Suriye’nin güneybatısındaki Golan’ın sınır bölgelerinde, herhangi bir çatışma ya da İranlı grupların füze fırlatması kaydedilmeden istikrar ve ihtiyatlı bir sakinlik yaşanıyor.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), İran destekli grupların 2024 yılının başından bu yana bölgedeki askeri faaliyetlerini durdurduğunu, Suriye’nin kuzeydoğusunda ise gerilimin devam ettiğini belgeledi.
Gerilimi ortadan kaldırma
SOHR’un 13 Ocak’ta yayınladığı verilere göre, İran destekli aynı gruplar, 7 Ekim’den bu yana Gazze’de yaşanan olaylara yanıt olarak, yeni yılın başından bu yana ABD üslerine 21 saldırı gerçekleştirdi.
Bunlardan 18’i kuzeydoğudaki üslerde ve üçü ise Suriye, Ürdün ve Irak arasındaki sınır üçgenindeki Al-Tanf üssüne yönelik saldırılar oldu.
Öte yandan İsrail güçleri, ortamın sakinliğinden yararlanarak olası sızma operasyonlarını engellemek amacıyla Suriye sınırında hendek kazdı.
İsrail askeri birliği, buldozerlerle ateşkes hattındaki Cubata el-hashab kasabası yönünden Suriye topraklarına girdi.
Askeri noktalar kurup gerilimi azaltmak
Gözlemciler bu istikrarı güney sınırında, özellikle de Golan tarafında gerilimin ortadan kalkmasına ve Rus güçlerinin İsrail ile İran yanlısı gruplar arasındaki gerilimi azaltmak için ülkenin güneyindeki Kuneytra ve Dera’da askeri noktalar kurmasına bağlıyor.
Ruslar, Kuneytra’nın batı kırsalındaki kasabalara (Kahtaniye, Bustan, Rafid, Malka, Kudna, Burayka ve Biru’l Acem) Rus askeri polis güçlerini konuşlandırarak varlıklarını yeniden sağladı.
Rusya Savunma Bakanlığı, daha önce işgal altındaki Golan bölgesinde iki yeni noktanın konuşlandırılacağını açıkladı.
TASS haber ajansına göre, Rusya’nın Suriye’deki Uzlaşma Merkezi Başkan Yardımcısı Amiral Vadim Collett, “Provokasyonların artmasıyla birlikte ateşkesi izlemek üzere iki askeri nokta konuşlandırıldı” dedi.
Suriye İyi Niyet ve Uluslararası Barış Elçisi Dr. Firas Rajouh, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada, ülkenin güney sınırında gerilimin azalması konusuna değindi.
Dr. Rajouh, “Bu, sahadaki bir takım veri ve gerçeklerle ilişkili görünüyor. Bunlardan ilki, 7 Ekim’den bu yana devam eden olaylar ve İsrail Bakanlar Kurulu’nda savaşın sürdürülmesi ya da durdurulması konusunda yaşanan keskin anlaşmazlık. Diğeri ise, savaşla ilgili büyük meşguliyet” dedi.
Dr. Rajouh açıklamasına şu ifadelerle devam etti;
Rus kuvvetlerinin sınıra konuşlanması hesaplamalarda değişikliğe yol açtı ve hedefler kesin olarak belirlenmiş olsa bile, neredeyse rastgele ateş açılmasını imkansız hale getirdi. Özellikle Arap halklarının Gazze’ye ve genel olarak Filistin davasına sempati duyması nedeniyle tüm cephelerin aynı anda açılacağına dair bir beklenti de var. Bütün bunlara rağmen, bir sonraki duyuruya kadar, saldırılar azaldı.
Moskova’nın tüm dünya ve Gazze düzeyinde önemli bir rol oynadığına inanılıyor. Savaş çıkmasının önlenmesinde bu rolün oynanması Rusya’nın çıkarlarına ve ilgili taraflar arasındaki anlaşmalara bağlı.
Dr. Rajouh, “Ruslar arabulucu veya kolaylaştırıcı rolü oynamak için müdahale edebilir, ancak savaşın sona erdirilmesi, ilgili tüm tarafların katıldığı uluslararası bir karar haline geldi. Mesele, olası baskıların ortaya çıkacağı jeopolitik, ekonomik ve siyasi çıkarlardır ve herkes mümkün olan en kısa sürede uygun çözümü dayatmaya çalışıyor.
Silahlı grupların uzaklaştırılması
Rusya’nın, Suriye ile İsrail’i ayıran güney sınırının eteklerinde yaklaşık 85 metre mesafeyle konuşlanan İran güçlerini ve Suriye’deki bağlantılı grupları uzaklaştırdığı, 2018’de uyguladığı yol planına başvurması muhtemel.
Bölgesel tarafların bu konuda Washington ile Moskova arasındaki gizli görüşmelere dahil olduğu yönündeki iddialar, Rus diplomatik kaynakları tarafından yalanlandı.
Kuvvetlerini konuşlandırmadan önce, sınırdaki anlaşmazlıkların artması üzerine Rusya sessizliğini bozdu.
Rusya, karşılıklı füze saldırıları ve İsrail Hava Kuvvetleri’nin saldırıları da dahil olmak üzere meydana gelen her şeyin, Suriye’yi geniş çaplı bir bölgesel çatışmaya sürükleme tehlikesi taşıdığını vurguladı.
Rusya’nın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Birinci Yardımcısı Dmitry Polyansky, “Buna hiçbir şekilde izin verilemez” dedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Çatışmaları durdurmak
Suriye ile İsrail arasında 31 Mayıs 1974’te imzalanan ayrılma anlaşması, karada, denizde ve havada ateşkese uyulmasını ve 1973 Ekim Savaşı’ndan sonra tüm askeri eylemlerin durdurulmasını öngörüyor.
Anlaşma üzerine Şam, 1967’den beri Tel Aviv’in işgal ettiği Golan'ın bir parçası olan Kuneytra şehrini iade etmiş ve Golan’ı Suriye toprağı olarak kabul eden BM’nin onayı olmadan 1981 yılında kendi topraklarına katmıştı.
Aynı şekilde ABD, İsrail’in Golan üzerindeki egemenliğinin tanındığı Mart 2019’da eski ABD Başkanı Donald Trump tarafından açıklanana kadar ilhak sürecini tanımıyordu.
Golan'ı kurtarmak için direniş gruplarının kurulmasına rağmen, çatışmaları sona erdirmek için BM heyetinin gelmesinin ardından bölgede bir sakinlik yaşandı.
Ancak mesele, Suriye’de silahlı çatışmanın patlak vermesiyle gelişti ve İran’ın müttefik güçleriyle birlikte düzenli kuvvetlerin bölgeyi ele geçirmek için geri dönmesi ve Rus askeri polis güçlerinin konuşlandırılmasına kadar, silahlı muhalif grupların sınır bölgelerinde nüfuzunu genişletmesiyle 2013’te zirveye ulaştı.
BM Genel Kurulu, geçen yıl 29 Kasım’daki oylama oturumunun ardından, İsrail’in 56 yıl önce işgal ettiği Golan Tepeleri’nden çekilmesi çağrısında bulunan kararı kabul etti.
Bağlayıcı olmayan kararın metni, ‘İsrail’in Golan’dan çekilmemesi konusundaki endişeyi’ ifade ediyordu.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.