Kılıçdaroğlu: İslam kayırmacılığa, denetimsizliğe, otoriterliğe izin vermez

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu İslam Dünyası Meseleleri ve Çözüm Yolları Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada "Günümüz İslam dünyasının temel problemlerini kaynağı adaletsizliktir, temel problemlerinin tek çözümü de adalettir" dedi

Fotoğraf: ANKA

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul’da; Türk Ocakları’nın kuruluşunun 110. yılı dolayısıyla düzenlenen “Günümüz İslam Dünyasında Meseleler ve Çözüm Yolları Sempozyumu’na katıldı.

Konuşmasında Karl Marx'tan alıntı yapan Kılıçdaroğlu, "Marx, 'Filozoflar dünyayı çeşitli biçimlerde yorumlamışlardır. Oysa sorun onu değiştirmektir' der. Elbette filozof olan, bilim insanı olan sizlersiniz. Ancak bu cümlenin geniş yorumuna atfen şunu söylemeliyim. Sizlerle birlikte biz siyasetçilerin de öncelikli görevi; ülkesini, dünyayı daha iyiye ve daha güzele doğru değiştirmektir. Elbette bir sorunun teşhisi ve sorunun nedenlerini bilmek önemlidir. Ancak, sorunun nasıl çözüleceğine ilişkin önermelerde bulunmak sorunun teşhis ve nedenlerini tespit etmek kadar önemlidir. Eğer sahip olduğumuz bilgiyi, var olan sorunları ortadan kaldırmaya dönük olarak yorumluyorsak; bir başka soruna da kapı aralamış oluruz. Dolayısıyla günümüz İslam dünyasının sorunlarını bilmeli, tartışmalı ve hatta gerçeklikle yüzleşebilmeyiz" diye konuştu.

"İslam dünyasının temel problemlerinin kaynağı adaletsizliktir"

Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

Değerli bilim insanları, benden çok daha iyi biliyorsunuz ki İslam hangi gerekçe ile olursa olsun adaletsizliğe, eşitsizliğe izin vermez. İslam hangi gerekçe ile olursa olsun kayırmacılığa, denetimsizliğe, otoriterliğe izin vermez. Bu bağlamda İslam, hangi sistemle yönetildiğimizle değil nasıl yönetildiğimizle ilgilidir. Doğrudan nasıl yönetilmemiz gerektiğinin yanıtını da kendisi verir. İslam açısından kriter adaletle yönetilip yönetilmediğimizdir. İslam tüm insanlığa adalet penceresinden bakar ve adalet penceresinden bakmamız gerektiğini bir şart olarak önümüze koyar. Üstelik İslam, adalet kavramını hukuk nosyonu olarak da ele almaz. İslam bizden; yaşamın her alanında, herkes için geçerli olacak şekilde adaleti tesis etmemizi ve sürekli kılmamızı ister.

İslam’a göre herkes için her alanda tesis edilmemiş adalete, adalet denilemez. İslam’ın öngördüğü adalette; ama, fakat, ancak ile başlayan ve adaleti ve adalet arayışını daraltan, erteleyen, adaletin gücü ve etkisini azaltan cümlelere bahane ve gerekçelere yer yoktur.

Bu nedenle bizler İslam’ın temel değerlerini savunuyormuş gibi görünerek zenginliği, kayırmacılığı, özgürlüğü, denetimsizliği kendisine bahşeden, gerçek bağlamından kopartılarak sunulan, sabır ve şükür tavsiyeleriyle de milyonlara yoksulluğu, dışlanmayı, baskıyı reva gören anlayışlara karşı ödünsüz bir şekilde adaleti savunmalıyız. Şunu artık hepimiz biliyoruz. Günümüz İslam dünyasının temel problemlerinin kaynağı adaletsizliktir. Dolasıyla günümüz İslam dünyasının temel problemlerinin tek çözümü de adalettir. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Konfüçyüs’ün olduğunu inanılan, "Adalet kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey onun etrafında döner" ifadesini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Bir ülkede adalet varsa onun etrafında biliniz ki hukukun üstünlüğü, denetlenebilirlik, hesap verebilirlik, can ve mal güvenliği, şeffaflık, eşitlik, kadın - erkek eşitliği, çocuğun üstün yararı; liyakat, özgürlük, sosyal devlet, hakça bölüşüm, emeğin üstünlüğü, nitelikli ve kaliteli eğitim, insan ve doğa hakları vardır. Bir ülkede adalet yoksa yani adaletsizlik varsa; adaletsizliğin çevresinde nepotizm, kayırmacılık, eşitsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, liyakatsizlik, denetimsizlik, kültürel ve sosyal yozlaşma, toplumsal huzursuzluk, çarpık kentleşme, niteliksiz eğitim ve bağımlı yargı vardır" diye konuştu.

"Günümüz İslam dünyasının meselelerini kadınlar olmadan konuşamayız"

Konuşmasının son bölümünde sempozyumu düzenleyenleri de eleştiren CHP lideri Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:

 Konuşmacı listesine baktığımda, neredeyse hiç kadın akademisyen, araştırmacı görmedim. Bir, iki isim dışında erkek ağırlıklı bir liste ile karşı karşıyayız. Oysa Türkiye ilahiyat birikiminde kadınlar vardır. Bugün de pek çok ilahiyat fakültemizde ya da üniversitelerimizin diğer bölümünde sempozyumun konusun kapsamında çalışma yürüten yüzlerce kadın akademisyenimiz var. Günümüz İslam dünyasının meselelerini kadınlar olmadan konuşamayız. Konuşmamalıyız. Kadınlar olmadan çözüm yolları da bulamayız. Bir sonraki sempozyumda ve düzenleyicisi olduğunuz diğer toplantılarda kadınlara da yer vermenizi ve hatta kadın bilim insanlarını bu tür toplantıların düzenleme kurullarına almanızı da önemle istirham ediyorum. Bu sözlerimi dostane bir eleştiri olarak kabul ediniz.

 

 

 

ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU