CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Meclis'te basın toplantısı düzenledi.

Açıklamalarında eğitim-öğretimin devlet eliyle ücretsiz verilmesi gerekirken velilerden IBAN numaralarıyla para toplandığının altını çizen Altay, Türkiye'de 107 bin öğretmen, en az 43 bin derslik, 101 bin temizlik görevlisinin eksik olduğunu ayrıca 55 bin devlet okulundan 53 bininin hijyen açısından salgın koşullarına uygun eğitim-öğretime başlayamadığını kaydetti.

Erdoğan'a: Gel Meclise bir günde sana kadroyu çıkaralım

Altay, "Hijyen, temizlik, maske ve benzeri malzemelerin neredeyse yok denilecek düzeyde olduğu, okulları temizleyecek kadroların olmadığı şartlarda pandemi döneminde çocukları apar topar şekilde okullara doldurmanın, umarım sağlık bakımından çok olumsuz sonuçlarıyla karşı karşıya gelmeyiz. Erdoğan'a çağrıda bulunuyorum, caka satmayı biliyorsun, 55 bin okulun bütün hijyen malzemelerini yolla, gel Meclise bir günde sana kadroyu çıkaralım, 101 bin temizlik görevlisini okullara gönder" diye konuştu.

Velilerin, aile birlikleri ve toplam 40 ayrı kalemde kırtasiye ve giyim için para ödediğini anlatan Altay, okula başlama maliyetlerinin anaokulunda 1675 lira, ilkokulda 2 bin 736 lira, ortaokulda 2 bin 916 lira, lisede 3 bin 8 lira olduğunu kaydetti. Altay, "Asgari ücretle geçinen ailenin iki çocuğu varsa adamın maaşı başlangıç maliyetlerine yetmeyecek." dedi.

5 milyon üniversite öğrencisinin Kredi ve Yurtlar Kurumuna borcu olduğunu ve bunların 350 bini hakkında yasal takip başlatıldığını ifade eden Altay, üniversite mezunu ve işsiz gençlerin bu duruma düşürülmesini kabul edemeyeceklerini belirtti.

"Göçmen konusunda Türkiye'nin yapması gereken uluslararası toplumla birlikte hareket etmektir"

CHP Grup Başkanvekili Altay, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı'nın Afganistan'dan gelen düzensiz göçmenlere ilişkin verileri açıkladığını anımsatarak, şunları söyledi:

Bu yakaladıkların. Yakalayamadığın kaç kişi var Sayın Çataklı? Bilmiyorsun. Böyle bir kepazelik olabilir mi? Sadece siyaset değil, toplum ve millet de feryat ediyor. Afganistan'dan gelen kadınların ve çocukların çığlığını duymayan insan değildir. O konuda Türkiye'nin yapması gereken uluslararası toplumla birlikte hareket etmektir, Cenevre Sözleşmesi'ne uygun şekilde mülteci, göçmen taleplerini çözebilmektir. Ama isteyenin elini kolunu sallayarak Türkiye'ye gelmesini, mahallelerimizin, sokaklarımızın, kentlerimizin huzurunu bozmasını gerektirmez Erdoğan. Bu konuda ne yapacağını, çık topluma açıkla.

"Yeni sığınmacı getirecek hiçbir anlaşmaya imza atılmasına müsaade etmeyiz"

Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ortaya attığı Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı'nı oluşturmasını talep ederek, "Vatandaşımızdan esirgeneni sığınmacıya, mülteciye vermeyeceğiz. Afganistan'a kişisel ve ideolojik gözlükle bakmayacağız. 'Taliban inancıyla ters yanımız yok.' demeyeceğiz. Senin olmayabilir. Bizim Taliban inancıyla da ters yanımız var. Afganistan'a ideolojik değil, cumhuriyetin kuruluş felsefesiyle bakacağız. Sen de öyle bak." ifadelerini kullandı.

CHP Grup Başkanvekili Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ile gizli anlaşma yaparak ülkenin sınırını düzensiz göçmenlere açtığını öne sürerek, "Afganlarla ilgili görüşeceksen önce İran, AB ülkeleriyle görüş. 'Biden ile görüşeceğim. ABD'nin oradaki döküntülerini 3-5 dolara Türkiye'ye toplayacağım.' Yazıklar olsun. Hakikaten kabul edilemez. Yeni sığınmacı getirecek hiçbir anlaşmaya imza atılmasına müsaade etmeyiz. Kamuoyu da etmez." diye konuştu.

"Gel şu diktatör heveslerinden, davranış özelliklerinden vazgeç"

Engin Altay, iktidarın sosyal medya düzenlemesi hazırlıkları konusunda kendilerine herhangi bir bilgi verilmediğini dile getirerek, şöyle devam etti:

Bu kurul kimlerden oluşacak, RTÜK gibi mi olacak? Sosyal medyada Erdoğan'ı, hükümeti eleştiren hesaplara ulaşıp onlara hapis cezası vermek hangi mantık? Bunu diktatörler yapar Erdoğan. Gel şu diktatör heveslerinden, davranış özelliklerinden vazgeç. Milleti rahat bırak, seni eleştirsin. Özgür basın da olacak, Türkiye de konuşacak, gençler de itiraz edecek. Elinden geleni ardına koyma. Sosyal medya yasasını ekimde özgürlük kısıtlayıcı anlayış ve yaklaşımla getirirsen bu Meclis'ten o yasayı geçirmen epey zor olacak. Bunu şimdiden bil. Bu tür yasalar, ihtiyaç varsa, bir siyasi partinin mutfağında hazırlanmaz. Muhalefetle oturulup konuşulur, özgürlükleri kısıtlamadan bunlar yapılabilir.

AA, Independent Türkçe