay diye görüp, ‘Bugün işimize geldi bindik, işimize gelmediğinde ineriz’ lafını 31 Mart istasyonunda indiğini ve artık demokrasi tramvayında olmadığını hepimize her gün ispat ediyor zaten. Orada da vatman falan değiliz, o tramvayın raylarını döşeyeniz.

“İzmir halkına mı grev kırıcı diyeceksiniz?”

İzmir Büyükşehir Belediyesi işçilerinin greviyle ilgili tartışmalara da değinen Özel şunları kaydetti:

Belediye Başkanı eldiveni eline geçirmiş çöp toplarken, ‘Sen bu çöpü toplayamazsın, grev kırıcılığı yapamazsın.’ Başka işçi getirir, sendikasız bir işçi grubunu anlık ücretlendirir ve o çöpü toplatırsanız bu yasaya aykırıdır. Bunu yapamazsınız. Ama bugün çıktı, İzmir halkı kendi evinin önündeki çöpü aldı kaldırdı. İzmir halkına mı ‘grev kırıcı’ diyeceksiniz? Cumhuriyet Halk Partisi örgütlenme özgürlüğünün teminatı, bu işi Türkiye’ye getirmiş, tanıştırmış, savunmuş bir partidir. Nezaket ve kurallar, kanunlar çerçevesinde ilerleyeceğiz. Ancak siyaset de sendikal siyaset de makule göre yapılır. Ortalama vicdan, ortalama akıl, ortalama beklentiler… Bundan uzaklaştıkça makuliyetinizi kaybettikçe desteğinizi kaybetmeye başlarsınız.

“İnfaz düzenlemesini bayram öncesi konuşmak vicdansızlık”

AK Parti'nin gündeme getirdiği infaz düzenlemesini de değerlendiren Özel, kamuoyunun umutlandırıldığını ve sürecin kötü yönetildiğini söyledi:

Bir bayram arifesinde infaz düzenlemesi konuşursanız, özellikle bu düzenleme kapsamına girebilecek herkesin, bırakın kendisini, evlatlarını, anasını, babasını, ailesini umutlandırırsınız. Sonra bu beklentilerin karşılanmadığı yerde de bir toplumsal tepki, toplumsal rahatsızlık ortaya çıkar. Maalesef aynı özensizlikle, 23 yıllık tecrübeye tezat bir acemilik, özensizlik ve beceriksizlikle muhatabız. İnfaz derken iki şeye dikkat edeceksiniz: Bir; içeride olanların ve ailelerinin duygu durumuna. İki; suçtan zarar görenlerin ailelerinin ve toplumun vicdanının gözetilmesi gerekir.

“Biz yolcuyuz ama bu yolu milletle beraber yürürüz”

Son olarak siyasi ömrün yalnızca milletin kararıyla belirleneceğini vurgulayan Özgür Özel, şu ifadeleri kullandı:

Biz demokrasi fikrinin sahibi olduğumuz için, sandık fikrinin sahibi olduğumuz için normal insan ömrüyle siyasi ömrü birbirinden ayırırız. Siyasi ömrü biçen de milletin ta kendisidir. Ne rakibiniz, ne halefiniz, ne selefiniz size ömür biçemez. Herkesin bunu bilmesinde fayda var. Yolcu olmak, kötü bir şey değildir. Asıl mesele; o yolu kimlerle, nasıl yürüdüğünüzdür. Biz o yolu milletle beraber yürürüz. Önemli olan yolun kendisidir.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU