Kılıçdaroğlu YSK hakimlerine seslendi: Ben, sizin meşrebinizi de adaletsizliğini de gayet iyi biliyorum

CHP lideri Kılıçdaroğlu "Size söylenmeyen bir sözü, kimin talimatı ile ‘bu söz bize söylendi’ diye üstlendiniz? Ben, sizin meşrebinizi de adaletsizliğini de gayet iyi biliyorum" diye konuştu

Fotoğraf: ANKA

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Elazığ'da partisinin grup toplantısında konuştu.

Açıklamalarında iktidarın ekonomi politikalarını eleştiren Klıçdaroğlu, "Tefecilere dünyanın faizini veriyorlar. Hani diyorlar ya ‘Biz faize karşıyız’, buna inanmayın, hepsi hikaye. Bütçenin neredeyse yarısını, fazlasını o tefecilere, faizcilere ödüyorlar" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

Vatandaş borç batağında, herkesin borcu var. Rakamı vereyim size; toplam nüfusun yüzde 81,4 borçlu. Soruyorlar, ‘Borcu ödemekte zorlanıyor musunuz’ diye. ‘Borçlarımı ödemekte zorlanıyorum’ diyenlerin oranı yüzde 77,3. AK Partiler, onlara da soruyorlar, ‘Borcunuzu ödemekte zorlanıyor musunuz’ diye, AK Partili seçmenin yüzde 70,1’i ‘Zorlanıyorum’ diyor. MHP’li seçmenin yüzde 60,6’sı, ‘Borcumu öderken zorlanıyorum’ diyor. Bunlar bizim vatandaşlarımız. Bir vatandaş borcunu ödemekte zorlanıyorsa ne demektir; gıdadan, boğazdan kesiyorum demektir. Zor bela tasarruf yapıyorum demektir. Aldığım parayı götürüyorum, birilerine ödüyorum demektir. Yüksek faizlerle benim borcum kabarıyor demektir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Şimdi kaç hanenin elektriği kesildi, gizliyorlar"

Elektriğe bu yıl yüzde 95 ile yüzde 200 arasında, doğalgaza ise yüzde 164 zam yapıldığını hatırlatan CHP lideri, "Memurun maaşı mı, çiftçinin geliri mi yüzde 164 arttı? Kimin geliri yüzde 164 arttı da bu kadar büyük bir yükü getiriyorsun ailelere veriyorsun? Vatandaş perişan vaziyette" dedi.

Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:

Ben, elektrik parasını ödemedim. Neden? Benim elektriğimi kessinler, elektriği kesilen 3 milyon 400 bin kişinin derdi dile gelsin diye. Çünkü elektriği kesilen insanların evlerinde yaşadığı dramı toplum bilmiyor. O aileler, fakir aileler. Fakir olduğu için elektrik parasını ödeyemiyor. Gelip elektriğini kesiyorlar. Hiç düşünüyorlar mı o evde bir çocuk, bir engelli var. Bir buzdolabı var. O elektriği kestiğiniz zaman kışın ortasında bu insanlar nasıl ısınacak? Bunlar dertlerini anlatamazlar, medyaya çıkamazlar. Çıksalar da dertlerini anlatacak mecra bulamazlar. Dedim ki benim de elektriğim kesilsin, bir hafta ödemeyeceğim. Bütün dünya duysun. Elektriği kesilen evlere gittim, aileleri ziyaret ettim, dertleriyle hemhal oldum. Şimdi kaç hanenin elektriği kesildi, gizliyorlar. 9 aydır arkadaşlarımız soruyorlar, tık yok, cevap vermiyorlar. Şöyle cevap versinler; ‘9 aydır hiçbir hanenin elektriği kesilmedi’, seviniriz. Niye gizliyorlar? Daha fazla hanenin elektriği kesildi. Aslında suç işliyorlar.

Geçen yıl 3 milyon 449 bin hanenin elektriğinin kesildiğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Şimdi kaç hanenin elektriği kesik, bilmiyoruz. Buradan kamu görevlilerine çağrı yapıyorum. Milletvekillerinin sorduğu soru önergelerini veya Bilgi Edinme Yasası’na göre istemiş oldukları bilgileri zamanında vermeyenlerin tamamı suç işliyor. Kendinizi suça ortak etmeyin, doğru dürüst, oturan cevap verin" ifadelerini kullandı.

YSK hakimlerine seslendi: Ben, sizin meşrebinizi de adaletsizliğini de gayet iyi biliyorum

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında YSK üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle açılan davaya ilişkin de değerlendirmeerde bulunan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:

Hakimlere sesleniyorum, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nda görevli olanlara sesleniyorum; size söylenmeyen bir sözü, kimin talimatı ile ‘bu söz bize söylendi’ diye üstlendiniz? Ben, sizin meşrebinizi de adaletsizliğini de gayet iyi biliyorum. Aynı zarfın içine dört tane pusula koyacaksın, ‘Efendim biri doğru değil, üçü doğru’… Nereden biliyorsun? Onlara dedim ki; ‘Bunu yapanlar hâkim değil çetedir’. Çete ne demek? Kanuna karşı iş yapmak için bir araya gelenlere çete denir. Açın Türk Dil Kurumu sözlüğünü, orada okursunuz. Sen, bu kararı veriyorsun. Şimdi bir bakanla ilgili bir sözü, ‘bu bana söylendi’ diye alıyorsun üstüne.

Hâkimi değiştiriyorlar. ‘Ceza verecek bir hâkim oraya gelsin’ diyorlar. ‘Ceza verecek bir hâkim oraya gelsin, kararı o versin’ diyorlar. Buradan o hâkime de sesleniyorum; eğer yargı için yüz karası olmak istemiyorsan hukukun üstünlüğü ve vicdanı kanaatine göre karar vereceksin, sarayın talimatına göre değil. Kaldı ki bu konuda bir de uzman raporu var. Ama o hâkimi değiştirdiler. Başka bir hâkim gelecek oraya. Niçin? Ceza verecek. Yine önemli düşünürlerden birisi söylüyor; ‘Sultanın sofrasına oturan alimin fetvasına itibar edilmez’.

Bunların tamamını düzelteceğiz. Benim tefeciler, uyuşturucu baronlarıyla, Beşli Çetelerle işim yok. Benim tek işim var; bu ülkede alın teri döken herkesin hakkını teslim etmek. Zaten devlet dediğiniz de siyaset dediğiniz de bunu yapmalıdır. Yapmıyorsa bir şey var demektir. Birileri malı götürüyor demektir. Malı götürenleri asla ve asla affetmeyeceğim. Beytülmale el uzatanları asla ve asla affetmeyeceğim. Bunu herkesin bilmesini isterim.

 

 

 

 

ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU