Toplantıda ilk olarak konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Kayyım darbesini Mardin'den, Batman'dan, Halfeti'den ve Esenyurt'tan hep birlikte püskürteceğiz" dedi.
"Türkiyelileşmenin önündeki en büyük engel AKP-MHP'dir" diyen Hatimoğulları, "AKP-MHP Türkiye partisi değildir. Kendisi dışındaki bütün partileri yok saymaktadır" diye konuştu.
Hatimoğulları sözlerini şöyle sürdürdü:
Türkiye 2015 yılından bu yana demokratik siyasette kesintisiz bir darbe süreci yaşandı. Bu kayyımın amacı Kürde sen seçemezsin, seçilemezsin demektir. Kayyım demek demokrasiye darbe demektir. Kayyım demek Kürt halkının siyasi iradesini tanımamak demektir. Bu kayyımcı anlayış sanmayın ki sadece Kürtlere zarar veriyor.
"Meclis göreve"
Belediyeler bizim için dört duvar demek değildir, belediye bizim için kentin ta kendisidir, halktır. Yüzlerce kayyım atadılar, seçmenimizle bağımızı koparabildiler mi? Hayır. En son seçimde belediye sayımızı artırarak, büyük bir başarıya imza atmadık mı? Kayyımı bizlerin üzerinde kılıç gibi kullananlar, bilsinler ki bunlar sadece size değil, uluslararası mahkemelere de hesap verecekler. Buradan çağrımızı yineliyoruz: Meclis göreve. Çözüm parlamentodadır. Asıl samimiyet testi bu olacaktır. Bir diğer çağrımız, bütün muhalefet partilerine, demokrasi güçlerine, adalete inanan yurttaşlaradır. Bu haklı davaya gelin, hep beraber sahip çıkalım. Biraz daha geç kalırsak, batıdaki diğer belediyelere de kayyım atanacağından kimsenin şüphesi olmasın.
"Kadına da saldırı"
Kayyım aynı zamanda kadınları hedef alır. Ne zaman kayyım atasalar, önce kadın örgütlerine saldırı düzenlediler. Bakın kadının soyadını silmek istiyorlar, bizleri yaşamın her alanından silmek istiyorlar. Bugün Türkiye'de en yüksek oyu Batman Belediye Başkanımız Gülistan Sönük almıştır. Kadınlara saldırılar devam ettikçe, biz kadınlar 12 Eylül darbesine boyun eğmedik. Bizler kadın-yaşam-özgürlük şiarıyla mücadelemize devam edeceğiz. Kesintisiz darbeye karşı, kesintisiz mücadeleye devam edeceğiz. Bu irade kıyımını asla tanımıyoruz, herkesi bu darbe karşısında demokratik mücadeleye, dayanışmaya, örgütlenmeye devam ediyoruz. Mardin'e sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Hatimoğulları'ndan sonra kürsüye gelen diğer eş genel başkan Tuncer Bakırhan ise şunları söyledi:
"Türkiye'de iki hat var"
Bu siyasi darbeniz Mardin, Batman, Esenyurt ve Halfeti halkları için bir hiçtir. Kimsenin şüphesi olmasın; nasıl Mardin halkı 1994'te Çiller'in öncülük yaptığı DEP'lilere dönük darbeyi unutmadıysa, nasılsa Çiller ve Nusret Demiral da tarihin kara sayfalarına yazıldıysa, bu siyasi darbeciler de tarihin kara sayfalarında yerini alacaktır.
Açıkça söylüyoruz,kayyum demokrasiye bir kıyımdır. Bugün Türkiye'de iki hat var, bir kayyumcu cumhuriyet isteyenler, bir de bizim gibi demokratik cumhuriyet isteyenler. Diyorlar ki, iktidar ve onuru midesi kadarolan saray kalemşörleri diyorlar ki terör nedeniyle kayyum atandı. Bütün hırsızlıklarını, yolsuzluklarını terör maskesinin arkasına sakladıar. Bölücü arıyorsanız, pratikleriniz bakacaksınız. İstanbul'da başka hukuk, bölgede başka hukuk uygulamak asıl bölülcülüktür. Terör arıyorsanız, 2015'ten beri uygulamalarınıza bakacaksınız.
"En büyük Kürt düşmanı koalisyon"
Ne yapmış Ahmet Türk? Daha dün Cumhurbaşkanı yardımcısıyla iki aileyi barıştıran Ahmet Türk'e şimdi terörist diyorsunuz. Yazıklar olsun size. Bu ikiyüzlü tutumunuzdan vazgeçin, kimse size artık inanmıyor. Cumhuriyet kurulduğundan beri en büyük Kürt düşmanı koalisyonla karşı karşıyayız. 2015'ten beri kurdukları şeytan ittifakı ile bize yapmadıkları zulüm kalmadı, mezarlarla uğraştılar, cenazelerimizi kaldıramadık, katledilen çocukların cenazeleri buzdolaplarında kaldı.
İktidar bir yandan elimi uzatıyorum derken, diğer eliyle yok sayıyorlar, zulüm yapıyorlar. Bu halk size nasıl güvensin? Soruyoruz, dün elini uzatanlar bugün kayyum atayanlar değil mi? Uzattıkları elleri tuttuk, bize uzatılan her eli de tutarız, reddetmeyiz. Ama siz de gördünüz, uzatılan el meğer kayyım atamak içinmiş.
"Kürtler ne yapsın?"
Kayyum barış ve çözüme giden yolu dinamitleyen bir yoldur. Kürt sorunu, sabahın 5'inde Ahmet Türk'ün kapısını çalarak, seni belediye başkanlığından aldık demektir. Kürt sorunu, Kürt sorunu yoktur demektir. Kürt sorunu, Fırat'ın suyu akarken, onun yanı başında kuruyan ağaçtır. Kürtler, siyaset yapmasın diyorsanız, Kürtler oy da kullanmasın diyorsunuz, Kürtler dilini de kullanmasın diyorsunuz. O zaman size soruyoruz, Kürtler ne yapsın be vicdansız herifler? Bu soruya sizin cevap vermeniz lazım. Sayın Bahçeli, Kürtler ne yapsın? Sayın Erdoğan, Kürtler ne yapsın bu saatten sonra? Kürt sorunu, İmralı'da, DEM Parti'yi siyaseten tecrit etmektir. Bu, bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür.
Ne kadar AKP'de siyaset yapan Kürt varsa, hepsini istifaya davet ediyoruz. Kayyım atadığı Kürtler, Erdoğan'ın kardeşi değildir. Onlar ne istiyorlar, biliyor musun? Onlar bizim tarihimizdeki Bekoları itiyorlar, ama Kürt halkı Memu Zin'dir, Kürtler Bekoları geçti.
Bahçeli'ye 'diğer ortak' yanıtı
Müzakereden kaçıyorlar, çünkü müzakere kimin sahici odluğunu gösteren en önemli merhalelerden biridir. DEM Parti olarak çözüme hazırız, elimizde hançer değil, barış güvercinleri var. Ama sizin bir elinizde kayyum, diğer elinizde zulüm var. Ama bu toprakların ferasetine inanıyoruz, bir gün bu feraset halkların birlikte yaşadığı bir ülkeyi yaratacaktır.
Sayın Bahçeli'nin grup toplantısını izledim. Bize uzattığın eli biz tuttuk, ama diğer elini ortağın baltaladı, diğer elini baltalayan ortağında sorun var. Madem bir çözüm istiyorsun, önce kayyumdan vazgeç, önce tecridi kaldır, madem çözüm istiyorsun önce hukuku uygula. Kimse bize Ortadoğu'da tehdit var, iç cepheyi gücendirelim demesin, iç cepheyi güçlendirmek kayyum atamak mıdır? Kayyum rejimiyle iç barışla sağlayamazsınız.
Son olarak; asla boyun eğmeyecğiz, asla baş eğmeyeceğiz.
Independent Türkçe