Haber tartışmaya neden oldu, KAFFED açıklama yaptı: Çerkeslerin bir asimilasyon olgusunu yaşadıkları doğrudur

"Tehlike altındaki diller” kategorisinde olması sebep her ne olursa olsun asimilasyonun doğal sonucudur"

Kolaj: Independent Türkçe

DW Türkçe'nin "Kafkasya'dan Türkiye'ye Çerkeslerin hikayesi" başlıklı haberinde Çerkes araştırmacı yazar Fahri Huvaj'ın dile getirdiği "Dünyada en fazla Çerkes nüfusu Türkiye'dedir ve maalesef en büyük asimilasyon da" şeklindeki ifadesi tartışmalara neden oldu. Tartışmalar üzerine Türkiye'de yaşayan Çerkeslerin en büyük çatı örgütü olan Kafkas Dernekleri Federsyonu (KAFFED) bir açıklama yaparak, "Bu kadar nüfusa karşın Çerkesçe dilinin  "Tehlike altındaki diller" kategorisinde olması sebep her ne olursa olsun  asimilasyonun doğal sonucudur" dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Çerkes Forumu" adlı bir sosyal medya hesabından DW Türkçe'nin haberi üzerine yapılan "Çerkes Forumu ve Türkiye'deki Çerkesler olarak Alman DW kanalının Türkiye aleyhine iddialarını asla kabul etmiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devletinin milli birlik ve beraberliği aleyhine tüm oluşumların karşısındayız. Biz Çerkesiz Bizden Hain Çıkmaz" paylaşımı tartışmanın fitilini daha da ateşledi.

Bazı haber siteleri, DW Türkçe'nin haberini ve Çerkes Forumu'ndan yapılan paylaşımı haberleştirerek DW Türkçe'yi bölücülük yapmakla suçladı.

Cumhurbaşkanlığı ve AK Parti sözcülerinden tepki

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de sosyal medya hesaplarından "Çerkes Forumu" hesabının paylaşımını ‘RT' yaparak DW Türkçe'ye tepki gösterdiler.

Kalın, "Çerkes kardeşlerimiz bu hain ve manipülatif habere en güzel cevabı verdiler. DW Türkçe ve şürekası dahil herkes bilsin ki Türkiye'de kardeş kavgası ve çatışma çıkartmak isteyenlere asla geçit vermeyeceğiz. Birlik ve beraberliğimiz onların en büyük korkusu olsun" dedi.

Çelik ise, "Çerkes kardeşlerimiz Alman DW kanalının mesnetsiz iddialarını reddettiler. Sözde haber adı altında ifade edilen provokatif iddiaları "Türkiye aleyhine iddialar" olarak nitelendirerek gereken cevabı verdiler" ifadelerini kullandı.

Bazı haber siteleri de yaptıkları haberlerde DW Türkçe'nin haberine tepki gösterirken, Türkiye'de yayın yapan yurt dışı merkezli yayın kuruluşlarının kapatılması yönünde çağrılar da yapıldı.

esh.jpg
Ensonhaber sitesinin DW Türkçe'nin haberiyle ilgili yaptığı manşet / Ekran Görüntüsü: Ensonhaber

 

KAFFED: Türkiye'de Çerkeslerin bir asimilasyon olgusunu yaşadıkları doğrudur

Yaşanan tartışmalar üzerine Türkiye'deki Çerkes diasporasının en büyük çatı kuruluşu olan Kafkas Dernekleri Federasyonu'ndan (KAFFED) yazılı bir açıklama yapıldı.

Dün yapılan genel kurulda KAFFED Genel Başkanı seçilen Ümit Dinçer imzasıyla yapılan açıklamada, "Ayrı bir halk olarak anadillerini, kültürel kimliklerini korumak, geliştirmek için gereken şartların sağlanmaması ve bazı engellemeler sebebiyle bugün 4-7 milyon arasında Çerkesin yaşadığı Türkiye'de Çerkeslerin bir asimilasyon olgusunu yaşadıkları doğrudur" ifadelerine yer verildi.

Kafkasya'dan Osmanlı topraklarına yaşanan sürgünün tarihi arka planı hakkında da bilgi verilen açıklamada, Türkiye'de yaşayan Çerkesler arasında asimilasyonun yaygın olduğu ve bunun nedenlerinden birinin de geçmişte uygulanan kimi politikalar olduğu vurgulandı.

KAFFED'den "28.11.2021 tarihinde DW tarafından yayınlanan haberde konu edilen Çerkesler ve Asimilasyon konusundaki görüşümüz şöyledir" başlığı ile yapılan açıklama şöyle:

Çerkesler, Rus Çarlığının anavatanımızı işgaliyle başlayarak 100 yılı aşkın bir süre devam eden ve 1864 yılında bittiği kabul edilen Kafkas – Rus savaşları neticesinde uğradıkları soykırım sonucunda, tarihi kayıtlara göre yaklaşık 1,5 milyon insan vatanlarından sürgün edilmişlerdir. Halkın kahir ekseriyeti o dönem Osmanlı İmparatorluğu toprakları olan Balkanlar, Anadolu ve Ortadoğu gibi çok geniş bir coğrafyaya Osmanlı İmparatorluğunun iç güvenlik kaygıları doğrultusunda devletin etnik, dini ve mezhepsel kriterlerle belirlediği ihtiyaçlara göre belirlenen yerleşim yerlerinde dağınık ve birbirinden kopuk olarak iskân edilmişlerdir. Savrulan halk, özellikle Balkanlara yerleştirilenler başta olmak üzere, buralarda zaman zaman ikinci kez yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalmıştır.

Osmanlı imparatorluğunun yıkılışı ve kurtuluş savaşının ardından Çerkeslerin çok büyük kısmı Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında kaldılar ve burayı yurt bellediler, her türlü yurttaşlık ödevlerini yerine getirdiler.

Ancak bu süreçte ayrı bir halk olarak anadillerini, kültürel kimliklerini korumak, geliştirmek için gereken şartların sağlanmaması ve bazı engellemeler sebebiyle bugün 4-7 milyon arasında Çerkesin yaşadığı Türkiye'de Çerkeslerin bir asimilasyon olgusunu yaşadıkları doğrudur. Anavatanlarındaki nüfus ile Türkiye'de yaşayan nüfus karşılaştırıldığında en fazla asimilasyon Türkiye Çerkeslerini etkilemiştir.  Kuşkusuz bu süreç tek faktörlü değildir. Dağınık yerleşimlerden kaynaklı dezavantajlar ve  yaşadıkları bölgelerde hakim kültürün etkisi ile dillerini, kültürlerini kaybettiler. Bugün de globalleşme ve modernite kaynaklı bir asimilasyon süreci halen devam ediyor.

Öte yandan ulus devletin inşasında tekçi anlayışın da etkisiyle yer yer özellikle anadilinin kullanımı konusunda "Vatandaş Türkçe konuş" kampanyası gibi kimi uygulamalar, dil ve kültürel unsurların kamusal alana girememesi gibi güçlükler, Çerkes Ethem üzerinden Çerkes kimliği üzerine yüklenen ihanet kavramının olumsuz ve zorlayıcı etkileri, 1923 Güney Marmara köylerinin tehcir edilmesi gibi unsurlar asimilasyonu kolaylaştırmıştır. Bir halkın, dili, kültürü ve kimliğinin doğal asimilasyon sürecini engellemek noktasında önlem almayarak, alan açmayarak süreci izlemek de oluşan sonuca katkıda bulunmaktır. Bu kadar nüfusa karşın Çerkesçe dilinin  "Tehlike altındaki diller" kategorisinde olması sebep her ne olursa olsun  asimilasyonun doğal sonucudur

AK Parti'li Baybatur: Hiçbir şekilde asimilasyona uğramış değiliz

AK Parti MKYK Üyesi ve Manisa Milletvekili Murat Baybatur, Alman DW kanalının "Çerkeslerin Türkiye'de asimile edildikleri" yönünde iddiaları içeren yayın yapmasına tepki göstererek, "Bu beşinci kol faaliyetleri bizim bildiğimiz, alışık olduğumuz, ülkemize yönelik her zaman yapılan faaliyetlerdir. Ama biz Çerkezler buna prim vermeyiz, pabuç da bırakmayız. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin şemsiyesi ve ay yıldızlı bayrağın altında yaşamaktan dolayı son derece mesut ve bahtiyarız" dedi.

baybatur.jpg
AK Parti MKYK Üyesi ve Manisa Milletvekili Murat Baybatur, Çerkeslerin hiçbir şekilde asimilasyona uğramadıklarını söyledi / Fotoğraf: AA​​​​​​​

 

AA'ya konuşan Baybatur, Alman kanalı DW'de yer alan bir yayında Türkiye'deki Çerkeslerin asilime edildiklerinin iddia edildiğini, bunu Türkiye'ye yönelik bir operasyonun parçası olarak gördüklerini, Çerkez toplumu olarak bunun farkında olduklarını söyledi.

Türkiye'de Çerkezlerin hiçbir zaman ikinci sınıf vatandaş olarak görülmediğine savunan Baybatur, kendisinin de Çerkez olduğunu belirterek şunları kaydetti:

Çerkezler bu devletin kurucu unsurlarındandır. Bunda endişe ve tereddüdümüz yoktur. Bugün Kayseri'de ve Düzce'deki üniversitelerde Çerkezce dil eğitimi verilmektedir. İlkokullarda seçmeli ders olarak vardır. Bu hangi asimilasyondur. Buradaki hedef farklıdır. Bugün Türkiye'de 5 milyona yakın Kafkas kökenli Çerkez yaşamaktadır. Hiçbir şekilde biz asimilasyona uğramış değiliz. Bu beşinci kol faaliyetleri bizim bildiğimiz, alışık olduğumuz, ülkemize yönelik her zaman yapılan faaliyetlerdir. Ama biz Çerkezler buna prim vermeyiz pabuç da bırakmayız. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin şemsiyesi ve ay yıldızlı Türk bayrağının altında yaşamaktan dolayı son derece mesut ve bahtiyarız. İnşallah ülkemizi büyüterek ekonomisinden tüm alanlara kadar bu ülkede müreffeh bir şekilde yaşamaya devam edeceğiz

"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne sahip çıkmak bizim için iman meselesidir"

Baybatur, babasından ve dedesinden sürgün hikayelerini dinleyerek büyüdüğünü, vatansızlığın ve devletsizliğin ne demek olduğunu gayet iyi bildiklerini, atalarının bu devlete, vatana, millete ve bayrağa sahip çıkılması öğüdünü unutmadıklarını ifade ederek, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ve bu topraklara sahip çıkmak tabiri caizse bizim için iman meselesidir" ifadelerini kullandı.

 

Independent Türkçe, AA

 

                             

DAHA FAZLA HABER OKU