İsrail: Rollerin dağılımı mı kontrolün kaybedilmesi mi?!.

Şu an yaşananlara ne lokal ağrı kesiciler ne de şiddetli baskı ile bir çözüm bulunabilir. Çünkü yaşananlar sadece polis ve ibadet edenler arasındaki bir mücadele değil, bir halkın ve ülkenin bugünü ve geleceği üzerine verilen bir mücadeledir

1

Kudüs'te, özellikle Mescid-i Aksa'da tanık olunan ortalığı kızıştırma olayında İsrail'de böyle bir ateşlemeye ihtiyaç duyan tarafların olduğu net bir şekilde ortaya çıktı.

Filistinliler ve genel olarak Müslümanlar için sınır aşımının doruk noktasını temsil edecek bir hamleyle Mescid-i Aksa'da kurban kesilmesi yönünde hazırlıklar yapıldı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Aynı şekilde İsrail polisi ibadet edenlere karşı aşırı güç kullandı. Mescid-i Aksa'nın boşaltılmasına ve sadece ramazanda değil, bütün bir yıl boyunca sayıları yüzbinleri bulan ibadet edenlerin sayılarını azaltan katı kısıtlamalar konulmasına yol açan amansız bir baskı kampanyasıyla yüzlerce kişiyi tutukladı.

Yetkililerin uykularını kaçıran şey, sadece Kudüs Filistinlileri ile sınırlı kalmayıp Batı Şeria'daki her Filistin şehri ve köyünden gelenlerin ve 1948 Arapları'nın (İsrail vatandaşı Filistinliler) oluşturduğu kalabalıktır.

Burada uykuları kaçıran şey, çeşitli kollarıyla güvenlik birimlerinin göstermesi gereken iki katı çaba değil, bu kalabalığın içinde var olan İsrail'in Kudüs'ün İsrail'in 'bölünmez başkenti' olduğu iddiasını çürüten mesajlar ve işaretlerdir.

Ordu ve güvenlik güçleri tarafından bir savaş cephesi gibi işgal edilirken, içinde ve çevresinde yaşayan yüzbinlerce Filistinli varken ve yakın ve uzak tüm Filistinlilerin hasretini çektiği kutsal yerlere ev sahipliği yaparken hangi 'bölünmez başkent'ten bahsediyorlar!?

Kudüs sorunu, İsrail'in burayı kuşatmayı veya Filistinlilerle onları baskı altında tutup sayıca azaltana kadar varlıklarını kontrol ederek başa çıkmayı amaçlayan uygulamaları, nerede olurlarsa olsunlar Filistinlilere, Hristiyanlara ve Müslümanlara zarar veriyor olsa da aslında 'bölünmez başkent'in durumu bu halde olunca bu yer, İsrail'in hem siyasi hem de manevi düzeyde başarısızlığının en büyük göstergesi oluyor.

İsrail'in buranın ebedi başkenti olduğu ve burayı yarım asırdan fazla bir süredir kontrol ederek karşısındaki daimi ve güçlü Filistin varlığını ortadan kaldırdığı ya da tüm dünyanın burayı Filistinlilerin siyasi, ulusal, tarihi, dini ve kültürel haklarının olmadığı bir başkent olarak tanımasını sağladığı iddiasına kim inanır?

Sadece bir yerleşimcinin veya polis gücünün değil, tüm Yahudi devletinin doğrudan sorumlu olduğu halihazırdaki gerilimi ateşleme durumu, arka planı ve içindeki rolleri ile devletin gerçekliğini ve tüm bileşenlerinin içine işleyen kaos durumunu ortaya çıkardı.

İsrail Hahambaşı, Yahudilerin Pesah Bayramı'nda Mescid-i Aksa'yı basmalarını ve orada kurban kesmelerini yasaklayan bir bildiri yayımladı.

İsrail'in yaptıkları sebebiyle dostlarının da içinde bulunduğu uluslararası bir kınama ile karşılaşmaktan kaçınmak için bunun bizzat Netanyahu'dan gelen bir hükümet tavsiyesi üzerine yapılmış olması muhtemel.

Yerleşimciler, tüm Yahudiler için bağlayıcı olması gereken haham yasağını umursamayarak Mescid-i Aksa'yı basmaya çalıştılar. Hatta Mescid-i Aksa avlusunda kurban kesmeyi başaranlar için para ödülü bile konuldu.

İsrail polisi tek bir yerleşimciye zarar vermedi. Bazı propaganda sahneleri gerçekleştirmiş olabilir ancak asıl çabası Mescid-i Aksa'ya baskın yapmak, ibadet edenlere saldırmak, yüzlercesini gözaltına almak, onları gözaltı merkezlerine götürerek korkutmak ve kalabalığın kontrol edilebilecek bir düzeye gelmesi amacıyla ibadetlerini kesmeleri için başkalarına da gözdağı vermekti.

Bütün dünyanın görmesi için tüm televizyonlarda yayınlanan kızışmanın zirvesinde Netanyahu sanki dünya eylemin iğrençliği pahasına dilin maharetine kanacakmış gibi çıkıp favori numarasını yaparak itidalden bahsetti.
 


Başlıktaki "İsrail'in çelişkili görünen davranışının bir parçası olarak yaşananlar bir rol dağılımı mı yoksa bir kontrol kaybı mı?" sorusuna cevap verecek olursak:

İkisi de.

Rollerin dağılımı, polisin bariz çifte standartlığında kendini gösteriyor. İnandırıcılığını yitirmiş bir söz olarak "güvenliği ve sükuneti sağlama" kisvesi altında polis, bir yandan her davranışlarında yerleşimcileri koruyor, diğer yandan da dünyanın şahit olduğu gibi Filistinlilere ızdırap çektiriyor.

Kontrolün kaybı konusuna gelince; Netanyahu liderliğindeki mevcut İsrail hükümetinin, sorumluluğu altındaki herkesi bağlayan kararların sahibi olması gerekirken işler artık böyle yürümüyor. Hükümetin her bileşeni kendi gündemini uygulama görevini üstleniyor.

Örneğin sahada iş yapanların, bakanların her birinin kendi yetkileri var. Hükümet ise üstlerini örttükleri bir kılıf ve gündemlerini hayata geçirmek için kullandıkları bir 'meşruiyet'ten ibaret.

Şu an yaşananlara ne lokal ağrı kesiciler ne de şiddetli baskı ile bir çözüm bulunabilir. Çünkü yaşananlar sadece polis ve ibadet edenler arasındaki bir mücadele değil, bir halkın ve ülkenin bugünü ve geleceği üzerine verilen bir mücadeledir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU