Babacan, Van’da konuştu: Erdoğan Ankara’ya dönünce kurdun yanı başında hizaya giriyor

DEVA lideri, “Devleti Kürt meselesinin çözümünün bir parçası haline getireceklerini” bildirdi

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Van’da partisinin il binasının açılışında konuştu.

Babacan’ın gündeminde Kürt meselesi ve ekonomi vardı:

Bu iktidarın reddettiği, çözemediği Kürt meselesi yakında ayaklarına dolanacak. Biz ise iktidara gelip bunu çözeceğiz.

Babacan konuşmasında şunları kaydetti:

Bu iktidarın reddettiği, çözemediği Kürt meselesi yakında ayaklarına dolanacak. Dolanıyor da. Biz ise iktidara gelip inşallah bunu çözeceğiz. Çünkü meseleyi biliyoruz. Demokrasi içinde çözeceğiz. Meşru yollarla çözeceğiz. Siyaset eliyle çözeceğiz. Devleti Kürt meselesinin çözümünün bir parçası haline getireceğiz. Ağıt sesini adaletle dindireceğiz. Bu yolda, kandan, gözyaşından beslenen hiç kimseye de geçit vermeyeceğiz. Kürt meselesi çözüldü mü? Tam tersine dirildi. Erdoğan bu bölgeye geldiğinde Dicle’nin kenarındaki kuzuyu hatırlıyor, Ankara’ya dönünce kurdun yanı başında hizaya giriyor. Farkında bile değil. Belli ki Sayın Bahçeli’nin yanından 2 dakika ayrılıp da Kürt meselesini doğrudan insanlarla konuşacak durumu da yok artık.

“Meclis tutanaklarına İngilizce bir harfi koymayı biliyorsun da Kürtçe iki cümle yazmayı bilmiyor musun?”

“TBMM’de insanların konuştuğu dil inkâr ediliyor. Bir insanın annesinden ninni dinlediği dili inkâr edilir mi?” diye soran Babacan, “Bir milletvekili Meclis’te Kürtçe bazı ifadeler kullanıyor. Meclis’in tutanaklarını açın bakın. Ne yazıyor? ‘X’ harfi koyuyorlar. ‘X’, İngilizce bir harf değil mi? Sen Meclis tutanaklarına İngilizceden aldığın bir harfi koymayı biliyorsun da Kürtçe iki cümle yazmayı bilmiyor musun?” tepkisi gösterdi.

Babacan şöyle devam etti:

Kürtçe bu toprakların dili. Ülkemizde en çok konuşulan ikinci dil. Meclis zabıtlarına bir ‘Bilinmeyen dil’ diye yazıyorlar bir ‘X’ diye yazıyorlar. Anlaşılan, Kürtler Meclis’e girdi ama daha Kürtçe giremedi. Eğer bu ülkede, ana dili hakkı hâlâ tartışılıyorsa, Türkiye’de yılda ancak 1-2 tane Kürtçe öğretmeni atanıyorsa, ülkenin meclisinde, ülkenin en çok konuşulan ikinci diline ‘bilinmeyen dil’ muamelesi yapılıyorsa, bir mesele var. Yoğunlukla Kürt vatandaşlarımızın yaşadığı şehirlerde, belediyelere kayyumlar atanıyorsa, 6 milyon vatandaşımızın oyları yok sayılabiliyorsa, Türkiye dönüp dolaşıp parti kapatmak gibi bir ilkelliği tartışabiliyorsa burada bir mesele var.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU