Azınlık Raporu gerçek oluyor: İngiliz polisi "yurttaşların suç işleme riskini hesaplayan" teknolojiyi test ediyor

Uygulamayı eleştirenler bu sisteme son verilmesi gerektiğini söylüyor

2054'te geçen film "üç kahinin" yaşanacak suçları önlemek için kullanılmasını esas alan bir sistemi konu ediyor (minorityreport.fandom)

İngiliz polisi “yurttaşların suç işleme ya da bir suçun kurbanı olma riskini ölçmeyi hedefleyen” teknolojiyi test ediyor.

Hükümet, ileride tüm İngiltere ve Galler’i kapsamasını umduğu Ulusal Veri Analiz Çözümü (NDAS) adlı sistemi geliştirmek için 5 milyon sterlin (yaklaşık 35 milyon TL) daha finansman sağlama sözü verdi.

West Midlands polis teşkilatı sistemi yaklaşık iki yıldır test ediyor. Şimdiye kadar bu program, faillere dair örüntüleri ve ortak özellikleri tanımlamak için bıçakla ve silahla işlenmiş suçlarla ilgili polis verilerini baz aldı.

İçişleri Bakanlığı’ndan bir sözcü şu açıklamada bulundu:

NDAS kişilerin suç işleme ya da bir suçun kurbanı olma riskini hesaplamak için polisin elindeki büyük hacimli verileri analiz ediyor. Bu program, polis memurlarını desteklemek için tasarlandı, onların karar verme işlerinin yerini almıyor.

Yetkililer ayrıca sistemin risk faktörlerini ve ağları belirlemek amacıyla modern kölelikle ilgili polis ihbarlarını ve istihbaratı da işleme tabi tuttuğunu söyledi.

The Independent’ın edindiği bilgiye göre West Midlands polisi bu teknolojiyi henüz tutuklamalar ya da müdahalelere gerekçe oluşturmak için kullanmıyor. 

 

İngiliz polisi AFP.jpg
Londra'da kontrol yapan bir polis (AFP) 

 

Big Brother Watch adlı aktivist grup, söz konusu teknolojinin “masum kişileri cezalandırma” ve masumiyet karinesinin altını oyma riski taşıdığını belirtti. 

Grubun adli ve idari işler görevlisi Griff Ferris, “İçişleri Bakanlığı’nın devlet hazinesinden aldığı milyonları tahminlerle işleyen bu distopik polislik sistemi için çarçur etmesi şok edici. Bu ülkede Azınlık Raporu tarzı polislik faaliyetinde bulunulmasına dair kamuoyunda hiçbir arzu yok. Sistem derhal rafa kaldırılmalı” diye konuştu. 

Ferris ayrıca, siyahilerin durdurulup aranma ihtimallerinin beyazlara kıyasla zaten 9 kat fazla olduğunu gösteren verilere dikkati çekti ve West Midlands polis teşkilatı etik kurulunun yeni teknoloji hakkında “ciddi adli ve etik kaygıları" gündeme getirmiş olduğunu ifade etti.

Bu arada İçişleri Bakanlığı, polisin otomatik yüz tanıma denemelerine dair yaşanan adli zorluklar ve tahkikatların ardından teşkilatın "güçlü bir etik denetim" sağlamak için uzmanlarla ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çalıştığını bildirdi. 

Bakanlık sözcüsü, “NDAS’ın tamamen test edildikten sonra bunu performanslarını artırmak ve yurttaşları korumak için kullanmak isteyen İngiltere ve Galler polisi için erişebilir hale gelmesi umuluyor" diye ekledi.

2018-2019 yıllarında 4,5 milyon sterlinlik (yaklaşık 32 milyon TL) devlet fonu sağlanan programa şimdi de Polis Dönüşüm Fonu'ndan 5 milyon sterlin daha veriliyor.

West Midlands polis teşkilatında NDAS programını yürüten Başkomiser Nick Dale, polis memurlarının kullanılabilecek en iyi otomatik öğrenme teknolojisini belirlemede hala erken safhada olduğunu kaydetti.

Dale sözlerine şöyle devam etti:

Bu teknoloji, topluluklarımızda gizlice işlenen bir suç olan modern kölelik ağlarının yanı sıra topluluklarımızı bozmak ve kurbanlarla faillerin hayatlarını etkilemek gibi tehlikeli şiddet olaylarına yol açan sorunları daha iyi anlamamızı sağlama potansiyelini taşıyor. Çalışmamızın etik bakış açısına göre bağımsız ve dikkatli biçimde incelenmesi gerçekten önemli. Bu teknoloji, hiçbir zaman mesleki bir kararın yerini almayacak ya da polisin eylemlerinin sorumluluğunu üstlenmesini etkilemeyecektir. 

Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü (RUSI) Savunma ve Güvenlik Çalışmaları tarafından hazırlanan 2017 tarihli bir raporda, İngiliz kuvvetlerinin halihazırda büyük miktarda veriye erişebildiği ancak bunu kullanma kapasitesinden yoksun olduğu belirtilmişti.

Bununla birlikte raporda, otomatik öğrenmenin “zaten verilerin içinde yer alan önyargıları yeniden üretebileceği”, etnik ve dini azınlıkların artan bir risk olarak değerlendirilebileceği uyarılarında bulunmuştu. 

Enstitünün raporunda şu ifadeler yer almıştı:

Bu tahminleri baz alarak hareket etmek, polislik faaliyetlerinde bireylerin orantısız biçimde hedef alınmasına yol açacak ve öngörülen sonucun adeta kendini gerçekleştiren kehanete dönüştüğü bir “geribildirim döngüsü” oluşturacaktır. 

Bazı polis kuvvetleri farklı yazılımları ve yapay zeka araçlarını test ediyor ancak eski teknoloji, bölünmüş ulusal sistemler ve tartışmalı konuda ulusal çapta bir liderliğin olmaması bu çalışmaların önünde engel teşkil ediyor.

 

 

Greater Manchester polis teşkilatı 2012’de kendilerine ait “tahmine dayalı suç haritalama” yazılımı geliştirmişti. Kent Polisi de 2013'ten bu yana “PredPol” adlı bir sistemi kullanıyor.

Programlar, suçların nerede ve ne zaman olacağını belirlemeyi, bu sayede polis memurlarının olayları önlemek için ilgili devriyeleri harekete geçirmesini amaçlıyor. 

Durham polis teşkilatı, suçluların yeniden suç işleme riskini değerlendirmek üzere oluşturulan, yapay zekaya dayalı Zarar Değerlendirme Risk Aracı (HART) adlı bir sistem geliştirmek için çalışıyor. 

Bu sistem bir kişinin suç geçmişine, yaşına, yaşadığı yerin posta koduna ve geçmişine dair diğer özellikleri içeren bilgileri toplayıp bunları düşük, orta ya da yüksek risk şeklinde sınıflandırıyor. 

İçişleri Bakanı Sacid Cavid ise konuyla ilgili şunları söyledi: 

Suçla mücadelede ve en savunmasız kurbanların korunmasında yenilikçi teknolojiyi benimseyen polisi tamamen destekliyorum. Dikkatlice test edilmesi ve etik açıdan doğru olması şartıyla suçlulardan bir adım önde durmak için yapabileceğimiz her şey memnuniyetle karşılanmalıdır. 

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/uk

Independent Türkçe için çeviren: Cansu Şener

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU