Liz Truss haklı: Ukrayna'yla savaşın en büyük kaybedeni Putin olacak

Rusya'nın Ukrayna'yı tam anlamıyla, geleneksel, eski usul tanklı işgali kanlı ve maliyetli bir iş olacak

(AP)

Liz Truss'u övmek hiç de rağbet gören bir şey değil. Yakın zamanda Rusya'ya yaptığı ziyareti Instagram'da reklam olarak kullandı. Sahte kürk yakalı Moskova ziyareti öncesinde konuya dair yeterince bilgilendirilmemişti ve Ruslar onu ritüel olarak küçük düşürdü.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Görünüşe göre Truss, kriz için herhangi bir diplomatik çözüm veya Rusları hazırlıksız yakalayacak herhangi yaratıcı bir hamle önerecek özgüvenden, otoriteden ve nüanstan yoksun. Göreve yeni geldiği göz önünde bulundurulursa, belki de kariyerini mahvedecek bir hata yapmamak için fazlasıyla temkinli ve endişeliydi, bu yüzden basit mesajlar vererek riske girmemeyi tercih etti. Belki de her halükarda her şeyin Joe Biden'a bağlı olduğunu biliyordu. Brexit yüzünden ya da değil: Avrupa fark yaratamayacak kadar bölünmüş durumda.

Truss yine de haklıydı. Savaş Rusya için kötü olur. Ekonomik yaptırımların etkisi bir yana (ki bu, şimdiye dek Rus dış politikasında pek etki yaratmadı ve tarihsel olarak da nadiren işe yaradı) Rusya'nın Ukrayna'yı tam anlamıyla, geleneksel, eski usul tanklı işgali kanlı ve maliyetli bir iş olacak.

Truss, Vladimir Putin'in "tarihten ders almadığını" ilan etti. Sözüm ona budala ve dilsiz bu kadın, Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un muhtemelen küstahlık olarak algıladığı sözleriyle ona hükümetinin "devasa bir stratejik hata" yapmak üzere olduğunu belirtti.

Truss, "Sovyet-Afgan Savaşı'ndan ve Çeçenya'daki çatışmadan bildiğimiz üzere işgal korkunç bir çıkmazdan ve can kayıplarından başka bir şey getirmeyecek" dedi. Rus mevkidaşının sessiz kalarak buna verdiği yanıtsa, "Evet, bunun için teşekkürler ama tarihimizi, halkımızı ve ordumuzu sizden daha iyi tanıyoruz" oldu.

Oysa Truss'ın tek hatası yeterince açık sözlü olmamasıydı. Bunun Rusya'nın büyük ihtimalle kazanamayacağı bir savaş olduğunu da söylemesi gerekirdi. Putin'in oyun sonu hamleleri ne? Gelecek neye benzeyecek? Kremlin'in binlerce Ukraynalı asker ve sivili öldürecek ani bir yıldırım harekatından sonra Kiev'deki gözü yaşlı, minnettar ve neşeli Ukraynalıların Rus askerlerine çiçekler fırlatıp "özgürlüğün" verdiği neşeyle onların boyunlarına sarılacağına dair bir inancı mı var? Rus Hava Kuvvetleri okulları ve hastaneleri de bombalayacak mı? Rus Donanması, Ukrayna gemilerini batıracak mı? Ülkenin dijital altyapısı felç edilecek mi? Sonrasında da her şey en baştan mı inşa edilecek?

Putin gerçekten de mevcut Ukrayna hükümetinin aşağılayıcı bir "dostluk anlaşmasına" imza atacağına inanıyor mu? Peki ya neyi kabul etmiş olacaklar? Tıpkı eski Doğu Almanya veya Doğu Bloku'nun diğer uydu devletleri gibi kukla statüsünü ve Rus birliklerinin Ukrayna'da daimi olarak konuşlanmasını mı?

Belki de Doğu Bloku'nun eski "halk cumhuriyetlerinde" olduğu gibi Putin yeni ve ironik bir isme sahip Ukrayna Halk Cumhuriyeti'nin başkanı olması için yoldan sapmış bir siyasetçi bulacaktır. Balkanlaşmış veya düzmece bir referandum sonucu doğu bölgelerinin Rusya Federasyonu'na katılmasıyla parçalanmış yeni bir devlet olabilir bu.

Geriye kalan Ukrayna'daki sözde yöneticiler de sürekli Polonya'yla sorun çıkararak Batı karşıtı, AB karşıtı ve bilfiil Ukraynalıların çıkarlarıyla çatışan politikalar izlemeye çalışır. Ruslar batıya kaçacak Ukraynalı mültecileri nasıl durduracak? Dev bir duvar mı inşa edecekler? Sınırda köpekli kontrol noktaları ve makineli tüfekli karakollar mı kuracaklar? Ya dikenli teller?

Hiçbiri işe yaramaz. Devasa bir ülke olan Ukrayna'da Batı'nın mali ve askeri yardımıyla belki gizlice belki de açıktan açığa desteklenen uzun vadeli bir direniş olacak. Soğuk Savaş dönemindeki eski Doğu Bloku gibi Rusya, emperyalist bir güç olarak hareket ettiği sürece Batı ile Rusya arasında kalıcı bir barış sağlanamaz. Yumuşamalar da her zaman geçici olacaktır.
 


Rus yönetimine direniş öyle bir hal alacak ve işgal sonrasında öyle bir kaos çıkacak ki yeni Ukrayna, Doğu Avrupa'nın eski uysal devletlerine, hatta Çeçenya ya da Afganistan'daki Rus destekli yönetimlere değil, Vietnam'a ya da 2003 sonrasının Irak'ına benzeyecek. Amerikalıların ve müttefiklerinin Saddam Hüseyin'i (Ukrayna'nın demokratik hükümetinin aksine aslında pek sevilen bir lider değildi) devirirken, daha sonra ülkeyle ne yapacaklarına dair hiçbir planları olmadığı artık açık. Rusya'nın da Ukrayna'yla ne yapacağını bildiği şüpheli.

Putin geçmişin Çarist/Stalinist sömürgeci taktiklerini yeniden kullanabileceğini düşünüyorsa yanılıyor. Modern dünyada Ukrayna boyutlarındaki nispeten büyük ve gelişmiş bir devlette bu işe yaramaz. Rusların kaynaklarının da insan gücünün de moralinin de suyu çekilecek.

Doğu Almanya, Polonya, Macaristan ve Çekoslovakya gibi ülkelerde ara sıra ortaya çıkan ayaklanmalar veya liberalleşme girişimleri genelde Kızıl Ordu'nun güç gösterisiyle ve muhalif, karşı-devrimci unsurların ortadan kaldırılmasıyla karşı karşıya kalmıştı. Ancak Polonya'daki Dayanışma Hareketi'nin nispeten de olsa başarıya ulaşması, bir ülke yeterince büyükse, hareket de yeterince güçlü ve uzlaşmaya hazırsa direnişin süper güçler üzerinde bile etkisi olabileceğini göstermişti.

Çoğu durumda Rusya kaba kuvvet, katliamlar ve hapis cezalarıyla muhalefeti kontrol altında tutmuş olsa da işgal edilen ülkelerin halkları, özellikle de özgürlüğün ve buna ek olarak demokrasi ve artan refahın olasılıklar dahilinde olduğunu fark edince tahakkümü hiçbir zaman kabullenmedi. Eski komünist Sovyet ya da Rus yanlısı partiler yeni dünyada zar zor ayakta kalabildi. Bir zamanlar Varşova Paktı'nda yer alan bütün Doğu Avrupa devletleri kısmi bir istisna olan Arnavutluk dışında hem NATO hem de AB'ye üye oldu.

Ukrayna bağımsızlığı tattı ve bu hoşuna gidiyor. Savaşmaya, direnmeye ve elindekileri korumaya kararlı. 1945'ten sonra parçalanan devletlerin aksine Ukrayna işler durumda modern bir demokratik devlet ve kaybedecek çok daha fazla şeyi var. II. Dünya Savaşı'nın sonundan bu yana Rusların karşısına çıkanlardan daha büyük bir ülke, silahlı kuvvetleri de daha etkili ve daha donanımlı. Putin'e kök söktürecek.

Konvansiyonel savaşı kazansa bile müteakiben başlayacak konvansiyonel olmayan savaşı kaybedecek. Batı'yla uzun süreli bir ekonomik savaştan ancak Çin'e bel bağlayarak kurtulabilir ki bu da Putin'i cezbetmiyor. Ekonomik yaptırımlar onu saldırgan davranmaktan alıkoymayacak olsa bile ortalama bir Rus'u yoksullaştırabilir ve bu da Putin için pek de iyi olmaz. Nihayetinde Rus halkının rızasını alarak hükmetmek zorunda: Çar II. Nikolay'ın ve Sovyetler Birliği'ni yöneten eski Komünistlerin farkına vardığı üzere bunu cepte görmemek gerekiyor.

Putin'in Batı'yla kültürel, sportif ve diplomatik tecridi içerecek Soğuk Savaş da gelecekte onlarca yıl devam edecek. Nihayetinde barış ve Batılı yaşam standardı talep eden yoksul bir halkla karşı karşıya kalan Putin'in bizatihi kendisi bu savaşın en büyük kaybedeni olabilir.

İşin komik yanı, Rusya özgür halklara zorla boyun eğdirmeyi son kez deneyip başarısızlığa uğradığında da Putin yine orada, Doğu Berlin'deydi. KGB dosyalarını kurtarıp çok geç olmadan Moskova'ya geri göndermeyi başarmıştı. KGB'deki haleflerinin Kiev'e açılmasını ve Ukrayna'da işbirlikçileriyle beraber Stasi tarzı bir polis devleti kurmasını gerçekten istiyor olabilir mi? Ukrayna'yı zor ve korkuyla yönetmekten başka bir alternatifi olduğunu mu sanıyor acaba?

Truss tarihten alınacak derslerin ve tarihin akışının bu olası işgale karşı olduğu konusunda haklıydı. Putin'in ya Mihail Gorbaçov'la ya da tercihen kendisiyle iki çift laf etmesi gerekiyor.



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU