3 uluslararası STK'dan Avrupa Konseyi'ne "Osman Kavala için harekete geçme" çağrısı

Başvuruda, "Türkiye'nin AİHM'in Kavala'nın serbest bırakılması kararına bariz bir şekilde kayıtsız kalması, Bakanlar Komitesinin Türkiye'ye karşı ihlal süreci başlatmasını tetiklemelidir" denildi

Fotoğraf: AA

Uluslararası faaliyet gösteren üç insan hakları örgütü, cezaevinde tutuklu bulunan Osman Kavala'nın serbest bırakılması için Avrupa Konseyi'ne "harekete geçme" çağrısında bulundu.

DW Türkçe'nin haberine göre; İnsan Hakları İzleme Örgütü, Uluslararası Hukukçular Komisyonu ve Türkiye İnsan Hakları Davalarına Destek Projesinin (TLSP) Avrupa Konseyi'nin siyasi karar alma organı olan ve AİHM kararlarının uygulanmasını denetleyen Bakanlar Komitesine yaptığı başvuruda, "Türkiye'nin AİHM'in Kavala'nın serbest bırakılması kararına bariz bir şekilde kayıtsız kalması, Bakanlar Komitesinin Türkiye'ye karşı ihlal süreci başlatmasını tetiklemelidir" ifadesine yer verildi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü kıdemli hukuk danışmanlarından Aisling Reidy, Bakanlar Komitesi'nin mart ayında bir toplantı gerçekleştireceği anımsatarak, "Komitenin, AİHM kararlarının bağlayıcı olduğunu ve uygulanmamasının  ek önlemler gerektirecek ciddi bir ihlal anlamına geldiğiniTürkiye'ye karşı hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde netleştirmesi büyük önem taşıyor" dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Türkiye'nin üyeliği askıya alınabilir

Bakanlar Komitesi, AİHM kararlarına uymayan Avrupa Konseyi üyesi ülkelere karşı ihlal süreci başlatma yetkisine sahip. 

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 46'ncı maddesinin 4'üncü fıkrasına dayanan ihlal sürecinin başlatılabilmesi için Bakanlar Komitesi'nde üçte ikilik oy çoğunluğu gerekiyor. 

Süreç başlatıldığında karara uyumsuzluğun tespiti için dosya yeniden AİHM'e gönderiliyor. 

AİHM'in bağlayıcı karara uyulmadığını teyit etmesi durumunda Bakanlar Komitesi söz konusu ülkenin Avrupa Konseyindeki üyeliği ya da oy hakkının askıya alınması gibi ek önlemlere karar verebiliyor.

Yargılama süreci

2017 tarihinden beri cezaevinde tutuklu olan Kavala, “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “devletin gizli kalması gereken bilgilerini casusluk amacıyla temin etme” suçlamalarıyla yargılanıyor.

AİHM, Aralık 2019 tarihinde, Osman Kavala’nın tutukluluğunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5.1, 5.4 ve 18. maddelerine aykırı olduğunu belirterek, tutukluluğun bir hak ihlali olduğuna ve Kavala’nın derhal serbest bırakılmasına karar vermişti.

Kavala,  tutukluğu sürecinde Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvuru yapmış, üst mahkeme ise 29 Aralık'ta açıkladığı "kişi hak ve özgürlüğü ile güvenliğinin ihlal edilmediğine hükmedilmiştir" diyerek başvuruyu reddetmişti.

5 Şubat'ta gerçekleşen duruşmada tutukluluğunun devamına karar verildi ve davası Gezi Parkı davası ile birleştirildi. 

ABD ve AB'den de Kavala'nın derhal serbest bırakılması yönünde çağrılar yapılmış, Türk hükümeti ise "Kavala'nın mahkeme sürecinin devam ettiğine" vurgu yaparak söz konusu açıklamalara tepki göstermişti.
 

Independent Türkçe, DW Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU