"Yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı" şiarıyla büyüyen nesiller, yabancı ürünlerin daha kaliteli olduğunu düşünüyor

Tüketicinin Nabzı Çalışma Grubu'nun anketine göre "yabancı mal daha kalitelidir" algısı, 30 yıl öncesine göre zayıflasa da yerli ürünlerin tercih edilmesini güçleştiren etkenler arasında ilk sırada yer alıyor

Araştırmaya göre tüketiciler özellikle gıdada yerli ürün tercih ediyor / Fotoğraf: AA

Yerli malı kullanımının önemine ilk defa Mustafa Kemal Atatürk, 1923'te İzmir İktisat Kongresi'ndeki konuşmasıyla dikkati çekti.

Yerli malı kullanmak gerektiği konusunda dönemin yöneticilerinin gösterdiği hassasiyet, 1946 yılında "Yerli Malı Haftası"na dönüştü.

Bunda II. Dünya Savaşı'nın da etkisi oldu. Çünkü II. Dünya Savaşı, Türkiye'de ağır bir şekilde hissedilmiş, birçok ürünün dışarıdan getirilememesi nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşanmıştı.

Bu da yerli ürün kullanımının önemini bir kez daha göstermişti. 1946'da alınan karar ile her yıl 12-18 Aralık tarihleri arasında kutlanan "Yerli Malı Haftası", yıllar boyunca Türkiye'de özellikle tüm okullarda kutlandı.

"Yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı" diye başlayan şiirler okundu, öğrencilerin evlerinden getirdikleri yiyecekler sınıflarda hep birlikte tüketildi.

Haftanın basit bir amacı vardı. O da yerli malını kullanmanın önemini nesillere aktarabilmekti.

Böylece yerli üretim arttıkça cari açık da azalacak ve Türkiye ekonomisi de gelişecekti.

Ancak üretilen yerli malların kalitesine dair eleştiriler de her dönem oldu.

Türkiye'de üretilen kimi arabalara, beyaz eşyalara dair geçmişte yaşanan bazı olumsuzluklar, "kapısı elinde kalıyor" türü iddiaların dillendirilmesine ve buna dair olumsuz bir algının oluşmasını beraberinde getirdi. 

 

yerlimalı2.jpg
Yerli Malı Haftası, okullarda öğrenciler açısından keyifle kutlanan bir gün olmayı sürdürüyor / Fotoğraf: AA

 

Piyasada ürün çeşitliliği arttı

1980'lerde Turgut Özal yönetimiyle birlikte Türkiye, ekonomik olarak dışarı açılmaya başladı. Sonuç olarak yabancı ürünler iç piyasada da daha fazla görüldü. Bu eğilim yıllar içinde daha da arttı.

"Yerli Malı Haftası", okullarda eskisi kadar olmasa da halen keyifle kutlanıyor.

Peki Türkiye'nin sosyal ve ekonomik yaşamındaki değişim insanların yerli malına karşı olan algısını nasıl etkiledi?

 

tüketicininnabzı.jpg
Araştırmayı Tüketiciler Birliği Federasyonu'na bağlı Tüketicinin Nabzı Çalışma Grubu üyeleri soldan sağa M. Furkan Üce, Merve Kazancı ve Atılım Kabadayı yaptı / Görsel: Independent Türkçe

 

Gıda, tekstil, mobilyada yerli, elektronik, kozmetik ürünlerde yabancı tercih

Tüketici Birliği Federasyonu bünyesindeki Tüketicinin Nabzı Çalışma Grubu üyeleri Merve Kazancı, Muhammed Furkan Üce ve Atılım Kabadayı, bir anket çalışması yaptı.

Araştırmaya göre katılımcıların yüzde 86,8 oranı ile gıda ürünlerinde yerli üretimi tercih ettiklerini belirtti. Katılımcılar gıda, tekstil ve mobilya ürünlerinde yerli üretim tercih edilirken, elektrik-elektronik, endüstriyel malzeme ve kozmetik ürünlerinde ise yabancı üretime öncelik verdiklerini kaydetti. 

Yerli ürün tercihinde ülke ekonomisine katkı ilk sırada

Katılımcılara "neden yerli-yabancı ürün tercih ederim" sorusu yöneltildi. 

Ankete katılanlardan yüzde 74,70'i yerli ürünü, ülke ekonomisine olumlu yönde katkı sağladığını düşündüğü için tercih ettiğini ifade etti.

Yüzde 33,10'u da üretici veya satıcıya kolaylıkla erişebileceğini düşündüğü için yerli aldıklarını vurguladı. Yüzde 5,4 oranında yerli ürünün kalitesi konusunda kuşku duyulması da düşündüren sonuçlardan biri.

 

elektronik1.jpg
Araştırmaya göre tüketici elektronik üründe daha çok yabancı ürün tercihinde bulunuyor

 

Kalitesinden dolayı yabancı ürün tercih ediliyor

Araştırmada tüketicinin yabancı ürün tercihinde yüzde 64,90 oranı ile kalite unsuru etkili. 

Yerli ürün tercihinde kalite unsuru söz konusu olunca oran yüzde 10,10 civarında kaldı.

Bu konuda anket çalışmasına şu ifadeler yer aldı:

Tüketicinin yabancı ürüne olan kalite algısının yerli ürüne olan kalite algısından daha yüksek olduğunu doğrulamaktadır. Kalite unsuru sonrası yüzde 26 ile güvenli olduğu unsuru belirtilmektedir. Bu sonuç, tüketicinin kalite algısını yitirmesini, yerli üretime olan güven kaybına işaret etmekte, tüketicinin yerli ürüne değil, yabancı ürüne güvendiğini göstermektedir." 

Araştırmaya göre yerli ile yabancı ürün kalitesi aynı olduğu durumda ise fiyat öne çıkıyor. 

Aynı kaliteli üründe tüketicilerin yüzde 54,70'i fiyatının daha ucuz olması nedeniyle yerli ürünü alıyor.

Katılımcıların yüzde 18,20'si daha ucuz ise yabancı ürünü tercih ettiğini belirtti. 

 

bülentdeniz.jpg
Bülent Deniz / Fotoğraf: Twitter

 

"Halen 'yabancı mal, Türk malından kalitelidir' algısı var"

Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı Bülent Deniz'e göre yerli ürün konusunda bir ulusal bilinç var. Ancak yerli üreticinin, tüketiciyi daha çok kucaklaması gerekiyor. 

Yapılan ankette bir rapordan bahsedildiğini dile getiren avukat Bülent Deniz, "Beyaz eşyada çok güzel üretim yaptığımız halde halen 1970'lerdeki 'Türk malı buzdolabı kötüdür' algısı bitirilememiş. Bu üreticinin, tüketiciye kendisini iyi anlatamadığını gösteriyor" dedi.

"Halen 'yabancı mal, Türk malından kalitelidir' algısı var" diyen Deniz, "Bu algı 20-30 yıl öncesine göre azalmış olsa bile halen devam ediyor. Oysa Avrupa Birliği'ne (AB) beyaz eşya ihraç ediyoruz ama biz kendimize gelince yabancı beyaz eşyayı tercih ediyoruz. Burada bir algı sorunu olduğunu düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.  

"Yerli üreticiler, tüketiciyi cezbedecek fiyat vermeli"

Tüketici için birinci tercihin bütçe olduğunu kaydeden Deniz, "Yerli üreticinin fiyat anlamında rekabetçi bir tutum izlenmesi lazım. Tüketiciyi cezbedecek bir fiyat politikası izlenerek, gerekirse kazançlarının bir kısmından feragat ederek daha uygun fiyata ürün sunması lazım" diye konuştu. 

Yerli ürünlere dair en önemli sorunun yerli üreticilerin müşteriyi yeterince sahiplenmemesi olduğunu aktaran Deniz, şöyle devam etti: 

Tüketici satış sonrası hizmetlerde 'yerli firma beni sahiplenmez, ayıplı çıkarsa geri almaz, garanti süresi içinde sorun çıkarsa yeterli hizmet alamam' gibi endişelere sahip. Bu endişelerin bir kısmı yersiz olsa da böyle bir algı var. Bu araştırma aslında yerli üreticiye nelere dikkat etmeleri konusunda fikir de veriyor." 

 

erdemkaragöz.jpg
Erdem Karagöz / Fotoğraf: Instagram

 

"Türk mallarının dünya ligin yer alması, yerli tüketiciyi motive edecektir"

"Satış İknası" kitabının yazarı, satış eğitmeni Erdem Karagöz ise Türkiye’de öncelikle yerli malının ne olduğu konusunda bilincin tam oturmadığı görüşünde.

Türkiye'de "Yerli Malı Haftası"nda kızına "arkadaşların neler getirdi" diye sorduğunda "hamburger ve pizza getirdiler" cevabı aldığını aktaran Karagöz, "Algı gerçeğin kendisi oldu" yorumu yaptı. 

Yerli malı bilincinin artması için marka ve katma değer konusunda uzun bir yolculuğa ihtiyacı olduğunu vurgulayan Karagöz, şunları söyledi:

Ayvalık zeytinyağı ile karşıdaki Midilli zeytinyağı ile arasında amazon.com üzerindeki 3-4 katı fiyat farkı coğrafi işaret, marka yatırımı ve algıdır. Yerli mallarının dünya liglerinde oynaması yerli tüketiciyi satın almada motive edecektir. Öncelikle 5-6 yerli üründe global raflarda ve zihinlerde yer almak güven gelişimi sağlayacaktır." 

 

iade.jpg
Türk ürünlerine dair en önemli endişe satış sonrası iade vb. gibi durumlarda zorluk yaşanacağı endişesi

 

"Satış sonrası iş modelleri Türk ürünlerinde sistemleştirilmeli"

Türkiye'de tüketicilerin yabancı markaların iade durumlarında yerli markalara göre daha çok kolaylık tanıdığı konusundaki görüşlerine katıldığını belirten Karagöz, "Yabancı mallarda üretim maliyeti içinde müşteri memnuniyeti kavramı var. Bir gömlek satın alıyor ama 3 gömlek parası ödüyorsunuz. İade söz konusu olduğunda gözlerinizin içine gülerek sorgusuz bir şekilde mağazadan yeni gömlek alabiliyorsunuz. Müşteri hatası kavramı ile karşılaşmıyorsunuz. Yabancı mallarında başarılı satış sonrası iş modelleri Türk malı ürünlerinde sistemleştirilmelidir. Satılanın ürün olmadığı sürdürülebilirlik olduğu üreticilere öğretilmelidir" değerlendirmesinde bulundu. 

"Türk insanı yabancı ürünleri satın almada daha istekli"

"Türk insanı bilinçaltı pazarlaması ile farkında olmadan yabancı ürünleri satın almada çok daha istekli" diyen Erdem Karagöz, "Türk ürünlerini seviyoruz, gelişmesini istiyoruz ama zihnimiz bizi yabancı ürünlere götürüyor. Ürün rafa girmeden son kullanıcının zihnini ele geçirmek ve aidiyet yaratmak üründen çok daha önemlidir. Ürün o markette yoksa alıcı başka ürün almadan marketi terk edinceye kadar algı yönetimine yatırım devam etmelidir" diyerek sözlerini bitirdi.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU