Soylu'nun avukatından İmamoğlu açıklaması: Yönlendirici, gerçeğe aykırı haberlere karşı tüm hukuksal haklarımızı kullanacağız

İçişleri Bakanı Soylu'nun avukatı Uğur Kızılca açıklamasında "Ekrem İmamoğlu'nun suçtan kurtulmak amacıyla yapmış olduğu savunmalarına atıflar yapılarak bazı medya organlarında organize bir şekilde haberler yapılmakta, köşe yazıları kaleme alınmadır" dedi

Kolaj: Independent Türkçe

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun avukatı Uğur Kızılca yaptığı yazılı açıklamada, 2019'da bir konuşmasında Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, davanın duruşması sonrasında bazı açıklamalarda bulunduğunu hatırlattı.

Kızılca, İmamoğlu'nun hakkındaki soruşturma kapsamında 30 Haziran 2020'deki savunmasında, "Yüksek Seçim Kurulu veya üyeleri yahut başka bir somut kişi hedeflenmemiştir. Hakaret kastı bulunmayan ve somut olarak bir kimseye yöneltilmemiş siyasi bir söylem, herhangi bir suçun unsurlarını barındırmamaktadır" beyanında bulunduğunu savundı.

"Bazı medya organlarında organize bir şekilde haberler yapılmakta, köşe yazıları kaleme alınmaktadır"

Kızılca, şöyle devam etti:

Ekrem İmamoğlu, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesinde hakkında dava açıldıktan sonra yapmış olduğu savunmada Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret suçundan kurtulmak veya daha az ceza almak amacıyla savunma taktiği olarak soruşturma aşamasında vermiş olduğu savunmadan farklı olarak bu kez İçişleri Bakanı olan müvekkilimi kastettiğini beyan etmiştir. Ekrem İmamoğlu'nun, suçtan kurtulmak veya daha az ceza almak amacıyla müvekkilimin kişilik haklarına saldırması nedeniyle hakkında suç duyurusunda bulunulmuş olup, soruşturma, halen İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nda devam etmektedir.

Gerek duruşma öncesi gerekse duruşma sonrası adil yargılamayı etkilemeye, kamuoyunu yanıltmaya yönelik Ekrem İmamoğlu'nun suçtan kurtulmak amacıyla yapmış olduğu savunmalarına atıflar yapılarak bazı medya organlarında organize bir şekilde haberler yapılmakta, köşe yazıları kaleme alınmaktadır. Ekrem İmamoğlu'nun, hakkında devam eden dava ve soruşturma dosyalarına konu suçlardan kurtulmak amacıyla ve 'vız gelir tırıs gider' anlayışıyla siyasi tartışma ve baskı yaratmaya yönelik eylemlerinin tarafımızdan ciddiyetle takip edildiğini, bu davaların ve soruşturmaların siyasi tartışmalara alet edilmesine izin verilmeyeceğini, medya organlarında yönlendirici, gerçeğe aykırı içerikli haberlerle yargılamayı etkilemeye yönelik her faaliyete karşı tüm hukuksal hakların kullanılacağını kamuoyunun bilgisine sunarız.  

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İmamoğlu: Söze bakarım, söz mü diye; adama bakarım adam mı diye

İmamoğlu, dün YSK üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davanın ertelenmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunmuştu.

İmamoğlu şunları ifade etmişti:

Bugünün konusu ne? İçişleri Bakanı’nın bana ‘Ahmak’ demesine yanıt verdiğim halde -ki bunu, bir siyasi kavramla yanıtımı veriyorum, aslında sözünü kendisine iade ediyorum- buradan yola çıkarak sanki YSK’ya demişim gibi 4 yıl hapis ve siyasi yasak istenen davada yargılanıyorum. Peki sadece ona dair, bugünün gündemine, yani tam da benim yargılandığım bir anda TBMM çatısı altında Sayın Cumhurbaşkanı’nın milyonlarca insana dönük konuşmasında, benim burada ifade edemeyeceğim bir hakareti, ifadeyi hep birlikte yaşadık, gördük. Bunlar çok ağır hakaretler. İşte böyle olunca o bir avuç insanın içinde bulunan, ama ismi bakan, ama ismi başka bir, titri başka bire kişilik de aynı şekilde ifadeyi kullanmakta kendine hak buluyor. E biz de toplumu temsil eden insanlar olarak, bazen vatandaşı savunurken, bazen kendimizi savunurken elbette bu sözlerini iade etmek zorunda kalıyoruz. Yaptığımız iş, aslında bu.

O güne baktığınızda, ne dedim? Sözünü iade ettim. Ne dedim? ‘Söze bakarım, söz mü diye; adama bakarım adam mı diye.’ Dediğim sözler bunlar. Allah’a havale ettim. Yani bizim söylediğimiz, bizim ahlakımız zaten ancak buna müsaade ediyor. Tabii görüyoruz ki Türkiye’de hukuk ne yazık ki şu an geldiği ortamda herkese eşit değil. Ama birilerine her türlü hakaret, küfür de serbest. Buna bir an önce son vermemiz gerekiyor. Dediğim gibi, neden böyle yaptıklarına bakmak lazım. Aslında kaos yaratmak çabası içerisindeler ve bu kaosu yaratmak için de ellerinden geleni yapıyorlar. Ülkeyi bir korku sürecine sürüklemek çabası içerisindeler. Topluma korku salma çabası içerisindeler. Muhalif her sesi kısmak, hatta kendilerine karşı olan insanları bertaraf etme çabası içerisindeler. Ama buradaki heyet, sadece milyonlarca insanın bir sesi. Çok beklerler. Böyle bir şeyi asla ve asla başaramayacaklar. Halk da çok zeki. Kaos yaratma çabalarınıza, masum insanları sokağa dökerek gerginlik yaratma ortamı ve atmosferi yaratmalarınıza, bu heveslerinize asla geçit vermeyecek. Halkımız çok akıllı, çok zeki. Bu millet, yine güle oynaya, el ele bayram havasında, kardeşçe sandığa gidecekler. Bu Bu ülkeden esirgediğiniz adaleti, kendi elleriyle, iradesiyle tekrar tesis edecekler. Az kaldı.

 

 

 

 

Independent Türkçe, AA

 

DAHA FAZLA HABER OKU