Mağlup Putin de muzaffer Putin de bir risk

Barışçıl bir çözüme ulaşılmasını umut eden dünya tüm bunları nefesini tutmuş bir şekilde izliyor. Bu arada hepimiz bu uçurumun kenarında oyununun kontrolden çıkması durumunda yaşanacak korkunç sonuçlara hazırlanıyoruz

Fotoğraf: AP

Ukrayna'daki savaşın Putin'in istediği gibi gittiğini gösteren hiçbir gösterge yok.

Rejimini değiştirmek ve Rus Çarını uluslararası sahnenin krallarından biri olarak deklare etmek için çıkılan ve sadece günler veya haftalar sürecek olan Kiev 'gezisi', onun Rusya içindeki, bölgesel çevresindeki ve küresel düzeydeki parıltısında korkunç bir azalmaya neden oldu.

Rakibi Volodimir Zelenski'yi Batı'nın imajının ve gücünün pratik bir temsiline dönüştürdü.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Rus karşıtı medyayı bir kenara bırakalım... Bu savaşa gölge düşüren kafa karışıklığının boyutlarını görmek için Wagner askeri grubunun kurucusu Yevgeniy Prigojin'in Rus askeri liderliğine peş peşe yönelttiği eleştirilere bakmak yeterli.

Prigojin'in eleştirileri, Rusya'nın sahadaki başarısızlıkları hakkındaki yorumlarının ötesine geçerek, savaşın gidişatına kadar uzandı.

Öyle ki mevcut durumun Rusya'da Birinci Dünya Savaşı sırasındaki askeri başarısızlık, ekonomik bozulma ve yaygın yolsuzluktan kaynaklanan 1917 Bolşevik Devrimi'ne benzer bir devrime yol açabileceğini söyledi.

Bu tür açıklamalar, Kremlin siyasi etkilerini en aza indirmek için kendisine karşı biraz ihmalkar davransa da şüphesiz Putin için gerçek bir endişe kaynağı.

Bu düzeyde bir doğrudan eleştiri, Rusya içinde daha fazla muhalif sesi uyandırabilir. Putin'in askeri stratejisine olan güveni zayıflatmak bir yana, öngörülemeyen bir huzursuzluğun önünü açabilir.

Bu korkuların ciddiyetini kanıtlayan şey, en az iki Rus grubunun, 'Rus Gönüllüler Kolordusu' ile 'Rusya'nın Özgürlüğü Lejyonu'nun geçen hafta başlarında Rusya toprakları içindeki Belgorod bölgesine düzenlenen saldırının sorumluluğunu üstlenmiş olması.

İlginç olan, 'Wagner' liderinin bu açıklamalarını 15 aydır devam eden savaşta ilk fiili 'zafer' olan Bahmut şehrinin grubu tarafından ele geçirilmesinin ardından yapmış olmasıydı.

Gelecekte benzer 'zaferler' elde etme olasılığını büyük ölçüde sınırlayan yıkıcı maliyetleri göz önüne alındığında, böyle bir zafer, yenilgi tadında bir zafer olarak adlandırılan türdendi.

Zira dronlar ile kaydedilen ve dağıtılan videolarda görüldüğü gibi Bahmut yarı çorak bir araziye dönüştü.

Ne tüm şehri kaplayan yıkımın boyutu, ne de her iki taraftan 100 binden fazla olduğu tahmin edilen ölü ve yaralı sayısı, Moskova'nın bu deneyimi diğer savaşlarda tekrarlamasının mümkün olduğunu gösteriyor.

Bu en iyi ihtimalle, sembolik bir zafer ve karşısında da Ukrayna direnişinin çarpıcı sembolizmi duruyor. Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin liderlik ettiği seferberlik sahnesi, Ukrayna'nın karşı saldırısı olarak adlandırılan şey için devam eden hazırlık bu direnişi ifade ediyor.

Wagner Başkanı, savaşın açıklanan hedefleriyle korkunç bir çelişki içinde Ukrayna'nın silahsızlandırılmış bir ülke olmak yerine, en silahlı Avrupa ülkesi haline geldiğini itiraf ediyor.

Kiev'e F-16 savaş uçakları tedarik etmeye yönelik ABD-Avrupa uzlaşısı da bunun en büyük delili.

ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley'in bu uçakların Ukrayna için sahadaki güç dengesini tek başına değiştirebilecek güce sahip 'sihirli bir silah' olmadığına dair uyarılarına rağmen bu adım, Batı'nın Ukrayna meselesine olan bağlılığının, Avrupa ile ABD'nin Putin'in kazanmasını engellemek konusundaki kesin stratejik kararının boyutuna dair bir kanıt sunuyor.

Avrupa ve ABD'nin savaşın gidişatını değerlendirme ve maliyetlerini paylaşma konusundaki anlaşmazlıklarına rağmen, jeopolitik ittifaklarda önemli bir gelişmeyi ifade ediyor.

ABD'nin F-16'ları Kiev'e teslim etme taahhüdü, Putin'in Ukrayna'ya uluslararası desteği önlemeye yönelik tehditlerinin artık daha az etkili olduğunu da gösteriyor.


Mesele ayrıca giderek daha sağlam ve kendinden emin bir Avrupa-Amerikan konsensüsü karşılığında büyüyen Rus bölünmeleriyle sınırlı değil.

Yakın tarihli bir Gallup raporuna göre Rusya, kendisi için hayati öneme sahip alanı oluşturan ülkelerde, yani Sovyet sonrası devletlerde cazibesini giderek kaybediyor.

Estonya, Letonya ve Kazakistan'daki etnik Ruslar arasında bile Moskova'nın politikalarına karşı çıkma seviyeleri yükseliyor.

Bu eğilim, Putin'in savaşının yalnızca Rusya'yı uluslararası toplumdan izole etmediğine, aynı zamanda, kendisi ile geleneksel müttefikleri arasındaki uçurumu genişlettiğine işaret ediyor.

Tüm bu faktörler, saldırı stratejileri birçok cephede geri teptikten ve kaderini çok tehlikeli bir dönemece soktuktan sonra, Putin'in günlerinin kaygıyla dolu olduğunu doğruluyor.

Konumunu güçlendirmeyi amaçlayan savaş, stratejik geri tepmelerin boyutuna aydınlatıcı bir ışık tutuyor.
 


Ordusunun askeri yeteneğin sınırlarına işaret ediyor ve Avrupa'ya yönelik saldırgan politikalarının sürdürülebilirliği konusunda ciddi soru işaretleri uyandırıyor.

Böylece Putin'in tüm liderliği, Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaş sonucunda çetin bir teste tabi tutuldu ve tüm kaderi savaşın kaderine ve süreçlerine bağlı hale geldi.

Ancak onu mağlup etmek isteyenler arasında bile kutlama göstergeleri neredeyse yok gibi görünüyor.

Zira güçlü ve muktedir bir adam imajını korumaya yönelik tüm gayretleri tükenene kadar kabul etmeyeceği yenilgisi, Putin'in zaferinden daha kötü olabilir, çünkü bu, aşırı ve tehlikeli seçimlere yönelebileceği anlamına geliyor.

Devam eden savaşın ortasında, Moskova'nın nükleer cephaneliğine başvurma olasılığı artırıyor gibi görünüyor.

Kremlin'in yakın zamanda askeri komutada yaptığı değişiklik ve Putin'in taktik nükleer silahlar üzerinde mutlak yetkiye sahip üç yüksek rütbeli subayını Rusya'nın savaş çabalarından doğrudan sorumlu olarak ataması bunu gösteriyor gibi.

Buna paralel olarak, benzeri görülmemiş bir anlaşma ile Rusya Belarus'ta nükleer silah konuşlandırdı ki 1991'den beri ilk kez Rusya dışında bu tür silahlar konuşlandırılıyor.

Barışçıl bir çözüme ulaşılmasını umut eden dünya tüm bunları nefesini tutmuş bir şekilde izliyor. Bu arada hepimiz bu uçurumun kenarında oyununun kontrolden çıkması durumunda yaşanacak korkunç sonuçlara hazırlanıyoruz.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU