Irak'ta Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr, tüm Şii siyasi grupların tersine dikkat çekici bir pozisyon alarak, Birleşmiş Milletlerin (BM) Ekim'de yapılması kararlaştırılan parlamento seçimlerini denetlemesini desteklediğini açıkladı. Sadr, Irak'ın başkenti Bağdat'ın güneyindeki Necef kentinde yer alan El-Hennane bölgesinde basın toplantısı düzenledi. Sadr, burada yaptığı konuşmada, BM'nin erken seçimleri denetlemesini desteklediğini dile getirerek, seçimlerin bir kez daha ertelenmesine karşı uyararak, bunun "Irak için felaket olacağını" belirtti. Rekabet halindeki partilerin seçimlere hile karıştırma girişimlerinin seçim sonuçlarına etki edeceği uyarısında bulunan Sadr, "İhtiyal (hile) istemiyorum. Bu sebeple Birleşmiş Milletlerin (seçimleri) denetlemesi için müdahil olmasını talep ediyorum" ifadesini kullandı.
"BM'nin erken seçimleri denetlemesi istenen bir şey" diyen Sadr, aynı zamanda "bölgede ve dünyadaki diğer ülkelerin (Irak'ın) içişlerine karışmaması" şartını ileri sürdü. BM'ye, Irak'ta çeşitli taraflar ve kesimler arasında diyalog yönetimi noktasında aktif bir rol oynama çağrısı yapan Sadr, Başbakan Mustafa el-Kazimi'nin ‘devlete saygınlığını yeniden kazandırma' sözünü hatırlatarak, Kazimi'nin bunu yerine getirmesi gerektiğini ve onu desteklediğini kaydetti. Sadr, konuşmasının devamında kendisine bağlı Seraya es-Selam isimli silahlı grubun önceki gün Bağdat'ta yaptığı gövde gösterisinin amacının "devlete saygınlığını yeniden kazandırmak" olduğunu belirtti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Sadr Hareketi destekçileri ile gösterici gruplar arasında son bir haftadır devam eden gerginliğe de değinen Sadr, "Devletin saygınlığını korumak için barışçıl göstericilerin ölümüyle ilgili soruşturmaya son verilmesini ve aynı şekilde güvenlik güçlerinin ölümlerinin soruşturulmasını, faillerin bir an önce cezalandırılmasını talep ediyoruz. Biz, yolsuzluğa karşı reformist gösterilerin yanındayız, o da bir şartla; yakma, yol kesme ve devlet kurumlarına zarar verme olmayacak" diye konuştu. Gösterici gruplar, Sadr ve destekçilerini, göstericilere yönelik öldürme ve alıkoyma olaylarında parmağı olmakla suçlarken, Sadr ise gösterici grupları devlet kurumlarına zarar vermek, güvenlik güçlerine saldırmak ve yol kesmekle suçluyor.
Sadr'ın, BM'nin Irak seçimlerini denetlemesine ilişkin tavrı, Hadi el-Amiri liderliğindeki Fetih Koalisyonu ve Kanun Devleti Koalisyonu gibi Şii gruplar başta olmak üzere siyasi taraflar arasında ihtilafları derinleştirecek önemli bir gelişme olarak kabul ediliyor. Sadr Hareketi önümüzdeki seçimlerde Meclis'te 100 sandalye alarak başbakanlık makamını kazanmak isterken, Fetih Koalisyonu seçimde 60 sandalye alma hedefi olduğunu açıkladı. Fetih Koalisyonu ayrıca Hadi el-Amiri'yi başbakanlığa aday göstereceğini ilan etti.
Irak'ın eski Başbakanı Nuri el-Maliki, katıldığı son televizyon programında, başbakanlık makamına dönmesinin talep edilmesi halinde buna itiraz etmeyeceğini söyledi. Maliki, Kazimi'nin bir dönem daha başbakan olmasını uzak bir ihtimal olarak görürken, başkent Bağdat'taki siyasi gözlemciler ise seçimlerin yapılmasına daha 9 ay olmasına rağmen Şii siyasi gruplar arasında başbakanlık makamı hususunda yaşanan çekişmelere işaret ederek, Kazimi'nin böyle bir ortamda başbakanlığı kazanma fırsatının halen güçlü olduğunu belirtiyorlar.
Irak'ta daha şimdiden başbakanlık makamını ‘rezerve etmeye' varan erken seçim tartışmaları bir kenara bırakılırsa, seçimlerin yapılmasının önünde engel oluşturan Federal Mahkeme sorunu devam ediyor. Nitekim şu ana kadar Federal Mahkeme Yasası'nın nasıl çözüme kavuşacağı veya mahkemenin üye yeter sayısının nasıl tamamlanacağına dair ufukta henüz bir çözüm işareti görünmüyor.
Hukuk uzmanı Ahmed el-İbadi, söz konusu sorunla ilgili Şarku'l Avsat'a yaptığı değerlendirmede, "Federal Mahkeme Yasası veya mahkemenin üye yeter sayısı çözüme kavuşmadan seçimlerin yapılmasının hiçbir şekilde imkânı olmadığını" söyledi.
İbadi, bu sorunun çözümü için nasıl bir yol izlenmesi gerektiği sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Yeter sayısının tamamlanması için Yüksek Yargı Konseyi'nin Meclis'e yeterli sayıda hâkim sunacak ve Meclis 3 hakim seçecek. Sorun, siyasi grupların ilgili hukuki metinde değişiklik yapmak da dahil, Federal Mahkeme meselesini çözme noktasında siyasi irade göstermemesidir. Bilindiği gibi Meclis tatile girmek üzere. Bu da siyasi grupların erken seçimleri düzenleme niyetlerinin olmadığını gösteriyor. Bu yasa (Federal Mahkeme Yasası) henüz Anayasa yürürlüğe girmezken 2005'in sonunda yürürlüğe girdi. Dolayısıyla yeni yasanın kabulü için milletvekillerinin üçte ikisinin onayı gerekiyor."
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Şarku'l Avsat
© The Independentturkish