Şanlıurfa Barosu'nun “Halfeti’de işkence” raporu: Cinsel işkenceye maruz bırakıldılar

Şanlıurfa Barosu Halfeti ve Bozova'da işkence iddialarıyla ilgili hazırladığı raporu açıkladı, suç duyurusunda bulundu

Şanlıurfa Barosu Başkanı Abdullah Öncel 34 sayfalık işkence raporunu kamuoyuna açıkladı / Fotoğraf: Independent Türkçe

Şanlıurfa Barosu, Halfeti ve Bozova ilçelerinde güvenlik güçlerinin gerçekleştirdiği öne sürülen işkence iddialarıyla ilgili hazırladığı raporu açıkladı.

Baronun hazırladığı 34 sayfalık rapor, 18 Mayıs 2019 tarihinde, Halfeti’nin Dergili mahallesinde bir eve güvenlik güçlerince bir düzenlenen operasyona ilişkin bilgilerle başlıyor.

Evde çıkan çatışma sonrası Halfeti ve Bozova ilçeleriyle çevre köylerde 51 kişinin gözaltına alındığı belirtilen raporda, 24 saatlik gözaltı süresinin ardından, baroya bağlı avukatların görüştüğü şüphelilerin işkence iddiasında bulunduğu, bunun üzerine baronun bir komisyon oluşturduğu belirtiliyor. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"İç çamaşırımı ağzıma sokup..."

Şanlıurfa ve ilçelerinde baroya, İHD Şanlıurfa Şubesine, insan hakları örgütlerine yapılan başvurular, basına yansıyan haberler, olayla ilgili açılan soruşturmalar ve TBMM gündemine taşınan araştırma-soru önergeleri taranarak hazırlanan raporda, baro üyesi avukatların vekaletini üstlendiği, çoğu tutuklanan şüphelilerin işkence iddiaları kendi ağızlarından anlatıldı. Tutuklu sanık Z.A. cezaevinde görüştüğü avukatına şunları anlattı:

"18.05.2019 tarihinde gözaltına alındım, ağzımı ve gözlerimi bağladılar. Beni arabaya koyup dövmeye ve tekmelemeye başladılar. Bu sırada ellerim arkadan bağlıydı. Beni daha sonra Yaylak Karakolu’na getirdiler. Hepimizi karakolun bahçesinde yüzüstü yatırdılar. Tekmeleyip yüzümü yere vurdular. Şanlıurfa TEM Şube’de beni soyup iç çamaşırımı ağzıma koydular. Ellerim ve ayaklarımı bağlayıp karnıma ve göğsüme bastılar. Cinsel organlarıma vurup ve yine cinsel organlarıma elektrik verdiler. Sürekli sinkaflı küfürler ettiler. Bu işkence işlemi dört gece üst üste gerçekleşti. Daha sonra önüme hazır bir ifade verdiler. Bunu imzala dediler. Avukatımı istiyorum dediğimde senin avukatını da falakaya yatıracağız dediler. İfadeyi bana zorla imzalattılar. Ben ifadeyi imzaladıktan sonra beşinci sefer beni yine yukarı çıkardılar. Gömleğimi tuzlu suya koyup bana giydirdiler.”

"Dövüldüğümü, başımın kanadığını gören karım bayıldı"

Tutuklu C.Y. gözaltına alındığı gün sahur yaptıklarını, uykuya dalmak üzere evlerinin basıldığını belirterek şunları anlattı:

"Evin etrafını sarmışlardı. Kapıyı kırarak içeri girdiler. Beni sırtüstü yere yatırdılar. Çocuklar da vardı. Bana kafa attıktan sonra duvara çarptım. Kafamın her iki yanı kanamaya başladı. Sonra beni ters kelepçe yapıp arabaya bindirdiler. Evden sadece beni aldılar. Onların bu tavrından dolayı hasta olan karım bayıldı. Gün ağarmak üzereyken beni Yaylak Karakolu’na götürdüler. Orda çok kişi vardı. Yaklaşık 16 kişi vardı. Hepimizi ters kelepçe ile yüzükoyun yatırıp dipçik ile vurmaya başladılar. Her yerimize ve herkese vurdular. Tekme ile bazen de üstümüze basıp yürüyorlardı. Balıklıgöl Devlet Hastanesi’ne götürdüler. Oradaki doktorlar ilgilenmedi. Sonra bizi polis harekatçılar arabaya bindirdi. Bizi orda da dövdüler. Benim sırtımda platinler var dipçikle vurdular. Sonra bizi Tem Şube’ye götürdüler. Beni oraya götürür götürmez bana işkence yaptılar. Beni götürdükleri günün akşamı kafama siyah bir poşet geçirerek götürdükleri için kimseyi göremedim. Beni götürdüklerinde ellerimi ve ayaklarımı bağlayarak sırt üstü yatırdılar. Biri göğsümün üstüne oturuyordu. Hayalarıma ve dizlerime elektrik verdiler. Halen izleri duruyor. Her götürdüklerinde vücuduma elektrik veriyorlardı. Boynuma ayakları ile basıyorlardı."

“Doktor uzaktan bir şeyin var mı diye bakıp gidiyordu”

Z.A. misafirken gözaltına alındığını, polislere hiçbir karşılık vermemesine rağmen çocuklarının ve akrabalarının yanında yere yatırılıp dövüldüğünü öne sürdü, şöyle konuştu:

"Yere yatırdıktan sonra baş bölgeme ve omuzlarıma silahın dipçiği ve tekmelerle vurdular. Tem şubedeyken aynı gün beni üst kata çıkardılar ve gözlerimi bağladılar. Beni soyup iç çamaşırlarımı ağzıma koydular. Bunu yaptıkları sırada ellerim ters kelepçeliydi. Daha sonra beni askıya alıp dövmeye başladılar. Aynı gece beni tekrar alıp aynı muameleye tabi tuttular. Dövmeye başladılar daha sonra bana elektrik verdiler, elektrik verdikten sonra bu defa testislerimi sıkıp çektiler. Gözaltı sırasında doktor nezarethaneye geliyor, muayene etmeden, uzaktan bir şeyin var mı diye demekle yetiniyordu."

“Kocamın kafasını duvara vurdular, kızımın kafasına silah dayadılar, oğlumu dövdüler”

Evlerine sabah polis baskını yapıldığını söyleyen G.A. yaşadıklarını avukata şöyle anlattı:

"İlk olarak kocamı tutup kafasını duvara vurmaya başladılar. Eşimin başı kanamaya başladı. Bunun üzerine yere yatırıp kafasına basıp ezmeye çalıştılar. Sonra kızımın başına silah dayayıp babanı vururuz dediler. Sonra oğlumu (S. A.) dövmeye başladılar. Küçük oğlum M. A.’ ya da kelepçe taktılar. Oturan erkek polis bana orospu, kahpe, seni …im, benden hamile kalırsın dedi. Daha sonra silahını çıkarıp bana doğruyu söyle dedi. Ben de bir şey bilmediğimi söyledim. Arkadan saçlarımı tutup odanın bir ucundan diğer ucuna getirip götürdü. Suratını duvara vurup paramparça ederim dedi. Yasalara dua et yoksa seni bu arada bıçakla paramparça ederim dedi."

“Cinsel organıma elektrik verdiler, hayalarımı sıktılar”

B.A: “Gözlerimi ve ellerimi bağlayıp, beni soydular ve iç çamaşırımı ağzıma tıktılar. Üzerime su döküp dövmeye başladılar. Cinsel organımı sıktılar, elektrik verdiler. Kaç kişi olduklarını anlamadım. Doktor muayenesi yapılmadı. Onun dışında doktor nezarete geliyordu yanında polis vardı uzaktan bize bakıyordu" dedi. E.Y. ise “Bizi yüzümüz yere gelecek şekilde yere yatırdılar" diyerek şu iddialarda bulundu:

"Botlarla bizi ezercesine vurmaya başladılar. Onlarca kişi üzerimize botlarla yürüdüler. Biri botuyla kaburgama tekme attı, ayağıma botuyla bastı. Yanımdaki arkadaş kalp rahatsızlığını söyledi. Orda biri ‘..im kalbini’’  deyip onu tekrardan vurdu. Bize karşı siz vatan hainisiniz, …ım’ şeklinde küfür ederek dövdüler. TEM nezarette sıraya dizip yüzümüzü duvara çevirdiler. Beni belden aşağı soyarak yere yatırdılar. Alt iç çamaşırımı çıkarıp ağzıma koydular, sonra benim testislerime bir şey değdirip elektrik verdiler.”

M.K, “Gözaltına alınırken yüzüme tokat attılar, yere ittiler. Gözlerimi bağladılar. Beni soydular ve iç çamaşırımı ağzıma koydular. Cinsel organımı sıktılar, cinsel organımdan elektrik verdiler. Göğüs kafesime oturdular, her iki seferde de sinkaflı küfürler ettiler" iddiasında bulundu.

Rapor sonucu: Cinsel işkenceye maruz bırakıldılar

Baro raporunun “sonuç ve tespitler” başlıklı bölümünde özetle şöyle denildi:

“Şanlıurfa Barosu İnsan Hakları Merkezimize yapılan toplam 51 mağdur/mağdur yakını başvurusu üzerine heyetimizin yaptığı birebir görüşme, adli raporlar, ayrıntılı anlatımlar, gözlem ve incelemeler; gözaltına alınan şahısların işkence ve kötü muameleye maruz kaldıklarını doğrulamaktadır. Mağdurların gözaltına alınış esnasında mukavemet göstermemiş olmalarına rağmen gerek kendi ikametlerinde gerekse de Halfeti ve Bozova Jandarma Karakollarında elleri arkadan bağlanarak yüzüstü yatırılıp görevli emniyet personelleri tarafından toplu şekilde kötü muameleye maruz bırakılmıştır. Bu muamele saatlerce sürmüştür. Mağdurların bazılarının gözaltında bulundukları süre boyunca sistematik işkenceye maruz kaldıkları tespit edilmiştir. Birçok mağdurun cinsel işkenceye maruz kaldığı anlaşılmıştır. Tüm mağdurların gözaltında kaldıkları süre boyunca hakarete uğradıkları ve ağır bir psikolojik baskı altında oldukları kanaatine ulaşılmıştır. Gözaltına alınan çocuklara Yüksek Yarar İlkesi çerçevesinde yaklaşılması gerekirken soruşturma savcısının tavrı, kolluk personelinin tutumu ve çocukların ailelerinin içinde bulunduğu durumlara şahit olmaları sebebiyle adeta istenerek çocuklar üzerinde travma yaratıldığı tespit edilmiştir.”


Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı da sosyal medyaya yansıyan fotoğrafın ardından açıklama yapmıştı. İddiaların titizlikle takip edildiği ve incelendiği belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verilmişti: 

"Şüphelilerin yakalanması ve gözaltına alınmaları ile birlikte yürütülen adli süreç usul ve yasalara uygun şekilde yürütülmektedir. ​Bazı internet haber sitelerinde ve sosyal medya hesaplarında şüphelilerin işkence gördüklerine ilişkin iddiaların yer aldığı haber ve paylaşımlar Cumhuriyet Başsavcılığımızca usulü dairesinde titizlikle takip edilmekte ve incelenmektedir. ​İhtiyaç duyulması halinde inceleme ve soruşturma süreçlerinden ayrıca bilgilendirme yapılacaktır."


Independent Türkçe 

DAHA FAZLA HABER OKU