Çorlu tren kazasında yakınlarını kaybeden ailelerin dün Anayasa Mahkemesi (AYM) önünde yapmak istedikleri basın açıklamasına polis müdahalesine ve müdahale şekline tepkiler sürüyor.

Faciayla ilgili sadece 4 TCDD personeli hakkında dava açılmasına tepki gösteren aileler, kazada idari görevlilerin de yargılamaya dahil edilmesi talebiyle AYM'ye bireysel başvuruda bulundular.

"Milletvekillerini ayırın, diğerlerini süpürün!"

Faciada hayatını kaybeden 25 kişi arasında bulunan ve facianın meydana geldiği trene binerken çektirdiği fotoğrafla simgeleşen 9 yaşındaki Oğuz Arda Sel’in annesi Mısra Öz Sel, polislere müdahale emrini veren polis şefinin "Milletvekillerini ayırın, diğerlerini süpürün" dediğini öne sürdü, sosyal medyadan etiketlediği İçişleri Bakanı’na şikayette bulundu.

Ailelerin, bazı milletvekilleriyle beraber yapmak istediği basın açıklamasına, üzerinde oğlu Oğuz Arda’nın resminin bulunduğu tişörtle katılan anne Mısra Öz Sel Twitter hesabından yaptığı paylaşımda polis şefinin “şov yapıyorsunuz” dediğini, eyleme müdahale eden polis tarafından kolundan tutulup kaldırıma fırlatıldığını öne sürdü.

Anne Sel polis şefinin fotoğrafını da kullandığı paylaşımında “Beni istediğin kadar tutup fırlat! İstersen bu hayattan kopart! Ölümden mi korkacağım? Son nefesime kadar haykıracağım Oğuz Arda diye! Hak, hukuk, adalet diye! Bu yapılanlar utancıdır Türkiye’nin” dedi. Anne Sel’in şikayet niteliğindeki paylaşımlarına Rabia Naz’ın babası Şaban Vatan ve yüzlerce isim yorumlarıyla destek oldu, polisin müdahale şekline tepki gösterdi.

AYM'ye bireysel başvuruda bulundular

Polisin dünkü müdahalesi sırasında, faciada hayatını kaybeden 9 yaşındaki Oğuz Arda Sel'in dedesi baygınlık geçirmiş, hastaneye kaldırılmıştı. Oğuz Arda'nın amcası Fatih Sel de dünkü müdahaleye “Korkuyorsunuz! Benim 68 yaşındaki babamdan da korkuyorsunuz, 10 yaşındaki Efrin'den de. Çünkü suçlusunuz, çünkü haksızsınız ama biz kazanacağız. Sizden de, sahip olduğunuz güçten de korkmuyoruz. Başka çocuklar ölmesin diye sizinle kavga etmeye devam edeceğiz” paylaşımıyla tepki gösterdi.

Oğuz Arda Sel'in dedesi dünkü polis müdahalesi sırasında baygınlık geçirmişti / Fotoğraf: Twitter

Mahkemenin karşı kaldırımında basın açıklaması yapan aileler daha sonra bireysel başvuru dilekçelerini iletmek üzere Anayasa Mahkemesi'ne geçtiler. Aileler başvurularında "yaşam hakkı ve etkili soruşturma yükümlülüğünün ihlal edildiğini" öne sürdüler, yeniden yargılama yapılarak, soruşturmanın üst düzey sorumluları da kapsayacak şekilde  yürütülmesi talebinde bulundular.

"Torunumu aldınız, oğluma dokunmayın"

Dünkü eylemde ailelerin yanında yer alan Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekili Barış Atay, polisin müdahalesini TBMM’ye taşıdı. Atay Mecliste yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Çorlu katliamında yakınlarını kaybeden ailelerin AYM önünde saldırıya uğraması konusunda Genel Kurulu bilgilendirmek istiyorum çünkü oradaki vekillerden biri de bendim. Aslında çok basit bir talep vardı, Anayasa Mahkemesi’nde yargı yolunun açılması için bir basın açıklaması. Aileler hep birlikte oraya geldiler. Oradaki kolluk kuvvetlerinin amirleri, karşı kaldırımda yapmamak üzere direnç gösterdi, aileler de doğal olarak bu ülkenin yurttaşları olarak istediği kaldırımda basın açıklaması yapabileceklerinden, mahkeme binasının kapısı önünde yapmak istediler. Daha sonra güvenlik şube amiri olduğunu öğrendiğimiz şahsın gelmesiyle olaylar tırmandı, bayağı bir sert müdahaleye girişildi. Bu sırada Oğuz Arda Sel’in dedesi baygınlık geçirdi. Sadece şunu düşünün, torunumu aldınız, oğluma dokunmayın diye araya girmeye çalışan yaşlı bir insanın çabasını düşünün ve baygınlık geçirdiğini düşünün.

Oğuz Arda Sel hayatını kaybettiği trene binmeden önce ailesine bu pozu vermişti / Fotoğraf: Twitter

"Elim kaza dediler, bize yalan söylediler"

Dün polisin müdahale ettiği aileler adına yapılan "Adalet Arıyoruz" başlıklı basın açıklamasında şöyle denilmişti:

Elim kaza dediler: Bundan yaklaşık 10 ay önce anamız, babamız, eşimiz, çocuklarımız, kardeşlerimiz devletin demiryollarında devletin trenin altında kalarak can verdi, yüzlercemiz yaralandı. Elim kaza dediler… 10 ay boyunca sesimizi çıkarmadan adliyelerde hakimlerden, savcılarından, bilirkişilerden medet umduk acımızı bir az olsun hafifletsinler diye, bir daha böyle katliamlar olmasın diye, suçlular açığa çıkarılsın diye. Bize yalan söylediler: 10 ay sonunda savcı bula bula bu katliamda sorumluluğu bulunan şirketlerden birinin yönetim kurulu üyesini ve soruşturmanın yürütüldüğü şirketlerden birinin danışmanını bilirkişi diye karşımıza çıkardı. Bu bilirkişiler de 25 canın sorumlusu diye küçücük görevleri olan dört kişiyi gösterdiler ve bunu kabul etmemizi istediler, istiyorlar… Yetkilileri de ayrı soruşturuyoruz dediler. 10 ayın sonunda gözümüzün içine baka baka bize yalan söylediler, sürekli bizi oyaladılar… Kandırmalara karnımız tok: Ne soruşturdukları bir yetkili var, ne de gerçek suçluları ortaya çıkarma dertleri var. Bu olayda canlarını yitirmiş aileler olarak artık yeter diyoruz. Oyalamalara, kandırmalara karnımız tok. Başta Ulaştırma Bakanı, TCDD Genel Müdürü, bürokratlar ve üst yöneticiler olmak üzere bir çok kişinin sorumluluğu vardır. Gerçek sorumlular bulunana kadar, suçlulara hak ettikleri cezalar verilene kadar adliyede, sokakta, meydanlarda, sesimizi duyurabildiğimiz her yerde bu adaletsizliği teşhir edeceğiz. Bu hukuksuzluğa izin vermeyeceğiz: Bu hukuksuzluğa izin vermeyeceğiz. Bu adaletsizliği kabul etmeyen milyonlarca insanın yanımızda bizimle birlikte olduğunu biliyoruz. Bu adaletsizliğin ve kayırmacılığın sizleri de en az bizim kadar öfkelendirdiğini biliyoruz. Bizleri acılarımız bir araya getirdi. Sizlerle acılarımızla değil dayanışma için, güvenli demiryolları için, adaletli bir ülke için, daha güzel bir Türkiye için bir hepinizin sesimize ses katmaya, bulunduğunuz her yerde ve her şekilde destek olmanızı ses vermenizi istiyoruz. Gerçek suçluların ancak bu şekilde açığa çıkarılacağını biliyoruz.

Independent Türkçe