Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Merkez Hakem Kurulu'nun (MHK) geçen hafta verdiği karar, günlerdir spor kamuoyunda tartışılırken her geçen gün yeni bir iddia ortaya atılıyor.

MHK'nin aralarında Cüneyt Çakır, Fırat Aydınus gibi isimlerin de yer aldığı 13 hakemin bir gecede görevlerine son vermesi kararını kimi kulüpler desteklerken, Başakşehir, Fenerbahçe ve Galatasaray gibi takımlar bu durumu sert bir dille eleştirdi.

MHK Başkanı Ferhat Gündoğdu'nun yayıncı kuruluşta yaptığı açıklamalar ile TFF'nin duyurularının konuyu destekler nitelikte olması ise dikkat çeken diğer nokta oldu.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Gündoğdu'nun görevden alınan hakemlerle ilgili yayıncı kuruluşta yaptığı açıklamaları referans göstererek, küme düşen veya şampiyonluğu kaybeden takımların "şaibe" gerekçesiyle konuyu yargıya taşıyabileceğinden ve yeni tartışmaların önünün açılabileceğinden bahsetmişti.

Rıdvan Dilmen / Fotoğraf: AA

Rıdvan Dilmen: Yerel ve uluslararası adli kaosa hazır olun

Futbol yorumcusu ve eski milli futbolcu Rıdvan Dilmen de konuyla ilgili bir paylaşım da bulundu.

TFF'nin Haziran 2021'de yayınladığı Merkez Hakem Kurulu Talimatı'nın  "B. Hakemler" başlığında "Madde 41- Hakem Klasman Kadrolarının Oluşturulması" bölümünü paylaşan Dilmen, sezon sonunda adli kaos çıkacağını öne sürdü.

28 kişilik hakem klasmanından 13 hakemin görevine son verilmesini "Aslında 13 hakemi yollamak TFF tüzüğüne aykırı" olarak yorumlayan Dilmen, şu ifadeleri kullandı:

Çünkü 28 hakemin en fazla yüzde 20'sini klasman düşürebiliyor veya gözlemci yapabiliyorlar. TFF ve MHK, aldıkları bu kararın (benim bildiğimi MHK'nin içindekiler bilmiyor mu!) tüzüğe aykırı olduğunu bildikleri ve sayıyı tutturmak (!) için önümüzdeki hafta Riva'ya bazı hakemleri görüşmeye çağırdılar; çok sevdikleri için değil! Yerel ve uluslararası adli kaosa hazır olun! İnsanlarda Allah korkusu olmayıp, bir de kanun korkusu yoksa korkun! Yüzde 20 kuralı gözlemciler için de geçerli! Talimatı aşmamak için 'Gelin sizi mentor yapalım' diyecekler mecburen! Güler misin? Ağlar mısın?

Kıran: Ligin tesciline bakacağız, şaibenin olduğu bir sezonda gündeme gelecektir

Dilmen'in paylaşımı kamuoyunda tartışılırken, Rizespor Başkanı Kıran, TV100'de katıldığı canlı yayında Süper Lig'in sezon sonunda tescil edilip edilmeyeceğiyle ilgili sözleri dikkatlerden kaçmadı.

Kıran, "Bu kadar hakemin görevden alınmasından sonra küme düşme kaldırılmalı mı" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Sezon sonu ligin tescil edilip edilmemesine bakacağız. Şaibenin olduğu bir sezonda gündeme gelecektir. Talimat verdim, bütün maçlarımıza çalınana puanları tek tek çıkartacağım. Küme düşmenin kaldırılması için her türlü şartı zorlayacağım! Biz atmacayız! Atmacanın eti yenmez!" 

Aysu Melis Bağlan / Fotoğraf: Independent Türkçe

"Her şeyden önce burada hukuki bir gerekçeyle karşılaşmamız gerekiyor"

Türkiye gündeminde son bir haftanın en çok tartışmalı konusu olan hakemlerin görevlerine son verilmesiyle ligin tescil edilip edilmeyeceği tartışmalarını, spor hukukçusu Aysu Melis Bağlan, Independent Türkçe'ye değerlendirdi.

TFF talimatlarının sağlanması halinde dahi öncelikle bu kararın bir gerekçesinin olması gerektiğini dile getiren Bağlan, "Bu prosedürün dışında her şeyden önce bu şartlar sağlanmış olsa bile şu an bir sebebi bir gerekçe yok. Hakemler ve kamuoyu şu an biliyor mu neden bu hakemlerin klasmanları düşürüldü? Her şeyden önce burada hukuki bir gerekçeyle karşılaşmamız gerekiyor" dedi. 

Serkan Akal / Fotoğraf: Twitter

"2020'de AİHM, yardımcı hakem Serkan Akal'ın klasmanını düşürmesiyle ilgili bir karar vermişti"

TFF'nin benzer bir konuyla daha önce de karşılaştığını ancak hiç kimsenin bu konuyu dile getirmemesini eleştiren Bağlan, şu örneği verdi:

Hiç kimse konuşmasa da 2020 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), TFF ile ilgili bir karar verdi. Bu 5 başvurudan oluşan bir karardı ve bir tanesi yardımcı hakem Serkan Akal'ın klasmanını düşürmesiyle ilgiliydi. Bu konularda biraz konuşmuş olsaydık, tüm kamuoyu olarak fikrimiz olacaktı. Ben hatırlatayım. Bu konuda yeni değiliz. TFF de bu konuda yeni değil. Şu an ilk kez isimler sansasyonel diye çok büyük bir şey oluyormuş gibi görünüyor ama ben bütün basın ve kamuoyuna soruyorum: 2 yıldır neredeydiniz, şimdi mi ilginizi çekti? 2 senedir böyle bir konu var ve burada tatmin edici bir açıklama beklenmez. Hukuk, kamu vicdanının rahatlatılmasını önemser fakat yasal dayanağa bakar. Dolayısıyla hakemler de yapacakları başvurularda 'Ben savunma hakkımı kullanmak istiyorum. Hangi rapor doğrultusunda? Hangi eksiklikten dolayı? Hangi görevimi yerine getirmediğim için, hangi puan düşüklüğünden dolayı buna karar verdiniz' diye hepsi umarım tek tek soracaklar. Sertan Akal böyle yapmıştı. Ve kendisine asıl evrak ve fotokopi bile verilmediği için etkin savunma hakkını kullanamamıştı. Akabinde kendisine hiçbir gerekçenin açıklanmadığı Tahkim Kurulu kararından sonra, AİHM'e başvurmuştu. Bu hakemler arasında, böyle bir yasal başvuruda bulunabilecek olan var mı bilmiyorum. Çünkü Tahkim Kurulu'nun verdiği karar, Anayasanın 59. maddesiyle de bu ülkede verilecek son karar. Ve üstüne başka bir mahkemeye başvuramıyoruz. Yani çare AİHM başvurusu. Durum bu aslında. Bunun gibi bir süreç onları bekleyebilir. 

Talimatlarda belirtilen konuların veya başka usulsüzlüklerin de varsa açıklanması gerektiğini aktaran Bağlan, "Mesela 'yüzde şu kadarı yapılacak' veya böyle olacak gibi ama şu an çok daha başka bir yerdeyiz ve bu konuda da ülke olarak tecrübeliyiz. TFF de bu konunun tecrübelisi. Çünkü AİHM kararı onlara tebliğ edildi, bize edilmedi" ifadelerini kullandı. 

"Bu konuda yargıya başvurulabileceğini zannetmiyorum"

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un gündeme taşıdığı "şaibe" iddiasıyla kulüplerin yargıya başvurabileceği, Rizespor Başkanı Kıran'ın ise ligin tescil edilip edilmemesine bakacaklarını ve bu konunun mutlaka gündemlerinde olacağını ifade etmesi kafaları karıştırmıştı.

Bağlan, "Bu konu yargıya taşınabilir mi, nasıl bir hukuki süreçle karşılaşabilir" sorusunu şöyle yanıtladı:

Bu olayın yargıya taşınabileceğini zannetmiyorum. UEFA'ya falan başvurmak gibi şeyler olsa da bunlar UEFA'nın FIFA'nın ne yazık ki alay ederek karşıladığı mektuplar şeklinde oluyor. Fakat ben yurt dışını çok takip eden ve her uluslararası futbol hukuku konferansına katılan biri olarak şu söyleyebilirim: Ne yazık ki bizim ülkemizden örnekler, orada her sunumda anlatıldığı için insanlar gülüyorlar... Çünkü yerel işlerde UEFA'ya gitmiyoruz, konuyu burada hallediyoruz. Ne zaman ki yabancı futbolcu varsa o bizi FIFA'ya şikayet ediyor. Dolayısıyla bu konuda bir yargıya başvurulabileceğini hiç zannetmiyorum. Aynı yayın ihale süreci gibi. Herkesin şikayet edip sonunda yine beIN Sports'la anlaşılan bir süreç gibi. Bu tarz açıklamalar da öyle. Herkesin sert açıklamalar yapıp bir de üstüne Futbol Disiplin Talimatı'ndan 'sportmenliğe aykırı açıklamalar'dan ceza alacak bu yöneticiler. Çünkü TFF'nin saygınlığının zedelenmesi, TFF için dünyanın en önemli şeyi oluyor. O yüzden şimdi TFF Yönetim Kurulu ne kadar üzgün ben onu merak ediyorum. 

"Evin 'haylaz çocuğu' olarak kalmaya devam ettiğimiz için, umarım uluslararası yansıması olur"

Mevcut tablonun Türk futboluna uluslararası yansımalarının olması gerektiğini dile getiren Bağlan, "Ne yazık ki biz evin haylaz ve yaramaz çocuğu olarak kalmaya devam ettiğimiz için UEFA abimiz kulağımızı çekmeden bir şey yapamıyoruz. Dolayısıyla umarım uluslararası yansıması olur. Bu konuda da şu 'büyük kulüpler' denen kulüplerin birbirleriyle derbi atışması yapacağına, biraz TFF'ye de yön verecek ve kamuoyunu arkalarına alabilecek, gerçek bir sistem yaratacak bir iletişim dili benimsemeleri gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.